Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Allah'ın Sınavı Olarak Gelen Üzücü Olaylara Sabır

Allah

Allah'ın Sınavı
Olarak Gelen Üzücü Olaylara Sabır:


Bu sabır da iki çeşittir:

Birincisi,
insanlardan gelen ve savması çok zor olan eziyetler, belâlardır. Halkın,
kendisinin aleyhinde konuşmaları, kendisine iftira etmeleri, hakkını
gasbetmeleri ve benzeri şeylerdir. Sahabilerden biri: "Kişi eziyete
sabretmedikçe (iman yolunda işkenceye katlanmadıkça) adamın imanını iman
saymazdık" demiştir. Çünkü bu, peygamberlerin sabrıdır. Yüce Allah, onların
şöyle dediklerini nakletmiştir: "Biz, sizin bize yaptığınız eziyete/işkenceye
sabredeceğiz. Tevekkül edenler/mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler."
(14/İbrâhim, 12)

Peygamberimiz ve ashâbının, müşriklerin söz ve
eylemli işkencelerine sabırları sonucu dünyada tevhid yerleşmiş, İslâm gönülleri
fethetmiş, âhirette ise altlarından ırmaklar akan nimet cennetlerinde ebedî
hayata ermişlerdir. Yüce Allah onların halini ve vasfını şöyle anlatır: "Ve
onlar, Rablerinin yüzünü (rızâsını) arzu ederek (nefislerinin zorlandıkları
şeylere) sabreder-ler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve
açık olarak infak eder (hayır yoluna) harcarlar. İşte bu (dünya) yurdun(un
güzel) sonucu onlarındır." (13/Ra'd, 22)

İkincisi,
Savması, kulun elinde olmayan Allah'ın sınavıyla
ilgili musibetlerdir. Bir yakınının ölmesi, malının telef olması, hastalık,
sakatlık ve benzeri sınavlardır. Bunlara sabır, sabrın en yüce makamıdır. İbn
Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Kur'an'da sabır üç çeşittir: Allah'ın farzlarını
yerine getirmeğe sabır, musibetin ilk şokuna sabır, Allah'ın belâsına sabır. Bu
son sabır çeşidi, başka şeylere sabırdan daha zordur. Buna ancak peygamberler
dayanabilir. Bundan dolayı Peygamberimiz: "yâ Rabbi, Sen'den bana dünya
musibetlerini küçültüp kolaylaştıracak bir yakîn istiyorum." diye duâ
etmiştir. (Tirmizî, Deavât 79)

Belâlar, ya kulu olgunlaştırmak, ya da
günahlarından temizlemek içindir. Yüce Allah şöyle buyurur: "Başınıza gelen
her musibet, ellerinizin yaptığı işler yüzündendir. Allah çoğundan da geçer."
(42/Şûrâ, 30) Peygamber Efendimiz de şöyle buyurur: "Mü'min kula isabet
eden hiç bir hastalık, tasa, ya da daha küçük bir olay yoktur ki Allah, o
musibet ile o kulun günahlarından bir kısmını silmesin." (S. Buhârî, Merdâ
1; Müslim, Birr 52; Tirmizî, Cenâiz 1; Ahmed bin Hanbel, Müsned II/303, III/4,
18) "Allah bir kuluna hayır dilerse, onun günahının cezasını dünyada verir."
(Tirmizî, Zühd 56; Ahmed bin Hanbel, Müsned IV/87). Rivâyete göre "Kim bir
kötülük yaparsa, onunla cezalandırılır." (4/Nisâ, 123) âyeti indiği zaman Hz.
Ebûbekir: "Bu âyetten sonra insan nasıl sevinebilir?" demiş; Peygamberimiz
(s.a.s.) de buna şu cevabı vermiştir: "Allah seni bağışlasın ey Ebûbekir,
hasta olmuyor musun? İşte bunlar hep günahlarınızın cezasıdır." (Ahmed bin
Hanbel, Müsned I/11). "Kim başına gelen musibete Allah'ın buyurduğu gibi 'İnnâ
lillâhi ve innâ ileyhi râciûn' (2/Bakara, 156) deyip sonra, 'Allah'ım, bu
musibetimden bana sevap ver, bunun ardından bana hayır ver (aldığın nimetin
yerine daha hayırlısını ihsan eyle)!' diye duâ ederse Allah öyle yapar."
(Müslim, Cenâiz 3, 4) Bir kudsî hadiste de şöyle buyurulmuştur:
"Kulumu bir belâ (hastalık) ile sınadığım zaman sabreder, Beni ziyaretçilerine
şikâyet etmezse etinin yerine daha hayırlı bir et, kanının yerine daha hayırlı
bir kan veririm. Onu iyileştirirsem günahından kurtulmuş olarak iyileştiririm,
rahmetime (cennetime) koyarım." (İmam Mâlik, Muvatta, Atâ bin Yesâr'dan;
Beyhakî, Ebû Hüreyre'den rivâyet etmiştir.)

Hz. Ali, çocuğu ölen birine tâziye ederken şöyle
demiştir: "Kader, üzerinden geçti, sabredersen me'cûr olursun (sevap alırsın).
Eğer sızlanırsan yine kader üzerinden geçmiştir (geri döndürmek mümkün
değildir), üstelik günahkâr olursun." Gerçekten sızlanma ve şikâyet,
musibeti artırmaktan başka bir sonuç vermez. Allah'ın kazâsına sabretmeyenin
musibeti ikiye katlanır; bir, musibetin kendisi, bir de sızlanmada haddi aşarak
günaha girme. Sızlanmak, yaka paça yırtmak, kafasını yüzünü dövmek, aşırı
şikâyette bulunmak, tasa göstermek, normal kıyafetini değiştirip yas giysileri
giymek ve benzeri şeyler, istek ile yapılan şeylerin sınırında bulunduğu için
insanı sabır makamından çıkarır. Bundan dolayı böyle şeylerden kaçınmalı, normal
hayat geleneğini sürdürmeli, ölenin canı, aslında Allah'ın, kendisine verdiği
bir emaneti olup, vakti gelince onu geri aldığını düşünerek teselli bulmalıdır.

Sabr-ı Cemil, musibete uğrayanın, başkasından
ayırt edilmeyecek biçimde sabretmesi; kendisinin musibete uğradığını belli
etmemesidir. Fakat kalbin üzülmesi, gözlerden yaş akması, kişiyi sabredenler
sınırından çıkarmaz. Çünkü insan, beşeriyetin gereği olan bu halden ölünceye dek
ayrılamaz. Peygamber (s.a.s.)'in dahi, oğlu İbrahim'in vefatında gözlerinden yaş
akmıştır. "Sen, bundan men etmemiş miydin?" diyenlere: "Bu merhamettir, Allah
merhametli kullarına acır!" buyurmuştur (Buhârî, Cenâiz 32, Merdâ 9; Müslim,
Cenâiz 11; Ebû Dâvud, Cenâiz 24; Nesâî, Cenâiz 22; İbn Mâce, Cenâiz 53; Ahmed
bin Hanbel, Müsned V/204, 206). Kul bilmelidir ki başına gelen belâya sabırdan
hâsıl olan sevap, o belâ olmadığı zamandaki âfiyet nimetinden büyüktür. Kul,
Allah'ın bu sevâbını düşünerek hoşnutsuzluğu, burukluğu savarsa sabredenler
derecesine erer.

Allah'tan sabra yardım dilemek, sabrın kendi
nefsiyle değil; Allah'ın yardımıyla olduğunu bilmek gerekir. "Sabret! Senin
sabrın ancak Allah'ın yardımı iledir." (16/Nahl, 127). Allah kula sabır
vermezse kul sabredemez. Yine kul, başka bir gaye için değil; sırf Allah'ı
sevdiği, O'nun rızâsına erebilmek için sabretmelidir; sabrı Allah için
olmalıdır. Unutmamak lâzımdır ki, Allah için sabredenler, iki cihanın izzetine
ermişlerdir. Zira onlar, Allah'ın beraberliğine kavuşmuşlardır. "Allah
sabredenlerle beraberdir." (2/Bakara, 153, 249; 8/Enfâl, 46, 66). Allah'ın
beraber olduğu kimseler, elbette iki dünyanın şerefine ererler.

Sabr-ı cemîl, sızlanmadan belâlara katlanmaktır.
Sabra aykırı olan, derdini halka açmak, insanlara sızlanmaktır. Fakat halini
Allah'a şikâyet etmek, O'na yakınmak sabra aykırı değildir. Nitekim Yakub
(a.s.): "Ben üzüntü ve tasamı Allah'a şikâyet ederim." (12/Yûsuf,
86) demiştir. Hz. Eyyûb da Rabbine: "Bu dert bana dokundu, Sen
merhametlilerin en merhametlisisin!" (21/Enbiyâ, 83) diyerek derdini Allah'a
arz etmiştir. Eğer derdi Allah'a arz etmek sabra aykırı olsaydı, Allah'ın
sevdiği bu peygamberler, dertlerini Allah'a arz ve şikâyet etmezlerdi. Onların
hali herkese örnektir. Kul, isyana, edepsizliğe varmadan niyazla derdini Allah'a
arz edip kurtuluş dilerse bundan sevap alacağı gibi, belâya sabrı da güç
kazanır.[1]

İnsan, hemen her çeşit zorluğa dayanabilecek
güçte yaratılmıştır. Allah'ın bize verdiği sabır kuvvetini eğer yanlış yerlere
dağıtıp harcamazsak; her meşakkate ve her musibete kâfi gelebilir.

İnsan, mâruz kaldığı musîbetlerin çok daha
büyükleri ve beterleri olduğunu düşünüp haline sabretmelidir.

Arzu edileni elde etmeğe sabır, zaferin
adresidir. Mihnetlere/sıkıntılara sabır ise kurtulu-şun adresidir.

Hasta ve kabir ziyaretinin temel hikmetlerinden
biri, bu iki nasihatçinin sabır tavsiyesidir.

Hoşlanmadığına sabretmedikçe, hoşlandığını ele
geçiremezsin. (Hz. İsa)

Kalbine hücum eden her türlü sıkıntıyı, sabır
kalkanı ile karşılarsan, hiç bir dert seni can evinden vuramaz. (Hz. Ali)

Sabır, selâmet ve saâdet evinin anahtarı ve her
musîbetin ilâcıdır. (Hz. Ali)

Sabır, tökezlemeyen bir binektir. (Hz. Ali)

Mevlâ görelim neyler; Neylerse güzel eyler.
(Erzurumlu İbrahim Hakkkı)

Lutfun da hoş, kahrın da hoş. (Y. Emre)

Sabır saâdeti ebedî kalır, Sabır kimde ise o
nasib alır.

Ne sarp iş olsa sabr ânı bitürür. Kamu yerden
saâdetler yetürür. (Y. Emre)

Meşhûr-ı mesel idi bu ammâ; Sabr ile koruk
olurdı helva.

Sabrı iç, seni öldürürse şehîd eder, yaşatırsa
aziz (izzetli/onurlu) yaşatır.

Sabır ve zaman, ânî öfke ve şiddetin
yapabileceğinden çok daha fazla iş başarır.

Mantık, talihsizliklere dayanabilir, cesaret
onlarla çarpışır, sabır ile inanç ise onları yener.

Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri
titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir.

İnsanlarla yaşamak için biricik yol sabırdır.

Ya sabır sabır sabredecek; veya sapır sapır
dökülüp savrulacağız.

Acele şeytandandır; teennî ve sabır
Rahman'dandır.

Sabır, biraz da zaman; Güçten, öfkeden daha
yaman.

Sabır bir zırh, öfke düşmanların en azılısı.

Sabrı olmayanlar ne kadar fakirdirler.

Sabır, her bahçede yetişmeyen bir çiçektir.

Sabır, ruhun yüceliğini ortaya çıkarır.

Sabır, belâ karşısında güzel edeple durmaktır.

Sabır, şikâyeti bırakmaktır.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.

Sabır cennetin anahtarıdır.

Sabır, erdemin cesaretidir.

Sabır, umut etmek sanatıdır.

Sabır ile bitmez iş olmaz.

Sabır, maksadın en kestirme yoludur.

Sabır meserretin (sevincin), acele nedâmetin
anahtarıdır.

Sabırlı kulunu Allah sever.

Sabır ile koruk helva; dut yaprağı atlas u dibâ
olur.

Sabreden derviş, muradına ermiş.

Sabrın sonu selâmettir.

"Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize
cesaret ver ki tutunalım. Kâfir kavme karşı bize yardım et!"
(2/Bakara, 250)


[1]
S. Ateş, Yeni İslâm İlmihali, s. 610-615.

SABIR..
Önsöz.
Sabr'ın Tanımı ve Mahiyeti
Sabrın Anlamı Ve Çeşitleri
Sabrın Önemi
Sabırlı Olmak.
Sözlü Saldırı Ve Eziyetlere Karşı Sabır
Fiilî Saldırı Ve Eziyetlere Karşı Sabır
Merhametli Olmak.
Mütevazi Olmak.
Daveti Allah İçin Yapmak.
Kur'an-ı Kerim Sabrı Anlatıyor
Asr Sûresinin Meali
Asr Sûresi Hakkında Açıklama.
Kur'an-ı Kerim'de Sabır
Sabırda Israrlı Olmak
Hadis-i Şeriflerde Sabır ve Sabrın Fazileti
Tahrife Kurban Giden Sabır Kavramı Sabır; Pasiflik, Zillet ve Miskinlik midir?.
Sabır Aktif Bir Direniştir
Sabrın Sözlük Anlamları
İman-Sabır İlişkisi
İslâmî Hareket Mücadeleyi; Mücadele de Sabrı Gerektirir
Sabrı Tavsiye.
Kur'an-ı Kerim'de Peygamberlerin Sabırlarından Örnekler
Hz. Musa ile Hızır Kıssası
Eyyüb (a.s.)'ın Sabrına Dair Birkaç Söz..
Hz. Yakup (a.s.)'ın Sabrı
Sabır Çeşitleri
1. İbadetlerin Getirdiği Çilelere Sabır
2. Günahların Zevklerine Karşı
3. Cenab-ı Hakk'ın İnsanlara Verdiği Belâlara, Musibetlere Karşı Sabır
Sabır Ve Namaz.
Belâlara - Sıkıntılara Sabır
Musibetlere Sabretmek.
Tarih Boyunca Peygamberlerin Tebliğ Mücadeleleri Ve İşkencelere Karşı  Direnmede Göstermiş Oldukları Sabır Ve Sebat
Tebliğ - İşkence Mücadelesi
Kızgın Güneşte Ve Büyük Kayanın Altında ?Allah Birdir? Diye İnleyen Mücahid Bilal-İ Habeşî
Kadın Sahabîlerden Zinnûre Hatun'un İşkenceyle Gözlerinin Kör Edilişi
Örnek Sabır Destanı
Önemli İlaç.
Ashâb-ı Kehf
İmparatorun Mabede Gelişi
Şehirden Ayrılış.
İmparator Dekyanus'un İntikamı
İmparatorun Huzurunda.
Asr Sûresinin Sonu. İnsanın Sabra Olan İhtiyacı
Sabrın Çeşitleri
İbâdetlere Sabır
Günah İşlememeğe Sabır
Allah'ın Sınavı Olarak Gelen Üzücü Olaylara Sabır
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar