Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Hıristiyanlıkta Aslî Günah ve Bunun Keffâreti İçin Oğul'un Çarmıha Gerilmesi Anlayışı
Hıristiyanlıkta Aslî Günah ve Bunun Keffâreti İçin Oğul 
 
Hıristiyanlıkta Aslî Günah ve Bunun Keffâreti 
İçin Oğul'un Çarmıha Gerilmesi Anlayışı 
 
 
 
Aslî günah inanç ve anlayışının, Hz. İsa'nın 
tebliği ettiği tevhid akidesinde olmadığı kesindir. Buna rağmen, Pavlus 
tarafından hıristiyanlığa sokulmuş, insanın temiz fıtratını, Hz. Âdem'in 
Kur'an'da affedildiği belirtilen şahsî ve küçük hatasını tüm insanlara 
bulaştıran ve Hz. İsa'nın ülûhiyetine ve vaftiz törenine mesnet yapılan bâtıl 
anlayıştır aslî günah inancı. (Bkz. Korintoslular'a 2. Mektup, 5/21; Romalılar'a 
Mektup, 5/12). 
 
İlk günah da denen aslî günah anlayışına göre, 
ilk günah, Hz. Âdem'in suçuyla başlamış ve bütün soyuna bulaşmıştır. Her doğan 
insan, babası Adem'in günahının mirasından dolayı günahkâr olarak doğar. 
Tanrı, kendi niteliğine sahip olan oğlu İsa'yı insanları bu suçtan, yani aslî 
günahtan kurtarmak için yeryüzüne göndermiştir. Kıyamet gününde de insanları 
diriltmek ve ilâhî bağışa kavuşturmak için yeryüzüne yeniden inecektir, ruh da 
bu yüzden ölümsüzdür. Yine insanın aslî günahından arınması için insanın kutsal 
kabul edilen suyla yıkanma zorunluğu vardır ki buna vaftiz denilir. 
 
Hıristiyanlığın esaslarından biri de, Tanrı'nın 
bütün insanların günahlarına keffâret olmak üzere, onların affı için insan 
şekline girip yaşadıktan sonra ıstırap çekerek ölmesi, yani tekfir/keffâret, 
fidye inancıdır. Bu inancın, üç temel uzantısı vardır: Hz. İsa'nın tanrılığı, 
bütün insanlığın günahkâr olduğu ve insanlığın affı için fidye (kurban) 
anlayışı. 
 
Kur'an'a göre, ?Hiçbir günahkâr, başkasının 
günah yükünü taşımaz.? (35/Fâtır, 18). Kaldı ki, Hz. Âdem, bütün insanlara 
taksim edildiği halde tükenmeyecek büyük bir suç işlemiş değildir. Hz. Âdem, 
beşer olarak küçük bir hata yaptı ve sonunda da affedildi ve peygamber seçildi. 
?Adem, Rabbinin buyruğuna karşı geldi de şaşırdı. Sonra Rabbi onu seçkin 
kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti.? (20/Tâhâ, 121-122). 
İslâm, Hz. Âdem'in bu fiiline terim manasıyla ma'sıyet/günah demez, bu konudaki 
Kur'an tâbiri olan ?zelle? (2/Bakara, 36) diye değerlendirir ve insan türünün 
imtihanla yücelmesi, düşmanını tanıması ve yeryüzünün halifesi olması gibi nice 
hikmetlere dayanan ilâhî irâde olarak değerlendirir. Hz. Âdem'e de, Hz. Havvâ'ya 
da suçlu gözüyle bakılıp, onlara kızılmaz. 
 
