Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Tahrif

Tahrif


Tahrif:




Tahrif, aslında bir kelimedeki harflerin yerini
değiştirerek manayı bozma demektir. Terim olarak kullanılışı ise, bir
metni, ilâve ve çıkarmalarla farklı manaya gelecek şekle sokma demektir. Kutsal
kitabı olduğu gibi, dini bozmaya ve değiştirmeye de tahrif denilir.

Türkçe'de Allah anlamında kullanılan Tanrı
kelimesi, "gökyüzü" ve "şafak" mânâlarına gelen "tan"dan türemiştir. Orta asya
Türk boylarında daha çok "gökyüzü" anlamında kullanılmıştır. Çağatayca'da Tengri,
Yakutça'da Tangora, Tanara, Altaylar'da Teneri, Sümerce'de Tingir, Dingir
Akadca'da İlu, Oğuzca'da Çalap, Çelep, Kazanlar'da Tengri (Tanrı), Teri vb.
şekillerinde yazılmıştır. Kaşgarlı Mahmud, Tanrı kelimesini şöyle açıklamıştır:
"Tengri, yüce Tanrı mânâsına gelir. Kâfirler göğe Tengri derler. Yine bu adamlar
büyük bir dağ, ulu bir ağaç gibi gözlerine ulu görünen her şeye Tengri, hakîm
kişiye de Tengriken derler" (Divan-ı Lügâti't-Türk, çev. Besim Atalay, Ankara
1941, 111, 376).

Maniheizm'de Tengri veya Tengriken terimleri,
Tanrı mânâsına gelmekte, yine bu dinle günahların itirafı için Tengrim sözü
kullanılmaktadır. Bazı araştırmalara göre bu terim, özellikle Turfan
metinlerinde hükümdar kızları ve zevcelerini ifade ederken, aynı kelimeden
türediği kabul edilen Tengriçi terimi de râhip karşılığında kullanılmıştır.
Kumanca Tengrilik "İlâhî"; Uygurca Tengrilik, "dindar"; Moğolca Tengri ise
"Tanrı" anlamının karşılığıdır.

Günümüz Ortaasya'sında yaşayan Türk dillerinde
Tengri kelimesi "Tanrı" ve "gök" mânâlarını ifade etmektedir. Türkiye
Türkçesinde Tanrı kelimesi yalnız Allah karşılığında kullanılmıştır. Orhun
Âbideleri'nde Tengri kelimesi daima ilâhi bir kudreti ifade eder. O'nun
iradesiyle iktidara gelen hükümdar, Tengri gibi, Tengri doğumlu ve Tengri
tarafından yaratılmıştır. Türk halkını koruyan, düşmana galip gelmesini sağlayan
hep Tengri'dir. Bazı kaynaklarda O'nun Türk Tengrisi olarak zikredildiği
görülmektedir (Muharrem Ergin, Orhun Âbideleri, İstanbul 1970).

Şamanizm'e göre en kudretli Tanrı, Tengere Kayra
Kan'dır. Göğü, insanı, iyi-kötü ruhları ve yeri o yaratmıştır. Tengere Kayra
Kan'ın tam karşılığı "Gök Tanrı"dır. İslâmiyet'i kabul etmezden önceki Orta Asya
Türk boylarına göre gök 17 kattır. Gök-Tanrı'ların yardımını dilemek ancak
ecdadın ruhlarıyla mümkündür. Tengri inancı hem gök, hem de gökte hüküm süren
ruh mânâlarını içine almaktadır. Türklerin İslâmiyet'ten önce kabul ettikleri
dinlerdeki Tengri kelimesi, hemen daima bu dinlerin en yüksek varlıklarını ifade
için kullanılmış, "gök" mânâsı ikinci plânda kalmıştır.

Şark Türkçe'sinin hâkim olduğu İslâmî
metinlerde, Allah, Mevlâ, İlâh, Rab, Hüdâ, Yezdan gibi Arapça ve Farsça isimler
Türkçe Tengri (Tanrı) karşılığında kullanılmıştır. Kutadgu Bilig'de Allah
kelimesi geçmekle beraber, bazan Tengri kelimesi "Teâlâ" olarak geçer (V. F.
Büchner, İ.A XI, 707). Eski Türkçe'de Tengri, kâinatta bulunan her şeyi
yarattığına ve koruduğuna inanılan en yüce varlıktır. Oğuzlar Allah fikri ve
inancına sahip olmuşlar ve bunu Tanrı adıyla ifade etmişlerdir. Türklerin Tanrı
anlayışı İslâm'ın Allah anlayışıyla hemen hemen aynı olmuştur.

