Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Şathiye

Şathiye


Şathiye:




Şath: Üzerinde bönlük, saçmalama
ve dâvâ kokusu olan sözdür. Böyle bir şeye kalkışmak, gerçeklere göre
sürçmektir, suçtur (Seyyid Şerif Cürcânî, et-Ta'rîfât, s. 76). Kelimenin kök
anlamında sözde ölçüyü kaçırmak anlamı vardır. Şatah da; çelişkili ifâde,
latiîfe, mizah demektir; çoğulu şatâhat'tır. Şatah, çürük sözler olarak da
tanımlanır. Şatha âit sözlere şathiye denir. Türk tasavvuf edebiyatında ciddi
bir düşünce veya duyguyu, çoğunlukla da İslâm inançlarını ve şeriatin
hükümlerini iğneleyici ve alaylı bir şekilde anlatan şiirlere şathiye denir. Bu
tür şiirlere daha çok tekke şâirleri rağbet göstermişlerdir. Hatta bu nedenle
şathiye yerine; şathiye-i sûfiyâne terimi kullanılır. Allah ile senli-benli,
şakalı bir edâ ile konuşur gibi yazılan şathiyelerde daha çok inançlar,
sözkonusu edilir ve alaylı bir dil kullanılır. Bazıları saçma sanılan bu
sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği görülür.
Şeriate aykırı veya mânâsız gibi söylenen düşüncelerin, aslında vahdet-i vücut
felsefesindeki görüşleri bildirdiği kesindir. Tasavvuf ıstılahları arasında
şathiyenin önemli bir yer tutmaya başlaması, vahdet-i vücut ekolünün yaygınlık
kazanmasıyla paralellik gösterir.

Tasavvufla ilgili eserlerde
şathiyelerle ilgili çok bol malzemeler görülür. Hallâc-ı Mansur'un "Ene'l-Hakk"
(Ben Hakk'ım/Allah'ım) sözü ile; Bayezid Bestâmî'nin "Sübhânî mâ a'zame şânî"
(Kendimi tesbih ederim, noksan sıfatlardan tenzih ederim, şânım ne yüce oldu)
sözü yaygın olarak bilinen ve tüm tasavvufçularca tevil edilerek de olsa kabul
edilen iki şathiye örneği olarak verilebilir. Yine, Bâyezid Bistâmî'ye âit: "Bir
denize daldım ki, peygamberler o denizin sâhilinde durdu" sözü de böyledir.


Tasavvufçulara göre şathiyye,
"dıştan (zâhiren) ve ortalama (şeriatla ilgili) bilgilerle bakıldığı zaman
şeriate aykırı imiş gibi gözüken, fakat tasavvufî/bâtınî anlamda bir hakikati
ifâde eden söz ve deyişlerdir." (Türk Dili ve Edebiyatı Ans. Dergâh Y. c. 8, s.
108).

Şathiye adı verilen bütün bu elfâz-ı
küfrü tasavvufçular hiç eleştirmez, savunur ve sahip çıkarlar. Te'vil etmeye
çalışırlar: Bunlar vecd halinde, bir nevi sarhoşluk ânında söylenen sözlerdir.
Bu sözleri söyleyenler Allah'a o kadar yakın olmuşlar ki, bu samimiyetle
senli-benli konuşmaya başlamışlar. Bunlarınki naz makamıdır, onlar için bu
sözler câizdir; ama o makamlara erişmeyenlerin bu tür sözleri câiz olmaz... "Ben
Hakk'ım, -hâşâ- Allah'ım" diyenleri savunan ve bu sözlere teville karışık sahip
çıkan zihniyetten beklenen tavır farklı olamazdı, denilebilir. Bunlar, iddiâ
edildiği gibi, cezbe ve sarhoşluk zamanında (İçki içmeden insan nasıl sarhoş
olur? Hz. Peygamberimiz veya ashâbdan böyle bir şey hiç nakledilmiş midir?)
söylenmiş sözler değildir. Kitaplara geçmiş, tekrarlanmış, tasavvufçular
tarafından dillendirilip kabul edilmiş, savunulmuş, hatta kutsal söz gibi kabul
edilmiştir. Meselâ nakşibendîlerde ve diğer çoğu tarikatlarda kelime-i tevhid
zikri olarak şeyhler tarafından müridlere vird olarak verilen ifadelerden biri:
"Lâ mevcûde illâllah" (Allah'tan başka mevcut -varlık- yoktur) sözüdür. Bunu,
kendilerine göre belirli aşamaya gelmiş her tasavvufçu günde bilmem kaç bin defa
söyler, tabii ki bunlar Allah'ın öğrettiği ve Rasûlü'nün uygulayıp tavsiye
ettiği zikir/ibâdet cinsinden değildir, büyük ve fecî bir bid'attir.

Saf zihinlerin olumsuz
etkilenmesi, şeytanın onlara bu sözlerle vesvese vermesi gibi riskler
içermesinden ötürü, Allah'tan af dileyerek, bunlardan bir kısmını konuya örnek
olması için iktibas etme zarûreti duyuyorum. Zâten araştıran insan, bunları bu
tasavvufçu şâirlerin eserlerinde ve onlardan alıntı yapan birçok tasavvuf
kitabında kolaylıkla bulabilir.

