Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Tesbih; Allah'ı Her Çeşit Şirkten Aklama, O'nun Egemenliği Paylaşılamaz!

Tesbih

Tesbih; Allah'ı Her Çeşit Şirkten Aklama, O'nun
Egemenliği Paylaşılamaz!

S-b-h kökünden şu kelimeler
kullanılıyor: Yıldızın hareket etmesi, uzaklaşmak, şehâdet parması, duâ, nâfile
namaz. N-z-h (tenzîh) kökünde de şu anlamlar vardır: Hayvanları sudan
uzaklaştırmak, uzaklaştırıldı, uzak olmak, korundu, uzak yer.
Allah'ı tesbih ve tenzih
kelimeleri, genellikle beraber kullanılır. Bu şiar ile asıl olarak Allah'ı
?aklama? (tesbih etme) vurgulanmak istenmektedir. Yani nasıl ki Arap, suyun
başına toplanan hayvanları uzaklaştırma işine ?nezehe? diyor, aynı şekilde
Allah'a yakıştırılan birtakım iftiraları uzaklaştırma işine de ?tenzîh? diyoruz.
Tesbihde de tenzihde de ortak olan mânâ, ?uzaklaştırmak?tır. Biz buna Türkçe'de
yaklaşık olarak ?aklama? diyebiliriz. Yani bir nevi bir şeyi protesto ânındaki
durum oluyor. Bizim inandığımız Allah'a birileri iftira atıyor. O'na ait olan
vasfları başkasına vermeye kalkışıyor. O'nun isimlerini, sıfatlarını çalarak
kendi sevdiklerine, bağlandıklarına yakıştırıyor ve onları ululayıp yüceltiyor.
İşte biz bu durumu red ve protesto için ?sübhânallah!? diyoruz. Bunu söylerken
aynı zamanda da O'nu yüceltip övmüş oluyoruz.
Bu kelimelerde koruma anlamı da
vardır. Türkçe'de ?koruma ve kollama? denilen işi yapmak anlamında. Tabii,
Allah'ın tesbih ve tenzih edilişi, fizikî bir durumdan ziyade, daha çok inanç ve
düşünce alanında oluyor.
Kur'an'da tesbihin, üç temel
anlamda kullanıldığı görülmektedir:
1- Aklama-uzaklaştırma

2- Anma-duâ-namaz
3- Kâinattaki her şeyin
O'nun düzenine uyduğu.
Bu şiar (sübhânallah) ortay
koyuculuğu (şirki) mahkûm etmek için söylenir. Zira gelen âyetlere bakıldığında
bu amaçla kullanıldığı görülmektedir. Önce nelerin şirk, yani ortak koşuculuk,
vasıflandırıcılık olduğu açıklanır. Meselâ, O'na çocuk isnat etmek, aracısı
olduğuna inanmak, ortağı olduğunu zannetmek, başka şeylere benzetmek ve
olmayacak şeylerle vasıflandırmak gibi. Sonra nelerin şirk olmadığı anlatılır.
Doğanın yeryüzü ve gökyüzünün içindeki her şeyin O'nu tesbih ettiğinin
söylenmesi gibi.
İns ve cinnin kâfirlerinın
dışındaki her şey, Allah'a kul olup itaat ve tesbih ediyorken, bu yaratıklar bu
düzeni bozuyorlar. İşte bu düzen dışılık, bu şiarla dışlanıyor, reddediliyor.
Nitekim Arapça'da şehâdet parmağına ?müsebbiha? denilmektedir. Aynı kökten gelen
tesbih, birleme, bir'i gösterme olarak şehâdet parmağının anlamına uygun mânâlar
içerir.
Yüsebbihu fiiliyle Kur'an'da
Allah'ı tesbih eden varlıklar anlatılr. Kur'an'da açık olarak, yeryüzü ve
gökyüzündeki her şeyin Allah'a ait olduğu vurgulanıyor. Demek ki mülk ve hamd
Allah'a ait olmazsa bu tesbih bozuluyor. Allah'tan başkası insanlar üzerinde
yönetim (mülk) iddiâsında bulunursa, bu var olan tesbih düzenini bozmak
demektir; ortak koşucu olmak (müşrik) demektir.[1]