İnsanüstü bir kudret ve kuvvet olan Tanrı
mefhumunun umumi bir tarifini yapmak oldukça zordur. Bundan dolayı insanlar,
hatta hayvan ve bitkiler de tanrı sayılmıştır. Eski Yunan ve Roma'da ölümlü
kadınlarla birleşerek çocuk yapan tanrıların erkek veya dişi oluşu, o
toplumların pederşâhi veya mâderşâhi aile yapılarıyla ilgilidir (Bertholet,
Wörterbuch der Religionen, Stutgart 1963, s. 197). Eski dinlerde genellikle,
göklerin tanrısı, suların tanrısı ve karaların tanrısı olmak üzere üç büyük
tanrı tasavvuru daima mevcut olmuştur.

Tanrı kelimesinin etrafında bazı kavramlar
oluşmuştur. Tevrat'daki Evâmir-i Aşere (On Emir), Yahudilik ve Hıristiyanlık
için Tanrı buyrukları olarak kabul edilmiştir. Bilindiği kadarıyla Tevrat'ın
getirdiği Tanrı kavramı, bu mefhumun ilk evrensel nitelikte olanıdır. Halen elde
bulunan Yahudilik mukaddes kitaplarının Yahvist metinlerinde daha çok
millî-insanı tarzda Tanrı anlayışı hâkimdir.

Hz. Musa kanunları, Pagan sanatının tanrıları
insan şeklinde tasvir etmesini yasaklamış, Hristiyanlığın ilk yıllarında bu
yasağa titizlikle uyulmuştur. Teslis'in birinci unsuru Peder ile üçüncü unsuru
Ruhu'l-Kudüs'ün temsili şekilde tasvirleri, Hz. İsa'nın da insan şeklinde tasvir
edilmesine zemin hazırlamıştır. Zamanla daha da gelişen bu tasvir sanatı, başka
yüce varlıkların da simgelenmesine yol açmıştır. Nitekim bu simge hadisesi Hz.
İsa'nın Vaftizi ile Uruc (Göğe Yükseltilme)'unda da görülmektedir.

Geçen yüzyılın Batılı sanatçılarından çoğu
Tanrıyı yaşlı bir adam, Haç'ını taşıyan bir papa veya imparator, şimşek çaktıran
jüpiter şeklinde tasvir etmişlerdir.

Tek tanrılı dinlerde bir tek Tanrı (Allah)
olmasına rağmen çok tanrılı dinlerde, hemen her kudret ve kuvvet için bir tanrı
(İlâh) vardır. Müslümanlıktan önce Araplar putlara taparlarken, bunlardan en
yüce saydıklarına Allah adını vermişler, öteki tanrılara da "ilâh" (Aramca,
alaha) demişlerdir.

Tanrı kelimesi, Türk Atasözlerinde aynen Allah
karşılığında kullanılmıştır. "Büyüklük Tanrıya yakışır", "Tanrı rızkını kuluyla
birlikte yaratır" vb. atasözlerimizden sadece birkaç örnektir. Günümüz
Türkiye'sinde yaşayan Türklerle, bugün hudutlarımız dışında kalan ülkelerde
yaşayan Türkler de Allah ve Tanrı kelimelerini aynı kavramı ifade etmek için bir
arada kullanmaktadırlar.

Hal böyle olmakla beraber Tanrı kelimesinin
Allah karşılığında kullanılamayacağı, Allah mefhumunun tam karşılığının
bulunmadığı vb. öteden beri ileri sürülmektedir. Bu görüşte olanlara göre, Tanrı
Allah demek değildir. Tanrı eski putların adıdır. Allah kelimesi, İslâm'ın
tavsif ettiği özel bir isimdir ve hiç bir put için kullanılmamıştır. Bundan
dolayıdır ki, Tanrı, Allah mânâsını ifade edemez. Bunun aksini savunanlar da
olmuştur. Bu görüşte olanlar, Müslümanlığı kabulden itibaren Türklerin Tanrı
kelimesini Allah mânâsında kullandıklarını, yüzlerce yıldan beri yazılan tefsir,
hadis ve çeşitli dinî eserlerde hep Tanrı kelimesinin Allah karşılığında
kullanıldığını ileri sürmektedirler. Onlara göre Yunus Emre, Mevlit yazarı
Süleyman Çelebi vb. Türk şairleri eserlerinde hep Allah kelimesi karşılığında
Tanrı kelimesini kullanmışlardır.