"Var kardaşın öldür, dahî avradın
boşa, / Anana kâbin kıydır, Hakk'ı ıyân göresin." Sadeleştirip bugünkü dille
söylersek: "Git, kardeşini öldür ve karını boşa, annenle nikâh kıydır, (Böylece)
Allah'ı açıkça görmüş olursun." (Yunus Emre)

"Sekiz cennet yaptın sen Âdem için
/ Adın büyük, bağışla onun suçun / Âdem'i cennetten çıkardın, niçin? / Buğday
nene lâzım, harmancı mısın?

Hafâya çekilip seyrâna durdun /
Aklı yetmezlerin aklını urdun / kıldan ince köprü yaptın da kurdun / Akar suyun
mu var, bostancı mısın?

Yüz bin cehennemin korkmam
birinden / Rahmân ismi nâzil değil mi senden? / Gaffâruzzüznûbum demedin mi sen?
/ Affet günahımı, yalancı mısın?

Şânına düşer mi noksan görürsün /
Her gönülde oturursun, yürürsün / Bunca canı alıp yine verirsin / Götürüp
getiren kervancı mısın?

Bilirsin ben kulum, sen
sultânımsın / Kalpde zikrim, dilde tercümânımsın / Sen benim canımda can
mihmânımsın / Gönlümün yârisin, yabancı mısın?" (Azmi Baba)

"Kıldan köprü yaratmışsın / Gelsin
kullar geçsin deyû / Hele biz şöyle duralım / Yiğit isen geç a Tanrı." (Kaygusuz
Abdal)

"Kıl gibi köpri gerersin geç deyû / Gel seni sen
tuzağından seç deyû / Ya düşer ya dayanur yahut uçar / Kıl gibi köpriden âdem mi
geçer? / Kulların köpri yaparlar hay içün / Hayrı budur kim geçerler seyr içün..."
(Yunus Emre)

"Hak Teâlâ Âdemoğlu özüdür / Otuz iki Hak kelâmı
sözüdür. / Cümle âlem bil ki Allah özüdür / Âdem ol candır ki güneş yüzüdür." (Seyyid
Nesîmî)

"Âdemi balçıktan yoğurdun yaptın / Yapıp da
neylersin, bundan sana ne? / Halk ettin insanı saldın cihana / Salıp da
neylersin bundan sana ne? / Bakkal mısın, teraziyi neylersin? / İşin gücün
yoktur gönül eylersin / Kulun günahını tartıp neylersin? / Geçiver suçundan
bundan sana ne? / Katran kazanını döküver gitsin / Mü'min olan kullar dîdâra
yetsin / Emreyle yılana tamûyu yutsun / Söndür şu ateşi bundan sana ne? / Sefil
düştüm bu âlemde nâçarım / Kıldan köprü yaratmışsın geçerim / Şol köprüden
geçemezsem uçarım / Geçir kullarını bundan sana ne? / Behlül Dânâ'm eder cennet
yarattın / Nice kulları cehenneme attın / Nicesin âteş-i aşk ile yaktın / Yakıp
da neylersin bundan sana ne?"

"Aşk katında küfr ile İslâm birdir / Her kanda
mesken eylese âşık emîrdir." (Seyyid Nesîmî)

"Benem Hakk'ın kudret eli / Benem belî aşk
bülbülü / Söyleyip her türlü dili / Halka haber veren benem." (Yunus Emre)

Söylediği şathiyeler/küfür lafızları devrinde
muvahhid müslümanları kızdırmış ve ona karşı tavır alınmasına sebep olmuş olacak
ki, Yunus Emre şöyle der: "Yûnus bu cezbe sözlerin / Câhillere söylemegil /
Bilmez misin câhillerin / Nice geçer zamânesi." Böyle dediği halde, duramaz,
nice şathiyeler döktürür. Bunlardan kimileri, sadece tasavvuf çevresinde değil;
müslüman halk arasında da şöhret bulmuştur. Şu dörtlük onlardan biridir: "Cennet
cennet dedikleri / Birkaç köşkle birkaç hûri / İsteyene ver anı / Bana seni
gerek seni."

