Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kur'an'da İman.
Kur 
 
Kur'an'da İman 
 
 
 
İman kelimesi, türevleriyle birlikte Kur'an-ı 
Kerim'de 900 civarında yerde geçmektedir. Kur'an'ın onda birinden fazlasının 
imanla direkt ilgili ifadeler olması, konunun önemini göstermek için 
yeterlidir. 
 
Kur'an, peygamberlerin emin (güvenilen) kişiler 
olduğunu ifade ediyor.[1] 
Aynı zamanda, peygamberlere vahyi ulaştıran gök habercisi Cebrail'in de emin 
olduğunu belirtiyor.[2] 
Yine Kur'an, insanın büyük sorumluluğundan bahsederken onu emaneti yüklenen 
varlık olarak tanıtıyor. Emanet de imanla aynı kökten gelen ve güvene tevdi 
edilmiş şey anlamı taşıyan bir kelimedir.[3] 
İman sahibine mü'min denir ki, bir anlamı da emanet taşıyan kişi demektir. 
 
Mü'min, hem Allah'ın, hem de insanın sıfatıdır. 
Esmaü'l-Hüsnadan biri, El-Mü'min'dir. Allah'ın mü'minliği, güven verici, güven 
kaynağı olmayı; insanın mü'minliği de El-Mü'min'e (Allah'a) güvenmeyi ifade 
eder. İman, bu karşılıklı güvenin işleyişidir. Allah'a güven tam olmadan iman 
olmaz. Allah'a güvenin tam olması için, O'nu herşeyden fazla sevmemiz, O'nun 
emir ve hükümlerini de herşeye tercih etmemiz gerekir. 
 
"İman edenlerin Allah'a olan sevgileri çok 
fazladır." (Bakara: 2/165) 
 
İmanın gündeme geldiği Bakara suresinin ilk 
ayetlerinde müttakilerin vasıfları açıklanırken, yapılması gerekenler de 
açıklanmış oluyor. Bu açıklama, aynı zamanda nelere iman edilmesi gerektiğini de 
topluca içermektedir. Kurtulmak isteyen, gayb diye ifade edilen çıplak gözle 
göremediği, kendini aşan konulara kesin iman edecek, salât şeklinde anılan 
amellerden ilkiyle bazı görevleri yerine getirmeye başlayacaktır. İnfak şeklinde 
ifade olunan inandığı ve bağlandığı bir dine hizmet için çaba ve gayretlerin 
ilkiyle bu esasları başkalarına da götürecektir. 
 
Bunlara ilk ve yalnız kendisinin inanmadığını, 
devam edegelen kadim bir mücadelenin izleyicisi olduğunu hatırlaması için 
kendinden öncekilerle de irtibatını kuracak, son olarak inzal olunan bu Kitab'a, 
kitabın indiği şahsa (Hz. Muhammed (s.a.s.) ve önceden inzal olan kitaplara ve 
peygamberlere iman edecektir. Bütün bu inanç, amel ve gayretleri hayatın ikinci 
ve ebedi bölümü olan ahiret için yapacak, onun varlığına sanki görüyormuşçasına 
inanacaktır. Eğer böyle yaparsa hayatın dünyadaki bölümünün imtihanını başaracak 
ve kurtulmuş olacaktır.[4] 
 
Bakara suresinin ilk beş ayetinde özetlenen 
İslam'ın temel binası ve üçüncü ayetinde "gaybe iman" şeklinde çatısı çatılan 
inanç temelleri, surenin son ayeti olan 286. ayette de perçinlenir: 
 
"O Rasul, kendisine Rabbinden indirilene (Kur'an'a) 
iman etti. Mü'minler de Allah'a, Onun meleklerine, kitaplarına ve bütün 
peygamberlerine inandı. Rasullerden hiç birini diğerinden ayırmayız, dinledik, 
itaat ettik. Ey Rabbimiz mağfiret isteriz, dönüş ancak sanadır, derler." 
 
"Gaybe iman" olarak tavsif edilen bu inanç 
temelleri Kur'an'ın değişik yerlerinde topluca veya tek tek, veya ikisi üçü 
birlikte zikredilmiştir. 
 
"Elinizdekini tasdik etmek üzere indirdiğim 
Kur'an'a iman edin." (Bakara: 2/41) 
 
"Allah'a ve Peygamberine iman edin. Eğer iman 
eder ve takvalı olursanız en büyük mükâfaat sizindir." 
(Âl-i İmran: 3/179) 
 
"Ey iman edenler, Allah'a, Peygamberi'ine, 
Peygamberi'ne indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim 
Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr 
ederse, son derece büyük bir sapıklığa düşmüş olur." 
(Nisâ: 4/136) 
 
"Gerçek iyilik, yüzünüzü doğuya veya batıya 
döndürmeniz değil; Allah'a, ahirete, meleklere, kitaplara ve rasullere iman 
etmenizdir..." (Bakara: 2/177) 
İman, insanı 
kopmaz, çürümez bir bağa kavuşturur ve boşluklara yuvarlanmasını önler.[5] 
İmandan yoksun kalanları Kur'an, hayvanların en şerlisi olarak anmaktadır.[6] 
Fakat, ne yazık ki, insanlığın çoğunluğu bu imandan uzak bulunmuştur, 
bulunacaktır.[7] 
Mü'min, Allah'ın yardımcısı, Allah'ın dostu, velisi olarak nitelendirilmiştir.[8] 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 A'râf: 7/68; Şuarâ: 26/107. 
 
 
 
 [2] 
 Şuarâ: 26/193. 
 
 
 
 [3] 
 Bkz. Ahzâb: 33/72. 
 
 
 
 [4] 
 Bakara: 2/1-5. 
 
 
 
 [5] 
 Bkz. Bakara: 2/256. 
 
 
 
 [6] 
 Bkz. Enfâl: 8/55. 
 
 
 
 [7] 
 Bkz. Hûd: 11/17; Ra'd: 13/1, 31; Yûnus: 10/99; Yûsuf: 12/16, 103. 
 
 
 
 [8] 
 Bkz. Muhammed: 47/7-11; Saff: 61/14; Âl-i İmran: 3/68. 
 Ahmet Kalkan, İslam Akaidi 74-75. Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram 
 Tefsiri.




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.