Tesbih; Allah'ı O'na
yakışmayan şeylerden tenzih etmek (uzak tutmak)tir. Tesbih, bir anlamda, Allah'ı
büyük tanıma, O'na noksan sıfatları yakıştırmama, ?sübhânallah? demek ve O'na
ibâdet etmektir. Bu, bir çeşit Allah'ı zikirdir. Bazı âlimlere göre tesbih,
zikrin türlerinden biridir.
Tesbih; Allah'ı, kutsal
yüceliğine lâyık olmayan kusur ve noksanlıklardan, insanların ilâhlar/tanrılar
hakkında düşündükleri eksik sıfatlardan gerek inanç, gerekse söz ve kalp ile
tenzih etmektir, uzak tutmaktır. Allah Teâla yücedir, uludur, azimdir. Hiç bir
şey O'nun benzeri ve dengi değildir. O en yüce sıfatlara sahiptir. İnsanların
aklına gelebilecek bütün eksik ve noksan sıfatlardan, kusurlardan uzaktır. Allah
hakkında, insanlara ait şeyler düşünülmez. O, bütün bunların dışındadır. İşte,
Allah'ı mükemmel (en yüce) sıfatlarla düşünmek, O'nu noksan sıfatlardan tenzih
etmek (uzak tutmak) tesbihtir.
Aynı kökten gelen ?Sübhân?
Allah'ın bir ismidir. Yani, çok tenzih edilen, Allah'a inanmayanların O'nun
hakkında düşündüklerinden ve söylediklerinden, her türlü kusurdan uzak olan
demektir. ?Sübhânallah? cümlesi, Allah'ın bütün eksikliklerden uzak, ama yüce
sıfatların sahibi olduğunu ifade eder. Allah'ın zatının temizliğini ve
kutsallığını da anlatır. Bu cümle; hem bir zikir, hem Allah'tan yardım isteme,
hem de bazen bir şeye hayret edildiği zaman kullanılan bir ifadedir.
Allah'ı tesbih etmeyi ifade
eden âyetler Kur'an'da bir hayli fazladır. Kur'an, Allah'ı zikretmeyi ve tesbih
etmeyi beraber anıyor. Bu durum her iki ibâdetin ortak yanları olduğunu
gösterir. ?Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah akşam
tesbih edin.? (33/Ahzâb, 41-42; 3/Âl-i İmrân, 41). Sabah ve akşam vakitleri
zikir ve Allah'ı tesbih için en uygun zamanlardır. Ancak sabah-akşam ifadesi
bütün günü kapsaması sebebiyle, âyet; Allah'ı her an zikredin, tesbih edin, bunu
devamlı yapın anlamına da gelir.
?Şu halde onların
söylediklerine karşı sabırlı ol, Güneşin doğuşundan önce ve batışından önce
Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da
tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.? (20/Tâhâ, 130; Ayrıca bkz. 40/Mü'min,
55; 50/Kaf, 39).
?Sen Rabbini hamd ile tesbih
et ve secde edenlerden ol.? (15/Hıcr, 98; Ayrıca bkz. 25/Furkan, 58; 52/Tûr,
48; 56/Vâkıa, 74, 96; 87/A'lâ, 1; 110/Nasr, 3).
Kur'an'ın haber verdiğine göre
yerde ve gökte olan bütün yaratıklar Allah'a tesbihte bulunurlar. Kur'an bunu
bazen geçmiş zaman kipiyle ?tesbih etti' şeklinde, bazen şimdiki zaman kipiyle
?tesbih eder-ediyor' şeklinde vermektedir. Bu, varlıkların geçmişte ve şimdi
sürekli tesbih ile meşgul olduklarını gösteren bir gerçektir (57/Hadid/1; 59/Haşr,
1, 24; 61/Saff, 1; 24/Nûr, 41; 62/Cuma, 1 vd.).
Canlı veya cansız varlıkların
nasıl tesbih ettiklerini bilmiyoruz. Bu konuda birçok açıklama yapılmıştır; ama
doğrusu onların tesbihlerinin nasıl olduğunu anlamak hem zor, hem de bunu anlama
diye bir görevimiz yoktur. Bize düşen, bütün varlıkların ister istemez Allah'a
teslim olup O'nu tesbih ettiklerini bilmek ve böyle bir gerçeğe şüphe duymadan
inanmaktr. Bunu kabul ettikten sonra, onlar gibi bu yüce zikre katılmak, onlarla
beraber Allah'a tesbihte bulunmaktır. Tıpkı Dâvud (a.s.) ile birlikte tesbih
etsinler diye boyun eğdirilen dağlar gibi (21/Enbiyâ, 79; 38/Sâd, 18).

