Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
İncillere Göre Hz. İsa'nın Beşerî Yönleri
İncillere Göre Hz 
 
İncillere Göre Hz. İsa'nın Beşerî Yönleri 
 
 
 
Hz. İsa'nın normal bir insan olduğuna 
dair 4 İncil'in hemen her sayfasında satırlara veya bunu ifade eden anlatımlara 
rastlanmaktadır. ?Çocuk büyüyor, kuvvetleniyor ve hikmetle doluyordu; Allah'ın 
inâyeti de onun üzerinde idi.? (Luka, 2/40-43. 48, 51). ?İsa, hikmette ve 
kamette (boy ve bosca), Allah ve insanlar yanında terakkî ediyordu.? (Luka, 
2/52). ?Yemlikte yatan, kundağa sarılmış bir çocuk bulacaksınız.? (Luka, 2/12). 
 
İncillere göre Hz. İsa, bir çocuk olarak 
konuşmaya son derece arzulu idi ve özellikle dine karşı büyük bir ilgi duymakta 
idi. Fazlaca seyahat etmiş ve bu gezilerinden yorgun düşmüştü. Susayan, yiyip 
içen, uyuyan, neşelenen, dertlenen bir insandı. Bilgisi ve gücü sınırlı idi. 
Dostluklardan hoşlanır, kişisel dikkatli davranışları takdir ederdi. Memleketini 
ve halkını seviyor, dertleriyle dertlenip ilgileniyordu. Doğaya, çiçeklere, 
kuşlara düşkündü. İncillerde 26 yerde Allah'a duâ ettiği bildirilmektedir. Ondan 
fazla yerde onun, Allah'ın irâdesini aradığı belirtilmiş; şuurlu bir şekilde 
Allah'a bağlı olduğu açıklanmıştır. Hz. İsa'nın, kendisi için kullandığı deyim, 
bir ?insan oğlu? olduğudur. Bu deyim, 4 İncil'de en az 70 defa 
geçmektedir. Bu ifade, Hz. İsa'nın kendisini normal bir insan saydığını en açık 
bir şekilde göstermektedir. "İnsanoğlu" deyimi için örnek olarak bkz. Matta, 
12/39, s. 13; Markos, 14/41, s. 52; Luka, 6/22, s. 64; Yuhanna, 9/35, s. 104. 
Fakat bu İncillerin diğer bazı yerlerinde ?Allah'ın oğlu? tâbirinin geçtiğini de 
görmekteyiz (Matta, 16/16; Markos, 13/26-27; Luka, 9/20; Yuhanna, 1/14). 
 
Bunun yanında İsa, İncillere göre aynı 
zamanda peygamberdir de. İncillerde tam 37 yerde Hz. İsa, kendisinin Allah 
tarafından peygamber olarak gönderildiğini belirtir. ?Ve kalabalıklar: 
Galile'nin Nâsıra şehrinden İsa peygamber budur, dediler.? (Matta, 21/11). Hz. 
İsa'nın bir mûcizesi anlatılırken Luka İncili'nde şunları görüyoruz: ?Herkesi 
korku aldı ve aramızda büyük bir peygamber çıktı ve Allah kendi kavmini ziyaret 
etti, diyerek Allah'a hamd ediyorlardı.? (Luka, 7/16). (Hz. İsa'nın peygamber 
olduğuna dair başka örnekler için, meselâ bkz. Matta, 13/57, s. 15; Matta, 
21/46, s. 24, Luka, 24/19, s. 90; Yuhanna, 4/19, s. 95; Yuhanna, 6/14, s. 98, 
Yuhanna, 9/17, s. 104 vd.). Hz. İsa, kendisini Allah'ın gönderdiğini söyler: 
?Ben kendiliğimden bir şey yapamam; işittiğim gibi hükmederim ve benim hükmüm 
doğrudur. Zira ben kendi irâdemi değil; fakat beni gönderenin irâdesini ararım.? 
(Yuhanna, 5/30). Hz. İsa, Allah'a ibâdet eder, duâ (namaz kılar) eder: Markos, 
14/39, s. 52; Luka, 6/12, s. 64.. Bunları yapan ve bu sözleri söyleyen birinin 
tanrı olması veya kendini ilâh diye tanıtması, hatta bu konuda en küçük bir 
îmada bulunmuş olması düşünülemez. ?Bir kimse, aynı zamanda hem tanrı, hem de 
peygamber nasıl olur?? demeyin. ?Akıl ve mantığı bırakmadan hıristiyanlık 
anlaşılmaz? der papazlar. Hem yaratılmış, ölümlü âciz ve muhtaç bir insan; hem 
de her şeye kudreti yeten bir tanrı nasıl olunuyorsa o da öyle oluyor. 
 
