2010 yılı Mayis ayı konuları

2010 yılı Mayis ayı konuları

Bilgisayarın Tarihçesi

  • Akif

Bilgisayar ilk defa milattan önce II. yüzyılda, Çinliler tarafından mayın tarlası oynamak için düşünülmüş bir makinedir. Fakat o dönemde henüz mayın icat edilmediği için bilgisayar icadından vazgeçilmiş ve - biraz da işin kolayına kaçılarak - pusula icat edilmiştir. Çinliler'den sonra tarihte ilk defa bilgisayar kavramına Yunanlılar'da rastlıyoruz. Yunanlılar abaküs denilen bir makine icat etmişlerdi. Bu makine ile toplama, çıkarma ve çarpma işlemlerini yapabiliyorlardı. Bölme işlemi ise yapılamıyordu. Çünkü abaküs ile bölme işlemi yapma denemeleri abaküsün paramparça olmasıyla birlikte başarısızlığa uğramıştı. Neyseki o dönemde bölmek çok da gerekli değildi. İnsanlar toplayıp, çıkarıp, çarparak da mutlu olabiliyordu.

Bir kaç sıra tel üzerine geçirilmiş boncuklardan ibaret olan bu makine kısa sürede farklı milletler tarafından benimsendi. Türkler abaküsle ilk defa Köksal* Han komutasındaki Yunanistan seferinde karşılaştı. Köksal Han, beğeniyle karşıladığı bu makineye boncuksayar ismini vermişti. Boncuk saymakta pratik bir fayda görmeyen Türkler kısa sürede bu makineyle uğraşmaktan vazgeçmiş ve Türk kültüründe abaküs, çocukları eğlendirmek için kullanılabilecek bir çeşit oyuncak olarak kalmıştır. Halen ilkokul birinci sınıftaki çocuklara bu oyuncak verilir.

Sağlığımız için faydalı besinler

  • Nevbahar

Sağlığımız için faydalı 50 besin maddesi neler içeriyor ve bu besinlerin faydaları nelerdir:

ELMA

Pektin, Bioflanovoid, C vitamini
Kolesterol düzeyini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

ENGİNAR

Cynarin, bol miktarda B ve C vitamini
Kan şekerini düzenliyor. C vitamini kalbi güçlendiriyor.

MUZ

Potasyum, B6 vitamini, Serotonin, Magnezyum
Rahatlatıyor ve uyumaya yardımcı oluyor.

Kyaneae (Yuva Köyü) Antik Kenti

  • minare

Finike - Kaş karayolu üzerindeki diğer bir ören yeri de Kaş'a 23 km uzaklıktaki Yavı Köyü'nün üzerinde bulunan sarp kayalıklardaki Kyaenai'dir. Araba ile tiyatronun yanına kadar çıkılabilir, köyden de harabe yerine tırmanmak mümkündür. Kyaenai ismi koyu mavi anlamına gelmekte, ayrıca "Çınlayan Kayalar" adıyla da anılmaktadır. Bunun nedeni rüzgarın buradaki kayalara çarparak çınlaması olsa gerektir.

Şehrin ne zaman kurulduğunu bilemiyoruz ancak ele geçen kitabeler şehrin tarihini M.Ö. IV. yüzyıla kadar çıkarmamıza neden oluyor. O tarihten itibaren de Kyaenai devamlı iskan edilen bir Lykia şehridir. Kyaenaili zengin lason 16 Lykia şehrine yardım ettiği gibi kendi şehrine de yardım etmiş, imarına çalışmıştır. Bu nedenle de ona Lykia'nın en büyük hakimi anlamına gelen "Lykiakn" ünvanı verilmiştir. Roma Devrinde büyük gelişme gösteren şehir Bizans döneminde de psikoposluk merkezi olarak varlığını sürdürmüş, X. yüzyılda terk edilmiştir.

Gereksiz alınan mide ilaçları riskli

  • Nevbahar

Gereksiz alınan mide ilaçlarının, milyonlarca kişiyi bu ilaçların yol açtığı önemli yan etki riskiyle karşı karşıya bıraktığı bildirildi.

Daily Mail'in haberine göre, milyonlarca kişi ciddi yan etkileri olan pahalı mide ilaçlarıyla tedavi ediliyor.

Ülser, reflü, gastrit ve mide yanmasının tedavisinde kullanılan PPI (proton pompası inhibitörleri) türü ilaçların yan etkileri üzerine yapılan araştırmalar, yazılan reçetelerin yarısı ila üçte ikisinin "gereksiz" olduğunu gösteriyor.

Araştırmalar, PPI'ler çeşitli vakalarda etkili olsa bile, yan etkisi daha az olan ucuz bazı başka ilaçlar da aynı neticeyi verebileceği halde PPI'lerin aşırı kullanıldığına dikkat çekiyor.

5 Asırlık İlim Yuvasını Türk Mimarlar Restore Etti

  • sema

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanlığı, Kırım`da 1500 yılında inşa edilen ve Kırım Hanı I. Mengli Giray`ın inşaatında bizzat çalıştığı zincirli medrese, TİKA başkanlığınca restore edildi.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Kırım Hanlığının günümüze kadar gelen en önemli mimari eserlerinden sayılan Zincirli Medrese ile Hacı Giray Han Türbesini, Kırım Tatar halkının kültür hayatına yeniden kazandırmayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı hedefleyen TİKA Başkanlığı, 3 yıl önce restorasyon çalışması başlattı.

Doğu Avrupa`nın en eski eğitim kurumları arasında yer alan, yılların getirdiği yıpranma ve bakımsızlık nedeniyle kullanılamaz hale gelen 5 asırlık medrese, TİKA`nın Kültür Bakanlığı uzmanlarının gözetim ve denetiminde, Ukrayna Kültür Bakanlığı ve Bahçesaray Valiliği ile işbirliği içinde yürüttüğü çalışmalar sonucunda onarıldı.

Bilim Tarihinde Matematik

  • Ahmed

Matematikle ilgili eserler incelendiginde, birinci grup olarak Eski Yunan matematikçilerinden Thales (M.Ö. 624-547), Pisagor (M.Ö. 569-500), Zeno (M.Ö. 495-435), Eudexus(M.Ö. 408-355), Öklid (M.Ö. 365-300), Arşimed (M.Ö. 287-212), Apollonius (M.Ö. 260?-200?), Hipparchos (M.Ö. 160-125), Menaleus (dogumu, M.Ö. 80) İskenderiyeli Heron (? -M.S.80) , Batlamyos (85- 165) ve Diophantos (325-400) ile bunların çagdaşlarının adları görülür.

Daha sonra, ikinci grup olarak da Batı Dünyası matematikçilerinden; Johann Müler (1436-1476), Cardano (1501-1596), Descartes (1596. 1650), Fermat (1601-1665), Pascal (1623-1662), Newton (1642-1727), Leibniz (1646-1716), Mac Loren (1698-1748), Bernoulli'ler (Bu aileden sekiz ünlü matematikçi vardır. Bunlar; Jean Bernoulli (1667-1748, Jacques Bernoulli 1654-1705, Daniel Bernoulli 1700-1782...), Euler (1707-1783), Gaspard Monge (1746-1818), Lagrange (1776-1813), Joseph Fourier (1768-1830), Poncolet (1788-1867), Gauss (1777-1855), Cauchy (1789-1857), Lobaçevski(1793-1856), Abel (1802-1829), BooIe (1815-1864), Riemann (1826-1866), Dedekind (1831-1916), H. Poincare (1854-1912) ve Cantor (1845-1918) ile bunların çagdaşlarının adları belirtilir.

Yukarda; birinci grup olarak belirttigimiz; Eski Yunan (Antik çag, Grek) matematikçileri; M.Ö. 8. yüzyıl ile M.S. 2. yüzyıl arasında, ikinci grup olarak belirttigimiz Batı Dünyası matematikçileri ise, 16. ile 20. yüzyıl arasında yaşamışlardır. Burada akla şöyle bir soru gelmektedir. 16. yüzyıldan önceki zaman içerisinde matematik konularında hiç bir araştırma ve çalışma olmamış mıdır? Özellikle, İslamiyetin ilk yılları olan 7. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında yaşamış olan Türk - İslam Dünyası matematik bilginlerinin varlıgı ve çalışmaları görmezlikten gelinmiştir.

