Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

İsrâiloğullarının Tarihi

İsrâiloğullarının Tarihi

İsrâiloğullarının Tarihi

İsrâil, Hz. Yâkub'un lâkabıdır.
Bilindiği gibi Hz. Yâkub, Hz. İbrâhim'in Hz. İshak'tan olma torunudur.
İsrâiloğulları, Hz. Yakub'un 12 oğlunun neslinden gelenlerin tümüne verilen
ortak addır. Hz. Yakub'un büyük atası Hz. İbrahim, Sümer'deki Ur şehrinden
gelmiş ve milattan yaklaşık 2200, Hz. Musa'dan da 1000 yıl önce Filistin'e
yerleşmiştir. İsrâiloğullarından Mısır'a ilk yerleşen Hz. Yusuf'tur.
Kardeşlerinin kıskançlık ve ihaneti sebebiyle Hz. Yusuf'un esaretle başlayıp
Mısır hükümetinde yetkili olana kadar varan serüveni sonucunda, Filistin'de
çıkan bir kıtlık nedeniyle 70 kişilik bir kafileyle Mısır'a gelip yerleştiler.

İsrâiloğulları, ataları Hz.
İbrahim'den beri tevhid akidesine inanan müslüman bir neslin torunuydular. Tümü
de peygamber çocuğu olan 12 kardeşten üreyen bu topluluğu Hz. Yusuf Mısır'a
yerleştirdiğinde tek Allah'a iman ediyorlar, ataları Hz. İbrahim, İshak ve
Yakub'un inancını sürdürüyorlardı. Kur'an'a göre, ölüm döşeğindeki babalarına,
tevhidden ayrılmayacakla-rına dair söz vermişlerdi.

Yakup (İsrâil) peygamberin
oğullarından Hz. Yusuf'un Mısır'da söz sahibi olup, babası ve kardeşlerini
Mısır'a yerleştirmesinden sonra İsrailoğulları Mısır'da hâkim duruma
gelmişlerdi. Ancak zamanla adaleti ihlâl etmeleri, Firavunların yeniden işbaşına
geçmeleriyle sonuçlanmış ve İsrailoğulları Mısır'da efendi durumundan köle
durumuna düşmüşlerdi.

Allah, İsrailoğullarına tarih boyunca
birçok peygamber göndererek onları yalnız Allah'a kulluk etmeye, ataları
İbrahim'in "Hanif" yoluna döndürmeye çalışmıştır. Fakat İsrailoğullarının,
peygamberleriyle araları genellikle kötü gitmiş, peygamberlerini yalanlamaktan,
yalnız bırakmaktan ve hatta öldürmekten geri durmamışlardır. Kur'an'ın
anlatımıyla "onlara ne zaman bir peygamber, hoşlarına gitmeyen bir şey
getirse büyüklük taslamışlar, kimini yalanlamışlar, kimini de öldürmüşlerdir."
(2/Bakara, 87; 5/Mâide, 70)

İsrâiloğulları, son peygamber Hz.
Muhammed'in rasul olarak gönderildiği günlerde de aynı minval üzere yaşamaya
devam ediyorlardı. Onlardan pek azı hariç adları devamlı fesad, isyan ve
azgınlıkla beraber anılmıştır.