Hıristiyanlıkta Allah'tan, daha ziyade ?Baba? 
diye bahsedilmektedir (Luka, 23/46). Dört İncil'de çeşitli vesilelerle Hz. 
İsa'nın 150 defa ?baba? kelimesini kullandığı belirtilmekte ve aynı kelimenin 
Yeni Ahid'de 300 kez geçtiği görülmektedir. Belki de şefkat, bağışlama, güven 
ifadesi olarak mecâzi anlamda kullanılan ?baba? kelimesi, sonradan Hz. İsa'nın 
babası olarak karşımıza çıkmıştır. Tabiatıyla İsa da -hâşâ- Allah'ın oğlu 
olmuştur. Zamanla ?Allah'ın oğlu?nun alelâde bir insan olarak görülmesiyle 
yetinilmemiş, ona önce ilâhlıkta bir pâye verilmiş ve daha sonra da ilâh olarak 
karşımıza çıkmıştır ve işin sonu, tesliste karar kılınmıştır. 
 
Bugünkü bilinen en eski İncil bile, orijinal 
İncil'in latince çevirisidir. Hz. İsa'ya indiği dilde bir İncil elde mevcut 
değildir. Orijinalinde ne olduğunu bilmediğimiz kelimeler latinceye ?baba? ve 
?oğul? şeklinde çevrilmiştir. Fakat bu latince tercümelerde bile ?oğul? 
kelimesi sırf Hz. İsa için değil; Allah'ın tüm sevgili kulları için kullanılır. 
Aynı şekilde ?baba? kelimesi de, sadece Hz. İsa'nın babası anlamında değil; tüm 
kulların babası manasında kullanılır: ?Siz göklerde olan Babanızın oğulları 
olasınız.? (Matta İncili, 5/45). ?... Benim Babamın ve sizin Babanızın, benim 
Allah'ımın ve sizin Allah'ınızın yanına çıkıyorum.? (Yuhanna İncili, 20/17). 
Yani mevcut İncil'i şu andaki tercümesiyle eline alan bir kişi bile, şu andaki 
anlatımıyla ?Allah'ın oğlu tanrı İsa?yı İncil'de bulamaz. Çünkü bu tâbirin tüm 
insanlar için kullanılması, bu kavramın mecazî anlamda kullanıldığını gösterir. 
Büyük bir ihtimalle İncil'in orijinalinde ?kul? manasına yakın bir kelime 
?oğul?; Yaratıcı anlamına yakın bir kelime de ?baba? diye (cahilce veya kasıtlı 
tahrif gereği) çevrilmiştir. Fakat her şeye rağmen, İncil'in her yerinde bu 
kelime, bu tarzda çevrildiği için, kelimenin tüm insanlık için kullanılmış 
olmasından, ne mana kasdettiği anlaşılabilir. Problem, kutsal kitabın tahrifi 
kadar; belki ondan da büyük yanlış olarak, Kitab'ın müteşâbihat cinsinden olan 
kelime ve kavramlarını tahrif etmek, beşerî yorumları vahyin önüne geçirmek, 
Kitab'a göre inanılması gerektiği halde; yanlış kabullere göre Kitab'ı te'vil 
etmektir. İbret alınmadığı müddetçe, bu problemin müslümanlara yansıması da 
kaçınılmazdır. 
 
Hıristiyanlara göre teslisin asıl unsuru 
Baba'dır. Allah'ın özü, Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Rûhu'l-Kuds Tanrı olarak 
görünse de, yine o birdir. Kitab-ı Mukaddes'te Allah'ın bir olduğunu kesin 
şekilde belirten tevhidle ilgili ifadeleri tümüyle atamayan hıristiyanlar, bunu 
te'vil etmişler, aklın almayacağı izahlarla olayı geçiştirmişlerdir. Onlara göre 
Allah, hem birdir hem üçtür. Kutsal üçlük'ün üç şahsının her biri Tanrı'dır. 
Bunlar, bir olan Tanrı'nın değişik tezâhürleri, sıfatları olarak izah edilmeye 
çalışılmaktadır. Hıristiyanlarca bu üçlük, ?izahı zor, fakat inanılması gerekli 
bir sır? olarak formüle edilmiştir. Hıristiyan inancına göre Baba olarak 
nitelendirilen Tanrı, nurdur; İsa da O'nun oğludur. Tanrı, İsa'nın şahsında 
insan ile birleşmiştir. İsa'nın bedeni insan, ruhu tanrıdır. Onda tanrılık bir 
öz vardır. Bu görüşler, nasıl te'vil edilirse edilsin Kur'an'a göre ?şirk?tir, 
Allah'a eş koşmaktır (5/Mâide, 17, 72-73; 9/Tevbe, 30-31). Kur'an'a göre Hz. 
İsa, bir tevhid peygamberi olarak bunlardan münezzehtir (5/Mâide, 72). 
 
