Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Nebi ve Rasuller Arasında Ayırım Yapmamak Gerekir

Nebi ve Rasuller Arasında Ayırım Yapmamak Gerekir

Nebi ve
Rasuller Arasında Ayırım Yapmamak Gerekir:

İster nebi olsun, ister resul olsun
peygamberlerin hiç birisini diğerinden ayırdetmeden hepsine iman etmek farzdır.
Resul ve nebilerin hepsi nübüvvetin aslında ve peygamberliğin mahiyetinde
eşittirler. Çünkü peygamberliğin hakikatında tefaddul ve noksanlık yoktur. Hz.
Yunus da peygamberdir, Hz. İsa ve Musâ da peygamberdir. Hepsi de Allah'tan vahiy
almışlar, bütün peygamberler tevhid itikadını ve hayırların bütününü insanlara
öğretmede Allah rızası için yarışmışlardır. Peygamberlerin hepsi de masumdurlar,
özellikle insanlara örnek olmada ve dinin hükümlerini tebliğ ile ilgili
hususlarda Allah'ın emrinin dışına çıkmamışlardır. Bu bakımdan onların aynı
seviyede olan bu haklarını teslim ve tasdik etmeden bir insan mümin ve müslim
olamaz. Resulullah (s.a.s) "Peygamberler arasında ayırım yapmayınız..."
buyurmuştur.[1]

Kur'an-ı Kerim'in bize öğrettiği ve
Hz. Peygamberin de geceleri teheccüd namazında okuduğu dua esnasında "Peygamberler
haktır ve Muhammed haktır..."[2]
dediği gibi onların hepsini peygamberliklerinde (nübüvvetin mahiyetinde)
birbirlerinden ayırdetmeksizin eşit olarak tasdik etmek imanın gereğidir:

"Allah'ı ve peygamberlerini inkar
edenler ve Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler (Allah'a inanıp
peygamberlerine inanmayanlar) ve peygamberlerin bir kısmına inanırız ve
bazılarını inkâr ederiz diyenler ve böylece küfür ile iman arasında bir yol
tutmaya yeltenenler var ya! İşte bunlar gerçek kâfirlerin kendileridir. Biz o
kâfirlere horlayıcı ve zillete düşürücü bir azab hazırladık. Allah'a ve
peygamberlerine iman edip onlardan birini diğerinden ayırmayanlara gelince,
bunlar da ecir ve mükafatları kendilerine verilecek olanlardır. Allah çok
bağışlayıcı, çok esirgeyicidir."
(en-Nisa: 4/150-152).

Peygamberlere iman etmeyi emreden
ayetlerde "resul" kelimesinin içerisine "enbiya" da girer. Enbiyanın ilki Hz.
Âdem'dir. Hz. Âdem'in nübüvveti, kendisine emredilip nehyolunduğuna delâlet eden
Kur'an ayetleri ve hadislerle sabittir. Hz. Muhammed (s.a.s) nebi ve resullerin
sonuncusudur. Peygamberlerin sayısı hakkında rivayetlerin en kuvvetlisi
"Enbiyanın sayısı 124 bin veya 224 bindir. Bunların içinden 315'i resuldür"[3]

Bu hadis ahâd haberdir. Lafızlarında
(124 bin, 224 bin) gibi şüphe ve rivayet farkı vardır. Haberi ahâd zan ifade
eder. İtikadiyatta zanna itibar edilmez. O halde peygamberlere imanda onların
adedini muayyen bir sayı ile belirtmemek lâzımdır. "Allah'ın gönderdiği
peygamberlerinin hepsine iman ettim". Veya Peygamberlerin ilki Hz. Âdem,
sonuncusu ise Hz. Muhammed (s.a.s)' dir. Bu ikisi arasında ne kadar peygamber
gelip geçmişse, hepsine iman ettim. Bütün peygamberler, haktır, gerçektir,
doğrudur demek lâzımdır. Ahâd habere uyarak peygamberlerin sayısını belirtmekte
ise, enbiyadan olmayanların sayı ile belirtilen adedin içine sokulması veya nebi
olanların ise sayı dışında bırakılması gibi imana zarar verici tehlikeli bir
durumla karşılaşılmış olur.

Kur'an-ı Kerim'de, nübüvvetin mahiyeti
dışında ve peygamberlik hâricinde peygamberlerin bazı meziyyet ve özelliklerle
birbirlerine tafdil olundukları bildirilir:

"O resuller ki biz onların kimine
kiminden üstün meziyetler verdik..."
(el-Bakara: 2/253),

"Nebilerin bazısını bazısına tafdil
ettik" (el-İsrâ: 17/55).

Peygamberlerin bazısının diğer bir
kısmına tafdil olunduğu meziyet ve faziletler, nübüvvetin mahiyeti dışında ve
peygamberlik rütbesinin tamamen haricinde kalan Allah'ın onlara verdiği lütuf,
ihsan ve meziyetlerdir. Meselâ, "O halde resullerden azim sahiplerinin
sabrettikleri gibi sen de sabret. Onlar için azabı istemede acele etme."
(el-Ahkâf: 46/35) buyurulduğu gibi peygamberlerin bir kısmı azim sahipleridir.
Ulul-azm olan peygamberler diğerlerinden efdaldir "... Ulul-azmi
mine'r-rusul..." deki "min" in beyaniyye olması ihtimali daha kuvvetli olduğuna
göre bu ayetteki "ulu'l-azm mine'r-rusul"den murad resûllerin hepsidir. Resuller
resul olmayan nebilerden efdaldir denilmiştir. Doğrusu, peygamberlerin tafdili,
Allah'ın onlardan her birine gerek dünyada gerek ahirette nübüvvetleri dışında
verdiği bir takım lütuf ve meziyetlerdir. Meselâ, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya şehid
edilmişlerdir. Bilfiil şehâdet rütbesi her peygamberde yoktur. Hz. Peygamber,
kıyamet gününde ilk elbise giydirilenin Hz. İbrahim (a.s) olduğunu söylemiştir.[4]
Hz. İbrahim'e diğer peygamberlerden önce elbise giydirilmesi onun için ayrı
meziyettir.

[5]




[1]
Buhârî, Enbiya: 35; Müslim, Fedail: 159.


[2]
Buhârî, Teheccüd: 1.


[3] Ahmed
b. Hanbel, Müsned, V 226; İbn Hibbân, Taberânî, Hâkim, Beyhaki ve İbn
Mürdeveyh rivayet etmişlerdir.



[4]
Buhârî, Enbiya: 8; Müslim, Cennet: 58.


[5]
Muhiddin Bağçeci, Şamil İslam Ansiklopedisi: 5/226-227.