2010 aktif konular listesi

2010 aktif konular listesi

Varikosel Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?

  • asya

Varikosel nedir?

Tüm erkeklerin % 15 kadarında ve kısırlık sorunu ile başvuranların % 40'ında saptanan varikosel (testis damarlarında genişleme, varisleşme) en sık rastlanan ve mikrocerrahi ameliyat sonucu en başarılı sonuç aldığımız kısırlık sebebidir. Varikosel testislerde sıcaklık artışı ve toplardamardaki kanın organa geri akımı sonrası mikro dolaşımı etkileyerek sperm üretimini bozar; sayı, hareketlilik, yapı ve kromozomal yapıya etki sonucu dölleme kapasitesini olumsuz etkiler.

Varikosel, skrotum adı verilen yumurtalık torbalarında yumurtalıkların etrafında oluşan varisli damarlardır. Varikosel sol tarafta daha sık görülür. Önemi kısırlığa sebebiyet vermesinden dolayıdır. Hastaların ağrı olmazsa da testisteki sperm hücrelerini bozacağı için tedavi olmaları gerekmededir.20-30 yaş grubunda en fazladır. Hiç belirti vermeyen varikoseller de vardır.

Varikosel niye daha çok sol tarafta olur?

* Soldaki toplar damarın boşaldığı yer ana damarla dik açı yapar.Bu nedenle kan tam olarak boşalmaz.

* Testisin sol toplar damarı daha uzundur.

* Soldaki toplar damarın içerisinde kanı ileri pompalayacak kapakçıklar daha az ve yetersizdir.

Zührevi Hastalıklar Nelerdir?

  • asya

Başka yollarla da bulaşabilen, fakat daha ziyade cinsi temasla bulaşan hastalıklar grubu. Zührevi hastalıklar şu şekilde sıralanabilir:

BEL SOĞUKLUĞU (GONORE)

Gonore isimli mikropun meydana getirdiği cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır.Nadiren olsada cinsel yolla bulaşmaz.Mikroplu havlu,mendil gibi eşyaların kullanılması ile de bulaşabilir.Mikrop alındıktan sonra 3-7 gün arasında belirti verir.Bazen belirtiisi 12 saat ile 3 ay kadar da değişebilir.Tedavi edilmezse 3-7 hafta sonra müzminleşir.

Penisten sarı kahverengi çok defada yeşile çalan bir akıntı olur.Miktarı çok olmazsa bile her idrar yapıştan sonra ve sabahları kilota bulaşan bir akıntıdır.İdrar çıkış yeri kızarır şişer.İdrar şikayetleri olur.

Teşhis,akıntının özel metotlar ile alınıp mikroskop altında belsoğukluğu mikrobunun görülmesi ile konur.

Tedavi edilmeyen vakalarda apse sonucu idrar yolunun daralması meydana gelir.hastalık daha ilerliyecek olursa testise yayılır.Buradaki tohum hücrelerinin gelişmesini önliyerek kısırlığa neden olur.

Korunma:Her şeyden önce hijen kurallarına uyulmalı.Cinsel temas sırasında kondom (prezervatif) kullanılmaldır.Şüpheli ilişkilerde bulunulmamalıdır.

Mesane Kanseri Nedir? Tedavisi Nasıldır?

  • asya

MESANE KANSERİ NEDİR?

Mesane Kanseri en sık görülen kanser türlerinden biridir.

Mesane Kanserine sebeb olan spesifik bir sebeb bilinmemesine rağmen hastalık erkeleri kadınlara oranla 3 kat daha fazla etkilemektedir. 1995 yılında ABD de 50.000, Avrupada 75.000 den fazla yeni Mesane Kanserli hasta görülmüştür. Hastalığın en sık görülen formu idrar yolu hücrelerini kapsayan transitional cell carsinoma (TCC) dir.Bu durum Mesane Kanseri vakalarının %90 da görülmektedir. Hastalığın erken evrelerindeki tedavi yöntemi tümörün operasyonla çıkartılmasıdır. Fakat bu durumdaki asıl mesele kanserin tekrarlaması nüks etmesidir. Ne yazık ki Mesane Kanseri nüks oranı en yüksek kanserlerden biridir ve bu sebepden doktorun hastalık nüksünü mümkün olan en kısa sürede belirleyebilmesi için hastalarını nükse karşı sık sık kontrol etmesi gerekmektedir.

MESANE KANSERİNİN BELİRLENMESİ

Kanser Belirtileri

  • YaSemin

Kanserde uyarıcı belirtiler:

Birkaç gün ya da birkaç hafta süren belirtiler hekim tarafından kontrol edilmelidir. Erken tanı konması, kanser tedavisinin başarılı olma şansını artırır.

* Görünürde bir neden olmaksızın hızlı kilo kaybı
* Üç haftada iyileşmeyen yara, ağrı ya da ülser
* Büyüyen, kanayan ya da kaşınan leke ya da ben
* Hazımsızlık ya da yutma güçlüğü
* Rahatsız edecek derecede öksürük ya da boğuk ses
* Öksürükle kanlı balgam çıkması
* Memede ya da vücudun başka bir bölümünde kalınlaşma ya da şişlik
* Ağrı olmadan idrarla kan gelmesi
* Barsak ve mesane ile ilgili alışkanlıklarda değişiklik

Yukarıda belirtilenlerin tümü, kanserin erken evre belirtisi olabilir; ancak bu durumlar çoğu kez daha az önem taşıyan nedenlerden kaynaklanabilir. Bu konuda kararı doktorunuz vermelidir.

Akciğer Kanseri Belirtileri

  • YaSemin

Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?

1- Bitmek bilmeyen ve zamanla daha kötüye giden bir öksürük

2- Kalıcı göğüs ağrısı

3- Kan tükürmek

4- Nefes darlığı

5- Hırıltılı nefes alıp-vermek.

6- Sık sık zatürre veya bronşit olması ve geçmemesi

7- Boyun ve yüzde şişkinlik

8- İştahsızlık ve kilo kaybı

9- Yorgunluk

Bu belirtilerin klinik açıdan değerlendirilmesi ve araştırılması hekim tarafından yapılmalıdır.

Meme Kanseri Belirtileri

  • YaSemin

Meme kanserinin belirtileri nelerdir?

1- Memede şişlik olması. Genellikle ağrısız, sertçe, hareket ettirilebilen veya yerinden oynamayan, zamanla büyüyebilen kitle varlığı

2- Memenin genel olarak boyutunda veya şeklinde değişiklik olması

3- Meme cildinde kızarıklık, ateş, morluk, yara, damar genişlemesi, içeri doğru çöküntü, yaygın küçük şişlikler, portakal kabuğu görünüşü gibi noktasal çekintiler şeklinde değişikliklerin meydana gelmesi

4- Meme başı ve çevresinde renk ve şekil değişikliği, meme başında genişleme, düzleşme, içe çökme, yön değiştirme, kabuklanma, çatlaklar oluşması, yaralar çıkması

5- Meme başından gelen kanlı veya kansız akıntı

6- Koltuk altında görülebilen veya elle fark edilen ağrılı ya da ağrısız şişliklerin varlığı

Bu belirtilerin klinik açıdan değerlendirilmesi ve araştırılması hekim tarafından yapılmalıdır.

Böbrek Nakli Nasıl Yapılır?

  • asya

Böbrek nakli (transplantasyon), son dönem böbrek yetersizliğinin en başarılı tedavi şeklidir. Böbrek nakli için gereken böbrek 2 kaynaktan sağlanabilir.

* Canlı vericiden
* Kadavradan.

Gerek canlı vericiden, gerekse kadavradan yapılan başarılı böbrek transplantasyonlarında diyaliz tedavilerinde olduğu gibi böbrek fonksiyonlarından bazıları değil, tamamı yerine getirilir. Buna ek olarak, hem tüm böbrek fonksiyonları yerine getirildiğinden, hem de hastalar için sürekli diyaliz işlemlerinin oluşturduğu fiziksel ve psikolojik zorluklar ortadan kalktığından dolayı yaşam kalitesi daha iyidir. İnsan dışında bir canlıdan transplantasyon şu anda mümkün olmamakla birlikte çalışmalar ümit vericidir, iyimser bir tahminle 2020 li yıllarda mümkün olabilir. Türk Nefroloji Derneğinin verilerine göre Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 4000 böbrek nakli yapılmıştır. 1998 yılında 382 böbrek nakli yapılmıştır ve ne yazık ki bunların yaklaşık 1/3’ü kadavra kaynaklıdır. Kadavra kaynaklı böbrek nakli oranı Batı ülkelerinde yaklaşık % 80’dir. Bunun nedeni ülkemizde organ bağışlarının henüz istenilen seviyeye ulaşamamasıdır.