Hemen tüm hıristiyanlara göre İsa, Tanrı'dır, 
Tanrı'nın oğludur. Bunun yanında 
İsa, İncillere göre aynı zamanda peygamberdir de. ?Ve kalabalıklar: 
Galile'nin Nâsıra şehrinden İsa peygamber budur, dediler.? (Matta, 21/11). Hz. 
İsa'nın bir mûcizesi anlatılırken Luka İncili'nde şunları görüyoruz: ?Herkesi 
korku aldı ve aramızda büyük bir peygamber çıktı ve Allah kendi kavmini ziyaret 
etti, diyerek Allah'a hamdediyorlardı.? (Luka, 7/16). ?Bir kimse, aynı zamanda 
hem tanrı, hem de peygamber nasıl olur?? demeyin. ?Akıl ve mantığı bırakmadan 
hıristiyanlık anlışılmaz? der papazlar. Hem yaratılmış, ölümlü âciz ve muhtaç 
bir insan; hem de herşeye kudreti yeten bir tanrı nasıl olunuyorsa o da öyle 
oluyor. 
 
Aslında İncillere göre de İsa bir kuldur; 
Allah'ın kulu: ?İşte, benim seçtiğim 
kulum; Canımın kendisinden râzı olduğu sevgilim; Rûhumu onun üzerine koyacağım, 
Ve milletlere hükmü ilân edecektir.? (Matta, 12/18). ?Ve dokuzuncu saate doğru, 
İsa: ?Eli, Eli lama sabaktani?' , yani ?Allah'ım, Allah'ım, beni niçin 
bıraktın?' diye yüksek sesle bağırdı.? (Matta, 27/46 ve Markos, 15/34) Bu 
ifadeye göre, İsa Allah'a kendisine niçin yardım etmediğini sorarken ?Allah'ım, 
Allah'ım!? demektedir. Hiç kendisi tanrı olan biri böyle söyler mi? 
 
İsa, devamlı olarak, hatta bütün gece boyunca 
Allah'a ibadet ederdi: ?Ve İsa, 
şâkirtleri kayığa binmeğe ve halkı salıverinceye kadar kendisinden önce karşı 
yakaya geçmeğe zorladı. Ve halkı salıverdikten sonra, duâ etmek için dağa ayrıca 
çıktı; akşam olunca, orada yalnız başına idi.? (Matta, 14/22-23) ?Onları 
uğurladıktan sonra, duâ etmek için dağa gitti.? (Markos, 6/46) ?Ve vâki oldu ki, 
o günlerde İsa dua etmek için dağa çıktı; bütün geceyi Allah'a duâ ile geçirdi.? 
(Luka, 6/12) 
 
?Ve vâki oldu ki, İsa yalnız başına duâ ederken, 
şâkirtleri yanında idi; onlara sorup dedi: Halkın dediğine göre ben kimim? Onlar 
da cevap verip dediler: Vaftizci Yahya'dır; başkaları: İlya'dır; ve başkaları 
da; Eski peygamberlerden biri kıyam etti, diyorlar. Onlara dedi: Ya siz ben 
kimim dersiniz? Petrus cevap verip dedi: Allah'ın Mesihisin. İsa da bunu kimseye 
söylemesinler diye onlara tenbih ederek emretti.? (Luka, 9/18-21) 
 
?O zaman İsa onlarla beraber Getsemani denilen 
bir yere gelerek, şakirtlerine dedi: Ben şuraya gidip dua edinceye kadar siz 
burada oturun.? (Matta, 26/36) (Ve yine bkz. Luka, 11/1) Duâ bir ibâdettir. 
Zaten özel yere çıkıp duâ etmesi, namaz kıldığını gösterir. Kur'an'a göre 
bütün peygamberler gibi Hz. İsa da tabii ki namaz kılıyordu (19/Meryem, 31). 
İbadet etmek, kulluk alâmetidir; ilâhlık özelliği değildir. Ama gel bunu 
hıristiyanlara anlat! 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.