Tanrı kelimesine karşı oluş, biraz da zorla
Türkçe okutulduğu dönemde Ezan'daki Allah kelimesinin Tanrı olarak
değiştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Türkiyeli Müslümanların hem Allah, hem de
Tanrı kelimelerini aynı mânâda ve bir arada kullandıkları bilinmektedir.
Cumhuriyet dönemi Kur'an mütercimlerinden merhum H. Basri Çantay, "Lâ ilâhe
illallah" cümlesini "Allah'dan başka Tanrı yoktur" şeklinde tercüme etmiştir.
Görüldüğü gibi merhum mütercim burada Allah karşılığında Tanrı kelimesini
kullanmıştır. Bu tür misalleri çoğaltmak mümkündür. İstiklâl Marşı şairi M. Ãkif
de "Demek almayacak Tanrı selâmını bile" mısraında Allah yerine Tanrı kelimesini
kullanmıştır. Allah karşılığında Tanrı kelimesi kullanılabilir, fakat her Tanrı,
Allah değildir (Hikmet Tanyu, İslâmlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı,
İstanbul 1986, s. 188).

Allah ismi ile Allah'dan başka hiçbir ma'bûd
anılmamıştır ve O'nun benzeri de yoktur. Tanrı ve Hüdâ isimleri Allah gibi özel
bir isim değil aksine ilâh, rab, ma'bûd gibi umumi bir isimdir. Arapça'da
"ilâh"ın çoğuluna "âlihe", "rab"ın çoğuluna "erbâb", Farsça "Hüda" çoğuluna da
"Hüdâyân" denilir. Ancak Allah'ın çoğuluna "Allahlar" denildiği ne işitilmiş, ne
görülmüştür (Elmalılı, Hak Dini, Kuran Dili, 1, 24.). Hiçbir dil başka dildeki
kelime ve terimleri tam olarak karşılayamadığı gibi, kendine has anlamları olan
Allah kavramının da tam karşılığını bir başka dilde bulmak mümkün değildir. Bu
bakımdan zaruret olmadıkça Allah mefhumu karşılığında yine ve yalnız Allah
kelimesini kullanmalıdır (Osman Cilacı, Şamil İslâm Ansiklopedisi: 6/110-111).

