Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Sebe' Devleti'ne Gönderilen Arim Seli

Sebe

Sebe'
Devleti'ne Gönderilen Arim Seli:


Yukarıda belirttiğimiz tarihsel gerçekler
ışığında Kuran âyetlerini incelediğimiz zaman, ortada çok somut bir uyum
olduğunu görürüz. Arkeolojik bulgular ve tarihsel gerçekler, Kuran'da yazanlara
işaret etmektedir. Âyette belirtildiği gibi, kendilerine gönderilen peygamberin
uyarılarını dinlemeyen ve Allah'ın nimetine nankörlük eden halk, sonunda korkunç
bir sel felâketiyle cezâlandırılmıştır. Kuran'da Sebe' Devleti'ne gönderilen sel
felâketi şöyle tarif edilmektedir: ?Andolsun, Sebe' (halkı)nın
oturduğu yerlerde de bir âyet vardır. (Evleri) Sağdan ve soldan iki bahçeliydi.
(Onlara demiştik ki:) "Rabbinizin rızkından yiyin ve O'na şükredin. Güzel bir
şehir ve bağışlayan bir Rabb(iniz var)." Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz
de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı
ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.
Böylelikle nankörlük etmeleri dolayısıyla onları cezâlandırdık. Biz (nimete)
nankörlük edenden başkasını cezâlandırır mıyız?? (34/Sebe', 15-17)

Yukarıdaki âyetlerde de vurgulandığı gibi, Sebe'
Halkı, estetik yönüyle çarpıcı, bereketli bağ ve bahçeleri olan bir toprakta
yaşıyordu. Ticaret yolları üzerinde bulunan ve bu nedenle de refah düzeyi
oldukça yüksek olan Sebe' ülkesi, dönemin en gözde beldelerinden biriydi.

Hayat şartlarının ve ortamın böylesi olumlu
olduğu ülkede Sebe' Halkına düşen, âyette söylendiği gibi "Rablerinin rızkından
yemek ve O'na şükretmek"ti. Ama öyle yapmadılar. İçinde bulundukları refahı
sahiplenme yoluna gittiler. O ülkenin kendilerine ait olduğunu, içinde
bulundukları olağanüstü ortamı kendi kendilerine elde ettiklerini sandılar.
Şükretmek yerine kibirlenmeyi seçtiler. Âyetin ifâdesiyle, Allah'tan "yüz
çevirdiler?"

Ve içinde bulundukları refahı sahiplenmeye
kalkmaları nedeniyle onu kaybettiler. Âyette bildirildiği gibi, Arim seli bütün
ülkeyi yerle bir etti. Kuran'da Sebe' Kavmi'ne gönderilen azaptan "Seyl-ül Arim"
yani "Arim seli" olarak bahsedilmektedir. Kuran'da geçen bu ifâde, aynı zamanda
bu selin meydana geliş şeklini göstermektedir. Zira "Arim" kelimesinin anlamı,
baraj ya da settir. "Seyl-ül Arim" kelimesi de, setin yıkılması sonucunda
meydana gelen bir seli anlatmaktadır. Bu konuyla ilgili İslâm yorumcuları da
Kuran'da Arim seli ile ilgili olarak kullanılan terimlerden yola çıkarak,
konuyla ilgili tutarlı yer ve zaman tespitlerinde bulunmuşlardır. Mevdudi,
tefsirinde şöyle yazar:

Metindeki (Seyl-ül Arim) ifâdesinde kullanıldığı
gibi "arim" kelimesi "baraj, set" anlamına gelen ve Güney Arapçası'nda
kullanılan "arimen" kelimesinden türemiştir. Yemen'de yapılan kazılarda ortaya
çıkarılan harabelerde bu kelime sık sık bu anlamda kullanılmıştır. Mesela
Yemen'in Habeşli hükümdarı Ebrehe'nin büyük Marib seddinin tamirinden sonra
yazdırdığı MS 542 ve 543 tarihli bir kitabede, bu kelime tekrar baraj (set)
anlamında kullanılmıştır. O halde Seyl-ül Arim, "bir set yıkıldığında meydana
gelen sel felâketi" anlamına gelir.

Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı
ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük" (Sebe'
Sûresi,16). Yani setin (barajın) yıkılmasından sonra meydana gelen sel sonucu
bütün ülke harab oldu. Sebe'liler'in dağların arasına setler inşa ederek
kazdıkları kanallar yıkıldı ve bütün sulama sistemi bozuldu. Bunun sonucu daha
önceden bir bahçe gibi olan ülke yabani otların yetiştiği bir cangıl haline
geldi ve küçük bodur ağaçların kiraza benzer yemişi dışında yenebilecek hiçbir
meyve kalmadı (Mevdûdî, Tefhîmü'l Kuran, İnsan Yayınları, c. 4, s. 517).

