Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

On Dokuzculuk; Hem Çağdaş, Hem Hurâfe

On Dokuzculuk

On Dokuzculuk; Hem Çağdaş, Hem Hurâfe:

Hurûfîliğin çağdaş bir tezâhürü
de 19'culuk akımıdır. Amerika'da yaşamış Türk asıllı bir Mısır vatandaşı olan
biyokimya doktoru Reşat Halife'nin bilgisayar analizlerine dayanarak icad
ettiği ?on dokuz mûcizesi?, piyasaya ilk sürüldüğünde hayli taraftar buldu
kendisine. Reşat Halife iddiasını, ?on dokuz? sayısının Kur'an'ın kodu olduğu
tezi üzerine kurmuştu. Tarihte çıkan her fırka gibi o da delillerini Kur'an'dan
getirmeye çalışıyordu. Ama, on dokuz sayısının mûcizeliğinin ispatı yapılırken,
Kur'an'da bu rakamla uyuşmayan bazı sayımlar elde edilince, Kur'an'ın bazı
âyetleri (meselâ Tevbe sûresinin son iki âyeti) inkâr edilmeye, bu âyetlerin
?hâşâ- Kur'an'a sonradan ilâve edildiği gibi çok âdice bir iftiraya varılıyordu.
Hurâfenin mantığı, her yer ve her çağda aynı. Uydurulan hurâfeye uymadı diye,
hurâfeden vazgeçilmek yerine âyetten vazgeçiliyordu. Buna ?Kur'an'a iman etmek?
değil; ?19'a iman etmek? derler. Halbuki sadece bu iki âyetteki kelimeler değil;
nice örnekte görüldüğü şekilde bazı kelimeler yanlış sayılıyor, veya uydurma
te'villerle zorlanarak sayı tutmuş gösteriliyordu.
En sonunda bu iddiaları ortaya
atan Reşat Halife, ağzından baklayı çıkardı. O, beklenen ?peygamberliğini? ilân
ediyordu. ?Reşat Halife / Allah?n Rasûlü? imzasını attığı ?Allah'ın Dünyaya
Bildirisi? başlıklı bir metin ile peygamberliğini dünyaya duyurur ve herkesi
kendisine inanmaya dâvet eder. Bu sapık mütenebbî ve bağlıları, bununla da
yetinmeyip bazı âyetleri tahrif etmekten geri durmazlar. Kur'an'ın Allah'tan
başka kimsenin bilemeyeceğini ısrarla söylediği kıyametin kopma tarihini,
yahûdilerin yaptığı gibi, hurûf-ı mukattaa'nın cifr hesabındaki toplam rakamsal
karşılığı olarak ilân ederler.
19'cular, çok ilginç bir şeyi
daha yaparlar. Tıpkı, Kadıyânîler'in İngilizlerin Hindistan'daki varlığını;
Bahâîlerin, yine İngiliz ve Rusların İran'daki sömürüsünü meşrûlaştırdığı gibi,
bunlar da Türkiye'de ateizmin taşeronluğunu yapan Kemalizm'in varlığını
meşrûlaştırmaya çalışırlar. Bu sapık dine göre, Kur'ân-ı Kerim'e -hâşâ-
Muhammed?in yâveleri diyecek kadar Kur'an'a düşman olan Mustafa Kemal, Kur'an'ın
kodu olan kutsal 19 rakamıyla geleceği haber verilen ?mûcizevî? bir
müceddiddir. ?Şeytanî bir hilâfete son veren Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını
kuşatmış bulunan 19 sistemi Fussılet, 53 âyetinde belirtilen işaretlerden
biridir? diyerek[1]
yer yer sahtekârlık derecesine varan bir çarpıklıkla Atatürk?ün hayatındaki 19
rakamıyla ilişkiyi ortaya atarlar.[2]
Değil hadisleri, tüm sünneti
?şeytanî öğreti? adı altında acımasızca süpürüp, ezanda Peygamber Efendimiz'in
adının anılmasını ?putperestlik? olarak niteleyebilecek kadar modernist ve ?Kur'an'cı?,
bilgisayara dayalı bir öğreti geliştirecek kadar yenilikçi ve devrimci geçinen
19'cular da pekâlâ tarihin en mistik hurâfe ve hezeyanlarından hiç de aşağı
kalmayan bir hurâfenin ve tahrif akımının mimarı olabilmektedirler. Bu durum,
bir kez daha göstermiştir ki, hurâfecilik ve tahrif, hiçbir zümreye has
değildir; bu bir yahûdileşme mantığıdır. Bu mantığa saplanan insan, kimi zaman
sünnet, kimi zaman gelenek, kimi zaman da çağdaşlık adına âyetleri tahrif, dini
tahrip edebilmektedir.

[3]



[1]
Edip Yüksel, Müslüman Din Adamlarına 19 Soru, Ozan Y. s. 70.

[2]
Bu tezler ve bu sahtekârlığın eleştirisiyle ilgili olarak bkz. M. İslâmoğlu,
Yahûdileşme Temâyülü, s. 235-239; Mahmut Toptaş, K. Kerim ve 19 Efsânesi,
İnkılâb Y; E. Şenlikoğlu, İnsanlar da Kayar, Mektup Y; B. Sağlam, 19
Meselesi ve Edip Yüksel'e Cevaplar, Tebliğ Y. ve 19 Meselesini doğrulayan ve
Atatürk'ü savunan eser olarak bkz. Cenk Koray, Kur'an-İslâmiyet, Atatürk ve
19 Mûcizesi, Altın Kitaplar Y.

[3]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.