Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

2) Sıdk

2


2) Sıdk:



Doğruluk demektir. Peygamberler, hem
sözlerinde hem de işlerinde doğru sözlüdürler. Asla yalan söylemezler.


[1]


Sıdk, peygamberlerin, ilâhî hükümleri,
emir ve yasakları insanlara tebliğde ve verdikleri her türlü haberde doğru sözlü,
sadık olmalarıdır. Peygamberlerin yalan söylemeleri (kizb) asla caiz değildir.
Aksi halde, insanları kendilerine inandırmaları ve onları irşad ederek doğru
yola sevketmeleri mümkün olmaz. Çünkü yalan söylemek, büyük bir günah olduğundan,
peygamberlerin "ismet" ve "emanet" sıfatlarıyla bağdaşmaz. Oysa Allah Teâlâ
onların peygamberlik iddialarını tasdik etmek için her birine "Mucizeler"
veriyor ve onunla adeta, "Kulum, peygamberlik iddiasında ve bendendir diye
bildirdiklerinde sadıktır" diyor. Hak Teâlâ'nın yalancıları tasdik etmesi aklen
mümkün olmadığına göre, peygamberlerin sıdk (doğruluk) sıfatı ile vasıflanmaları
vâcib; yalan söylemeleri ise imkânsızdır.

Kur'an-ı Kerim'de Allah,
peygamberlerini doğruluk vasıflarıyla methetmiştir:

"Ey Muhammed! İnsanlara Kur'an'daki
İbrahim kıssasını anlat. Şüphesiz ki o, özü sözü doğru, sıddîk bir peygamberdi"
(Meryem: 19/41)

"Kitapta İdris'i de zikret. Çünkü o,
çok doğru bir nebî idi" (Meryem:
19/55)

Hiç bir peygambere kavmi; "biz seni
daha önce yalancı tanıyorduk" diyememiştir.

Peygamberlerin emânet sıfatı, onların
diğer insanlarla münasebetlerinde güvenilir olmaları yanında; asıl vahiy
üzerinde emîn olmayı, Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara değiştirmeden,
arttırıp-eksiltmeden tebliğ etmesidir. Kur'an'da şöyle buyurulur:

"O Peygamberler Allah'ın
gönderdiklerini tebliğ ederler, O'ndan korkarlar ve O'ndan başka hiç bir
kimseden korkmazlardı. Hesap görücü olarak Allah yeter"
(Ahzâb: 33/39)

Bir peygamberin emânete hıyânet
etmesi, O'nun kutsal görevi ile bağdaşmaz.

"Bir peygamber için emânete hıyânet
etmek olur şey değildir?
(Âl-i İmrân: 3/161)[2]

Kur'an-ı Kerim'de Hz. İsmâil[3],
Hz. İdris[4],
Hz. Yusuf[5]
için sıdk sıfatı verilir; diğer peygamberlerin de sâdık oldukları başka
ifadelerle anlatılır.[6]

Bu sözcük doğruluk demektir.
Binaenaleyh bütün peygam­ber­lerin özü ve sözü doğrudur. Bir peygamberin (haşa!)
yalan bir söz söy­lemesi imkansızdır. Aynı zamanda bu yüce şahsiyetler daha
kü­çükken bile bir peygamber adayı olarak asla yalan söylemezler. İçinde
yaşadıkları toplum ne kadar dejenere olmuş bulunursa bulunsun on­lar hiç bir
za­man dürüstlük­ten ayrılmazlar. Hiç bir çıkar ya da baskı onların bu tutu­munu
değiştiremez.


[7]








[1] Ahmet
Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.





[2] Ali
Arslan Aydın, Şamil İslam Ansklopedisi: 5/198.





[3]
Meryem: 19/54.





[4]
Meryem: 19/57.





[5] Yusuf:
12/46.





[6] Ahmet
Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.





[7]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi,
Kahraman Yayınları: 254.