"Kutsal Kitap Doğruyu Söyledi" (Und Die Bibel
Hat Doch Recht) kitabının yazarı Hıristiyan arkeolog Werner Keller de, Arim
selinin Kuran'a uygun olarak gerçekleştiğini kabul ederek şöyle yazar: "Böyle
bir barajın olması ve yıkılarak şehri tamamen harap etmesi, Kuran'daki bahçe
sahipleriyle ilgili verilen örneğin gerçekten de meydana geldiğini kanıtlıyor."
(Werner Keller, Und die Bibel hat doch recht (The Bible as History; a
Confirmation of the Book of Books), New York: William Morrow, 1956, s. 230)

Arim seliyle beraber gelen felâketten sonra
bölgede çölleşme başlamış ve tarım alanlarının yok olmasıyla Sebe' kavminin en
önemli gelir kaynağı da ellerinden çıkmıştı. Allah'ın kendilerini iman etmeye ve
şükretmeye çağırmasına kulak asmayan halk, sonunda böylesine bir felâketle
cezâlandırıldı. Selin verdiği büyük tahribattan sonra kavim çözülme sürecine
girdi. Halk, evlerini terkediyor ve Kuzey Arabistan'a, Mekke'ye ya da Suriye'ye
göç ediyordu (New Traveller's Guide to Yemen, s. 43).

Sebe' halkının yaşadığı ve artık tümüyle ıssız
bir harabe konumuna gelmiş olan Marib, şüphesiz, Sebe' Halkıyla aynı hatayı
işleyen herkes için bir ibrettir. Sebe', sel ile altüst edilen kavimlerin tek
örneği değildir. Kehf Sûresi'nde iki bahçe sahibi anlatılır. Birinin, aynı Sebe'
Halkı gibi, çok gösterişli ve verimli bir bahçesi vardır. Hatası da Sebe'
Halkı'yla aynıdır: Allah'tan yüz çevirmek. Kendisine nimet olarak verilenleri,
kendisine "ait" sanır ve şöyle der: ?...Böylelikle onunla konuşurken
arkadaşına dedi ki: 'Ben, mal bakımından senden daha zenginim, insan sayısı
bakımından da daha güçlüyüm.' Kendi nefsinin zalimi olarak (böylece) bağına
girdi (ve): 'Bunun sonsuza kadar kuruyup-yok olacağını sanmıyorum' dedi.
'Kıyâmet-saati'nin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek
olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım.' ...(Derken) Onun
ürünleri (âfetlerle) kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcAdıklarına karşı
avuçlarını (esefle) oğuşturuyordu. O (bağın) çardakları yıkılmış durumdaydı,
kendisi de şöyle diyordu: 'Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım.'
Allah'ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım
edemedi?? (18/Kehf, 34-36, 42-43)

Âyetlerden anlaşıldığı gibi, bahçe sahibinin
hatası, Allah'ın varlığını inkâr etmek değildir. O, Allah'ın varlığını inkâr
etmez, tam tersine "eğer Allah'a döndürülecek olsa" daha da iyi bir sonuçla
karşılaşacağını öne sürer. İçinde bulunduğu durumu ise, kendi başarısı olarak
görmektedir.

Zâten Allah'a ortak koşmanın bir yönü de budur.
Tümü Allah'a ait olan şeyleri sahiplenmeye kalkmak ve Allah korkusundan
uzaklaşmak... Bu, Sebe' halkının da yaptığı şeydir. Karşılaştığı cezâ da aynı
olmuştur, tüm yurdu darmÂdağın edilmiştir. Ki mülkün "sahibi" olmadığını, o
mülkün kendisine "verildiğini" anlasın...