A vitamininin cildimize faydaları

  • Serrâ

Brokoli, havuç ve sütün ortak özelliği nedir? Bunlar çevresel ve yaşlanma etkilerinden cildinizi koruyan doğal cephanenin önemli bir parçasıdır. A vitamini kaynağı olmaları bu yiyeceklerin ortak özelliğidir.

Çoğu kişi A vitamini ile sadece gözleri ve görme gücünü dengelediğini düşünür. Ama epithelial dokumuzun sağlığı -cilt ve vücudun dışına açılan geçitler, boğaz ve sinüsler gibi- beslenmemizdeki A vitamini miktarına doğrudan bağlıdır. A vitamini bir antioksidan gibi hareket ederek cildimizdeki zararlı unsurları etkisiz hale getirir. Kırışıklıkları önleyip enfeksiyona karşı direnerek cildimizin gençliğini korur.

Yeşil ve koyu turuncu sebzeler

Tipik Amerikan diyetindeki A vitaminin üçte ikisi, sarı renkli meyve ve sebzelerdeki karotenden gelir. Karoten vücudumuz tarafından A vitaminin içinde imal edilir, bu nedenle cilt sağlığı için çok önemlidir. Koyu turuncu? Tatlı papatesler, havuçlar ve kayısıları düşünün. Koyu yeşil? Ispanak ve brokloliyi deneyin. (Besin Kaynakları & Katoten Miktarı). Vücudunuzdaki A vitaminini artırmanın basit yolu, karoten bakımından yüksek besinleri zehirleyici olacak kadar aşırı olmamak kaydıyla çok tüketmektir.

Çatal Höyük Antik Kenti

  • minare

Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km. doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir. Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır. Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır. En erken yerleşim katı (1) ise M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenmektedir. Stil kritiği yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır. İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir.

Kızılay sağlık merkezleri Sağlık Bakanlığına devredildi

  • Elvan

Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, Kızılay'a ait 23 sağlık merkezini Sağlık Bakanlığına devrettiklerini belirtti.

Genel Başkanı Tekin Küçükali, Kızılay Kayseri Şubesine hibe edilen kan toplama otobüsünün teslimi için düzenlenen törenden sonra gazetecilere, Kızılay'a ait sağlık merkezlerinin devri konusunda açıklamada bulundu.

Kızılay'ın ilk kurulduğu dönemde yaralı ve hasta askerlere tedavi hizmeti verdiğini hatırlatan Küçükali, daha sonra silahlı kuvvetlerin bu ihtiyacı karşılamak için büyük sağlık merkezleri kurduğunu bildirdi.

Kızılay'ın 1950'lerde sağlık hizmetini genişletmeye başladığını ifade eden Küçükali, şunları söyledi:

Altı Şadırvan, Üstü Minare'li Cami Mimarisiyle İlgi Çekiyor

  • minare

Şadırvan ve minaresi ile arasından yol geçen Timurtaş Paşa Camii, altı asrı aşan mazisi ile ziyaretçilerin hayranlığını çekiyor.

Bursa'daki Timurtaş Paşa Camii, ilginç mimarisi ile yerli veya yabancı herkesin dikkatini çekiyor. Bugünlerde cemaatle namaza ve mukabele okumaya gelenlerle dolup taşan 618 yıllık caminin şadırvanı ve minaresi, asıl binadan ayrı bir ünite halinde yükseliyor.

Bursa'nın Demirtaş Mahallesi'nde bulunan Timurtaş Paşa Camii, özellikle Ramazan'da ziyaretçi akınına uğruyor. Asıl cami binasından ayrı bir mekanda şadırvan üzerine minaresi inşa edilen camiyi görenler hayretlerini gizleyemiyor. Bursa'nın Ulucami'sinden sonra en çok ziyaret edilen mabedlerinden olan Timurtaş Paşa Camii, ilginç bir mimariye sahip. "Altı şadırvan üstü minareli camiyi biliyor musun?" şeklinde soru ve bilmecelere bile konu olan Timurtaş Paşa Camii, bugünlerde tatlı bir yoğunluk yaşıyor. Camide 13 yıldır imamlık yapan İsmail Çakır, mabedin Ramazan ayı ile birlikte ziyaretçi sayısının arttığını belirterek, "İlginç mimarisi ile dünya çapında ün yapan camimiz, cuma namazları başta olmak üzere önemli gün ve gecelerde dolup taşıyor. Ramazan aylarında cemaat, teravih namazlarına, mukabele ve vakit namazlarına yoğun ilgi gösteriyor." dedi. Bursa'ya misafirliğe gelenlerin camiyi ziyaret edip hikâyesini dinlemeden gitmediğini vurgulayan Çakır, şunları söyledi: "Özellikle Bursa'ya yeni gelenler camiyi gördüklerinde cami ile minare arasından yol geçmesinin nedenini bize soruyor. Ben herkese bunu anlatıyorum. İnsanların hoşuna gitmesinin yanı sıra camiyi çok beğeniyorlar. Ayrıca Bursa'da oturanlar da sık sık gruplar halinde namaza ve camiyi gezmeye geliyorlar."

Biyolojinin Tarihçesi

  • Melek

Ortaçağ

Ortaçağ İslâm Dünyası'ndaki biyoloji araştırmalarını, bitkibilim ve hayvanbilim çerçevesinde değerlendirilecek olunursa, bu alanların daha çok Aristoteles ve Dioscorides gibi Yunan bilginleri tarafından derlenmiş olan bilgi birikimine dayandırılmış olduğunu söylenebilir. Ancak, bu birikime Müslüman araştırmacıların yaşamış oldukları çevreden edindikleri bilgilerle kişisel gözlemleri de eklemek gerekir.

Erken tarihli biyoloji yapıtları, genellikle ansiklopedik bir nitelik taşır. Bunlarda, bitkilerle ve hayvanlarla ilgili yüzeysel gözlemlerin yanı sıra, hikayelere ve hadislere de yer verilmiştir. İncelenen bitkiler, daha çok tıbbî bitkilerdir. Hayvanlara ilişkin açıklamaların ise, özellikle at, deve ve koyun gibi gündelik yaşantıyı doğrudan doğruya etkileyen canlılar üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.

Bitkibilimle ilgilenenler genellikle doktorlardır; bunlar tedavi sırasında daha çok bitkilerden yapılan ilaçlar kullanılmaktadır. Hayvan türlerinden ve onların yararlarından ve zararlarından söz eden hayvanbilim ise, Aristoteles tarafından kurulmuş ve Ortaçağ İslâm Dünyası'nda özellikle Câhiz ile Demirî'nin yapıtları sayesinde tanınmıştır.

9 adımda ağız sağlığı

  • bilge

Ağız sağlığınızı dikkate alıyor musunuz? İşte size yardımcı olacak 9 ipucu...

Ağız kokusu ve diş çürükleri günlük hayatımızı zorlaştıran en önemli sağlık problemlerimiz arasındadır.Ancak hayatı doğrudan etkilemediği için gereken önem verilmemektedir.

Plusdent Diş Kliniği’nden Diş Hekimi Mehmet Kazandı kişilerin farkında olmadan yaptıkları hatalardan kurtularak daha sağlıklı dişlere sahip olabileceklerini söylüyor ve bu hataları şöyle sıralıyor:

Sürekli kahve molası: Çoğunlukla ofis çalışanlarının sahip olduğu bütün gün kahve, çay vs içme ve atıştırma alışkanlığı, ağızda asit salgılayan bakterileri aktive ederek bu bakterilerin diş yüzeyinde yaşamasına ve dişleri çürütmesine neden olur.

Plusdent Diş Kliniği’nden Diş Hekimi Mehmet Kazandı çay ve kahveyi şekersiz tüketilmesini ya da bu içeceklerin yerine süt ve süt ürünlerini tercih edilmesi gerektiğini ve yanında atıştırılan yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini belirtiyor.

Dağlık Antik Kenti

  • minare

Gazipaşa İlçesi'ne 18 km. uzaklığındaki Güneyköyü sınırları içerisindedir. Antik Çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölge sınırları içinde kalmaktadır. Kentin adı Kommagene kralı 4. Antiochus'tan gelmektedir. Kalıntılar üç yükselti üzerinde toplanmıştır. Birinci bölüm sütunlu cadde, agora, hamam, zafer takı ve kilisenin bulunduğu kesimdir. İkinci bölüm Kilikya Bölgesine özgü mezar yapılarının bulunduğu nekropol alanı; üçüncü bölüm ise batıda denize uzanan, sarp kayalıklar üzerine yapılmış kale kalıntılarıdır. Kentin kuzeyinde, halen mimarî elemanları görülebilen bir tapınak kalıntısı mevcuttur. Kentin merkezine trikonkhos adı verilen üç duvarı apsis şeklinde dini işlevi olan bir yapı yer alır. Kalıntılar Roma, Bizans ve Ortaçağ Dönemine tarihlendirilmektedir.

Altı Rotada Mimar Sinan’ın İstanbul’una Yolculuk

  • minare

Sanat tarihçisi Reha Günay, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları’ndan yeni bir kitap çıkardı; Sinan’ın İstanbul’u. Bir gezi rehberi niteliği taşıyan, bol fotoğraf, minyatür ve çizimle desteklenmiş. 247 sayfada ve 6 rota üzerinden Mimar Sinan’ın İstanbul’a kazandırdığı yapıları anlatıyor.

Biz de bu hafta, yanımıza bu kitabı alıp, Mimar Sinan’ın harikalar diyarına doğru bir yolculuk yapacağız. Aslında bu yolculuk, altı ayrı rotada en az dört günde tamamlanması gereken bir ziyaret.

Ömrü hayatı boyunca Sinan’ın gözdesi her zaman İstanbul oldu, ama onun parlak zekasından ve olağanüstü yeteneklerinden başka şehirler ve memleketlerin yararlanması konusunda cömert davrandı. Şöyle demişti Sinan: "Hep bir pergelin sabit ayağı gibi kararlı oldum amma pergelin gezen ayağı gibi başka diyarlarda dolaşmayı özledim". Böylece, pergelin sabit ayağı imparatorluğun başkenti İstanbul’un üstünde durdu. Diğeri ise, yeryüzünde gezindi. Hayatını ve felsefesini anlattığı Tezkiretü’l Bünyan adlı eserinde bu yüzden olsa gerek "Her yüksek eyvandan bir köşe, her viran tekkeden bir kırıntı belleyip İstanbul’a döndüm" demişti.

Astronomi tarihi hakkında bilgi

  • Melek

Ortaçağ

Çeviriler yoluyla Yunanlılardan alınan bilimlerden birisi de astronomidir. İslâm Dünyası'nda astronomi, Aristoteles'in bilim anlayışının etkisi ile matematiğin bir dalı olarak benimsenmiş ve bu nedenle Güneş, Ay ve diğer beş gezegen ile yıldızlara ilişkin gözlem verileri, hareketli geometrik düzeneklerle anlamlandırılmaya çalışılmıştır.

İslâm Dünyası'nda astronomlar, birbirleriyle bağlantılı olan iki tür etkinlik üzerinde yoğunlaşmışlardır: Hem gözlem aletleriyle gökyüzünü gözlemlemişler hem de gözlem verilerini hareketli geometrik düzeneklerle anlamlandırmaya çalışmışlardır. Bunlardan ilki, gözlemsel astronominin alanına girmektedir ve bu konuda İslâm astronomları, belki de gözleme daha yatkın olan bilim anlayışlarının bir sonucu olarak Yunanlılardan daha derin izler bırakmışlardır.

İlk gözlemevleri onlar tarafından kurulmuş, gözlemlerin dakikliğini arttırmak için yeni gözlem araçları ve gözlem teknikleri geliştirilmiştir; hatta bu amaçla, açıların ölçümünde kirişler yerine yeni bulunan trigonometrik fonksiyonlar kullanılmaya başlanmıştır. Ancak kuramsal astronominin alanına giren ikinci etkinlikte, aynı ölçüde başarılı olduklarını söylemek olanaksızdır.

Top