Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Sözlü Saldırı Ve Eziyetlere Karşı Sabır
Sözlü Saldırı Ve Eziyetlere Karşı Sabır 
 
 
Sözlü Saldırı Ve 
Eziyetlere 
Karşı Sabır 
 
 
 
Hasımları Hz. Peygamber (s.a.v.)'e karşı çeşitli 
yalan ve iftiralarla O'nu davasından döndürmek istemişlerdi. O, delidir, 
yalancıdır, sihirbazdır ve şairdir, getirmiş olduğu insan sözünden başka bir 
şey değildir, diyorlardı. Müşriklerin buna benzer bitmek tükenmek bilmez 
saldırılarını bir hadis-i şerifle özetlemeye çalışalım: 
 
?İnsanlar arasına karışıp, onların ezasına 
sabreden müslüman, insanlara karışmayıp, ezalarına sabretmeyen müslümanlardan 
daha hayırlıdır.? 
 
[1] 
 
?Bela, her gün «Nereye yöneleyim?» der, Allah 
(c.c.) ona şöyle hitap eder: «Dostlarıma, bana itaat edenlere! En iyilerini 
seninle imtihana çekerim. Sabırlarını denerim. Seninle günahlarını temizlerim. 
Seninle derecelerini yükseltirim.» Reha (ferah) «Nereye yöneleyim?» der. 
Allah Teâlâ hitap eder: «Düşmanlarıma, bana asi gelenlere! Bununla daha da 
azmalarını murad ederim. Bununla gühanlarını bir misline çıkarırım. Seninle 
onlara acele ederim, gafletlerinden dolayı seninle, onlar(ın) malını, mülkünü 
çoğaltırım.» buyurdu.?[2] 
 
?De ki: Ey insanlar! Ben ancak sizi apaçık 
uyaran bir kimseyim.? 
 
[3] 
 
?İnkar edenler, kendilerine o saat ansızın 
gelinceye yahutta (kendileri için hayır yönünden) kısır bir günün azabı 
gelinceye kadar onun (Kur'an) hakkında hep şüphe içindedirler.?[4] 
 
 Mealindeki ayetler, müşriklerin Hz. Peygamber 
(s.a.v.)'i ne şekilde inkar ettiklerini, uydurma ve yalan sözlerle O'na karşı 
nasıl iftirada bulunduklarını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Hz. 
Peygamber (s.a.v.)'i gördükleri her yerde alaya alır ve çeşitli hakaretler ile 
O'nu rahatsız ederlerdi. Her davetçi aynı şekilde yalan ve iftiralarla karşı 
karşıya kalabilir. Davet kolayca yapılan ve başarılan bir iş değildir. Hedefe 
varmak için davetçi çeşitli zorlukları yenmek zorundadır. Müşriklerin bu 
şekildeki yalan ve iftiralarına karşı yine ayet-i kerimede şöyle buyuruluyor: 
 
?Onu, Peygamber kendisi uydurdu mu diyorlar? 
Bilakis o, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı (peygamber) gelmemiş bir 
kavmi uyarman için Rabbinden gönderilen hak (Kitap) tır. Umulur ki doğru yolu 
bulurlar.?[5] 
 
?Andolsun ki, senden önceki peygamberler de 
yalanlanmıştı. Onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen 
sabrettiler. Sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini 
(kanunlarını) değiştirebilecek yoktur. Muhakkak ki, gönderilen peygamberlerin 
haberlerinden bazısı sana da geldi.?[6] 
 
?Kesin olarak biliyoruz ki, onların 
söyledikleri seni gerçekten üzüyor. Doğrusu onlar seni yalanlamıyorlar; ancak 
zalimler Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.?[7] 
 
Bu ayetlerin belirtmiş olduğu gibi davetçi her 
zaman Allah'a sığınmaya, O'na güvenmeye ve ondan gelecek olan teselliye 
muhtaçtır. Bütün peygamberler kavimleri tarafından yalanlanmış, çeşitli eziyet 
ve işkencelere maruz bırakılmışlardır. Davet yolunda önceki peygamberlerin 
karşılaşmış oldukları güçlükleri, Yüce Allah ayetlerle Hz. Peygamber'e 
bildirerek onu teselli etmiştir. Bu durum sadece kendisine ait özel bir durum 
olmadığı, Allah'a davet eden her peygamberin başına çeşitli belâlar geldiği 
bildirilerek, kavminin ona karşı yapmış olduğu eza ve cefalara sabır ve 
metanetle tahammül etmesinin gerektiği bildirilmiştir. 
 
[8] 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Sünen-i Tirmizî; et-Tâc. 
 
 
 
 
 [2] 
 Deylemî; Râmûzu'l-Ehâdîs. 
 
 
 
 
 [3] 
 Hac, 22/49; Hicr 15/89 
 
 
 
 
 [4] 
 Hac, 22/55 
 
 
 
 
 [5] 
 Secde, 32/3 
 
 
 
 
 [6] 
 En'âm, 6/34 
 
 
 
 
 [7] 
 En'âm, 6/33 
 
 
 
 [8] 
 Fatma Keskin, Sabır, Misyon Yayınları.



