Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
İnsanlara Fayda ve Zarar Vermeyen, İşitmeyen, Görmeyen Putları ve Heykelleri İlâh Edinmek ve Onlara İbâdet Etmek
İnsanlara Fayda ve Zarar Vermeyen 
 
 
İnsanlara Fayda ve 
Zarar Vermeyen, İşitmeyen, Görmeyen Putları ve Heykelleri İlâh Edinmek ve Onlara 
İbâdet Etmek: 
 
 
 
Kur'an-ı Kerim'in andığı şirk çeşitlerinden 
birisi, putlara ibâdet şeklinde ortaya çıkan tapınmadır. Putlar çeşit olarak çok 
fazla olmakla beraber, genel olarak iki kısımda mütâlaa edilebilirler: 
 
1- 
İnsan, hayvan veya bunların karışımı bir şeklin; içinde bir sembolü, bir ruhu, 
bir örnekliği temsil ettiği anlayışıyla ağaç, taş ve madenden yapılarak, temsil 
ettiği varsayılan sembolün kutsanması biçimindeki putçuluk. Bu tür putlara 
sanem veya vesen adı verilir. 
 
2- 
Herhangi bir şekil düşünmeksizin kafalara, gönüllere, kalplere dikilen veya tâbi 
olunan putçuluk. Bu tür putperestliğin görüntüsü daha moderndir. 
 
Birinci maddede ele aldığımız putçuluk olayında 
putlar, tapanların nazarında tabiat üstü yüce bir gücü ve kuvveti temsil 
ettikleri için, putperestler bu güç ve kuvvetin, tapındıkları putlarda gizli 
olduğuna inanırlar. Bu bağlamda her putun veya putçuluğun ilgili bulunduğu bir 
efsânesi vardır. Bu putların bir kısmı iyiliği, bir kısmı şerri, bir kısmı 
ucuzluğu vs. yi temsil eder. 
 
İslâm tarihçilerinin kaydettiklerine göre, 
putperestlik İslâm'dan önce Arap yarımadasında oldukça yaygındı. Denilebilir ki, 
Arabistan'da putçuluğun tüm çeşitleri olmakla beraber, daha çok birinci kısımda 
anlatmaya çalıştığımız putperestlik yaygındı. 
 
Putçuluğun her çeşidine karşı çıkan ve putlara 
ibâdet etmenin kötülüğünü en beliğ biçimde ortaya koyan Kur'an-ı Kerim âyetleri, 
insanoğluna, yaratıcının sadece Allah olduğu fikrini aşılama sadedinde delil 
üstüne delil sunar. "Siz, elinizle yonttuklarınız (putlar)a mı tapıyorsunuz? 
Oysa sizin de, bütün taptıklarınızın da yaratıcısı Allah'tır." (Sâffât: 
37/95-96) 
 
"De ki: Ey insanlar! Benim dinimden şüphede 
iseniz (iyi bilin ki) ben, sizin Allah'tan başka ibâdet ettiklerinize ibâdet 
etmem. Yalnız sizi öldürecek olan Allah'a ibâdet ederim. Bana mü'minlerden olmam 
emredildi." (Yûnus: 10/104) Âyette 
geçen "Allah'tan başkasına ibâdet", putlara duâ etmek ve yalvarmak 
anlamındadır. Nitekim peşinden gelen âyette, "Yüzünü Allah'ı birleyici 
olarak dine çevir ve müşriklerden olma!" (Yûnus: 10/105) denildikten sonra, 
"Allah'tan başka sana ne fayda, ne de zarar vermeyecek olan şeylere 
yalvarma/duâ etme. Eğer böyle yaparsan, o zaman sen zâlimlerden (müşriklerden) 
olursun." (Yûnus: 10/104) buyrulmuştur. 
 
"De ki: (Ey müşrikler!) Ben, Allah'tan başka 
yalvardıklarınıza ibâdet etmekten men olundum." 
(En'am: 6/56; Mü'min: 40/66) Bu âyetteki "duâ"ya, "ibâdet" anlamı verilebilir. 
Bu takdirde ibâdet, ilâh kabul ederek putlara saygı göstermek anlamını 
ifade eder. Putlara ibâdet, ister musibet ve sıkıntılı anlarda onlara 
yalvarmak, duâ etmek; ister ilâh diye ta'zim göstermek olsun, neticesi aynıdır. 
Böyle bir davranış şirk,[1] 
hak yoldan sapmak ve hidâyete erenlerden olamamaktır.[2] 
Allah'tan başkasına tapanlar cahil kimselerdir. "Ey cahiller! Allah'tan 
başkasına ibâdet etmemi mi bana emrediyorsunuz?" (Zümer: 39/64) 
 
Kur'an'da Allah'tan başkasına tapılanlar, 
insana zarar ve faydası dokunmayan[3], 
rızık vermeyen[4], 
insan eli ile yapılan[5], 
işitmeyen ve görmeyen[6], 
bir şey yaratamayan[7], 
insanların ilâh diye isimlendirdikleri boş isimler[8], 
uydurma tanrılar[9], 
heykeller[10] 
ve putlar[11] 
olarak nitelendirilmişlerdir. 
 
İbrahim (a.s.), babasına ve kavmine demişti ki: 
"Sizin şu karşısında durup ibâdet ettiğiniz heykeller nedir? (Babası ve 
kavmi), 'Babalarımızı onlara ibâdet eder bulduk' dediler. (İbrahim), 'Doğrusu 
siz de, babalarınız da apaçık bir sapıklık içine düşmüşsünüz' dedi. 
(...) İbrahim (a.s.), büyük bir put hariç diğer putları kırdı. Kavmi, 
putların kırıldığını görünce, 'Bunu ilâhlarımıza kim yaptı? Muhakkak bunu yapan 
zâlimlerden biridir' dedi. (...) (İbrahim'e), 'Ey İbrahim! Bu işi ilâhlarımıza 
sen mi yaptın?' dediler. İbrahim, 'Hayır, işte şu büyükleri yapmış. Onlara 
sorun, eğer konuşurlarsa' dedi. (...) (Kavmi), 'Ey İbrahim! Sen de bilirsin ki, 
bunlar konuşmazlar' dedi. Bunun üzerine İbrahim, 'Siz Allah'ı bırakıp da size 
hiç fayda ve zarar vermeyen şeylere mi ibâdet ediyorsunuz? Size ve Allah'tan 
başka taptıklarınıza yuh olsun. Akıllarınızı kullanmıyor musunuz? (dedi.)? 
(Enbiyâ: 21/52-54, 58-59, 62-63, 65-67). "Ey babacığım! 
İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir şey kazandırmayacak olan şeylere niçin ibâdet 
ediyorsun?' dedi." (Meryem: 19/42) 
 
Kendi elleriyle yapıp ilâh diye adlandırdıkları[12] 
heykellerin (temâsîl), insanlara elbette faydası ve zararı olmaz. Bu sebeple 
heykelleri ilâh edinip onlara saygı göstermek, yalvarmak, onlardan medet ummak, 
ahmaklık ve akılsızlıktır. Allah'tan başkalarına, uydurma ilâhlara, putlara ve 
heykellere tapanlar, kendilerini felâkete sürüklemiş, dünya[13] 
ve âhirette Allah'ın azabını hak etmiş olurlar.[14] 
Kendisinden başkasına ibâdet edenlere, "Siz ve Allah'tan başka ibâdet 
ettikleriniz cehennemin odunusunuz. Siz oraya (cehenneme) gireceksiniz" 
(Enbiyâ: 21/98) uyarısını yapan Yüce Allah, "Allah'tan başka dilediğinize 
ibâdet edin!" (Zümer: 39/15) diyerek müşrikleri tehdit etmiştir.[15] 
 
Allah'tan başka ibâdet edilenler, kıyâmet günü 
kendilerine ibâdet edenleri inkâr edecekler ve onlara düşman olacaklardır. 
"(Müşriklerin taptıkları ilâhlar), onların ibâdetlerini inkâr edecekler ve 
onlara düşman/karşı olacaklardır." (Meryem: 19/82; Ahkaf: 46/6) 
 
 ?Beşerin böyle dalâletleri var; Putunu kendi 
yapar, kendi tapar!? diyor şâir. İnsanların kendi elleriyle yaptıkları putlara 
ve heykellere ibâdet etmeleri; onları Allah katında kendilerine şefaatçi ve 
yardımcı olur, kendilerini azaptan korur inancı ile ilâh edinip tapmak, saygı 
göstermek, duâ edip yalvarmak, sıkıntı anlarında onlara sığınmak anlamlarını 
ifade etmektedir. 
 
Put, sadece Arapların câhiliye döneminde 
taptıkları basit ve alelâde şekillerden veya özellikle İbrahim (a.s.) döneminde 
olduğu gibi, muhtelif câhiliye sistemlerinde tapınılan taştan, tunçtan, tahtadan 
heykellerden ve ağaç, kuş, hayvan, yıldız, gök cismi, ateş, ruh veya hayallerden 
ibaret değildir. 
Bu basit puta tapınma şekilleri Allah'a şirk 
koşmanın bütün boyutlarını kapsamaz. Yalnızca bu ilkel putçuluklar üzerinde 
duracak olursak ve Kur'an'daki şirkten maksadın sadece bunlar olduğunu kabul 
edecek olursak, oldukça boyutlu olan şirk kavramından bir şey anlamayız. 
Kur'an'ın evrensel boyuttaki ve zamanlar üstü mesajını kavrayamayız. Kur'an'ın 
en büyük problem olarak gördüğü şirk, kıyâmete kadar hemen tüm toplumlarda 
olabilecek tüm tevhid dışı kutsama ve tapınma özelliklerini kapsar. 
Kur'an'a göre put, o kadar geniş anlamlıdır ki, kişinin Allah'ın dışında 
hayatının amacı kıldığı maddî-mânevî her şeydir. Bu putları hayatın amacı 
kılmak da Allah'a şirk koşmak olarak nitelendirilmiştir. Fakat insanları 
kendilerine fayda ve zararı olmayan taş, ağaç, maden vs. şeylere ibadete 
sevkeden sebepler nelerdi? İnsanlar niçin putlara tapmışlar ve tapmaya devam 
ediyorlar? Bu konuda Kur'an şu âyetlerde bu sorulara cevap vermektedir: 39/3; 
10/18; 17/56-57; 43/86; 39/44; 30/13. 
 
[16] 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 6/56; 10/18. 
 
 
 
 
 
 [2] 
 6/56. 
 
 
 
 
 
 [3] 
 10/18. 
 
 
 
 
 
 [4] 
 16/73. 
 
 
 
 
 
 [5] 
 37/95. 
 
 
 
 
 
 [6] 
 19/42. 
 
 
 
 
 
 [7] 
 46/4. 
 
 
 
 
 
 [8] 
 53/23; 12/40. 
 
 
 
 
 
 [9] 
 37/86. 
 
 
 
 
 
 [10] 
 21/52. 
 
 
 
 
 
 [11] 
 14/35. 
 
 
 
 
 
 [12] 
 14/35. 
 
 
 
 
 
 [13] 
 11/109. 
 
 
 
 
 
 [14] 
 21/98. 
 
 
 
 
 
 [15] 
 37/22-34. 
 
 
 
 
 
 [16] 
 Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram 
 Tefsiri.




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.