Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Birinci Esas Dini Allah'a Halis Kılmak ve Zıttı Allah'a Ortak Koşmak.

Birinci Esas

Birinci Esas: Dini
Allah'a Halis Kılmak ve Zıttı Allah'a Ortak Koşmak

Birinci esas dini
hiçbir ortağı sözkonusu olmaksızın bir ve tek olarak Allah'a halis kılmak. Onun
zıttı olan Allah'a ortak koşmaya ve Kur'ân-ı Kerim'in çoğunluğunun bu esası
avamın en az bilgilisinin dahi anlayabileceği ifadelerle değişik şekillerde
açıklamayı ihtiva ettiğini ortaya koymaktır. Ümmetin büyük çoğunluğu bu hale
düşünce şeytan bu ümmete ihlası salihleri küçümsemek ve onların haklarına
gereken şekilde riayet etmemek. Buna karşılık Allah'a şirk koşmayı da salihleri
ve onlara uyanları sevmek suretinde gösterdi.

Yüce Allah'a dini
halis kılmanın anlamı şudur: ?Kişi yaptığı ibadet ile Allah'a yakınlaşma
maksadını ve onun lutuf ve ihsan yurduna ulaşmayı gözetmesi demektir. Bu da
kulun gerek maksadında, gerek muhabbetinde yüce Allah'a ihlasla bağlı olmasını
gerektirdiği gibi O'nu tazimde de, O'na ihlasla yönelmiş olmalıdır. Gizli ve
açık bütün hallerinde Allah'a ihlasla yönelmeli, ibadetinde yüce Allah'ın
rızasından başkasını, O'nun lutuf ve ihsan yurdu olan cennete ulaşmaktan
başkasını gözetmemelidir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

?De ki: Şüphesiz
benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah
içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur, ben bununla emrolundum ve ben müslümanların
ilkiyim.?
(el-En'am, 6/162-163)

?Rabbinize dönün
ve O'na teslim olun.?
(ez-Zümer, 39/54)

?İlahınız tek bir
ilâhtır. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O rahmandır, Rahîmdir.?
(el-Bakara, 2/163)

?İlahınız bir tek
ilâhtır. O halde O'na teslim olun.?
(el-Hac, 22/34)

Yüce Allah bütün
peygamberlerle bu mesajı göndermiştir. Nitekim şöyle buyurmaktadır:

?Senden önce
gönderdiğimiz herbir peygambere mutlaka şunu vahyederdik: Benden başka ilâh
yoktur. O halde yalnız bana ibadet edin.?
(el-Enbiya, 21/25)

Yüce Allah
müellifin de dediği şekilde bu hususları ?avamın en kıt akıllısının dahi
anlayacağı ifadelerle çeşitli şekillerde? açıklamıştır. Rasûlullah sallallahü
aleyhi vesellem da aynı şekilde bunu böylece açıklamıştır. Peygamber
sallallahü aleyhi vesellem tevhidi tahkik, onu halis kılmak, tevhidi her
türlü şaibeden arındırmak, bu tevhidde gedik açma sonucunu yahutta onu
zayıflatma sonucunu vermesi mümkün olan her türlü yolu kapatmak üzere gelmiştir.
Öyle ki bir adam Peygamber sallallahü aleyhi vesellem'e:

?Allah ve sen
dilerseniz? deyince, Peygamber sallallahü aleyhi vesellem şöyle
buyurmuştur:

?Sen beni Allah'a
eş mi koştun? Aksine bir ve tek olarak Allah dilerse?[1]

Bu sözleriyle
Peygamber sallallahü aleyhi vesellem bu adama karşı kendisinin dilemesini
yüce Allah'ın dilemesi ile birlikte ikisinin de dilemesini eşit görmeyi
gerektirecek bir ifade ile kullanmasını reddetmekte ve bunu yüce Allah'a eş
koşmak olarak değerlendirmektedir. Aynı şekilde Peygamber sallallahü aleyhi
vesellem yüce Allah'tan başkası adına yemin etmeyi haram kılmış ve bunu
Allah'a ortak koşmak çeşitlerinden biri olarak değerlendirerek şöyle
buyurmuştur:

?Kim Allah'tan
başkası adına yemin ederse, o kâfir olur yahut şirk koşmuş olur.?[2]

Çünkü Allah'tan
başkası adına yemin etmek, adına yemin edilen varlığı ancak yüce Allah'ın
hakettiği bir şekilde tazim etmek demektir. Peygamber sallallahü aleyhi
vesellem'in huzuruna gelen bir heyet:

?Ey Allah'ın
Rasûlü bizim en hayırlımız, en hayırlımızın oğlu, efendimiz ve efendimizin oğlu?
deyince, şöyle buyurdu:

?Ey insanlar
sizler kendinize ait sözlerinizi söyleyiniz. Sakın şeytan sizi hevalarınızın
peşine sürüklemesin. Ben Allah'ın kulu ve rasûlü Muhammed'im. Beni yüce Allah'ın
getirmiş olduğu konumun üstüne çıkarmanızı sevmiyorum.?[3]

Musannıf işte
bundan dolayı ?Kitabu't-Tevhid? adlı eserinde şöylece bir başlık açmaktadır:
?Mustafa sallallahü aleyhi vesellem'in tevhid alanını koruması ve şirkin
yollarını kapatmasına dair gelmiş olan rivayetler.?

Yüce Allah ihlası
açıklamış olduğu gibi, onun zıttı olan şirki de açıklamış bulunmaktadır. Yüce
Allah şöyle buyurmaktadır:

?Şüphesiz Allah
kendisine eş koşulmasını mağfiret etmez. Ondan başkasını ise dileyeceğine
mağfiret eder.?
(en-Nisa, 4/116)

?Allah'a ibadet
edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın.?
(en-Nisa, 4/36)

?Andolsun ki biz
her ümmet arasında: Allah'a ibadet edin ve tağuttan kaçının diye bir peygamber
göndermişizdir.?
(en-Nahl, 16/36)

Bu husustaki
âyet-i kerimeler pek çoktur. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem da
şöyle buyurmaktadır:

?Her kim Allah'a
hiçbir şeyi ortak koşmaksızın O'nun huzuruna çıkarsa cennete girer. Her kim O'na
bir şey ortak koşarak huzuruna çıkacak olursa, cehenneme girer.?[4]

Bu hadisi Müslim
Hz. Cabir'den rivayet etmiştir.

Şirk iki türlüdür:

1-
Kişiyi dinden çıkartan büyük şirk: Bu şariin mutlak olarak zikrettiği ve tevhide
mutlak olarak aykırı olan şirk çeşididir. Herhangi bir ibadet çeşidini yüce
Allah'tan başkasına yapmak gibi. Mesela Allah'tan başkasına namaz kılmak yahut
Allah'tan başkası adına kesmek, Allah'tan başkası adına adakta bulunmak yahut
Allah'tan başkasına -bir kabirde yatan kimseye yahut hazır olmayan bir kimseye-
dua ederek ancak hazırda bulunan kimsenin güç yetirebileceği bir işten kendisini
kurtarmasını istemesi gibi.

Şirkin çeşitleri
ilim ehlinin yazdıkları eserlerde bilinmektedir.

2-
Küçük şirk ise şariin hakkında şirk niteliğini kullandığı kavli ya da fiili her
türlü ameldir. Ancak bu nitelik tevhide mutlak bir aykırılık arzetmez. Allah'tan
başkası adına yemin etmek gibi. Yüce Allah'tan başkası adına yemin etmekle
birlikte, Allah'tan başka herhangi bir varlığın Allah'ın azametine denk bir
azamete sahib olduğuna inanmamakla birlikte yemin eden bir kimse küçük şirk
koşmuş olur. Aynı şekilde riyakarlık da buna bir örnektir, oldukça tehlikelidir.
Peygamber sallallahü aleyhi vesellem riyakarlık hakkında şöyle
buyurmuştur:

?Sizin için en
korktuğum şey küçük şirktir.?
Ona hangisi olduğu sorulunca, ?riyakarlıktır? diye buyurmuştur.?[5]

Bazan riyakarlık
büyük şirke de ulaşabilir. İbnu'l-Kayyim Allah ona rahmet etsin küçük
şirke az miktardaki riyakarlığı örnek göstermiştir. Bu da çok miktardaki bir
riyakarlığın büyük şirke ulaşabileceğine işarettir. Bazı ilim adamları yüce
Allah'ın:?Şüphesiz Allah kendisine eş koşulmasını mağfiret etmez.?
(en-Nisa, 4/116) buyruğunun küçük dahi olsa hertürlü şirki kapsamına aldığı
kanaatindedir. O halde mutlak olarak şirkten kaçınmak gerekir. Çünkü şirkin
akıbeti çok vahimdir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

?Çünkü kim Allah'a
ortak koşarsa, hiç şüphesiz Allah ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ise
ateştir. Zulmedenlerin hiçbir yardımcıları yoktur.?
(el-Maide, 5/72)

Cennet Allah'a
ortak koşan müşriğe yasak kılındığına göre o kimsenin cehennem ateşinde ebedi
olarak kalması sözkonusu olur. Allah'a ortak koşan bir kimse hiç şüphesiz
ahireti kaybetmiş bir kimsedir. Çünkü o cehennem ateşinde ebedi kalacaktır.
Dünyayı da kaybetmiş olur, çünkü dünya hayatında ona karşı delil ortaya konulmuş
ve uyarıcı ona gelmiş bulunmaktadır. Fakat o buna rağmen ziyan etmiş ve dünyadan
herhangi bir fayda sağlayamamıştır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

?De ki gerçekten
zarar edenler kıyamet gününde hem kendilerini, hem de bağlılarını
kaybedenlerdir. Uyanık olun işte bu apaçık hüsranın ta kendisidir.?
(ez-Zümer, 39/15)

Böyle bir kimse
kendisini kaybetmiş olacaktır, çünkü kendisinden hiçbir fayda sağlamamış
olacaktır. Ayrıca bizzat kendi nefsini ateşe ulaştırmış olacaktır, orası ise
varılacak yerlerin en kötüsüdür. Yakınlarını da kaybetmiş olur, çünkü bu
yakınları eğer mümin iseler cennette olacaklardır. Onlardan hiçbir şekilde
istifade edemeyecek, zevk alamayacaktır. Eğer ateşte iseler yine aynı durum
sözkonusudur. Çünkü ateşe herbir ümmet girdikçe kendisini bu hale sokan diğer
ümmete lanet okuyacaktır.

Şunu bilmek
gerekir ki şirk oldukça gizlidir. Halilu'r-Rahman ve haniflerin imamı (İbrahîm
aleyhisselam) dahi yüce Allah'ın ondan bize aktardığı duasında görüldüğü gibi
şirkten koşmuştur: ?Beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut.?
(İbrahîm, 14/35) diye dua etmiştir. Burada onun ?uzak tut? demiş olmasına
?alıkoy? demediğine dikkat etmek gerekir. Çünkü ?beni uzak tut? yani sen beni
sana ibadet tarafında bulundur, putlar ise ayrı bir tarafta olsunlar. Bu ifade
beni alıkoy ifadesinden daha beliğdir, çünkü kendisi bir tarafta, putlar bir
tarafta bulunur iseler onlara ibadetten daha uzak kalır. İbn Ebi Müleyke şöyle
demiştir: ?Ben Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'ın ashabından otuz
kişiye yetiştim, hepsi de kendisi adına münafıklıktan korkardı.?[6]