Günahın şahsîliği Kur'an'da olduğu gibi, Kitab-ı 
Mukaddes'te Eski Ahid'de de vardır. Hezekiel peygamber: ?Suç işleyen can, ölecek 
olan odur; babanın fesadını oğul taşımaz ve oğlun fesadını baba taşımaz; sâlihin 
salâhı kendi üzerinde olur, kötünün kötülüğü de kendi üzerinde olur. Ve kötü 
adam, işlemiş olduğu suçların hepsinden döner ve bütün kanunlarını tutar ve hak 
olanı, doğru olanı yaparsa, elbette yaşayacak, ölmeyecektir. Yapmış olduğu 
günahlardan hiçbiri ona karşı anılmayacaktır. İşlediği salâhda yaşayacaktır.? (Hezekiel, 
18/20-22) 
 
Kitab-ı Mukaddes'teki şu ifadeyi, İsa'nın 
insanın aslî günahına fidye olarak çarmıha gerilmesi anlayışıyla birlikte bir 
değerlendirin: ?Kötü adam, sâlihin fidyesidir. Hâin adam da doğruların.? 
(Süleyman'ın Meselleri, 21/18) Hz. Âdem ve tüm insanlık sâlih ve doğru olmamış 
sayılmalı veya sâlih ve doğrularsa Hz. İsa kötü ve hâin olmalı. Yine, fidye 
olan, tüm insanlık için faziletli bir fedâkârlık için ölen kimse, asılırken 
?Allah'ım, niçin beni bıraktın?' der mi? ?Ve dokuzuncu saate doğru, İsa: ?Eli, 
Eli lama sabaktani?' , yani ?Allah'ım, Allah'ım, beni niçin bıraktın?' diye 
yüksek sesle bağırdı.? (Matta, 27/46 ve Markos, 15/34) 
 
Bu anlayışa göre, İsa'dan önce ölen insanlar, 
hıristiyanların da nübüvvetlerini kabul ettikleri peygamberler, hep günahkâr 
olarak öldüler ve cehennemi hak ettiler. İsa'nın keffaretinden, fidyesinden önce 
ve vaftiz yapılmadan öldüler, hepsi affedilmeyen ve affedilmeyecek günahla öbür 
dünyaya gittiler. Farzedelim ki insanlık, güzel fıtratla değil de doğuştan günah 
yükü ile hayata geliyor. Onların sonsuz merhametli ve dilediği her şeyi 
yapan Rabbi, kendilerini direkt olarak affedemez mi? Tanrı, insanı kurtarmak 
için, insan kılığına girmekten başka çare bulamadı mı? 
 
Çarmıha gerilip birkaç insan tarafından 
öldürülen biri, hiç tanrı mı olur? İnsanların günahlarını affetmek için başka 
çare mi bulamadı? Hıristiyanların en büyük âyinlerinden biri, Communion 
âyinidir. Bu âyin, ekmek ve şarapla yapılır. Ekmek ve şarap, 
hıristiyanlara göre Hz. İsa'nın etini ve kanını simgeler. Kitab-ı Mukaddes'e 
göre, Hz. İsa, havârilerine dağıttığı ekmeğe, ?bu benim vücudumdur? ve dağıttığı 
şaraba, ?bu benim kanımdır? demiştir. Günahı affetmek için, onları daha beter 
günahkâr haline getirmek, Tanrı katili yapmak hangi akla sığar? İnsanlar, 
ellerini mâbudlarının kanına bulayarak mı affa nâil olacaklar? Hz. Âdem'e 
atfedilen Allah'ın bir emrini yerine getirmemek mi, yoksa Tanrı'yı/İsa'yı 
öldürmek mi daha büyüktür? Hangisi insanı daha suçlu yapar? Bir tek kişinin 
(insan veya Tanrı) ıstırap çekmesi ile bütün insanların kurtuluşunu temin etme 
tuhaf olmaz mı? 
 
Bilindiği gibi, Hz. İsa, âhir zaman denilen, 
insanlık tarihinin sona yaklaştığı zamanlarda dünyaya gelmiştir. Yüce Allah, 
bunu insanları kurtarmak için yapsaydı, başlangıçta yapması gerekmez miydi? 
İnsanlığın büyük çoğunluğunu aftan mahrum etmesi, az bir kısmını (İsa'dan sonra 
gelenleri) bağışlamasının izahı başka nasıl yapılabilir? Yaratılıştan gelen 
mevhum ve uydurma bir günah. Sonra, her şeye kaadir ğafûr olarak inanılan 
Allah'ın onu affetmesinin binlerce yolu varken, bunları bırakarak ana karnına 
girip en âciz bir şekilde çocukluğunu geçirmesi, sonra perişanlık ve tazyik 
görmesi, sonunda da onları katil yaparak affetmesi... 
 
Bunların masalda, efsane ve mitolojide yeri 
olabilir ama, dinde, hakikatte ve akılda yeri olmaz. Sonra olaya ahlâkî yönden 
bakalım: Günahtan kurtulduğuna inanan hıristiyana ne kalıyor? Kötü arzularına 
karşı nasıl mücadele ve mücahede edebilecektir? Çalışanla çalışmayanın, ibadet 
yapıp günahtan sakınanla bunları önemsemeyenin arasında fark kalmaz, hepsi 
İsa'nın çarmıha gerilmesiyle, komünyonla, vaftizle bağışlanıp eşit hale 
getirilmiyor mu? 
 
Hz. İsa, hiçbir şekilde kendisinin insanların 
günahlarına keffâret için, onların aslî günahlarına karşılık öldürüleceğini 
söylemedi. Bugünkü İncillerde de Hz. İsa'ya atfen böyle bir söz geçmez. 
Dinin temeli olacak esasları, en yakınlarına, Petrus gibi halifelerine 
söylemedi. Halbuki o, emaneti tebliğ etmiş, görevini yapmıştı. Bu olay bile, bu 
inançların sonradan uydurulduğunu isbat etmeye kâfidir. 
 
Bu anlayış, ucuzculuktur, başkası seni 
kurtarsın, sen bir şey yapmadan bedavadan kurtul. İnsanlığa işlemediği 
günahı yüklemek kadar bedavadan affolma anlayışı da saçmadır. Aynen 
kiliselerde günah çıkarma ve cennet satın alma gibi. Hıristiyanların büyük çapta 
etkilendiği Yunan mitoloji kahramanı Promete'nin insana ateş/ışık getirmek için 
ezalara katlanarak fedai olması gibi efsaneler Hz. İsa'ya monte edildi. 
Kahramanların sadece ismi değişerek putperestlik, hıristiyanlık maskesi taktı. 
Ve bu fedâkârlığın bedeli de en az Promete'ninki kadar trajik: ?Mesih, bizim 
uğrumuza lânet olmuş olarak, bizi şeriatın lânetinden kurtardı, çünkü 
yazılmıştır: ?Ağaç üzerine her asılan lânetlidir.? (Pavlus'un Galatyalılara 
Mektubu, 3/14) Bir peygambere bu kadar büyük iftiraya pes doğrusu; hem tanrı, 
hem de lânetli! 
 
Hâlâ affedilmeyen günah kaldıysa, veya bir 
hıristiyan çeşitli haramlara dalıyorsa ne gam? Papazlar ne güne duruyor? 
Absolüsyon imdada yetişecektir. Absolüsyon: Günah bağışlama demektir. 
Hıristiyanlıkta günahlarını papazlara açıklayıp itiraf edenlerin papaz 
tarafından günahlarının bağışlanabileceğine inanılır. Günahları papazlar 
tarafından affedilenler, böylelikle 
 
günahlardan arınmış olurlar. Bu affetme, 
papazlar tarafından tanrı adına yapılmaktadır. Katolik mezhebinde, eski ve 
imtiyazlı olan günah çıkarma kurumu, ibtidâî şeklinden uzaklaşsa da hâlâ 
varlığını sürdürmektedir. İslâm'da ise, bilindiği gibi, doğrudan doğruya, 
aracısız ve formalitesiz olarak Allah'tan istenen aftan başka tevbe ve af 
dileme, günah çıkarma şekli yoktur. 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.