PUT VE PUTA TAPMA..
Put; Anlam ve Mâhiyeti
Putlara Tapınmanın Sebepleri
Putperestlik
Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?.
İlâh'ın Kur'an'daki Iki Mânâsı
İlâh Düşüncesi
Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Ta ı Anlayışları
Kur'ân-ı Kerim'de Put Kavramı ve Puta Tapma.
Kur'ân-ı Kerim'de Her Çeşit Puta Tapma ve Şirk, Şu Şekillerde Tanımlanır
Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma.
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
Tevhidin ve Putçuluğun Amelle İlişkisi
Muvahhid; Tüm Putları Her Şekilde Reddeden Mü'min.
Endâd; Bir Şeyi Allah'a Denk Tutma ve Putlaştırılan Sevgi
Endâd Edinmenin İki Yansıması a- Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
b- Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
Şirk; Putlaştırmanın Genel Adı
Şirk ve Küfür İlişkisi
Şirk En Büyük Zulümdür
Şirk İnancının Bir Temeli Yoktur
Allah (c.c.) şirk günahını affetmez
Şirk koşmadan ölenlerin affedileceği umulur
Şirkin ve Putperestliğin Çağdaş Yansımaları
Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
Şirkin Sebepleri
1-) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Ta ılaştırması
2-) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık
3-) Aşırı Hürmet ve Saygı; Diğer Varlıkları Allah ve Rasûlünden Çok Sevmek
4- Kibir, Büyüklenme (İstikbar)
5- Haddi Aşmak (Taşkınlık)
6- Utuv ve Tuğyan (Çılgınlık, Azgınlık)
7- İstiğnâ (Kendisini Yeterli Görmek), Zenginlik ve Refahla Şımarma, Dünyevî Endişeler
8- Cebbarlık
9- Çoğunluğa, Sürüye Uymak; Zanna Tâbi Olmak
Şirkin Çeşitleri
1-) Şirk-i İstiklâl
2-) Şirk-i Teb'iz
3-) Şirk-i Takrib
4-) Şirk-i Taklid
5-) Şirk-i Esbâb
6) Şirk-i Ağrâz
Şirk ve Putlaştırma İçin Bazı Örnekler
Allah'ın Sıfatları Konusunda Şirke Düşmek.
Hâkimiyet Şirki;
Allah'tan Başka İlâh Kabul Etmek
Allah'tan Başka Rabler Edinmek
Yakınlaştırma ve Vâsıta Anlayışıyla; Şefaatçi Kabulü ile Düşülen Şirk
Allah ile insanlar arasında, İbâdetleri Allah'a çıkaran ve aracılık/arabuluculuk yapan varlıklar olduğuna inanmak
Velî/Dost Edinme Şekliyle Şirk; Mü'minleri Bırakıp Kâfir ve Münâfıkları Velî/Dost Edinmek
Herhangi Bir İbâdet Şekliyle, Özellikle Duâ Hususunda Şirke Girmek, İbâdeti Allah'tan başkasına yapmak.
Allah ve Rasûlü'nden Geldiği Kesinlikle Sâbit Olan Nasslara, Hükümlere Bir Bütün Olarak Tümüne İnanmamak
Kur'an'la, Sünnetle, Dinle, Peygamberle Alay Etmek, Onlara Hakaret Etmek
Allah'tan Başkasına Tevekkül Etmek, Mutlak İtimad ve Güven Duymak
Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak
Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak
Allah'ın Âyetlerinden Yüz Çevirmek
İtaat ve İttibâ Yoluyla Şirk. Tâğutların Hükmünü Allah'ın Hükmüne Tercih Etmek, İslâm'ın Yaşanıp Kur'an'ın Hâkim Olmasını İstememek, Rasûlullah'ın Örnek ve Önder Oldu
Kötülüğü Hoş Karşılayıp Yayılmasına Seyirci Kalmak, Kötülüğü Emretmek
Korku Yönüyle Şirk
Cibt ve Tâğuta da İnanmak
Tasarruf ve Hulûl Yoluyla Şirk.
İttibâ Şirki
Ef'âl-i Küfür; İnsanı Küfre Düşüren, Puta Tapma Sayılan Davranışlar a- Puta tapmak
b- Mushafı pisliğe atmak gibi saygısızca davranmak
c- Gayr-i müslimlerin tapınaklarına İbâdet kasdıyla gitmek
d- İbâdet kasdıyla herhangi bir şahsa secde etmek
e- Ölülerden duâ ederek bir şey istemek, kabirleri tapınak yapmak
f- Haç takınmak
g- Ğıyar ve zünnâr
h- Mecûsî ve yahûdi şapkası
i- Sihir
Her Çeşit Putperestliğin ve Şirkin Zararları
Şirk, Allah'ın asla affetmediği bir günahtır.
Tasvîr (Putlaştırılan Heykel ve Resim); Putçuluğun Genel Görüntüsü.
Haram Kılınışının Hikmetleri
Çocuk Oyuncakları
Boyutsuz resimleri mubah görenlerin dayandıkları deliller
Ulemânın Görüşleri
Resmin mekrûh olduğunu ileri sürenlerin delilleri
Haram olduğunu söyleyenlerin delilleri
Heykelcilik, Ressamlık, Fotoğrafçılık
Tasvirin Kazancı
Varlıklara 'Sûret' Veren Allah'tır
Heykel
Heykelin yasaklanma nedeni
Resim..
Tasvîrin (Resim ve Heykelin) İtikad, Fıkıh ve Sanat Açısından Hükmü.
Atalar Kültü; Sosyal Çevre ve Geleneğin Putlaştırılması Sosyal Çevre
Atalar Kültü
Taklit ve Taklitçilik.
Yozlaştırılan Din; Halkın Dini ve Hakkın Dini
Çağdaş Bir Putlaştırma Örneği; Atatürk'e Ta ı veya Peygamber Diyenler
Hevânın Putlaştırılması
Hevânın İlâh Haline Getirilmesi
Hevâsına Uyanların Özellikleri
Allah'tan Başkasına İbâdet
Allah'tan Başka Tapılan Varlıklar
Allah'tan Başkasına İbâdetin Anlamı