?Yedi gök,
yer ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih
etmeyen hiç bir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlayamazsınız. O
Halim'dir, bağışlayandır.? (17/İsrâ,
44).
Onların tesbihlerini
anlayamacağımıza göre, bu konudaki gayret boş bir çabadır. Burada önemli olan,
evrendeki bu imana katılmak, bu koro ile beraber, âlemlerin Rabbini, O'nun lâyık
olduğu gibi zikretmek/anmaktır.
Allah'ın Sübhân Oluşu: Allah
(c.c.) aynı zamanda ?Sübhân?dır. Bütün yaratıklar, canlı ve cansız her şey,
insanların bütün hücreleri, bazı insanların dilleri, sürekli Allah'ı tesbih
ederler. O, bu anlamda çok çok tesbih edilendir. O, kendisi hakkında düşünülen
bütün noksan sıfatlardan uzaktır. O, kendi dışındaki her şeyden münezzehtir
(tenzih edilmiştir).
Kur'an, Allah'ın ?sübhân?
olduğunu sık sık vurgulamaktadır.
?Eğer her ikisinde (gökte ve
yerde) Allah'ın dışında ilâhlar olsaydı, hiç tartışmasız, ikisi de bozulup
gitmişti. Arşın sahibi Allah, Sübhan'dır; onların nitelendirdikleri şeyden
uzaktır.? (21/Enbiyâ, 22).
?Üstünlük ve güç (izzet)
sahibi Allah, sübhândır, onların nitelendirmekte olduklarından yücedir.?
(37/Sâffât, 180; Ayrıca bkz. 12/Yûsuf, 108; 17/İsrâ, 1, 93, 108; 27/Neml, 8; 28/Kasas,
68; 43/Zuhruf, 13; 68/Kalem, 29).
Melekler, zaman zaman Allah'ın
?Sübhan' olduğunu söylerler (2/Bakara, 32). Mü'minler de inkârcıların Allah
hakkında düşündükleri yanlış şeylere cevap verirken, Allah'ın onların
nitelemelerinden çok uzak olduğunu dile getirirler, Allah'a ?Sen Sübhânsın?
derler (3/Âl-i İmrân, 191; 5/Mâide, 116; 21/Enbiyâ, 87; 4/Nisâ, 171; 10/Yûnus,
18; 16/Nahl, 57; 30/Rûm, 40).



[1]
İhsan Eliaçık, a.g.e. s. 31-36

ŞİARLAR.. Şiar; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'ân-ı Kerim'de Şiarlar, Allah'ın Şiarları
Hac ve Umre Esnâsında Safâ ile Merve'nin Tavaf (Sa'y) Edilmesi
Şiar ve Semboller
Düşünsel Sınırları Bilmek
Kur'an'daki Semboller, İnsanın Barışçı ve Savaşçı Duygularını Şekillendirmeye Yöneliktir.
Şiarların Dili
Günde Beş Kez Çağrı, Beş Kez Manifesto.
Ezanda
Namazda, Ayakta
Rukûda
Ayakta
Secdede
Oturuşta
Selâmda
Namazdan So a
Tesbih Çekerken
Tesbihten So a
Bir Gün İçinde En Fazla Tekrar Edilen Şiarlar
Besmele; Manifestoya Giriş.
İstiâze (Eûzü) ve Besmele
İstiâze Şuurunun Bize Kazandıracağı Anlayış ve Davranışlar
Besmele, Laik Mantığı Protestodur
Allahu Ekber; En Büyüklük İlânı!
Lâ İlâhe İllâllah; Sahte İlâhlara İsyan, Büyüklenmeye Red.
Tehlil
Tahmîd; Övgü ve Şükür En Büyüğe, Allah'a Âittir!
Tesbih; Allah'ı Her Çeşit Şirkten Aklama, O'nun Egemenliği Paylaşılamaz!
Namaz ve Tesbih İbâdeti
Lehu'l Mülk (Her şey, Bütün Mülk O'nundur); En Büyüklük, Egemenlik Gerektirir
Salevât; Bağlılık Andı, Biat Yenileme.
Kunut Duâsı; Fâcir ve Kâfirlere Ültimatom (Yoldan Çıkan Devrilir/Devrilmelidir!)
İstiğfâr; Nefis/Hevâ Büyüklenmesine Dur!
Dilin/Konuşmanın Şiar Yönünden Önemi
Dillerdeki Birlik ve Dillerin Allah Merkezli Olması
Allah Lafzı ve Günlük Hayatta Şiar Olarak Kullanım Alanları
Ezân; Allah'a Çağrı ve Kurtuluş İlânı
Ezanın Başka Dillerde Okunması
Ezan Yasağı; Allahu Ekber'den Ta ı Uludur'a
İslâm Bayrağı, Râyet, Sancak.
Hilâl
Kurban.
Diğer Bazı Önemli Şiarlar Halife
Başörtüsü
Sakal veya Benzeri İslâmî Görüntü
Hac
Selâm
Küfrün Şiarları/Sembolleri; Bâtıl Dinlerin Kutsalları, Heykel, Giyim...
Sakal ve Bıyık
Allah'ın Şiarlarını Yüceltme.
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar