Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'an'da Halife Kavramı

Kur

Kur'an'da Halife Kavramı

"Hatırla ki Rabbin
meleklere: 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' dedi. Onlar: 'Biz
hamdinle Seni tesbih ve Seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak,
orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?' dediler. Allah da onlara: 'Sizin
bilemeyeceğinizi Ben bilirim' dedi." (2/Bakara, 30)
"Sizi yeryüzünün
halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi deneyip sınamak
için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası
çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayan, merhamet edendir." (6/En'âm, 165)

"İnsanları yeryüzünde
halîfe (hâkim) kılan O'dur. İnkâr edenin inkârı kendi aleyhinedir.
İnkârcıların inkârı, Rableri katında yalnızca kendilerine gazabı arttırır.
İnkârcıların inkârı, hüsrandan başkasını artırmaz" (35/Fâtır, 39).
"Darda kalanın duasına,
kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gideren ve
insanları yeryüzünün halifeleri yapan Allah, kendisine eş koşulan bütün
varlıklardan üstün ve yücedir" (27/Neml, 62).
"Onu (Nuh'u) yalancı
saydılar. Ama biz, onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Onları
halifeler kıldık / ötekilerinin yerine geçirdik. Ayetlerimizi yalanlayanları
suda boğduk. Uyarıları dinlemeyenlerin sonlarının nasıl olduğuna bir bak!"
(10/Yûnus, 73)
"Andolsun ki sizden önce,
peygamberleri kendilerine mûcizeler getirdiği halde (yalanlayıp)
zulmettiklerinden dolayı nice toplumları helâk ettik; zaten onlar iman edecek
değillerdi. İşte Biz suçlu kavimleri böyle cezalandırırız. Sonra da, nasıl
davranacağınızı görmeniz için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler
kıldık (onların yerine sizi getirdik)." (10/Yûnus, 13-14)
"(Hûd, kavmine dedi ki:)
'Size Rabbimin sözlerini bildiriyorum. Ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
Sizi uyarmak üzere aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir haber
gelmesine mi şaşıyorsunuz? Allah'ın sizi halifeler kılıp Nuh kavmi yerine
getirdiğini ve yaratılışça onlardan daha üstün kıldığını hatırlayın. Başarıya
erişebilmeniz için Allah'ın nimetlerini anın." (7/A'râf, 68-69)
"(Hz. Hûd, kavmine şu
uyarıda bulundu:) 'Ben, ancak benim de sizin de Rabbimiz olan Allah'a güvenirim.
Hiçbir canlı yoktur ki Allah ona el koymamış bulunsun. Rabbim, elbette doğru
yoldadır. Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ben size bana emanet edilen mesajı
bildirdim. Rabbim sizden başka bir kavmi istihlâf eder, yerinize getirir.
Ona hiçbir şey de yapamazsınız. Doğrusu Rabbim herşeyi koruyandır." (11/Hûd,
56-57)
Âd kavminden sonra gelen Hz.
Salih, Semûd kavmine Allah'ı tanıma ve O'na kulluk etme çağrısını yaptıktan
sonra, şunları söyledi:
"Allah'ın sizi Âd kavmine
halifeler yaptığını, onların yerine getirdiğini, ovalarında köşkler kurup
dağlarında kayadan evler yonttuğunuz yeryüzünde yerleştirdiğini hatırlayın.
Allah'ın nimetlerini anın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık
çıkarmayın." (7/A'râf, 74)
"Firavun kavminin ileri
gelenleri, "Musa'yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk yapsınlar, seni
tanrılarınla başbaşa bıraksınlar diye mi koyveriyorsun, dediler. Firavun, onlara
şu cevabı verdi: 'Onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız.
Elbette biz, onları ezecek üstünlükteyiz.' Hz. Musa ise kavmine şöyle seslendi:
'Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Yeryüzü, şüphesiz Allah'ındır.
Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonuç, Yüce Allah'tan korkup günahtan
sakınanlarındır.' Kavmi ona şu karşılığı verdi: 'Sen bize gelmeden önce de,
geldikten sonra da eziyet çektik.' Hz. Musa şunları söyledi: 'Rabbinizin
düşmanlarınızı
yok etmesi ve yeryüzünde
sizi istihlâf etmesi, onların yerine geçirmesi umulur. O zaman nasıl
davranacağınıza da bakar." (7/A'râf, 127-129)
Yüce Allah, Firavun ve
yandaşlarına sıkıntılar verdi; onları sınadı, sonunda yok etti.
"Hor görülen o kavmi (yahudileri),
bereketli kıldığı yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldı. Allah'ın
İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabırlarına karşılık böylece yerine geldi.
Firavun ve kavminin yaptığı ve yükselttikleri yıkıldı." (7/A'râf, 130-137)
"Onların peşinden öyle bir
half (nesil) geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına
uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler." (19/Meryem,
59)
"Onların ardından (âyetleri
tahrif karşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, 'nasıl olsa bağışlanacağız'
diyerek Kitab'a vâris olan birtakım kötü half (nesil) geldi. Onlara,ona
benzer bir menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında
haktan/gerçekten başka bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış
mıydı ve onlar Kitap'takini okumamışlar mıydı? Ahiret yurdu Allah'tan korkup
günahtan sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınız ermiyor mu?" (7/A'râf,
169)
"Rabbin zengindir, rahmet
sahibidir. Dilerse, sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi, sizleri yok
eder, dilediğini istihlâf eder, sizin yerinize getirir. Size vadedilen,
mutlaka yerine gelecektir. Siz O'nu âciz bırakamazsınız. De ki: Ey kavmim!
Elinizden geleni yapın! Doğrusu ben de yapacağım. Sonucun kimin için hayırlı
olduğunu göreceksiniz. Zulmedenler iflâh olmaz, kurtulamazlar." (6/En'âm,
133-134)
"Allah, içinizden iman edip
salih amel işleyenlere, onlardan öncekileri halef (güç ve iktidar sahibi)
kıldığı gibi, onları da yeryüzünde istihlâf edeceğine (halifeler
yapacağına), onlar için râzı olup beğendiği dini temelli yerleştireceğine ve
korkularını güvene çevireceğine dair söz vermiştir. Çünkü onlar Bana kulluk
eder, hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Bundan sonra inkâr eden kimseler fâsık
(yoldan çıkmış) kimselerdir. Namaz kılın, zekât veren, Peygamber'e itaat edin
ki, size merhamet edilsin. İnkâr edenlerin, Bizi yeryüzünde âciz bırakacaklarını
sanmayın. Varacakları yer ateştir. Ne kötü dönüş yeridir." (24/Nur, 55-57)
"Ey Davud! Şüphesiz seni,
yeryüzünde halife (hükümran, iktidar sahibi) kıldık. Öyleyse, insanlar
arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma. Yoksa seni Allah yolundan
saptırır. Doğrusu, Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına
karşılık çetin azap vardır." (38/Sâd, 26).