PUT VE PUTA TAPMA..
Put; Anlam ve Mâhiyeti
Putlara Tapınmanın Sebepleri
Putperestlik
Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?.
İlâh'ın Kur'an'daki Iki Mânâsı
İlâh Düşüncesi
Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Ta ı Anlayışları
Kur'ân-ı Kerim'de Put Kavramı ve Puta Tapma.
Kur'ân-ı Kerim'de Her Çeşit Puta Tapma ve Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır
Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma.
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
Tevhidin ve Putçuluğun Amelle İlişkisi
Muvahhid; Tüm Putları Her Şekilde Reddeden Mü'min.
Endâd; Bir Şeyi Allah'a Denk Tutma ve Putlaştırılan Sevgi
Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
Şirk; Putlaştırmanın Genel Adı
Şirk ve Küfür İlişkisi
Şirk En Büyük Zulümdür
Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
Allah (c.c.) şirk günahını affetmez
Şirk koşmadan ölenlerin affedileceği umulur
Şirkin ve Putperestliğin Çağdaş Yansımaları
Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
Şirkin Sebepleri
1-) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması
2-) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık
3-) Aşırı Hürmet ve Saygı; Diğer Varlıkları Allah ve Rasûlünden Çok Sevmek
4- Kibir, Büyüklenme (İstikbar)
5- Haddi Aşmak (Taşkınlık)
6- Utuv ve Tuğyan (Çılgınlık, Azgınlık)
7- İstiğnâ (Kendisini Yeterli Görmek), Zenginlik ve Refahla Şımarma, Dünyevî Endişeler
8- Cebbarlık
9- Çoğunluğa, Sürüye Uymak; Zanna Tâbi Olmak
Şirkin Çeşitleri
1-) Şirk-i İstiklâl
2-) Şirk-i Teb'iz
3-) Şirk-i Takrib
4-) Şirk-i Taklid
5-) Şirk-i Esbâb
6) Şirk-i Ağrâz
Şirk ve Putlaştırma İçin Bazı Örnekler
Allah'ın Sıfatları Konusunda Şirke Düşmek.
Hâkimiyet Şirki;
Allah'tan Başka İlâh Kabul Etmek
Allah'tan Başka Rabler Edinmek
Yakınlaştırma ve Vâsıta Anlayışıyla; Şefaatçi Kabulü ile Düşülen Şirk
Allah ile insanlar arasında, İbâdetleri Allah'a çıkaran ve aracılık/arabuluculuk yapan varlıklar olduğuna inanmak
Velî/Dost Edinme Şekliyle Şirk; Mü'minleri Bırakıp Kâfir ve Münâfıkları Velî/Dost Edinmek
Herhangi Bir İbâdet Şekliyle, Özellikle Duâ Hususunda Şirke Girmek, İbâdeti Allah'tan başkasına yapmak.
Allah ve Rasûlü'nden Geldiği Kesinlikle Sâbit Olan Nasslara, Hükümlere Bir Bütün Olarak Tümüne İnanmamak
Kur'an'la, Sünnetle, Dinle, Peygamberle Alay Etmek, Onlara Hakaret Etmek
Allah'tan Başkasına Tevekkül Etmek, Mutlak İtimad ve Güven Duymak
Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak
Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak
Allah'ın Âyetlerinden Yüz Çevirmek
İtaat ve İttibâ Yoluyla Şirk. Tâğutların Hükmünü Allah'ın Hükmüne Tercih Etmek, İslâm'ın Yaşanıp Kur'an'ın Hâkim Olmasını İstememek, Rasûlullah'ın Örnek ve Önder Oldu
Kötülüğü Hoş Karşılayıp Yayılmasına Seyirci Kalmak, Kötülüğü Emretmek
Korku Yönüyle Şirk
Cibt ve Tâğuta da İnanmak
Tasarruf ve Hulûl Yoluyla Şirk.
İttibâ Şirki
Ef'âl-i Küfür; İnsanı Küfre Düşüren, Puta Tapma Sayılan Davranışlar a- Puta tapmak
b- Mushafı pisliğe atmak gibi saygısızca davranmak
c- Gayr-i müslimlerin tapınaklarına İbâdet kasdıyla gitmek
d- İbâdet kasdıyla herhangi bir şahsa secde etmek
e- Ölülerden duâ ederek bir şey istemek, kabirleri tapınak yapmak
f- Haç takınmak
g- Ğıyar ve zünnâr
h- Mecûsî ve yahûdi şapkası
i- Sihir
Her Çeşit Putperestliğin ve Şirkin Zararları
Şirk, Allah'ın asla affetmediği bir günahtır.
Tasvîr (Putlaştırılan Heykel ve Resim); Putçuluğun Genel Görüntüsü.
Haram Kılınışının Hikmetleri
Çocuk Oyuncakları
Boyutsuz resimleri mubah görenlerin dayandıkları deliller
Ulemânın Görüşleri
Resmin mekrûh olduğunu ileri sürenlerin delilleri
Haram olduğunu söyleyenlerin delilleri
Heykelcilik, Ressamlık, Fotoğrafçılık
Tasvirin Kazancı
Varlıklara 'Sûret' Veren Allah'tır
Heykel
Heykelin yasaklanma nedeni
Resim..
Tasvîrin (Resim ve Heykelin) İtikad, Fıkıh ve Sanat Açısından Hükmü.
Atalar Kültü; Sosyal Çevre ve Geleneğin Putlaştırılması Sosyal Çevre
Atalar Kültü
Taklit ve Taklitçilik.
Yozlaştırılan Din; Halkın Dini ve Hakkın Dini
Çağdaş Bir Putlaştırma Örneği; Atatürk'e Ta ı veya Peygamber Diyenler
Hevânın Putlaştırılması
Hevânın İlâh Haline Getirilmesi
Hevâsına Uyanların Özellikleri
Allah'tan Başkasına İbâdet
Allah'tan Başka Tapılan Varlıklar
Allah'tan Başkasına İbâdetin Anlamı