HELÂK..
Helâk; Anlam ve Mâhiyeti
Tehlike (tehlüke)
Toplumsal Helâkler
Kur'an'da Sünnetullah ve Toplumlarla İlgili Sünnetullah Özellikleri
I.  Toplumların Yapılarıyla İlgili Sünnetullah Özellikleri
II.  Mü'min Toplumlarla İlgili Sünnetullah Özellikleri
III. Kâfir toplumlarla ilgili Sünnetullah Özellikleri
Helâk Konusunda Sünnetullah.
Helâklerin Sebepleri
Toplumların helâklerinin temel sebeplerini, âyetlerden yola çıkarak şöyle izah etmek mümkündür a- Uyarıcıları Yalanlama
b- Başlarına Gelen Belâ ve Musîbetlerden Ders Almama
c- İstikbâr (Büyüklük Taslama)
d- Zulüm
Zulmün Cezâsı
Zâlimin Dünyada Cezâlandırılması
Allah, Bazen Bir Zâlimi Diğer Bir Zâlimin Üzerine Musallat Ederek Cezâlandırır
Zâlimler Kurtulmazlar
Nice Kavim Kendi Zulümleriyle Helâk Olmuştur
Zâlim Toplumların Helâki İçin Belli Bir Ecel (Süre) Vardır
Bir Devlet, Küfür İle Ayakta Durabilir Ama Zulümle Duramaz
Zulmün Cezâsından Ümmeti Korumanın Yolları
Zulme Râzı Olmamak
Toplumsal ve Siyasal Zulme Karşı Yardımlaşmak
Zulmedenlere Az da Olsa Meyletmek
Zâlime Yardımcı Olmak
Zâlime Duâ Etmek
Müslüman Cemaatin Zâlimlere Meyletmeye Benzer Davranışlardan Sakınması
Helâk Çeşitleri a- Suda Boğulmak
b- Rüzgâr ve Sarsıntı
c- Taş Yağmuru
d- Maymunlaşma ve Domuzlaşma
Hangi Toplumlar Helâk Edildi?.
Helâkten So a
Kâfir Toplumların İmtihanı
Helâk Sırasında Kâfirlerin ?İman Ediyorum!? Demesi Fayda Vermez.
Kur'ân-ı Kerim'de Helâk Kavramı
Hadis-i Şeriflerde Helâk Kavramı
Gazâb; Helâk Kavramına Yakın Anlamı Olan Bir Cezâ. Allah'ın Sıfatı Olarak Gazap, Helâk ve Azâb
Allah'ın Gazâbına Uğrayanlar
Gazap Edilenleri Dost Edinmek
Azâb; Helâk Kavramına Yakın Anlamı Olan Diğer Bir Cezâ.
Kavimlerin Helâki
Önceki Nesiller
Nûh Tûfânı
Kuran'da Hz. Nûh ve Tûfân.
Hz. Nûh'un, Kavmini Dine Davet Edişi
Hz. Nûh'un, Kavmini Allah'ın Azâbına Karşı Uyarması
Kavmin Hz. Nûh'u Yalanlaması
Hz. Nûh'a Uyanların Küçük Görülmeleri
Allah'ın Hz. Nûh'a Üzülmemesini Hatırlatması
Hz. Nûh'un Duâları
Geminin Yapılışı
Hz. Nûh'un Kavminin Suda Boğularak Helâk Olması
Hz. Nûh'un 'Oğlunun' da Helâk Olması
Tûfân'dan Mü'minlerin Kurtulmaları
'Tûfân'ın Fiziksel Özellikleri
Geminin Yüksekçe Bir Yere Oturması
Tûfân Olayı'nın İbret Verici Olması
Allah'ın Hz. Nûh'u Övmesi
Tûfân Yerel Bir Âfet miydi?.
Gemiye Bütün Hayvanlar Alındı mı?.
Sular Ne Kadar Yükseldi?.
Nûh Tûfânı'nın Yeri
Tûfân'ın Arkeolojik Delilleri
Tûfân'dan Söz Eden Din ve Kültürler
Tevrat'ta Nûh Tûfânı
İncil'de Nûh Tûfânı
Tûfân'la İlgili Diğer Kültürlerdeki Bilgiler
Hz. İbrâhim ve Kavmi
Eski Ahit'te Hz. İbrâhim'in Doğum Yeri
Eski Ahit Neden Değiştirildi?.
Lût Kavmi ve Altı üstüne Getirilen Şehir
Lût Gölü'ndeki "Apaçık Âyetler".
Pompei de Aynı Sona Uğramıştı
Âd Kavmi ve Kumların Atlantis'i Ubar Kenti
İrem Şehri Hakkındaki Arkeolojik Bulgular
Âd Kavmi'nin İnsanları
Âd'ın Torunları Hadramîler
Âd Kavminin Pınarları ve Bahçeleri
Âd Kavmi Nasıl Helâk Edildi?.
Semûd Kavmi
Hz. Sâlih'in Tebliği
Semûd Kavmi Hakkındaki Arkeolojik Bulgular
Sulara Gömülen Firavun.
Firavunların Otoritesi
Dinî İnançlar
Tek Ta ıya İnanan Firavun; IV. Amenofis
Hz. Mûsâ'nın Gelişi
Firavun'un Sarayı
Firavun'a ve Yakın Çevresine Gelen Felâketler
Mısır'dan Çıkış
Firavun ve Adamlarının Suda Boğulmaları
Sebe' Halkı ve Arîm Seli
Sebe' Devleti'ne Gönderilen Arim Seli
Hz. Süleyman ve Sebe' Melîkesi
Hz. Süleyman'ın Sarayı
Ashâb-ı Kehf
Ashâb-ı Kehf Efes'te mi?
Ashâb-ı Kehf Tarsus'ta mı?.