Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'ân-ı Kerim'de Ticâret Kavramı

Kur

Kur'ân-ı Kerim'de Ticâret Kavramı

Kur'ân-ı Kerim'de "ticâret"
kelimesi toplam 9 yerde geçer (2/Bakara, 16, 282; 4/Nisâ, 29; 9/Tevbe, 24;
24/Nûr, 37; 35/Fâtır, 29; 61/Saff, 10; 62/Cum'a, 11, 11; 2/Bakara, 9, 44, 48,
48, 54, 54, 57). Alış-veriş anlamındaki "bey' " ve türevleri ise 14 yerde
kullanılır (2/Bakara, 254, 275, 275, 282; 9/Tevbe, 111, 111; 14/İbrâhim, 31, 37;
48/Fetih, 10, 10, 18; 60/Mümtehıne, 12, 12; 62/Cum'a, 9). Satın almak
anlamındaki ?şerâ? kelimesi ve türevleri ise 25 yerde kullanılır.

Kur'ân-ı Kerim, tüm zamanlara yönelik ve her ülke ve ortamda uygulanması gereken
temel esasları içeren evrensel bir hayat kitabı olduğu için insanı kuşatan
önemli meselelere, dolayısıyla temel ekonomi konularına da yer verir. Bu
bağlamda borç hukuku ve ticârî yazışmalardan (2/Bakara, 280-283), fâiz
yasağından (2/Bakara, 275-279) bahsettiği gibi, ticâretle ilgili hususlardan da
bahseder. Bu konularda ilkeler koyarak, dikkat edilmesi gereken hususları
belirler.

Kur'ân-ı Kerim, ?ticâret? kavramını, bildiğimiz alış-veriş anlamında kullandığı
gibi, aynı zamanda Allah'la yapılacak mânevî ticâret için de kullanır. Allah
Teâlâ, zâten kendisinin verdiği, dilediği zaman dilediği şekilde alabileceği
emâneti olan mal ve mülkü (3/Âl-i İmrân, 26), nefsi/canı Cennet karşılığında
mü'min kullarından satın almak ister. Bu ticâret, hem insanın Allah'la ilişkisi
yönüyle çok büyük şeref, hem de büyük bir ihsandır; çok kârlı bir
ticârettir.

Kur'ân-ı Kerim, münâfıkların hidâyeti verip dalâlet satın almalarını kazançlı
olmayan zararlı bir ticâret (2/Bakara, 16) olarak vurgular. Allah, mü'minlerden
mallarını ve canlarını Cennet karşılığı satın almak ister. Bu alış-verişte,
Cennet peşin olarak gözle görülür şekilde ve acele verilmediği düşüncesiyle
insanın şüpheye düşmesi çok yanlıştır. Çünkü güvenilir bir tüccardan çok daha
fazla Allah'a güvenilmelidir. O el-Mü'mindir, kendisine güvenilendir. Mü'min de
O'na iman edip güvenendir. O'ndan daha çok sözünü yerine getiren kim olabilir?
Allah'la yapılan bu alış-veriş, gerçekten büyük kazanç olduğu için bu ticâreti
yapanlar sevinmelidir (9/Tevbe, 111). Sadece cihad meydanına atılıp canlarını
Allah'a Cennet karşılığı satanlar değil; aynı zamanda Kur'an'ı okuyup namazı
ikame edenler ve infak edenler de Allah'la alış-veriş yapmış sayılıdıklarından,
zarara uğramayacak bir ticâret umabilirler (35/Fâtır, 29). Dünyevî ticâret,
İlâhî kurallara uyulduğu takdirde meşrûdur, insanın hayrına ve faydasınadır, ama
esas kazançlı ticâret, âhirete yatırım yapmaktır. İnsanı acı bir azaptan
kurtaracak ticâret çok daha önemli ve hayırlıdır. Bu ticâretin temel şartı,
güçlü bir iman, malla ve canla Allah yolunda cihad etmektir. Bu sermâyeler
hazırlanınca günahlar bağışlanacak, büyük kurtuluş gerçekleşecek ve
Cennetlerdeki güzel köşkler ihsan edilecektir (61/Saf, 10-12).