Uygun böbrek seçimi:

Bağımsızlık Öncesi Afganistan

  • hayat

Afganistan, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı tarih boyunca çeşitli milletlerin istila ve işgaline maruz kalmıştır. M.Ö. 500'lü yıllarda ilk defa İranlılar'ca işgal edilen bölge, daha sonra Büyük İskender orduları tarafından ele geçirilmiştir. Arkasından bölgede Baktriana Devleti kurulmuştur. Bu devlet, kurulmasından yaklaşık bir asır sonra Hindistan'da bulunan Çandragupta devletli ile mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Baktriana Devleti, bu mücadele ve kuzeyden gelen baskılar sonucu, M.S. 50?de yıkılmıştır. Böylece bölge, batıdan gelen tehlikeleri atlattıktan sonra kuzeyden gelen kavimler tarafından tehdit edilmeye başlamıştır. Bölge; 50-125 yılları arası Türk asıllı oldukları tahmin edilen İskit ve 125-480 yılları arasında ise, Kuşanlar'ın hakimiyet altına girmiştir.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1919 - 1945 Arası Dönem

  • hayat

Sovyetler Birliği ve Afganistan birbirini ilk tanıyan ülkeler olmuşlardır. Sovyet-Afgan anlaşmasının imzalanmasından üç gün sonra, yani 1 Mart 1921?de, Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında da ilk Türk-Afgan ittifakı Moskova?da imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Türkiye Afganistan?ın bağımsızlığını tanıyordu. Ayrıca taraflardan birine yapılacak saldırıyı diğer taraf kendine yapılmış sayacaktı. Yine bu anlaşmaya göre, Türkiye kültürel yardım çerçevesinde Afganistan?a öğretmen ve subaylar gönderecekti. Böylece iki kardeş millet arasında mevcut olan manevi birlik, resmi bir anlaşma şekline dönüşmüş oluyordu.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1945 - 1979 Arası Dönem

  • hayat

II. Dünya Savaşı sonrası yıllarda Türkiye, bazı sıkıntılı devreler yaşaması ve bunların üstesinden gelmesine rağmen hala Sovyet tehdit ve tehlikesi altında olacaktır. Bu şartlar altında NATO ittifakına giren ve güvenliğini teminat altına alan Türkiye, diğer dost ülkeler ve Afganistan?la olan dış ilişkilerinde bazı değişiklikler yapmak durumunda kalmıştır. Bu durum, Afganistan?ı içeride olduğu kadar dışarıda da sıkıntıya sokmuş ve yeniden yalnızlığa itmiştir.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1979 - 1989 Arası Dönem

  • hayat

Sovyet danışman veya teknisyenlerden Orta Asya kökenlilerin çoğunluğunu Tacikler teşkil etmiştir. Sovyetler, Afganistan?ı istilaları sırasında Öğretim Elemenları?nın yetersiz oluşu nedeni ile fazla başarı sağlayamamışlardır. Ancak Sovyetler Birliği?ne eğitim amaçlı gönderilen Afganlı öğrenci sayısı önemli miktarda artmıştır. Örneğin 1980?de Taşkent?teki 600 Afganlı öğrenci varken daha sonra bu sayı, 5.000?e yükselmiştir.

1982 yılında Sovyetler Birliği?nde eğitim gören toplam Afganlı öğrenci sayısı, 25.000?e ulaşmıştır. Taşkent?te bulunan ve Özbekçe bilen bazı Afganlı öğrenciler, ülkelerindeki mücahit faaliyetleri hakkında Özbeklerle bilgi veriyorlardı. Bu durumu önlemek isteyen Sovyet yetkilileri, Afganlı ögrencileri Moskova ve Leningrad?a taşımak istemiştir. Ancak Özbek lider Reşidov?ın girişimleri ile, bu durum önlenmiştir.

Afganistan'daki Gelişmeler: 1979 Sonrası Dönem

  • hayat

Afganistan?da iç savaşın çıkış sebeplerinin başında Afgan mücahit gruplarının kabile yapısından kendilerini kurtaramamaları gelir. Bu durum Sovyet ordusunun çekilmesinden sonra da devam etmiş, ülkede birlik ve beraberlik sağlanamamıştır. Mücahit gruplar kabilelere dayanmalarının yanısıra ?Ilımlılar? ve ?Radikaller? olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Ayrıca Afganistan?da yaşayan 6 milyon dolayındaki Türk?te ?Müslümanlar Birliği? adlı ayrı bir grup oluşturmuştur.

Türk mücahit grubunun başına geçen Azad Beg, Peşevar vadisine göç eden ve Afganistan?da kalan Türkleri bir araya toplamıştır. Ancak bu Türk mücahit grubu, Türkiye veya uluslararası kuruluşların sağladığı yardımlardan faydalandırılmamıştır. Bunun üzerine Türkiye, Pakistan?da yaşayan Afganlı mültecilerden 5 bin kişilik bir Türk grubu Türkiye?ye getirmiş ve diğerlerine de özel yardım yapmıştır.

Top