Müminlerin emiri
Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh., Huzeyfe b. el-Yeman'e şöyle demiştir:
?Allah adına sana and veriyorum. Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem
sana münafıkların isimlerini verirken, benim de ismimi verdi mi?? Halbuki
Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem onu cennet ile müjdelemişti. Ancak
Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'in hayatta iken yaptığı işleri
gördüğünden ötürü de (kendisi adına münafıklıktan) korkmuş idi. Esasen münafık
olmamaktan yana ancak münafık olanlar emin olur. Münafık olmaktan da ancak mümin
olanlar korkar. O halde kula düşen ihlasa alabildiğine dikkat etmek ve bu
hususta kendi nefsiyle gereken mücadeleyi vermektir. Seleften kimisi şöyle
demiştir: ?Ben nefsimle ihlas için mücadele ettiğim kadar hiçbir hususta
mücadele etmiş değilim.? Çünkü şirk gerçekten zor bir iştir, kolay değildir.
Fakat yüce Allah ihlası kula kolaylaştırır. Bu da kulun yüce Allah'ın rızasını
hedef gözetmesi, ameliyle Allah'ın rızasına yönelmesi ile mümkündür.



[1]
Ahmed, Müsned, I, 214 ve 224; Nesaî, Amelu'l-Yevmi ve'l-Leyle, s. 286, hadis
no: 994-995; Abdu'r-Rezzak, el-Musannef, XI, 27; Buhari, el-Edebu'l-Müfred,
s. 234.

[2]
Ahmed, Müsned, II, 125; Ebu Davud, el-Eymanu ve'n-Nuzur, Babu'l-halfi bi
gayrillahi teala; Tirmizi, en-Nuzur, Bab-u kerahiyyeti'l-halfi bi
gayrillahi; Tirmizi: Hasen bir hadistir demiştir; Beyhaki, es-Sünen, X, 29;
el-Beğavî, fierhu's-Sünne, X, 7; Hakim, el-Müstedrek, I, 65: ?Buhari ve
Müslim'in şartına göre sahih bir hadistir? kaydıyla.

[3]
Ahmed, Müsned, III, 241; Abdu'r-Rezzak, el-Musannef, XI, 272; Buhari,
el-Edebu'l-Müfred, no: 875.

[4]
Buhari, İlm, Bab-u men hassa bi'l-ilmi kavmen...; Müslim, İman, Bab-u men
mate la yuşriku billahi şey'en dehale'l-cenneh...

[5]
Ahmed, Müsned, V, 428; İbn Ebi Şeybe, İman, s. 86, Babu'l-huruci
mine'l-imani bi'l-maasi; el-Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, X, 222, ?Bu hadisi
Taberani de rivayet etmiş olup, ravileri Abdullah b. Şebib b. Halid dışında
sahihin ravileridir. Ayrıca bu sika bir ravidir? kaydıyla.

[6]
Buhari, İman, Bab-u havfi'l mu'mini en yuhba taamelehu ve huve la yeş'uru

TEVHİD..
Tevhid; Anlam ve Mâhiyeti
Tevhid'in Amacı
Tevhid'in Kapsamı
Tevhid'in Kısımları
1- Zat'ta Tevhid
2- Sıfatta Tevhid
3- Fiilde Tevhid
Allah'tan Başka İlâh/Ta ı Yoktur İfadesinin Anlamı
Tevhidin Pratik Görüntüleri
1- Kâinattaki Tevhid
2- Siyasette Tevhid
3- Toplumda Tevhid
4- Kişide Tevhid
5- Yürekte ve Dilde Tevhid
Tevhid
Tevhid ve Ahlak
Tevhid; Hayatın Anlamı
1) Rubûbiyet Tevhidi
2) Ulûhiyet Tevhidi
İbâdet
Tevhidin Yansımaları
Evrendeki Tevhid.
Tevhid ve Allah'ın Hâkimiyeti
Tevhid ve Tâğutlarla Mücâdele.
Tevhidi Bozan Durumlar
Kur'ân-ı Kerim'de Tek İlâh/Tevhid Kavramı
Kur'an'da Tevhidle İlgili Önemli Vurgular
Kur'an Metodu
Allah İnancının Fıtrî Oluşu
Tevhidin Göstergesi; Kapsadığı Mânâ ve Sonuçları 1- Tevhid Bir Hayat Nizamıdır
2- Tevhid, Bir İnkılâp Projesidir
3- Tevhid, Kâinat Nizamıdır
4- Tevhid, Özel Bir Medenyet ve Kültür Oluşturur
5- Tevhide İnanmak, Gerçek üstünlüğü Doğurur
6- Tevhid, Bir Kurtuluş Reçetesidir
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
Amelde Tevhid.
MUVAHHİD..
KELİME. Kelime Nedir?
Kelime'nin Kur'an'daki Anlamları
KELİME-İ ŞEHÂDET..
KELİME-İ TAYYİBE.
KELİME-İ TEVHİD..
LÂ İLÂHE İLLALLAH..
LA İLAHE İLLALLAH'IN DİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
La İlahe İllallah'ın Fazileti
La İlahe İllallah'ın İ'rabı
La İlahe İllallah'ın Rükûnleri
La İlahe İllallah'ın Şartları
La İlahe İllallah'ın Manası Ve Gereği
La İlahe İllallah Sözü Ne Zaman Fayda Verir?.
La İlahe İllallah'ın Fert Ve Toplum Üzerindeki Etkisi
ULÛHİYET..
% KAÇ MÜSLÜMANIM...
% Kaç Müslümansınız?.
Kelime-i Tevhidin Tarihçesi
İnsanoğlu Kendi Kendine Yeterli Midir?.
Niçin Peygamberlerin Kendi Kavimlerine Davet Ettiği İlk Kavram Kelime-i Tevhiddi?.
Nuh (a.s.)
Kelime-i Tevhide Olan Tepkiler
Kavmin Kelime-i Tevhid Anlayışı
Ve Sonuç
Hud (a.s.) (Ad kavmine Gönderilmiştir)
Kelime-i Tevhid Ve İlah Anlayışları
Kelime-i Tevhide Tepkiler
Ve Sonuç
Semud Kavmi
Kelime-i Tevhide Tepkiler
Ve Sonuç;
Sonuç.
Lâ İlâhe İllâllah Derken Ne Tür İlahları Red Ediyoruz.
İlah Olmanın Vasıfları
Kelime-i Tevhidin Şartları
Kelime-i Tevhidi Bozan Durumlar
Peki Nasıl Kandırıldık?.
Kelime-i Şahadet Üzerinde Oynanan Oyunlar
Peki Ne Yapmalı?.
% Kaç Müslümanız?.
1. Müslüman İtaatkârdır
2. Allah Rızası İçin Sever
3. Kardeşlerine Küsmez, Onları Terketmez.
4. Hoşgörülü ve Affedicidir
5. Güler yüzlüdür
6. Nasihat Eder
7. İyilik ve Vefakârlık Müslümanın Tabii Halidir
8. Kardeşlerine Karşı Yumuşaktır
9. Gıybet Etmez, Kardeşlerini Çekiştirmez.
10. Haset Etmez.
11. Münakaşa ve Rahatsız Edici Şakalardan Çekinir, Sözünde Durur
12. Doğrudur, Hile Yapmaz,Aldatmaz, İhanet Etmez.
13. Cömerttir
14. Kardeşlerine Dua Eder
15. Merhametlidir
16. Hayâlıdır, Ayıpları Örter
17. Fedakârdır
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
ŞÜPHELERİ YOKEDEN TEVHİD GERÇEĞİ
ÖNSÖZ..
Besmele'nin Şerhi