?İşte onlar (münâfıklar), hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak
onların bu ticâreti kazançlı olmamış ve kendileri de hidâyete/doğru yola
girememişlerdir.? (2/Bakara, 16)

?Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken,
insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları
hâkimlere (yöneticilere, yetkili kişilere veya mahkeme hâkimlerine) vermeyin.?
(2/Bakara, 188)

?(Hac mevsiminde ticâret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı)
aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde
Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size öğrettiği/gösterdiği şekilde
zikredin/anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz.?
(2/Bakara, 198)
?Ribâ/fâiz yiyenler ancak
şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda)
kalkmazlar. Bu onların: ?Alış-veriş de ancak fâiz gibidir' demelerinden
dolayıdır. Oysa Allah alış-verişi helâl, fâizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden
bir öğüt gelir de (fâize) bir son verirse artık geçmişi kendisine, işi de
Allah'a âittir. Kim (fâize) geri dönerse artık onlar ateşin halkıdır, orada
sürekli kalacaklardır.? (2/Bakara, 275)
?Ey iman edenler, belirli
bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir kâtip doğru olarak
yazsın, kâtip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın.
Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan sakınsın, ondan
hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da
zaaf sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın.
Erkeklerinizden de iki şâhit tutun; eğer iki erkek yoksa, şâhitlerden rızâ
göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın
(da olur). Şâhitler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun,
çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah katında en âdil,
şâhitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak
aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticâret başka, bunu
yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-veriş ettiğinizde de şâhit
tutun. Yazana da, şâhide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz
için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah'tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah
herşeyi bilendir.? (2/Bakara, 282)
?Ey iman edenler! Karşılıklı
rızâya dayanan ticâret olması hâli müstesnâ, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram
yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve nefsinizi/kendinizi öldürmeyin.
Şüphesiz Allah, size merhamet edecektir. Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu
(haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu ateşe koyacağız; bu
Allah'a çok kolaydır.? (4/Nisâ, 29-30)

?Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk
edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil
gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik
vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde fesat/bozgunculuk yapmayın. Eğer
iman ediyorsanız bunlar sizin için daha hayırlıdır.?
(7/A'râf, 85)
?De ki: Eğer babalarınız,
çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr
getireceğinden korktuğunuz ticâret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan,
O'nun Rasûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık
Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fâsıklar topluluğuna hidâyet
vermez.? (9/Tevbe, 24)
"Allah, mü'minlerden
mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda
savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da
Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim
vardır? O halde, O'nunla yapmış olduğunuz bu alış-verişinizden dolayı sevinin.
İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır." (9/Tevbe, 111)
?Hatırlayın ki Rabbiniz
size: ?Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) arttıracağım ve eğer
nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azâbım çok şiddetlidir!' diye bildirmiştir.?
(14/İbrâhim, 7)
?(Öyle) Adamlar ki, ticâret
de, alış-veriş de onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve
zekâtı vermekten tutkuya kaptırıp alıkoymaz; onlar, kalplerin ve gözlerin
inkılâba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.?
(24/Nûr, 37)
?Gerçekten Allah'ın Kitabını
okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden
gizli ve açık infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticâreti
umabilirler. (35/Fâtır, 29)

?(Ey Muhammed!) Sana dâvâcıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına
tırmanmışlardı.

Dâvud'un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. "Korkma! Biz birbirine
hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu
göster" dediler.

(Onlardan biri şöyle dedi:) Bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var.
Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken "Onu da bana ver" dedi ve tartışmada
beni yendi.

Dâvud: ?Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana
haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına
tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de sâlih amel/iyi işler yapanlar müstesnâ.
Bunlar da ne kadar az!' dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve
Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a
yöneldi.? (38/Sâd, 21-24)
"Ey iman edenler! Sizi acı
bir azaptan kurtaracak ticâreti size göstereyim mi? Allah'a ve Rasülü'ne
inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer
bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. İşte bu takdirde O, sizin
günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn
cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur."
(61/Saf, 10-12)

?Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen
Allah'ı anmaya koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu,
sizin için daha hayırlıdır.

Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı
çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.
Oysa onlar (kendilerini
tümüyle Allah'a ve İslâm'a teslim etmeyenler) bir ticâret ya da bir eğlence
gördükleri zaman, (hemen) ona sökün ettiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki:
?Allah'ın katında bulunan, eğlenceden ve ticâretten daha hayırlıdır. Allah,
rızık verenlerin en hayırlısıdır." (62/Cum'a, 9-11)
?...Kim Allah'tan korkar,
takvâ sahibi olursa Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği,
ummadığı yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter...?
(65/Talâk, 2-3)
?İnsanlardan alırken ölçüp
tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan
hilekârlara yazıklar olsun! Onlar düşünmezler mi ki, büyük bir günde (hesap
vermek için) diriltilecekler!? (83/Mutaffifîn, 1-5)

TİCÂRET..
Ticâret/Alış-Veriş; Anlam ve Mâhiyeti
Alış-verişin Rüknü;
Hüküm Yönünden Alış-veriş Şekilleri
1- Sahîh alış-verişler
2- Fâsit alış-verişler
3- Bâtıl alış-verişler
Bedelleri Açısından Alış-veriş Şekilleri 1- Bey'
2- Sarf
3- Mubâdele
4- Selem
5- Veresiye satışlar
Kâr Açısından Alış-veriş Şekilleri 1- Musâveme
2- Murâbaha
3- Tevliye
4- Vâzia
Muhayyer Alış-verişler
Alış-verişin şartları Ticârette mübâdele edilen malın kıymetli olması
Malın özelliklerinin belirli olması, gizli bir kusuru bulunmaması
Satılan malın mevcut olması
Mal ve bedelin belirli olması
Malın teslim alınması, (Kabz)
Ticârette kâr sınırı
Müslüman olarak alış-verişlerde dikkat edeceğimiz bazı hususlar vardır
Malı değerinin altında almak
Pazarlık etmek
Alış-verişte yemin etmek
Ölçü ve tartının doğru olması, alış-verişe hilenin karıştırılmaması
Kur'ân-ı Kerim'de Ticâret Kavramı
Allah'ın Âyetlerini Satmak (Din Ticâreti Yapmak) Konusunda Âyetler
Hadis-i Şeriflerde Ticâret Kavramı
Kur'an Okuma ve Hatta Öğretme Karşılığında Ücret Almayı Yasaklayan Bazı Hadis-i Şerifler
Hz. Peygamber'in Ticâretle Uğraşması
Evlilik So asında Ticârî Meşgaleleri
Alış-verişleri
Ticâretinin Prensipleri
Maîşet Temini Açısından Ticâretin Önemi
Ticâret, Ziraat ve Cihad
En Hayırlı Kazanç; Kendi Eliyle Çalışıp Kazanma
Başkasına Yük Olmadan Yaşamak; Helâl Maîşet Temini
İş, Kazanç, Meslek ve Ticarî İlişkilerde Haramlar İş ve Meslekler
Yasak Edilen Meslek ve İşler a- Yasak Seks (Zinâ-Fuhuş)
b- Dans, Oyun vb.
c- İçki ve Uyuşturucu Madde Yapımı ve Satımı
d- İslâm'a Karşı Olan veya İslâm'ın Yasak Ettiği İşlerde Çalışmak
Fâhiş Fiyat
Ticârî Muâmelelerdeki Haramlar ve Haram Kazanç Yolları a- Haram Olan Şeyleri Satmak
b- Bir Yanı Meçhul Satış
c- Narh Koymak
d- Fiyatlarla Oynamak
İhtikâr/Karaborsacılık
Kabz-ı mallık ve Komisyonculukla Yapay Olarak Piyasaya Müdâhale
e- Hileli Arttırma
f- Hile ve Aldatma
g- Yemin
h- Eksik Ölçmek ve Tartmak
i- Çalınan ve Gasbedilen Şeyi Satın Almak
i- Fâiz
k- Sigorta Şirketi
l- Tahvil
m- Rüşvet
n- Emeği sömürmek
o-  Hırsızlık, gasp
Haram Kazanç Yolları
İslâm Ekonomisinin Genel Prensipleri
En Kötü Ticâret; Allah'ın Âyetlerini Az Bir Karşılığa Satmak.
Az Bir Karşılık ile (Ucuza) Satmak
Hiçbir Peygamber, Tebliğ Karşılığında İnsanlardan Ücret İstemez.
İslâm ve Basit Çıkar Gözetmek.
Allah'ın Âyetlerini Satmak En Zararlı; Cihad ve İnfak da En Kârlı Bir Ticârettir
Ticâret Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Ticâret Konusuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar