Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Eskilerin Şirki Şimdikilerden Hafifti

Eskilerin Şirki Şimdikilerden Hafifti



Eskilerin Şirki
Şimdikilerden Hafifti



Müşriklerin
günümüzde ?inancın büyüğü? diye ad verdikleri bu hususun Kur'ân-ı Kerim'de
belirtilen ve Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'ın kendisine karşı
savaş verdiği şirk ile aynı şey olduğunu bildiğimize göre şunu da belirtelim ki
öncekilerin şirki günümüzün şirkine göre iki sebebten dolayı daha hafiftir.
Birincisi öncekiler ancak bolluk ve rahatlık zamanında melekleri, velileri ve
putları Allah'a ortak koşuyor ve onlara dua ediyorlardı. Darlık zamanlarında ise
dualarını yalnızca Allah'a yapıyorlardı. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:


?Denizde size bir
sıkıntı dokunduğu zaman ondan başka taptığınız herkes kaybolur. Fakat o sizi
kurtarıp, karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.?
(el-İsra, 17/67)

Müellifin
?günümüzde müşriklerin... bildiğimize göre? sözleri şu demektir: Sen ibadetin
anlamını ve -müellifin- kendi döneminde o müşriklerin izledikleri yolun tıpkı
Peygamber sallallahü aleyhi vesellem'in dönemindeki müşriklerin izlediği
yol ile aynı olduğu anlaşıldığına göre bunların şirklerinin Peygamber
sallallahü aleyhi vesellem'in kendileriyle savaşmış olduğu kimselerin
şirkinden iki yönüyle daha büyük olduğu da anlaşılmış olur.

Evvela bunlar hem
rahatlık ve bolluk zamanlarında, hem de sıkıntılı zamanlarında Allah'a ortak
koşmaktadırlar. Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'in aralarında
peygamber olarak gönderdiği o müşrikler ise sadece bolluk ve rahatlık
zamanlarında ortak koşuyorlar, fakat darlık ve sıkıntılı zamanlarında ihlasla
Allah'a yöneliyorlardı. Nitekim yüce Allah: ?Denizde size bir sıkıntı
dokunduğu zaman ondan başka taptığınız herkes kaybolur.? (el-İsra, 17/67)
diye buyurmaktadır. Gemiye bindikleri vakit dini Allah'a halis kılarak, Allah'a
dua ediyorlar, O'ndan başkasına dua etmiyorlar, başkasından istekte
bulunmuyorlardı. Daha sonra onları kurtarıp, karaya çıkınca da hemen ortak
koşmaya koyuluyorlardı ya da onların bir kesimi Allah'a ortak koşuyorlardı. İki
bakımdan birisi budur.

Yüce Allah bir
başka yerde şöyle buyurmaktadır:

?Sen de ki: Eğer
size Allah'ın azabı gelirse yahut size kıyamet gelip çatarsa, Allah'tan
başkasını mı çağıracaksınız. Şâyet doğru kimseler iseniz bana söyleyin. Hayır,
yalnız O'na yalvarırsınız, O da dilerse yalvardığınız şeyi giderir, siz de şirk
koştuğunuz şeyleri unutursunuz.?
(el-En'am, 6/40-41)

?İnsana bir zarar
isabet etse, o Rabbine dönerek O'na dua eder... de ki küfrünle biraz eylenedur,
muhakkak sen cehennemliklerdensin.?
(ez-Zümer, 39/8)

Bir başka yerde de
şöyle buyurmaktadır:

?Onları dağlar
gibi bir dalga kapladığında dinlerini yalnız Allah'a halis kılanlar olarak O'na
dua ederler.?
(Lokman, 31/32)

Bu da aynı şekilde
o müşriklerin rahat ve bolluk zamanlarında Allah'a ortak koştuklarını, azab
yahut kıyamet gelip kendilerini bulduğunda Allah'tan başkasına dua etmediklerini
göstermektedir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

?Hayır, yalnız
O'na yalvarırsınız. O da dilerse, yalvardığınız şeyi giderir, siz de şirk
koştuğunuz şeyleri unutursunuz.?
(el-En'am, 6/41)

O müşrikler bu
hallerinde ortak koştukları varlıkları unuturlar ve Allah'tan başkasına dua
etmezlerdi.

Bir sonraki âyet
(ez-Zümer, 39/8) de önceki iki âyet gibi insanın bir sıkıntı ile karşılaştığında
Allah'a yönelerek O'na dua ettiğini fakat Allah'tan bir nimet ile
karşılaştığında daha önce dua ettiğini unutup, Allah'a -Allah'ın yolundan
saptırmak için- birtakım ortaklar koştuğunu göstermektedir. Böylelikle o rahat
ve bolluk zamanında Allah'a ortak koşar, darlık ve sıkıntılı zamanlarında O'na
ihlasla yönelir.

Bir sonraki âyette
aynı şekilde önceki âyetler gibi bu müşriklerin bolluk ve rahat zamanlarında
Allah'a ortak koştuklarını, darlık ve sıkıntılı zamanlarda ise yalnızca Allah'a
sığındıklarını göstermektedir.

Yüce Allah'ın
kitabında açıkladığı bu meseleyi kavrayan bir kimse... yani Rasûlullah
sallallahü aleyhi vesellem'ın kendileriyle savaşmış olduğu müşriklerin rahat
ve bolluk halinde hem Allah'a, hem de ondan başkasına dua ettiklerini fakat
darlık ve sıkıntılı zamanlarında ise O'na hiçbir ortak koşmaksızın bir ve tek
olarak Allah'a dua ederek kendi efendilerini (ortak koştukları putlarını)
unuttuklarını anlayan bir kimse günümüz insanlarının şirki ile öncekilerin şirki
arasındaki farkı da açıkça anlamış olur. Ancak bu meseleyi kalbiyle sağlam bir
şekilde kavrayan kimse nerede? Allah'tan yardımını dileriz.

Müellif şunu
açıklamaktadır: Kendi dönemindeki müşriklerin şirki Rasûlullah sallallahü
aleyhi vesellem'ın döneminin şirkinden daha ağırdı. Çünkü onun dönemindeki
müşrikler hem rahat ve bolluk zamanlarında, hem darlık ve sıkıntılı zamanlarında
Allah'tan başkasına dua ediyorlardı. Ancak Rasûlullah sallallahü aleyhi
vesellem'ın dönemindeki müşrikler ise darlık ve bolluk zamanlarında Allah'a
ve Allah'tan başkasına dua ederlerken, zorluk ve sıkıntılı zamanlarında
Allah'tan başkasına dua etmiyorlardı. İşte bu onun dönemindeki müşriklerin
şirklerinin Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'ın dönemindeki
müşriklerin şirkinden daha büyük olduğunu göstermektedir.

İşte bu meseleyi
kavrayan kimse her iki şirk arasındaki farkı da açıkça anlamış olur. Yani
müellifin dönemindeki müşrikler ile Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem'ın
dönemindeki müşrikler arasındaki farkı anlamış olur. Şunu da anlar ki
öncekilerin şirki müellifin kendi dönemindekilerin şirkinden daha hafiftir,
fakat kalbi ile bunu anlayacak insanlar nerede? İnsanların çoğu bundan yana
gaflet içindedirler. İnsanların çoğu hak ile batılı karıştırmakta, batılı hak
zannetmekte, hakkı da batıl sanmaktadırlar.

İkinci hususa
gelince, öncekiler Allah ile birlikte peygamber, evliya, melek gibi ya Allah'a
yakın kimselere dua ederlerdi yahutta herhangi bir şekilde isyan etmeleri
sözkonusu olmayan, Allah'a itaat eden ağaçlara, taşlara dua ederlerdi. Günümüzün
insanları ise Allah ile birlikte insanların en fasıklarından olan birtakım
kimselere dua etmektedirler. Onlara dua eden kimseler ise zina, hırsızlık,
namazı terketmek ve buna benzer çeşitli günahkarlıklarını da nakletmektedirler.

?İkinci hususa
gelince? sözleri şu demektir: Öncekilerin şirk koşmalarının günümüzün
insanlarının şirklerinden daha hafif olduğunu açıklamaya dair ikinci husus
şudur: Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem dönemindeki müşrikler ya
evliyaullah gibi Allah'a yakın kimselere yahutta taş, ağaç gibi Allah'a itaat
eden ve O'nun önünde zilletle boyun eğen varlıklara dua ederlerdi. Bunlar ise
yani onun dönemindeki müşrikler ise kendilerinden türlü günahkarlıkları zina,
hırsızlık ve buna benzer Allah'a masiyet olan diğer işleri işlediklerini
naklettikleri kimselere dua ederler. Bilinen bir husus da şudur ki salih bir
kimse hakkında ya da yüce Allah'a isyan etmeyen cansız bir varlık hakkında
belirli bir inanç besleyen kimse fasıklığı görülen ve bu hususta şahitlik
bulunan kimseler hakkında birtakım inanç besleyenlerinkinden daha hafiftir. Bu
da açıkça görülen bir husustur.

TEVHİD..
Tevhid; Anlam ve Mâhiyeti
Tevhid'in Amacı
Tevhid'in Kapsamı
Tevhid'in Kısımları
1- Zat'ta Tevhid
2- Sıfatta Tevhid
3- Fiilde Tevhid
Allah'tan Başka İlâh/Ta ı Yoktur İfadesinin Anlamı
Tevhidin Pratik Görüntüleri
1- Kâinattaki Tevhid
2- Siyasette Tevhid
3- Toplumda Tevhid
4- Kişide Tevhid
5- Yürekte ve Dilde Tevhid
Tevhid
Tevhid ve Ahlak
Tevhid; Hayatın Anlamı
1) Rubûbiyet Tevhidi
2) Ulûhiyet Tevhidi
İbâdet
Tevhidin Yansımaları
Evrendeki Tevhid.
Tevhid ve Allah'ın Hâkimiyeti
Tevhid ve Tâğutlarla Mücâdele.
Tevhidi Bozan Durumlar
Kur'ân-ı Kerim'de Tek İlâh/Tevhid Kavramı
Kur'an'da Tevhidle İlgili Önemli Vurgular
Kur'an Metodu
Allah İnancının Fıtrî Oluşu
Tevhidin Göstergesi; Kapsadığı Mânâ ve Sonuçları 1- Tevhid Bir Hayat Nizamıdır
2- Tevhid, Bir İnkılâp Projesidir
3- Tevhid, Kâinat Nizamıdır
4- Tevhid, Özel Bir Medenyet ve Kültür Oluşturur
5- Tevhide İnanmak, Gerçek üstünlüğü Doğurur
6- Tevhid, Bir Kurtuluş Reçetesidir
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız.
Amelde Tevhid.
MUVAHHİD..
KELİME. Kelime Nedir?
Kelime'nin Kur'an'daki Anlamları
KELİME-İ ŞEHÂDET..
KELİME-İ TAYYİBE.
KELİME-İ TEVHİD..
LÂ İLÂHE İLLALLAH..
LA İLAHE İLLALLAH'IN DİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
La İlahe İllallah'ın Fazileti
La İlahe İllallah'ın İ'rabı
La İlahe İllallah'ın Rükûnleri
La İlahe İllallah'ın Şartları
La İlahe İllallah'ın Manası Ve Gereği
La İlahe İllallah Sözü Ne Zaman Fayda Verir?.
La İlahe İllallah'ın Fert Ve Toplum Üzerindeki Etkisi
ULÛHİYET..
% KAÇ MÜSLÜMANIM...
% Kaç Müslümansınız?.
Kelime-i Tevhidin Tarihçesi
İnsanoğlu Kendi Kendine Yeterli Midir?.
Niçin Peygamberlerin Kendi Kavimlerine Davet Ettiği İlk Kavram Kelime-i Tevhiddi?.
Nuh (a.s.)
Kelime-i Tevhide Olan Tepkiler
Kavmin Kelime-i Tevhid Anlayışı
Ve Sonuç
Hud (a.s.) (Ad kavmine Gönderilmiştir)
Kelime-i Tevhid Ve İlah Anlayışları
Kelime-i Tevhide Tepkiler
Ve Sonuç
Semud Kavmi
Kelime-i Tevhide Tepkiler
Ve Sonuç;
Sonuç.
Lâ İlâhe İllâllah Derken Ne Tür İlahları Red Ediyoruz.
İlah Olmanın Vasıfları
Kelime-i Tevhidin Şartları
Kelime-i Tevhidi Bozan Durumlar
Peki Nasıl Kandırıldık?.
Kelime-i Şahadet Üzerinde Oynanan Oyunlar
Peki Ne Yapmalı?.
% Kaç Müslümanız?.
1. Müslüman İtaatkârdır
2. Allah Rızası İçin Sever
3. Kardeşlerine Küsmez, Onları Terketmez.
4. Hoşgörülü ve Affedicidir
5. Güler yüzlüdür
6. Nasihat Eder
7. İyilik ve Vefakârlık Müslümanın Tabii Halidir
8. Kardeşlerine Karşı Yumuşaktır
9. Gıybet Etmez, Kardeşlerini Çekiştirmez.
10. Haset Etmez.
11. Münakaşa ve Rahatsız Edici Şakalardan Çekinir, Sözünde Durur
12. Doğrudur, Hile Yapmaz,Aldatmaz, İhanet Etmez.
13. Cömerttir
14. Kardeşlerine Dua Eder
15. Merhametlidir
16. Hayâlıdır, Ayıpları Örter
17. Fedakârdır
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
ŞÜPHELERİ YOKEDEN TEVHİD GERÇEĞİ
ÖNSÖZ..
Besmele'nin Şerhi