Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İbâdetler Sağlık Kaynağı; İslâm Dışı Hayat da Hastalık Sebebidir

İbâdetler Sağlık Kaynağı



İbâdetler Sağlık
Kaynağı; İslâm Dışı Hayat da Hastalık Sebebidir

İman ve ibâdetler insanı rûhen
yüceltir, cennete ehil hale getirir. Üstün ahlâklı ve sağlam karakterli kişiler,
ancak imanı kuvvetli, ibâdetleri düzenli olan kişilerdir. İman ve ibâdetlerin
mânevî ve ahlâkî faydalarının yanı sıra, bedenimize, sıhhatimize de faydalı
olduğuna dâir bilinen ve tecrübe edilenlerin yanında, yeni bir tesbit daha
yapılmıştır. Bu tesbit, hem de ezici çoğunluğun mâneviyattan uzak, maddeci bir
hayat yaşadığı Amerika'da yapılmıştır. Araştırmaya, Purdue Üniversitesinden K.
F. Ferraro başkanlık etmiştir. Bu araştırma neticesinde, düzenli ibâdet
edenlerin, diğerlerinden daha sağlıklı oldukları tesbit edilmiştir.
Araştırmacılar, 1473 kişiyle yaptıkları mülâkatlarla şu neticeleri buldular:
Düzenli ibâdet etmeyenlerin %
9'u sağlıklarının kötü olduğunu söylemiştir. Halbuki düzenli ibâdet edenlerin
sadece % 4'ü sağlıklarının kötü olduğunu belirtmişlerdir. Düzenli ibâdet
etmeyenlerin sadece % 26'sı sağlıklarının çok iyi olduğunu söylerken, düzenli
ibâdet edenlerin % 36'sı sağlığının çok iyi olduğunu söylemişlerdir.
Eğer bu araştırma, muntazam
ibâdet eden müslümanlarla, etmeyenler ve dinsizler arasında yapılsaydı, ibâdetin
vücudumuza faydası daha bâriz olarak görülecekti. Araştırmayı yapan Ferraro
şöyle diyor: ?Kendi inançlarında dindar olanlar, hayatlarını ona göre tanzim
ediyorlar. Cemaatler, strese ve âilevî meselelere karşı fertlerine destek
veriyorlar. Birçok din, sigarayı, alkolü yasaklayarak sağlığı koruyor ve orta
yolda harekete teşvik ediyor.?
İslâm, hem bu dünya, hem de
âhiret için saâdet ve rahmet dinidir. Kur'an, Peygamberimizin âlemlere rahmet
olarak gönderildiğini beyan eder (21/Enbiyâ, 107). Bu sebeple, tıbb-ı nebevîde,
İslâm'ın emir, yasak ve tavsiyelerinde, ibâdet ve sünnete uygun yaşayışta derin
hikmetler, hadsiz faydalar vardır. Başta tıp olmak üzere hiçbir ilim dalı İslâmî
ibâdetler kadar sağlığı koruyucu rol oynayamaz. Namaz, oruç ve her çeşit
sünnetlere uyma gibi ibâdetlerin, insan sağlığına kazandırdığı pekçok keşifler,
tesbitler yapılmıştır. Bunlardan bir-iki küçük örnekler verelim:
Meselâ namazda rükûa gitmenin
beldeki kireçlenmeye iyi geldiği bilim adamlarınca tesbit edilmiştir.
Müslümanların Allah'a en yakın olduğu an olan secdede, kan beyne fazla gidiyor
ve beyin o anda daha iyi besleniyor. Abdest alırken vücuda birikmiş olan zararlı
elektrik boşalmaktadır. Müslümanların günde kıldığı en az 40 rekât namaz, aynı
zamanda mükemmel bir spordur...
Almanya'da yapılan bir
araştırmada oruç tutmanın, böbrek ve karaciğer hastalığı tehlikesini % 70
oranında azalttığı tesbit edilmiştir. Almanya'da yayımlanan Bunte dergisinin
haberine göre, senede en az 14 gün oruç tutan bir insanın böbrek ve karaciğeri,
10 sene gençleşmektedir. Araştırmacılara göre oruç esnâsında böbrek ve karaciğer
zehirlerden arınmaktadır. Bu neticeye 1000 hasta üzerinde yapılan tecrübelerle
varılmıştır. Orucun sadece bu iki uzvumuza değil; bütün vücudumuza faydası
vardır. Çünkü oruç esnâsında vücut; yaşlı, hasta ve ölü hücreleri yaktığından,
bütün hücreler yenilenip gençleşmektedir.
İbâdetler insana devamlı Cenâb-ı
Hakk'ı hatırlatır ve vicdânî olan imanı korur ve sâbitleştirir. Böylece insan
Allah korkusu ve sevgisiyle yaşayayışını bir kayıt ve disiplin altına alır,
ifrat ve tefrite düşmekten kurtulur. İrâde-i cüz'iyesi, kısmî seçme özelliğiyle
tekâmülünü sağlamak için insana, sınırı geniş şekilde şehvet, gazap, çeşitli
hisler ve akıl kuvvetleri verilmiştir. Allah'tan korkmayan, İslâm'ın getirdiği
emir ve yasaklar manzûmesine uymayan insandan, hem kendine, hem de etrafına
zararlı davranışlar çıkar. Bu sebeple müslüman toplumlarda içki, kumar, zinâ,
fuhuş, saldırı, cinâyet yoktur. Çünkü böyle günahlardan kaçınmak ibâdet
cümlesindendir. Bugün batılı insanda ve müslümanım dediği halde batılı gibi
yaşayanlarda iman yokluğu veya azlığından, ibâdet yok denecek hale geldiğinden,
müthiş bir bunalım vardır. AIDS, alkolizm, uyuşturucu kullanımı, tecavüz gibi
problemlerden insanlar ve toplumlar muzdariptir.[1]
İbâdetler için gerekli olan
abdest gibi, diş, elbise, vücut ve çevre temizliği, haram gıdâlardan kaçınma,
sağlığın emânet olduğu bilinciyle vücudun hakkını verme ve her çeşit Kur'ânî
emirler ve hayli ayrıntılı tıbb-ı nebevî mü'minin sağlığı konusunda hem
koruyucu, hem tedâvi edici büyük unsurlar taşır. Yine, hastalanınca duâ ve
Kur'an okuma gibi ruhî tedâviye ve ziyâret gibi moral değerlere katkısında din
ve ibâdetin faydaları gözden uzak tutulmamalıdır.
Ancak, ibâdetin rûhu ihlâstır.
Yani, ibâdetler, sıhhat kazanmak veya başka bir dünyevî fayda için yapılmaz,
Allah emrettiği için yerine getirilir. Aksi halde ibâdet için yaptığımız
fiiller, ibâdet olmaktan çıkar, özelliğini kaybeder. Fakat ibâdetlerdeki dünyevî
menfaatler, asıl gâye olmamak şartıyla ikinci, üçüncü derecede tercih sebebi,
hikmet kaynağı olabilirler.








[1]
H. Hüseyin Korkmaz, Sağlıklı Yaşama ve Başarı, s. 82-84.