Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Yahûdi Şeriatı (Eski Ahit'teki Hükümler, Emir ve Yasaklar) Geçerli mi, Değil mi?.
Yahûdi Şeriatı 
 
Yahûdi Şeriatı (Eski Ahit'teki Hükümler, Emir ve 
Yasaklar) Geçerli mi, Değil mi? 
 
 
 
Kitab-ı Mukaddes'te, Ahd-i Atik'deki şeriate 
uymayanlara lânet ediliyor: ?Bu şeriatin sözlerini yapmak için onları tasdik 
etmiyen lânetli olsun. Ve bütün kavm: Amin, diyecek.? (Kitab-ı Mukaddes, Tesniye, 
27/26, s. 204). İncillerde de eski şeriatın tatbik edilmesine dair nice emir ve 
tavsiyeler vardır. ?Çünkü hakikat bilgisine nail olduktan sonra kasten günah 
işlersek, artık günahlar için kurban kalmaz, fakat hükmün dehşetli bir intizarı, 
ve hasımları yiyip bitirecek olan şiddetli ateş kalır. Musanın şeriatini tahkir 
eden bir kimse iki veya üç şahidin sözü üzerine merhametsizce ölür.? (İbranilere 
Mektup, 10/26-28, s. 234). İncillere göre, İsa (a.s.) da bu şeriatı tatbik etme 
göreviyle gönderilmiştir: ?(İsa:) Sanmayın ki, ben şeriati yahut peygamberleri 
yıkmağa geldim; ben yıkmağa değil, fakat tamam etmeğe geldim. Çünkü doğrusu size 
derim: Gök ve yer geçip gitmeden, her şey vaki oluncıya kadar, şeriatten en 
küçük bir harf veya bir nokta bile yok olmıyacaktır. Bundan dolayı bu en küçük 
emirlerden birini kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, göklerin melekûtunda 
kendisine en küçük denilecektir; ve onları kim yapar ve öğretirse, göklerin 
melekûtunda kendisine büyük denilecektir. Zira size derim ki, salâhınız 
yazıcılar ve Ferisilerinkinden ziyade olmazsa, göklerin melekûtuna hiç 
girmiyeceksiniz.? (Matta, 5/17-20, s. 4-5). 
 
İncillerde Hz. İsa'nın ağzından ?körlerin kör 
kılavuzu? (Matta, 15/12-14, s. 17) oldukları için sakınılması gereken (Matta, 
16/6, 11-12, s. 18) Ferisî olan Pavlus (Resullerin İşleri, 23/6, s. 146; 26/5, 
s. 150) eski şeriati iptal ederek dört şeyden başka herşeyi helâl kıldı: ?Çünkü 
Ruhülkudüse ve bize iyi göründü ki, icap eden şu şeylerden fazla üzerinize yük 
koymıyalım: Putlara kurban edilen şeylerden, kandan, ve boğulmuş olanlardan, ve 
zinadan çekinin. Bunlardan sakınırsanız, iyi edersiniz. Selâmette olun.? 
(Resullerin İşleri, 15/28-29, s. 137) 
 
İncillere bu dört yasak dışında herşeyin câiz 
olduğunu koyan zihniyet, bütün hıristiyanların da inanmak zorunda olduğu Kitab-ı 
Mukaddes'in domuz ve benzeri hayvanları yasak kılan şu hükümlerini görmezlikten 
gelirler: ?Hiçbir mekruh şey yemiyeceksin. Yiyebileceğiniz hayvanlar şunlardır: 
sığır, koyun, ve keçi, geyik, ve ceylan, ve sığın, ve dağ keçisi, ve karaca, ve 
ahu, ve dağ koyunu. Ve hayvanlar arasında tırnağı yarık, ve tırnağı çatal olan 
ve geviş getiren her hayvanı yiyebilirsiniz. Fakat geviş getiren, yahut tırnağı 
yarık olanlardan şunları yemiyeceksiniz; deve, ve tavşan, ve kaya porsuğu, çünkü 
geviş getirirler, fakat çatal tırnaklı değildirler, onlar size murdardır; ve 
domuz, çünkü çatal tırnaklıdır, fakat geviş getirmez; o size murdardır; bunların 
etinden yemiyeceksiniz, ve leşlerine dokunmıyacaksınız.? (Kitab-ı Mukaddes, 
Tesniye, 14/3-8, s. 191 ve bkz. devamı; yasak yiyecekler için yine bkz. 
Levililer, 11/1-8, s. 108). Hz. İsa'ya da insanın, yediği hiç bir şeyin insanı 
kirletemediği için haram olmadığı fikrini atfederler: ?İnsanın dışından 
kendisine girip onu kirletebilecek bir şey yoktur; fakat insanı kirleten 
insandan çıkan şeylerdir. İnsana dışardan her ne girse, onu kirletemez? Çünkü 
yüreğine değil, fakat karnına girer, ve mecraya çıkar. Bunu demekle bütün 
yemekleri temiz etti.? (Markos, 7/15, 19, s. 8) 
 
Hıristiyanlarda, kilise, Kitab-ı Mukaddes'te ne 
derse desin, haram ve helâl konusunda, ahkâm konusunda üstün tutulur, tercih 
edilir. Haç ve ikonların (kiliselerdeki kutsal kabul edilen resim ve 
heykellerin) kabul edilmesi, sabbath (sebt/cumartesi) günü ve sünnet olmanın 
ilgâsı, domuz etinin helâl kılınması ve bunun gibi yüzlerce, binlerce şey helâl 
kabul edilir. Bazen Pavlos'un şu sözüne atıf yapılır ?Çünkü salâh için her iman 
edene şeriatin sonu Mesihtir.? (Pavlusun Romalılara Mektubu, 10/4, s. 162). 
Acaba Pavlos'un bu sözünün, bizzat İsa'nın sözünden üstün mü olduğu düşünülüyor? 
Tevrattaki bütün yasakların ilgâsı için de, Resullerin İşleri, 15/28-29'da (s. 
137) bahsedilen dört yasaktan başka her şeyin helâl olduğuna dair Pavlos'un sözü 
yeterlidir. Şayet Kilise, İsa tarafından yapılan veya haber verilen şeriatı, Ahd-i 
Atik'teki hükümleri değiştirme selâhiyetine sahipse, Kutsal Kitabın ona bu hakkı 
vermesi gerekir. Halbuki Kitab-ı Mukaddes'te böyle bir ifade yoktur. 
 
Bu mantığın bir uzantısı olarak, İncillere 
katılan ve Kilise tarafından yorumlanan şu ifadeler, iktidarın 
dinsizleşmesini, laikliğin uygulanışını teşvik eder: "O vakit İsa onlara: 
Öyle ise, Kayserin şeylerini Kaysere, ve Allahın şeylerini Allaha ödeyin, dedi." 
(Matta, 22/21, s. 25; Luka, 20/25, s. 84). İşte İncillerdeki bu ifade, kilise ve 
devletin birbirinden ayrılması, iktidarın dinsizleşmesi ve hatta dine karşı 
müsamahasız bir tutum içine girmesi gibi büyük bir tehlikeyi doğurmuştur. 
 
İncillere göre, ibâdet etmek zorunlu değildir. 
Matta İncilinde 17. bapta, normal 
cümlelerin içinde bulunmayan, 20'den 22'ye atlanılan cümlelerin arasına dipnot 
düşülmüş ve dipnotta şu ifadeye yer verilmiştir: "Bazıları eski olan bir çok 
muteber metinlerde 21 inci âyet ilâve olunmuştur: 'Fakat bu cins dua ve oruçtan 
başka bir şeyle çıkmaz." (Matta, 17/21, s. 19; ve yine bakınız benzer ifade 
için; Markos, 9/29, s. 45). Kilise bu cümleleri ibâdet etme zorunluğu olmadığı 
şeklinde yorumlamıştır. Halbuki İslâm'a göre insanın yaratılış gayesi, Allah'a 
ibâdettir ve her peygamber insanları Allah'tan başka ilâhı reddetmelerini ve 
sadece O'na ibâdet etmelerini tebliğ etmiştir. 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.