Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kerem/İkrâm; Cömertlik ve Bağış .

Kerem

Kerem/İkrâm;
Cömertlik ve Bağış

Kerem; İyilik, cömertlik, şeref, bağış demektir.
Kerem, müslümanda bulunması gereken güzel huylardan biridir. Saygı göstermek,
yardım etmek anlamına gelen "ikram' bu köktendir. Türkçede "misafir ağırlamak,
deyimi", ona hoşgeldin demek, yiyecek bir şeyler sunmak ve istirahatini sağlamak
anlamında kullanılır.

Kerem; sözle davranışla; maddi yardım ve ikramla
insanlara iyi muamelede bulunmayı ifâde eden geniş kapsamlı bir kelimedir. Bu
bakımdan, "kerem", sözlük anlamıyla İslam ahlâkının büyük bir bölümünü içine
alır; Bağış (af), cömertlik, iyi davranış, ihsan, güleryüzlü olmak, bu kelimenin
ifade ettiği güzel huylar arasındadır. Bağış (af), cömertlik, iyi davranış,
ihsan, güleryüzlü olmak, bu kelimenin ifade ettiği güzel huylar arasındadır.

"Kerem", sözlükte bu kadar geniş mânâyı içine
alan bir kelime olmakla beraber terim olarak, cömertlik (sehâcûd), şerefli ve
asil olmak anlamlarımda kullanılmıştır. "Kerim insan", "cömert, şerefli, saygın
insan" demektir. Bir hadiste: "Allah'a ve âhiret gününe inanan misâfirine
ikram etsin" (Nevevî, Riyâzü's-Salihin, terc. H.H.Erdem, II, 119)
buyurulmuştur.

"Kerîm": İyi huylu, cömert, insanlar arasında
seref ve itibarı olan. Zıd anlamlısı ise; "leîm": Kötü huylu, alçak, insanlar
arasında saygınlığı olmayan. "Kerîm" (27/Neml, 40; 82/İftitâr, 6); Allah'ın
Esmâu'l-Hüsnâsından biridir. Lütuf ve ihsan sahibi, bağışı bol demektir. "Zü'l-Celâl-i
ve'l-ikram" (55/Rahmân, 27, 78). Büyüklük ve ikram sahibi anlamında olup
Allah'ın güzel isimlerindendir.

İslâm Dini güzel ahlâk temeli üzerine
kurulmuştur. Onun "yüce ahlâka sahip" peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.) de "iman
edenlere örnek olmak" üzere göndermiştir: "Ve sen büyük bir ahlâk
üzerindesin" (68/Kalem, 4). "Andolsun Allah'ın elçisinde sizin için
Allah'ı ve âhireti arzu eden ve Allah'ı çok anan kimseler için (uyulacak) en
güzel bir örnek vardır" (33/Ahzâb, 21). Hz. Peygamber (s.a.s.): "Ben
ancak güzel ahlâkı (mekârimü'l-ahlâk) tamamlamak için gönderildim"
buyurmuştur.

Onun "kerem"i konusunda en güzel sözü Mekke'nin
fethi günü Kureyşlilerin söylediği sözlerdir: Peygamberimiz Fetih günü yaptığı
konuşmadan sonra halka: "Ey Kureyş topluluğu! Şimdi hakkınızda benim ne
yapacağımı tahmin edersiniz?" diye sordu. Kureyş topluluğu: "Sen kerem ve
iyilik sahibi bir kardeşsin! Kerem ve iyilik sahibi bir kardeş oğlusun! Ancak
bize hayır ve iyilik yapacağına inanırız" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(s.a.s.) şöyle konuştu: "Benim halimle sizin haliniz, Yûsuf (a.s)'ın
kardeşlerine dediğinin tıpkısı olacaktır: Yûsuf (a.s)'ın kardeşlerine dediği
gibi ben de diyorum: "Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok! Allah sizi
bağışlasın! O, merhamet edenlerin en merhametlisidir!" (Yûsuf, 12/92).
Gidiniz sizler serbestsiniz!"

Hz. İbrâhim, misafirperverliğiyle ün salmış
"Allah dostu" (Halilullah) (4/Nisâ, 125) büyük bir peygamberdir. Sofrasında
misafir olmadan yemek yemediği rivayet edilen Hz. İbrahim'in, ikramı seven,
cömert bir kimse olduğu bizzat Kur'an-ı Kerim'de bildirilmektedir: "Ey
Muhammed! İbrahim'in ikram edilmiş konuklarının haberi sana geldi mi? Onlar,
İbrahim'in yanına girip: 'selâm sana' demişlerdi. İbrâhim de 'selâm size'
demişti; içinden de onların"tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti. Hemen
ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp 'yemez misiniz?'
demişti." (51/Zâriyât, 24-27; 11/Hûd, 69).

Kur'an-ı Kerimde, kelime olarak "kerem"
kullanılmamış, ondan türeyen "kerîm" (27 yerde), "ikrâm" (55/Rahmân, 27, 87);
"kirâm" (80/Abese, 16; 25/Furkan, 72; 82/İnfitâr, 11); "ekrem" (96/Alak, 3; 49/Hucurât,
13). "Mükremûn" (21/Enbiyâ, 26; 37/Sâffât, 42, 70/Meâric, 35; 36/Yâsîn, 27; 51/Zâriyât,
24) kelimeleri zikredilmiştir. Kur'an'da en çok geçen "Kerîm" kelimesi sıfat
olarak "bol", "büyük", "şerefli" anlamlarında kullanılmıştır. "Rızkun kerîm";
bol, helâl rızık; "ecrun kerîm": Büyük mükâfat; "Kur'ânun Kerîm": Kıymetli,
şerefli Kur'an (56/Vâkıa, 77).

Kerem-ikram konusunda Kur'an-ı Kerimde birçok
emir ve tavsiyeler vardır: "İnfak fi sebilillah": Allah yolunda harcama bu
emirlerin başında gelir. "Yetimi, yoksulu doyurmak" (76/İnsan, 8)"Akrabaya
vermek" (16/Nahl, 90), "Ana-babaya, akrabaya, öksüzlere, yoksullara, yakın
komşuya, uzak komşuya, yanında bulunan arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında
bulunanlara iyilik edin" (4/Nisâ, 36) gibi emirler, İslâm'ın kerem
(cömertlik-yardım) anlayışını yansıtan emirlerdir. İslâm ahlâkında mü'minin
kendisi için istediğini diğer mü'min kardeşi için de istemesi, kendisi için arzu
etmediği başka mü'min kardeşi için de arzu etmemesi önemli bir prensiptir.

Müslümanlar evlerini ve mallarını Mekke'de
bırakıp Medine'ye hicret ettiklerinde Medine'deki müslümanlar (Ensar) onlara
kucaklarını açtı, evlerini ve mallarını onlarla bölüştüler. Böylece Kur'an'da
övülen seçkin kişiler oldular: "Ve onlardan önce o yurda (Medine'ye)
yerleşen, imana sarılanlar (yani daha önce Medine'yi yurd edinenler veya ilkönce
hicret edip Medine'ye yerleşen müslümanlar) kendilerine göç edip gelenleri
severler ve onlara verilen (ganimet)lerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç
(eğilimi) duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi (göç eden yoksul
kardeşlerin) öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa
işte onlar umduklarına erenlerdir" (69/Haşr, 9)

Hz. Peygamber (s.a.s.) hicretten sonra
muhacirlerle ensar arasında kardeşlik oluşturdu. Bunlardan birini bir diğerine
kardeş ilan etti. Ayette bildirildiği gibi, Ensar, Mekkeli kardeşlerini
canlarından daha çok seviyordu: Ensar, muhacir kardeşlerine büyük fedakârlıklar
gösterip aşırı derecede ikramda bulunuyorlardı. Hatta muhacirleri paylaşamıyor,
aralarında kur'a çekiyorlar, kur'a kime çıkarsa muhacir ona gidiyordu.
Muhâcirler de bu samimi çabaları takdir edip istismar etmeyi bu tür yardımları
ihtiyaçları oranında kabul ettiler.

Cömertliğin üstünlüğü ve cimriliğin kötülüğü
hakkında birçok hadis-i şerif vardır: "Rasûlüllah (s.a.s.) insanların en güzeli,
en cömerdi ve en cesuru idi." "Kendisinden bir şey istendiği zaman kesinlikle
hayır demezdi. "O, şöyle buyurmuştur: "Cömert Allah'a yakın, Cennete yakın,
insanlara yakın, Cehennemden uzaktır. Cimri, Allah'tan uzak, Cennetten uzak,
insanlardan uzak, cehenneme yakındır. Cömert câhil, cimri abidden Allah'a daha
sevgilidir." (Tirmizi, Birr 40)

BUHL/CİMRİLİK ..
Buhl/Cimrilik; Anlam ve Mâhiyeti
Cimriliğin Psikolojisi
Cimriliğin Zıddı, Cömertlik; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'ân-ı Kerim'de Buhl/Cimrilik Kavramı
Hadis-i Şeriflerde Buhl/Cimrilik Kavramı
Kerem/İkrâm; Cömertlik ve Bağış .
İkram ve İyilikte Öncelik Hakkı
Cömertliğin Göstergesi; İnfak .
Sadaka Sadâkattir
Cömertlik ve İnfakın Faydaları, Hikmetleri
İnfak, Zekât ve Her Türlü Cömertlik, Malın Mülkün Gerçek Sahibini Hatırlatır ve Kişinin Emanet Bilincini Güçlendirir
İnfak, Zekât ve Her Türlü Cömertlik, Ferdi/Kişiyi Maddeperestlikten Korur; Kalpteki Dünya Sevgisine Karşı Bir İlâç Olur
İnfak ve Cömertlik İhtiras Zincirini Kırar, İnsanı Hırstan Korur, Nefsin Maraz ve İletini Tedâvi Eder
Zekât, İnfak ve Cömertlik Kişiyi Cimrilikten Korur, Cömertleştirir
Cömertlik; İsrâf ve Lüks Gibi Şeytanî Eğilimleri Azaltır
Cömertlik Kalbin Katılaşmasını Önler; Kalbe Sevinç, Mutluluk ve Huzur Verir
Cömertlik Halka Şefkat ve Merhameti Arttırır, Dost Kazanmaya Sebep Olur
Cömertlik, İnsanı Bir Şeye Muhtaç Olup Onsuz Olamama Tiryakiliğinden Kurtarır; Allah'tan başkasına İhtiyaç Duymama Faziletine Yükseltir
Allah İçin Cömertlik, Malı Ebedîleştirir
Zekât, İnfak Gibi Cömertlikler Malı Çoğaltır, Bereketini Arttırır
Mal Sevgisinde Aşırılığın Mahveden Sonucu; Dünyevîleşme .
Kur'an'dan yola çıkarak Karun hakkında şu tesbitleri yapabiliriz
?Dünya Hayatı, Sizi Aldatmasın!? .
Buhl/Cimrilik Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Cimrilik ve İnfakla İlgili Hadis-i Şerif Kaynakları
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar