Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Sehv ve Sehv Secdesi

Sehv ve Sehv Secdesi

Sehv ve Sehv Secdesi:

?Sehv? kelimesi,
Hâfızanın/belleğin bulutlanarak işlevini yerine getirmekten uzak olma hali olan
ve hafif bir uyarma ile uyanmayı ifade eder. Sehv, düşüncenin herhangi bir
etkisi olmaksızın insanın gafletten dolayı bir şeyde yanlış yapması, düşüncenin
ilgili işten başka şeye akması anlamına gelmektedir.
Sehv; yanılma, unutarak yanlış
yapma demektir. Namazın farzlarından birinin tehiri veya vâciplerinden birinin
terki ya da tehiri durumunda, namazın bitiminde yapılması gereken secdeye de
sehiv secdesi denir. Peygamberimiz (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Sizden birisi namazında şüpheye düşerse, doğrusunu araştırsın ve namazını
kanaatine göre tamamlasın, sonra selâm verip sehiv secdesi yapsın, yani
yanıldığı için iki secde daha yapsın." (Buhârî, Salât 31; Müslim, Mesâcid
88, 89; Ebû Dâvud, Salât, 190, 191, 193) "Sizden biri namazı üç rekât mı,
yoksa dört rekât mı kıldığında şüpheye düşerse, şüphesini atsın ve kesin olarak
bildiği ne ise, onun üzerinden namazı tamamlasın. Selâm vermeden önce de iki
secde yapsın. Eğer beş (rekât) kılmış ise, bu secdeler namazına şefaatçi olur,
tam kılmış durumda ise, bu iki secde, şeytanın kendisinden uzaklaşmasına
(vesvesenin gitmesine) vesile olur." (Buhârî, Sehv 6, 7; Müslim, Salât 19,
20; Ahmed bin Hanbel, III/12, 37, 42)
Son birkaç yüzyıldır beynimizin
sol yarım küre becerileri üzerinde yoğunlaştık. Ama hayal kurma, fantezi, sanat,
mânevî özellikler, rûhu tatmin etme gibi faâliyetlere önem vermedik. Böylece
hâfızanın en önemli özelliklerinden birini ihmal edip tüm yapının dengesini
bozmuş olduk. Neyi, niçin öğrendiğimizi belirlemediğimizden, gerektiğinde
kullanabileceğimiz düzen ve yapıyı oluşturamadık. Her gün evine aldığı eşyaları
herhangi bir yere koyan dağınık bir insan gibi bilgileri düzensiz, sırasız ve
gelişigüzel kaydederek kaliteli bir kayıt için beynin düzen ve yapı ilişkilerini
bozduk. O yüzden hâfızasından şikâyet etmeyen, unutulmaması gereken önemli
şeyleri bile unutmayan kimse kalmadı. Okumayan, okuduğunu hazmetmeyen, tefekkürü
yitirmiş, düşünmeyen insanlar ortalığı kapladı. Düşünce, topluma göre gereksiz
bir fantezi; devlete göre ise suç sayıldı. Heykeli tımarhaneye, kendisi
hapishaneye konulan bir ülkede ?düşünen adam? nasıl yetişsin?
Aklımızı, zekâ ve hâfızamızı
yaratan Rabbe şükretmemek, nankörlük de unutma sebeplerindendir. Unuttukları
bazı şeyleri gözünde büyütüp kendisini böyle olumsuz motive eden, bardağın dolu
kısmını şükür gözüyle görmeyen kişi, kendini unutmaya şartlandırdığı için
unutması kaçınılmaz olacaktır. Bu olumsuz motivasyon, henüz fıtratları
bozulmadığı için çocuklarda görülmez. Çocuklar okulda defterini, kalemini, oyun
yerinde hırkasını, misafirlikte oyuncağını unutur, ama hiçbir çocuk, ?ben çok
unutkan olmaya başladım? demez. Çocuklar, fıtratlarının yönlendirmesiyle
hâfızayla ilgili ilkelere genellikle büyüklerden daha çok uyarlar. Böyle olunca
da hâfızaları daha kuvvetli gibi gözükür. Unutmayalım, kötü hâfıza yoktur,
eğitilmemiş, terbiye edilmemiş hâfıza vardır.
Günlük hayatta unutmak da bir
nimettir. Fıtratımıza bu özellik yazılmasaydı, bilgi kirliğinden geçilmez,
gereksiz hamallıktan kurtulamaz, bize acı veren üzücü şeylerin stresini
üzerimizden hiç atamazdık. Allah, kullarına merhametinden dolayı, günlük
hayatımızın akışına, yer yer unutma denen şifânın damlalarını serpmiştir.
"Unut yavrum, sen de unut! Bu
ölümlü dünyada;
Her cefâyı unutmaktır, bizler
için tesellî."
"Unutma olmayınca, mutluluk da
olmaz."
"Hiç kimse yoktur ki, hayatta
unutulmaması gereken bir şeyi unutmamış olsun."
"Hayat boyunca yaptığımız
gezintide çirkin ve âdi bulduğumuz şeylere verebileceğimiz cezalardan biri,
onları unutmaktır."
"Ne söylediğini, kime
söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma!" (Hz. Ebû Bekir r.a.)
"Üzülmemem diyecek üzülecek /
Unutmam diyecek unutacaksın.
Ve bir gün unutulacaksın sen de
/ Bunu unutma!"
"Unutmanın ne kadar kesin ve
hazin olduğunu arada sırada hatırlar da anlarız."
"Unutmak bıkmaktır."
"Ettiği iyiliği ve gördüğü
fenalığı unutmayan, gördüğü iyiliği ve yaptığı fenalığı çabuk unutur."
"Kabahatimizi başkasına
söyledikten sonra unuturuz; ama o unutmaz."
"Gaflet uykusuna yatanlar için
sabah yoktur!"
"Ey Rabbimiz, Unutur veya
hata edersek, bizi bundan hesaba çekme." (2/Bakara, 286)

1- Hayati Aydın, Kur'an'da
İnsan Psikolojisi, s. 125-126
2- M. Osman Necati, Kur'an ve
Psikoloji, s. 178-181
3- Hayati Aydın, a.g.e. s.
127-131
4- Elmalılı Hamdi Yazır, Hak
Dini Kur'an Dili, Azim Y. II/279
5- M. Osman Necati, a.g.e. s.
182
6- Sızıntı'dan Tıbbî
Gerçekler, s. 229-232
7- Yaşar Fersahoğlu, Kur'an'da
Zihin Eğitimi, s. 117-124
8- Geniş Bilgi için bkz.
Muhsin Kadıoğlu, İyi Anlama Yöntemleri, özellikle s. 26-77
9- Anlayarak Hızlı Okuma, Adil
Maviş, s. 55-59
10- Örnekler için, bkz. Oğuz
Saygın, Beyin Gücünü Geliştirme, özellikle s. 47-78
11- Geniş bilgi için bkz. Yaşar
Fersahoğlu, a.g.e. s. 100-116
12- Cavit Yalçın, Kur'an'da
Temel Kavramlar, s. 87-88
13- Yaşar Fersahoğlu, a.g.e. s.
530-534
14- Ahmed Önkal, Rasûlullah'ın
İslâm'a Dâvet Metodu, Esrâ Y. s. 311-312
15 Hüseyin K. Ece, İslâm'ın
Temel Kavramları, s. 222-223