Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
HAMİD
Yeni Sayfa 1 
 
﴿ 
 
اَلْحَمِيدُ ﴾ 
HAMÎD 
 
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ?Hiç şüphesiz Allah, Ganî (hiç kimseye ve 
hiçbir şeye muhtaç olmayan)'dır, Hamîd (hamd da yalnızca O'na ait)' tir.?[1] 
 
el-Halîmî bu isim hakkında der ki: ?Hamîd, hamd edilmeyi hak eden, hamda layık 
olandır. Çünkü O, vardı ve bütün varlıkları ve insanı yoktan var etti. Sonra iki 
üstün nimeti akıl ve hayatı insanda topladı. Sonra ona sayısız nimetler verdi 
ve onu, bütün varlıklara üstün kıldı. Ona çalışma azmi verdi. O halde O'ndan 
başka kim hamd edilmeyi hak eder? Kim O'nun kadar hamde layık olur? Hayır, bütün 
övgüler ve hamdler sadece O'nadır, başkasına değil. Bütün bu minnet ve bağışlar 
başkasından değil sadece O'ndandır.? 
 
el-Hattâbî ise şöyle söyler: ?O, fiilleriyle hamd edilmeyi hak eden ve hamda 
layık olandır. Hamîd, ?faîl? vezninde olup ?mefûl? yani ?Mahmûd / övülen, hamd 
edilen? anlamındadır. Sıkıntı ve bolluk zamanlarında, şiddet ve rahatlık 
anlarında yalnız O'na hamd edilir. Çünkü O, Hakîm'dir. her şeyi yerli yerinde 
yapar. Hiçbir fiilinde hata yapmaz ve yanlışlık bulunmaz. O, her durumda 
övülmeyi hak edendir.?[2] 
 
Hamîd, Allah'ın sabit sıfatlarından biridir. Bu, bazen sözleriyle bazen de 
zatıyla ilgilidir. Her iki durumda da özel tamlama olarak kullanılır. Hamîd, 
sözlerle ilgili olarak kullanıldığında Hâmid (Hamd eden, öven) anlamına gelir. 
Bu durumda hamd, iki anlamda kullanılır. 
 
1- 
Allah'ın kendi zatını övmesi. Allah'ın kendini övmesi O'nun hakkıdır. O, 
dilediği şekilde kendisini övmeye layıktır. O, her türlü noksanlıktan uzak 
olduğu gibi, bütün fiilleri, sıfatları, isimleri ve zatı da her türlü 
noksanlıktan uzaktır. O, mutlak hamd ve övgünün sahibidir. 
 
2- 
Allah'ın, mahlukatı arasında hamd ehli olarak yarattığı kimselerin, hamd etme 
görevini yerine getirmeleri nedeniyle hamd etmesi. Aslında bu tür hamd, bir 
önceki hamd türüne girer. Çünkü mahlukatın hamd etmesi de O'nun bir fiili 
sonucu gerçekleşmekte ve hamd, yine kendisine dönmektedir. 
 
Hamîd, zatla ilgili olarak kullanıldığında ise Mahmûd (hamd edilen, övülen) 
anlamına gelir. Böylece Allah, kendi zatını sözlerle öven Hâmid ve kullarının 
kendisini övdüğü, methettiği ve saygı duyduğu Mahmûd'dur. Kulların Allah'ı 
övmesi, O'na hamd etmesi ve diğer kısımlardaki hamd türleri özel tamlama 
anlamındadır. Çünkü her insan Allah'a hamd etmeyeceği gibi Allah da her insanı 
hamd ehli yapmaz. Allah'ın gazabını kazanmış insanlar O'na hamd etmekten 
uzaktırlar. Allah, böyle insanları hamd ehli yapmaz. Ancak bu insanlar kıyamet 
günü kabirlerinden kaldırıldıklarında istemeseler de Allah'a hamd edeceklerdir.[3] 
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ?Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet 
edeceksiniz.?[4] 
 
İbn Kayyim ise Hamîd ismi hakkında şunları söyler: ?Hamîd, övülmeyi 
gerektirecek sıfatlara ve sebeplere sahip olan ve hamd edilmeyi hak edendir. 
Hiç kimse O'na hamd etmese bile O, yine de hamda layık olandır. O, zatıyla 
övünen ve kendisini övendir. Mahmûd, hamd edenlerin kendisine hamd ettiği ve 
övdüğüdür. Mecîd (Yüce) Mümecced (Yüceltilen), Kebîr (Büyük) Mükebber (Büyük 
görülen), Azîm (Ulu) Muazzam (Ululanan) da böyledir. Hamd ve mecd, her ikisi de 
tamamıyla Yüce Allah'a aittir. 
 
Hamd, övmeyi ve hamd edileni sevmeyi gerektirir. O'nu seven ama O'nu övmeyen, 
O'na hamd etmiş olmaz. Herhangi bir nedenden ötürü O'nu öven ama O'nu sevmeyen 
de hamd etmiş olmaz. Dolaysıyla O'nu sevmedikçe ve övmedikçe O'na hamd edilmiş 
olmaz. Övgü ve sevgi, bunları gerektiren sebeplere bağlıdır. Hamd edilenin 
eksiksiz ve üstün sıfatlara sahip olması, insanlara ihsanda bulunması O'na hamd 
etmeyi gerektiren nedenlerdir. Sevgi ve övgüyü sağlayan bu tür nedenlerdir. Bu 
sıfatlar ne kadar çok ve mükemmel olursa, gösterilecek sevgi ve övgü de o kadar 
çok ve büyük olur. Allah Teâlâ, hiçbir yönden hiçbir eksiği bulunmayan mutlak 
kemâl sahibidir. Bütün iyilikler ve ihsanlar O'ndan gelir ve yine O'na döner. Bu 
yüzden O, her yönden hamd edilmeye, sevilmeye ve övülmeye layıktır. O, zatı, 
sıfatları, isimleri ve fiilleri için sevilen tek varlıktır. O'ndan kaynaklanan 
her şey güzeldir ve her iyilik için O'na hamd edilmelidir.?[5] 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Lokman, 
 
 26. 
 
 
 
 
 
 
 [2] 
 Beyhakî, a.g.e., s. 59-60. 
 
 
 
 
 
 [3] 
 Kurtubî, a.g.e., 
 
 1/188-189. 
 
 
 
 
 
 
 [4] 
 İsrâ, 
 
 52. 
 
 
 
 
 
 
 [5] 
 İbn Kayyim, ?Celâü'l-efhâm?, s. 
 
 243.




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.