Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

b- Rasûl'e İtaat

b

b-
Rasûl'e İtaat:


Bilindiği gibi, peygamberlere iman,
temel iman esaslarındandır. Tevhid kelimesinin, şehadet andının ikinci bölümü
Hz. Muhammed'i Allah'ın peygamberi olarak kabul etmektir. Onu peygamber kabul
etmek de, hayatımızda hiçbir fonksiyonu olmayan kuru bir vicdan işi değildir.
Hz. Muhammed (s.a.s.)'e iman, ona itaat etmek içindir. "Biz her peygamberi,
ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi için gönderdik...? (4/Nisâ,
64) Çünkü O, yalnız inanılmak için değil; fiilen önder edinilip itaat edilmek
için gönderilmiştir. Ona itaat etmedikçe gerçekten O'nu rehber tanımış olmayız.
Çünkü O'na inandığımızı ifade ettiğimiz halde, nefsî arzularımıza tâbi olmak,
toplumun olumsuz akışını izlemek, çeşitli bâtıl düzenlerin kurucuları ve
temsilcilerine itaat ederek onların izlerini takip etmek, fiilen Hz. Muhammed
(s.a.s.)'in mukaddes önderliğini yalanlamaktır. Bunun içindir ki, Peygamberimiz
şöyle buyurmuştur:

?Sizden birinizin nefsi, getirip
tebliğ ettiğim İslâm dinine (ve benim hayat önderliğime) istekle tâbi olmadıkça
gerçekten iman etmiş olamaz.?

Mü'min olarak vazifemiz, Allah'a ve
elçisine kayıtsız şartsız itaat etmek, bunun için de İslâm'ı aşkla şevkle
yaşamaktır. Biz, O'na, sevmek ve itaat etmek için iman ettik. Eğer kişisel
hayatımızı, âilevî yaşantımızı, iş ve davranışımızı peygamberimizin yaşayışına
uygun hale getirmezsek, sosyal ve siyasal hayatımızı O'nun tebliğ ettiği ve
bizzat yaşayarak örneklerini sergilediği sisteme göre tanzim etmezsek, O'na
inanmamızın ne anlamı olacaktır? Kendi arzularımızı mâbutlaştırdıktan, şunun
bunun ardından sürüklendikten, toplumun olumsuz etkilerine tâbi olduktan sonra,
aziz peygamberimize iman etmenin pratik hayatta elbette ki hiçbir önemi
kalmayacaktır. (2)

Rasûlullah'a itaat etmeyip, O'nun
dâvetine icâbet etmeyenler, hevâlarına/kötü arzularına tâbi olan kimselerdir ve
sapıktırlar (28/Kasas, 50).

Kur'an'da Allah'a ve peygambere itaat,
çoğu yerde birlikte ele alınmakta veya birbiriyle ilgisi gündeme gelmektedir.
Kur'an'da açıkçe belirtilmektedir ki, peygamber'e itaat, Allah'a itaat demektir.
Allah'a olduğu gibi, peygambere itaat de imanın bir göstergesi ve sonucudur.
Mü'minler, Allah'a ve Rasûlü'ne kayıtsız şartsız ve gönülden itaat ederken,
münâfıklar, iman konusunda olduğu gibi, itaat konusunda da kaypak ve çifte
standartlıdır. İtaat, merhamet kaynağıdır.

?Kim Allah'a ve Rasûl'e itaat ederse,
işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği (lütufta bulunduğu) peygamberler,
sıddîklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!?
(4/Nisâ, 69)

"Kim Rasûl'e itaat ederse Allah'a
itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik."
(4/Nisâ, 80)

"(Hâlâ) bilmediler mi ki: Kim Allah ve
Rasûlü'ne karşı çıkarsa elbette onun için, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşi
vardır. İşte bu büyük rüsvaylıktır."
(9/Tevbe, 63)

?(Bazı insanlar) ?Allah'a ve
Peygamber'e iman ettik ve itaat ettik' diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir
grup yüz çeviriyor. Bunlar mü'min değillerdir.?
(24/Nûr, 47)

?Aralarında hüküm vermesi için Allah'a
ve Rasûlüne dâvet edildiklerinde, ?işittik ve itaat ettik' demek, sadece
mü'minlerin söyleyeceği sözdür. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir. Kim,
Allah'a ve Rasûlüne itaat eder, Allah'a huşû/saygı duyar ve O'ndan sakınırsa,
işte asıl bunlar bedbahtlıktan kurtulanlardır.?
(24/Nûr, 51-52)

?...Onun (Peygamber'in) emrine aykırı
davranlar, başlarına bir belâ gilmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap
isabet etmesinden sakınsınlar."
(24/Nur, 63)

?O gün, zâlim kimse ellerini ısırıp
şöyle der: ?Keşke o peygamberlerle birlikte bir yol tutsaydım! Yazık bana! Keşke
falancayı dost edinmeseydim! Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten
beni ondan saptırdı.?
(25/Furkan, 27-29)

?Allah ve Rasûlü bir işte hüküm
verdiği zaman, artık mü'min erkekle mü'min kadına, o işte kendi isteğine göre
seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne isyan ederse (karşı gelirse) apaçık
bir sapıklığa düşmüştür.?
(33/Ahzâb, 36)

?Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği
gün, ?eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e itaat etseydik!'
derler.? (33/Ahzâb, 66)

"...Peygamber size ne verdiyse onu
alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın
azabı çetindir." (59/Haşr,
7)

"...Kim Allah ve Rasûlü'ne karşı
gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî
kalacakları cehennem ateşi vardır."
(72/Cin, 23)

Rasûlullah'a itaatin önemiyle ilgili
hadis-i şeriflere bakarsak, bu itaatin imanla direkt bağlantılı olduğunu,
peygambere itaatin Allah'a itaatin gereği olduğunu görürüz:

?Kim bana itaat etmişse mutlaka
Allah'a itaat etmiştir. Kim de bana isyan etmişse, mutlaka Allah'a isyan
etmiştir. Kim emîr'e (meşru yöneticiye) itaat ederse mutlaka bana itaat etmiş
olur. Kim de emîre isyan ederse mutlaka bana isyan etmiş olur.?
(Buhâri, Ahkâm 1, 9/77; Müslim, İmâre
32-33, hadis no: 1835, 3/1466; Nesâi, Bey'at 27, 7/138)

?Ümmetimin hepsi Cennet'e girecektir.
Ancak kaçınanlar hâriç, onlar giremeyecektir.?
Ashâb: ?Kim Cennet'e girmekten kaçınır yâ Rasûlallah?? diye sordular. Rasûllah
(s.a.s.) şöyle buyurdu: ?Kim bana itaat ederse, Cennete girer. Kim de bana
âsi olursa (emirlerime itaat etmezse) o Cennete girmekten çekinip kaçınmış olur
(ve Cennete giremez).? (Buhârî, İ'tisâm, 12)