Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Rab Konusunda Sahih İtikad 

Rab Konusunda Sahih İtikad

Rab Konusunda
Sahih İtikad

Âyet ve hadisler, evrende olup bitenlerin gelişi
güzel ve tesadüfen olmadığını, aksine her şeyin, başlangıçtan itibaren sonuna
kadar ilâhî bir irâdenin eseri olduğunu açıkça ortaya koyar. Beliren bu
hakikatten sonra Allah'ın rablığı konusunda varılabilecek sonuçları şöyle
sıralamak mümkündür:

Allah, âlemlerin rabbıdır. Her varlığın geçek
sahibi Allah'tır. Varlıkların tümünü yaratan, eğiten, geliştiren, besleyen
yegâne rabb Allah'tır. Allah'tan başka ma'bud kabul edilecek hiçbir varlık
olamaz. Sevilerek kendisine ibâdet ve itaat edilecek tek rab ve ma'bud ancak
Allah'tır. Rubûbiyet ve ülûhiyet sadece O'nun hakkıdır. İnsanlığın ilerlemesi ve
medenîleşmesi, Rabbını tanımasıyla mümkündür. Allah'ı tek ve gerçek rab olarak
tanımak; O'nun emir ve hükümlerine göre yürümek, Allah'a güvenerek başkalarının
arzusunu O'nun emrinden üstün görmemek, O'nun hükümlerine uymayan her düşüncenin
ve her işin bâtıl olduğuna inanmak demektir. Allah'ın yegâne rab olduğuna
inanmak; her işi yönetip tanzim edenin, yine her şeye sonsuz kudretiyle gâlip
olanın ancak Allah olduğunu kabul etmek demektir.

Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, Allah'tan
başka hiçbir rabba kul olmamak, her işi Allah için yapmak, O'nun emirlerini
yerine getirip yasaklarından kaçınmak, ?Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur?
ilkesi üzerinde ölünceye kadar sâbit kalmak, Allah'a itaatta dosdoğru yaşayıp
hilekârlığa sapmamak, Allah'a tek rab olarak inanmak ve bunda doğru olmak
demektir.

"Rabbımız Allah deyip sonra dosdoğru olanların
üzerine melekler iner; Korkmayın, üzülmeyin. Size söz verilen cennetle sevinin.
Biz dünya hayatında da âhiret hayatında da sizin dostlarınızız. Orada size
canlarınızın çektiği her şey var. Orada size istediğiniz her şey var (derler)."
(Fussılet: 41/30-31)[1]

Tüm yaratıkları yönlendiren, ihtiyaçlarını
karşılayan, âlemlerin rabbı Allah olduğu gibi; beşere Cenneti gösteren, onu
terbiye eden de Allah'tır. Cehennemi gösteren ve ondan sakındırıp korkutan,
Peygamberimiz'i gösteren ve O'na bağlanmayı teşvik eden de Rabbımızdır. Kur'an
hakikatlarını gösterip insanın gözünü gönlünü açan, Kur'an'da kâinatı dile
getiren, evreni anlatıp insanın karşısına apaçık gerçekleri ayan beyan seren,
tek rab Allah'tır.

Varlığa gelen, vücuda eren bütün mahlûkatı
terbiye eden Allah'tır. Ve her varlık, bizzat Cenâb-ı Hak tarafından kendi
fıtrat hudutları içerisinde terbiye edilmektedir. Terbiye sınırlarının dışına
çıkmış hiçbir varlık gösterilemez. Bu evrensel terbiyenin tek sahibi Rabbu'l
âlemîn olan Allah'tır. İnsanı da terbiye eden O'dur. Hidâyet ve dalâlet yolunu
göstermek ve gönderdiği peygamberleri, dünya ve âhiret hayatının lider ve
önderleri kılmakla Cenâb-ı Hak insanı terbiye etmektedir. Ve yine, bir nebî ile
bir bedevîyi, yetenekleri ölçülerine göre terbiye etmektedir.

Beşer, ancak O'nun terbiyesi ile gerçek
olgunluğa ulaşabilir, insan-ı kâmil olabilir. Bunun en sağlam yolu ise, Kur'an'ı
rehber edinmektir. Terbiye, her varlığın kendi sınırları içinde tekâmül etmesi
demektir. Onları kemâle erdiren ise, Rab olan Allah'tır.[2]

İnsana yakışan, bütün evrenin ve kendisinin
yaratıcısı, sahibi, rızık vericisi, yetiştiricisi olan Allah'ı tek rab kabul
edip O'na ibâdet ve itaat etmektir.

[3]



[1]
Y. Çiçek, F. Yıldız, a.g.e. s. 79 vd.

[2]
Hikmet Işık, Fâtiha Üzerine Mülâhazalar, Nil Y. S. 114-115.

[3]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.