Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Nur, Dünya ve Ahirette Tüm Hayırları; Karanlıklar da Şerleri Kapsar

Nur



Nur,
Dünya ve Ahirette Tüm Hayırları; Karanlıklar da Şerleri Kapsar



Karanlıklar içinde kalan ve nurdan
nasiplerini almadıkları gibi, almak da istemeyen ve nurda yürüyen insanların
halini bilmeyen ve anlamayanlar, kendilerini gerçek nurun aydınlığında yürüyor
zannederler. Oysa onlar zifiri karanlıktadır, ama, bilmezler. Dünya hayatında
nura ulaşmazlarsa, ahirette karanlıklar içinde kaldıkları zaman, mü'minlerin
nurundan isteyecekler, onların nurlarında yürümeyi arzu edecekler, fakat
kendilerine izin verilmeyecektir. Dünyadayken yaktıkları ateşler (örneğin, fitne
ateşi, savaş ateşi) ahirette cehennem ateşi olacaktır böyleleri için. "O gün
erkek ve kadın mü'minleri görürsün ki, nurları önlerinde ve sağlarında koşuyor;
'müjdeler size, bugün içlerinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan
cennetler' ; işte büyük kurtuluş budur. O gün erkek ve kadın münafıklar, iman
edenlere 'ne olur, durun bir bakın da nurunuzdan alalım' derler. 'Arkanıza
dönün de arayın nuru' denilir ve aralarına kapalı bir sur çekilir ki, orada içi
rahmet, beri yandaki dışı ise azaptır." (57/Hadîd, 12-13)[1]


Nur kelimesi, ilim anlamında da
kullanılır. Dolayısıyla, cehalete karanlık denir. Allah, bu anlamda da kâinatın
nurudur. Çünkü hakikat ve hidayetin bilgisi yalnızca O'ndan gelir. O'nun nuruna
başvurmadan, dünyada karanlıkla cehalet ve neticede kötülük ve şerden başka bir
şey olmayacaktır.

Allah, insanların, şirkin ve cehaletin
karanlıklarından İslam'ın aydınlığına ulaşmalarını sağlamak için, İslam
dışılığın sembolü olan "zulumât" ve İslam'ın hidayetinin sembolü olan "nur"
kelimelerini bir arada, birbirine kıyaslanabilecek şekilde bir çok ayet-i
kerimede kullanmaktadır. Ayrıca, Allah'ın dinine tâbi olmak, zulumâttan
(karanlıklardan) çıkıp nura ulaşmak şeklinde ifade edilmektedir: " Allah, o
kitabda rızasına tâbi olanları selamet yollarına eriştirir. Onları izni ile
karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları doğru yola iletir." (5/Mâide,
16)

Bazı ayetlerde de nur, ahirette
dünyadaki iyi amelleri yüzünden mükâfatlandırılacak kimseler için bir ödül
olarak zikredilir. Yani o kimseler, kıyamet gününde onları bütün endişelerden
sıyıran bir nura sahip olacaklardır. "O gün, mü'min erkeklerin ve mü'mine
kadınların nurlarının önlerinde ve sağlarında koştuğunu görürsün. Melekler
onlara 'bugün sizin müjdeniz, altından ırmaklar akan cennetlerdir'..."
(Hadid, 12) "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, işte onlar gerçekten
doğru olanlar ve şehidlerdir. Bunların Rableri katında mükâfatları ve nurları
vardır. " (57/Hadîd, 19)










[1]
Kur'an'da Temel Kavramlar,
42.