2010 aktif konular listesi

2010 aktif konular listesi

Cengiz Han Hayatı

  • Ahmed

1167 yılında doğdu. Moğol Kağanı ve Moğol Devleti´nin kurucusudur. Asıl adı Temuçin?dir. Temuçin, 13 yaşlarında iken, babasını kaybetti. Henüz küçük olduğundan, kabilesi, onu bırakıp Tayciutlar?a katılmak istedi. Annesi Helün Hatun, binbir çaba ile kabilenin küçük bir bölümünü geri çevirebildi. Nice güçlük ve sıkıntıya rağmen, varlıklarını sürdürebildiler. Bütün bu olaylar sırasında, Temuçin?deki önderlik yetenekleri kendisini belli ediyordu.

Cengiz, han olduktan sonra Çin?deki Kitün/Chin Sülalesi´nin, kuzey sınırlarında Tatarlar?a karşı giriştiği bir harekete katıldı ve Tatarlar ezildi. Ona göre Tatarlar, atalarına kötülük edip, ölümüne neden olmuşlardı. 1202?te Tatar kabileleri ile savaştı ve onları yendi.

Cengiz Han, Moğolistan?ın tek gücü durumuna gelmişti. 1206 İlkbaharı´nda, Onon Irmağı boylarında bir kurultay toplandı. Bu kurultay, bütün kabilelerin temsilcileri Han Cengiz?i, bakanlığa (Kağan) getirdiler. Cengiz unvanı da bu sırada verilmiş olmalıdır.

Dandanakan Savaşı Tarihi

  • Ahmed

Sultan Mes´ud, Selçukluların artık kendi devleti için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu anlamış ve onlar üzerine sefere çıkmıştı. Nihayet Sultan Mes´ud ilk iki savaşta Selçukluları mağlup etti (1039). Ancak bu Gazneliler için Selçukluları tamamiyle itaat altına alabilecek kesin bir zafer değildi. Bu bakımdan Selçuklulara barış teklif edildi.

Selçuklular tarafında da kabul edilen bu teklife göre; Gazneli ordusu Herat´a gidecek, Nesa, Baverd, Fevare şehir ve hududları Selçuklulara teslim edilecek, Selçuklular ele geçirmiş oldukları Nişabur, Serahs ve Merv´i tahliye edeceklerdi. İki tarafın da bu geçici barışı kabul etmelerinin sebebi, dinlenmek ve yeniden savaşa hazırlanmaktı.

Selçuklular barış şartlarına uymadıkları gibi, Gazneli topraklarına yeniden akınlara başladılar. Sultan Mes´ud tekrar Selçuklulara karşı harekete geçti. Selçuklular ile Gazneliler arasında devam eden savaşların en büyüğü ve önemlisi Merv civarındaki Dandanakan kalesi yakınında oldu.

Danişmendliler Beyliği

  • Ahmed

Anadolu´da fetihlere memur edilen Gazi Ahmed Bey, Türkmenlere hocalık, öğretmenlik yaptığı için "Danişmend" lakabı ile anılıyordu. Danişmend Gazi Ahmed Bey, Kızılırmak ve Yeşilırmak dolaylarını ele geçirmişti. Emir Danişmend´in Bizanslar ile bir savaşta ölen Battal Gazi (öl. 740)´nin neslinden geldiği söylendiği gibi, onun Anadolu fatihi Sultan Süleyman b. Kutalmış´ın dayısı olduğu da rivayet edilmektedir.

1086´da Süleymanşah ölünce gücünü arttırdı. I. Kılıçarslan´ın Haçlılarla yaptığı Savaşlara katılarak başarı gösterdi. Antakya Prensi Bohemond´u esir aldı ve Malatya´yı ele geçirdi. Bu prensin serbest bırakılmasını isteyen Kılıçarslan´la arası açıldı ve aralarında savaş çıktı. Bu savaşta Gazi Ahmed Bey yenildi ve 1106´da öldü. Bu Türkmen hanedanının kuvvet merkezi aslında, Kuzey Anadolu´da Tokat, Amasya ve Sivas çevresinde idi.. Ancak Danişmend´in asıl adının Taylu olduğu ve hocalık yaptığı biliniyor.

Deniz Kavimleri Olayı

  • Ahmed

Mısır yazılı kaynaklarına göre MÖ 13. yy sonları ile 12. yy başlarında birçok Yakındoğu devletinin yıkımına neden olan ve "kuzeyden ya da kuzeydeki denizden gelen halklar"ın göçü olarak nitelenen "Kavimler Göçü" olayı gerçekleşmiştir.

Tarihte daha çok "Deniz Halkları Göçü" adıyla tanınan bu göç hareketi, "Deniz Budunları Göçü", "Deniz Kavimleri Göçü", "Ege Göçleri", "Ege Halkları - Budunları, Kavimleri - Göçü" ya da yalnızca "Kavimler Göçü" gibi farklı adlarla da anılırlar. Gerçekte "Sea People" yani "Deniz Halkları" terimi, Fransız bir Mısır tarihi ve dili uzmanı olan Gaton Maspero tarafından ilk kez 1881 yılında ortaya atılmış "yeni" bir adlandırmadır. Mısır yazıtları üzerinde genellikle "adalardan" ya da "denizin ortasından" geldikleri ifade edilen bu halkların tek tek isimleri de verilmiştir.

Dürziler Kimdir?

  • Ahmed

Dürzilik, Fatımi halifesi Hakim Biemrillah?ı tanrı olarak kabul eden ezoterik bir inanç akımıdır. XI. Yüzyılda Suriye?de ortaya çıkan bu akımın adını kurucularından Ebu Abdullah Muhammed bin İsmail Anuştegin ed-Derezi? den aldığı ileri sürülmektedir. Kimi araştırmacılar Dürziliği İslam?ın Batıni akımları arasında saymalarına karşın, Sünni şeriatıyla olduğu kadar Şii-Batıni anlayışla da çatışan tarafları vardır.

Dürziler bugün Lübnan, Suriye, İsrail ve Ürdün?de dağınık topluluklar biçiminde yaşamaktadırlar. En yoğun olarak yaşadıkları bölge Lübnan?ın dağlık yöreleridir. Dürziler uzun yıllardan beri Lübnan dağının güneyi ile Anti-Lübnan dağlarının batısı arasında kalan; kuzeyde Beyrut?tan güneyde Sur?a ve Akdeniz kıyılarından Şam?a kadar uzanan bölgede oturmaktadırlar. Ayrıca az sayıda da olsa Avrupa, ABD ve hatta Avustralya?da da Dürzi toplulukları bulunmaktadır. Dünya üzerinde toplam sayılarının yaklaşık 350.000 kadar olduğu sanılmaktadır.

Dürziliğin Kökeni

  • Ahmed

Dürziler'in ırk olarak kökenleri konusu tartışmalıdır ve oldukça farklı köken kuramları ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Dürziler?in kökeni Hititler?e ya da Galatlar?a kadar geri götürülür. Bazı araştırmacılar, eski İran kavimlerinden Persler?in ve Medlerin inançları olan Mazdeizm ile Dürzilik arasındaki benzerlikleri kanıt sayarak, Dürziler?in bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri sürerler. Kimi etnograflar ise Dürziler?in Asurlular tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunurlar.

Dürzilerin İnançları

  • Ahmed

Dürziliğin inançsal temeli Hamza bin Ali tarafından oluşturulmuştur ve dört temel ilkeye (farz) dayanır.

1. Hakim?i Allah Bilmek: Hakim, hem Allah hem de insandır (Lahut-Nasut). Bu iki nitelik birbirinden ayrılmayacak ölçüde içiçe geçmiştir. Allah?ın tüm işleri anlamlı ve bilgecedir. İnsan aklı O?nu ve işlerini kavrayıp tanımlayamaz. Allah, bir çok kez insan biçiminde zuhur etmiştir; en son olarak Hakim biçiminde kendisini göstermiştir. Kötülükler ve bozukluklar ortadan kalktığında gizlendiği yerden bir kez daha ortaya çıkacak, Dürzileri ödüllendirip inançsızları cezalandıracaktır.

Tampliyeler ve Dürziler

  • Ahmed

Haçlılar?ın Kutsal Topraklar?da egemen oldukları dönemde, Tampliyeler?in karşılaştığı Doğu?ya özgü birçok gizemci inanç akımlarından biri de Dürzilik?tir. Dürziler?in inanç sisteminin ve ezoterik uygulamalarının Tampliyeler?i etkilediği sıkça ileri sürülen bir savdır. Bu sava göre Tampliyeler, daha sonra Avrupa?ya aktarılan ve zamanla Masonluk sistemine yerleşen bir takım inanç ve geleneklerinin esinini Dürziler?den almışlardır.

Tampliyeler?in Dürziler ile bağıntısının hem tarihsel hem de geleneksel bir takım kanıtları olmakla beraber, bunun Masonluk ve Tampliyeler üzerinde ne gibi etkileri olduğu konusunda yalnızca varsayımlarda bulunulabilir.

Ege ve Yunan Medeniyetleri

  • Ahmed

Girit Adası, Yunanistan, Makedonya, Trakya, Batı Anadolu ve Ege Adalarında yaşayan toplulukların meydana getirdiği medeniyettir.

Girit Medeniyeti

Ege ve Yunan Medeniyeti´nin ilk ortaya çıktığı yer Girit Adası´dır. Bu medeniyet, buradan diğer adalara, Mora ve Yunanistan´a yayılmıştır. En önemli eserleri Knossos Sarayı´dır.

Miken (Akalar) Medeniyeti

Anadolu´dan M.Ö. 2000´de Yunanistan´a gelen Akalar tarafından kurulmuştur. Şehir devletleri halinde yaşamışlardır. En önemli şehirleri Miken´dir. Bu yüzden Miken Medeniyeti diye anılır.

Akaların siyasi tarihinin en önemli olayı Truva Savaşları´dır. Boğazların egemenliği için Mikenlilerle Truvalılar arasında yapılmıştır. Truva Savaşları tarihte ilk defa boğazlar sorununu ortaya çıkarmıştır. Homeros´un İlyada adlı eserinde bu savaşlar anlatılır. Önemli mimari eserleri Miken ve Tirins Şatoları´dır. Miken Uygarlığı, Dorlar tarafından yıkılmıştır.

Yunan Medeniyeti

Feodalite Nedir?

  • Ahmed

Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonra barbar kavimler, Avrupa´nın çeşitli bölgelerinde devletler kurdular. Krallar, Roma kanunları ile kendi geleneklerini birleştirerek yeni düzenlemeler yaptılar ve ülkelerini kontluklara, onları da daha küçük idari birimlere ayırdılar. Buralara barbar şeflerini atayarak bazı ayrıcalıklar verdiler.

Kavimler Göçü´yle başlayan karışıklıkların etkisiyle büyük toprak sahipleri ve çiftçiler, hayatlarını devam ettirebilmek için güçlü kişilerin koruması altına girdiler. Halkın himayesi altına girdiği kişilere süzeren, himaye edilen halka da vassal adı verildi. Senyörler, bağlılıkları karşılığında sahip oldukları toprağın işleme hakkını kira karşılığında verdiler.

Feodalitenin temel özelliği siyasi bölünmüşlük ve sosyal eşitsizliktir. Senyörler, topraklarında yaşayan insanların üzerinde mutlak haklara sahiptirler. Her senyör, ayrı bir silahlı güce sahiptir ve her senyörün bölgesinde ayrı kurallar geçerlidir.

Frigya Uygarlığı

  • Ahmed

(MÖ 750 - MÖ 300) Frigler, Ege Göçleri ile Anadolu´ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Ancak siyasi bir topluluk olarak ilk defa MÖ 750´den sonra ortaya çıkmışlardır, Midas döneminde ise (MÖ 725-695/675) bütün Orta ve Güneydoğu Anadolu´ya egemen, güçlü bir krallık düzeyine ulaşmışlardır. Hint-Avrupa kökenli oldukları halde kısa bir süre içinde Anadolululaşmışlar ve bir yandan Helen, öbür yandan Geç Hitit etkileri altında kalmış olmakla birlikte özgün ve Anadolulu bir kültür oluşturmuşlardır.

Friglerin Tarihi

  • Ahmed

Güçlü bir uygarlık kuran Friglerin tarihi ve sosyal yaşamı ile ilgili bilgilerimiz ne yazık ki yeterli değildir. Bu konudaki ilk bilgileri antik yazarlardan öğreniyoruz. Tarihçi Herodot ile coğrafyacı Strabon´a göre Frigler, Avrupalı bir kavimdi ve Anadolu´ya gelmelerinden önce "Brigler" olarak anılıyorlardı. Friglerle ilgili bu yazılı kaynakları ve bölgedeki kazı sonuçlarını değerlendiren bilim adamları Friglerin, büyük olasılıkla MÖ 1200´lerde Trakya ve Boğazlar üstünden Anadolu´ya geldikleri, ilk yıllarda Trakya ve Güney Marmara Bölgesi´nde geçici yerleşim merkezleri kurduktan sonra Batı Anadolu´nun iç kesimlerine yayıldıklarını ileri sürmektedirler. Friglerin Anadolu topraklarında ilk siyasal birliği kurmaları MÖ 750 yıllarına rastlar.

Frigya Uygarlığında Dil ve Yazı

  • Ahmed

Frig uygarlığını kuranların, bir türlü aydınlığa kavuşturulamayan yazı ve dilleri üstüne bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Friglerin başlı başına bir yazı sistemi vardı. Kaynağı ve gelişimi henüz aydınlatılmamış olan bu yazı bir taraftan Arami, diğer taraftan Ege yazı sistemlerinin etkisi altında meydana gelmişe benzemektedir. Frig yazısı henüz tümüyle çözülememiş olmasına karşın okunabilmektedir. Ancak bu okuma, "Midas" ya da "Ana Tanrıça" gibi çok bilinen sözcükler için geçerlidir.

Gordion´da bulunan bronz vazoların bazılarında Erken Yunan yazısının alfabesine benzeyen Frigçe yazılar görülmüştür. Kayalara yazılmış yazıtlarda da aynı yazıları görmek mümkündür. Bunların hepsi, tarih olarak MÖ VII. yüzyıla kadar çıkar. Frig ve Yunan alfabelerinin aynı Fenike kaynağından gelmesi olasıdır. Frig alfabesi MÖ V. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Frig dili ise Yunanca ile karışarak MS II. ve III. yüzyıllara kadar yaşamıştır.

Frigya Uygarlığında Mimari

  • Ahmed

Frigya sanat ve mimarisi konusunda bilgi edinebilmek için, Anadolu´nun çeşitli yerlerinde, özellikle Gordion, Midas şehirleri ve Pazarlı´da tümülüs şeklindeki mezarlarda veya kayalar içine oyulmuş zengin cepheli binalarda yapılan kazılara başvuruyoruz. Frigler, özellikle maden işçiliğinde çok ileri gitmişlerdi. Kaya ve taş mimaride kullanılan malzemeyi işlemek için madenden çeşitli aletler yapıyorlardı. Frigler zamanında korunaklı kalelerin varlığı, Pazarlı kazılarından anlaşılmıştır.

Frigya Uygarlığında Mitoloji, Din ve Kibele İnanışı

  • Ahmed

Frigya uygarlığı denildi mi akla ilk gelen Kral Midas olur. O zamandan günümüze Kral Midas ile ilgili iki efsane ulaşmıştır. Bunlardan ilki şöyledir:

"Midas Frigya Kralıydı. Pek öyle akıllı biri değildi; ama akılsızlığının cezasını sadece kendisi çekmiştir. Birgün Midas´ın adamları sarayın yakınlarındaki gül bahçelerinde yaşlı Silenos´u buldular. Dionisos´u ararken yolunu kaybetmişti Silenos. Her zamanki gibi zil zurna sarhoştu yine. Ağaçların arasında sızıp kalmıştı. Midas´ın adamları, tepeden tırnağa güllerle süslediler onu, sonrada krala götürdüler. Midas, güler yüzle karşıladı Silenos´u, tam on gün on gece ağırladı. Yedikçe yedi Silenos, içtikçe içti. Sarhoş oldu, şarkılar söyledi, sızdı, ayıldı... Onuncu günün sonunda da Frigya kralı elinden tutup tıpış tıpış Dionisos´un yanına götürdü onu.

Top