Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

4) Vazîa (Zararına Satış)

4




4) Vazîa
(Zararına Satış):




Alış fiyatının veya mâliyetin altında bir
fiyatla satış yapmak. Bir kimse, malını belirli bir kârla satabileceği gibi, hiç
kârsız hatta zararına da satabilir. Zararına satış da çeşitli amaçlarla yapılır.
Alıcıya yardımda bulunma, malı bir an önce paraya çevirme ve müşteriyi işyerine
alıştırma bunlar arasında zikredilebilir. Ancak satıcının sıkışık durumundan,
samimiyetinden veya malın gerçek değerini bilmeyişinden yararlanarak değerinin
çok altında bir fiyatla satın almaktan sakınmak gerekir. Sahâbe devrinde,
alışverişlerde dürüst hareket edildiği, hile ve hud'a yoluna sapılmadığı, o
devre ait çeşitli uygulamalardan anlaşılmaktadır. Ashab-ı kirâmdan Cerir b.
Abdillah el-Becelî (ö. 51/671) birisinden bir at satın almak ister. Satıcı atı
500 dirheme verebileceğini söyler. Cerir: "Bu at daha fazla eder, şu anda 600
dirhem veririm, fiyatı 800 dirheme kadar da arttırabilirim" dedi. Satıcı: "Atım
cidden bu kadar değerli midir?" diye sorunca da; "At, belki 800 dirhemden de
fazla edebilir, fakat ben daha fazla veremem" diye cevap verir. Bu sırada
çevrede bulunanlar Cerîr'e şöyle derler: "Atı 500 dirheme satın alman mümkün
iken fiyatı niçin bu kadar yükselttin?" Cerîr şu cevabı verir; "Biz,
alış-verişlerimizde hile yapmayacağımız hususunda Allah'ın Rasûlüne söz verdik"
(İbn Hazm, el-Mûhallâ, Mısır 1389, IX, s. 454 vd).

Bir satım akdinde kâr miktarını belirleyebilmek
için her şeyden önce malın ilk alış fiyatı veya kıymet arttırıcı harcamalar
gerektirmeyen mallarda kâr, doğrudan doğruya alış fiyatının üzerine eklenir.
Alış fiyatına anapara (re'sü'l-mâl) denir. Bu, ilk alıcının akitle ödemeyi
üstlendiği bedeldir. Başka bir deyimle, mala kendisiyle mâlik olunan ve akitle
gerekli olan bedeldir. Akitten sonra, satış bedeli yerine başka bir bedel
üzerinde sözleşme yapılsa, bu yeni bedel anapara sayılmaz. Kârlı (murâbahalı)
başa baş (tevliye) ve zararına (vazia) satışlarda anapara veya mâliyet asıldır.
Klâsik İslâm hukuku kaynaklarında bir malın üretim ve dolaşım safhası, mâliyet
bakımından bir tutulmuş ve ayrı olarak ele alınmamıştır. Hanefîlerde, mâliyete
eklenip eklenmeyecek harcamaların belirlenmesinde örfe ağırlık verilmiştir. Bu
konuda temel prensip, malın kendisinde veya kıymetinde artış meydana getirme
niteliğinde olan harcamaların alış fiyatına eklenmesi, bu niteliği
taşımayanların ise eklenmemesidir. Meselâ, nakliye, dikiş, cilâlama, boyama
gibi, malda artış sağlayan masraflar eklenebilecek, mal sahibinin (ilk alıcı)
malın alımı, nakli ve pazarlaması sırasında kendi şahsı veya aile fertleri için
yaptığı yeme, içme, yatıp kalkma masraflarıyla, çoban, bekçi, doktor veya
veteriner masrafları eklenerek masraflar arasındadır (es-Serahsî, el-Mebsût,
XIII, 80, 91; el-Kâsânî, a.g.e, V, 223; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, III, 162; İbn
Âbidin, Reddu'l-Muhtâr, IV, 155; Ali Haydar, Düraru'l-Hukkâm, I, 598; Hamdi
Döndüren, İslâm Hukukuna göre Alım-Satımda Kâr Hadleri, Balıkesir 1984, s. 103,
113).

İslâm hukukunda net maliyet hesabı, güvene
dayanan bir satış niteliğindeki murâbaha, tevliye ve vazîa satışlarında
gereklidir. Satıcı kendi alış fiyatını müşteriye açıklamaksızın, belirleyeceği
bir satış bedeliyle malını satabilir. Hatta mala, piyasadaki râyiç fiyatlarını
ölçü alarak, yeni bir kıymet koyup, bu yeni değer üzerinde bir kâr ilâvesiyle
satış yapmak da mümkündür. Yeter ki, alıcıyı yanıltacak ve onu etki altında
bırakacak yanlış bilgiler verilmesin. Kârın meşrû olması için, satıcının iyi
niyet kurallarından ayrılmaması ve alıcıya doğru bilgiler vermesi gerekir. Aksi
halde gabin hali söz konusu olabilir ve alıcı lehine bazı haklar doğar.

İslâm'da, çeşitli mallara yüzde üzerinden
belirli kâr haddi uygulaması getirilseydi ekonomik hayat zorluklarla
karşılaşırdı. Çünkü kâr miktarını dondurmak, o malın alış fiyatını veya
mâliyetini tam olarak bilmeyi gerektirir. Bu ise her zaman net olarak
hesaplanamaz ve akde hile karışabilir. Diğer yandan aynı cins ve kalitedeki
malın mâliyeti tüccardan tüccara değişir. Sermayesi geniş olan kimse, peşin para
ile çok mal satın alır, kendi araçları ile nakleder; dükkânı kendi yeridir, kira
ödemez. Bütün bu nedenlerle malı ucuza mâl eder. Diğer bir tüccarda bu imkânlar
olmadığı için, mâliyeti yüksek olabilir. Üretimdeki mâliyetler çok daha değişik
etkenler yüzünden farklı olur. Aynı cins ve miktarda birçok malın mâliyetleri
farklı olunca, yüzde kâr ilâvesiyle oluşacak satış bedelleri de farklı
olacaktır. Böyle bir piyasada ucuz fiyata satanlar alıcı bulur. Mâliyeti yüksek
olduğu için pahalı satmak zorunda kalanlara, diğerlerinin elinde mal biterse,
satış sırası gelecektir. İşte bu ve benzeri sakıncalar yüzünden, Allah Rasûlü
piyasa fiyatlarına müdâhale etmesi için kendisine başvuran Sahâbilere şöyle
buyurdu:

"Şüphe yok ki, fiyat tayin eden, darlık ve
bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah'tır. Ben sizden hiç kimsenin mal ve
canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle hakkını benden ister olduğu halde,
Rabbime kavuşmak istemem."


(Ebû Dâvud, Bûyû', 49; Tirmizî, Bûyû', 73; İbn
Mâce, Ticârât 27; Ahmed bin Hanbel, Müsned, II, 327, III, 85, 106, 286).

Sonuç olarak İslâm'da sağlam bir ticaret
ahlâkının oluşması amaçlanmıştır. Alış-verişe hile, hud'a, yalanın
karıştırılması yasaklanmış, temel ihtiyaç maddelerini günün râyiç bedeli ile
satanların sadaka sevabı kazanacakları belirtilmiş ve tüccarların bununla bir
toplum hizmeti yaptıklarına işaret edilmiştir. Ancak iyi niyetin yeterli
olmadığı devirlerde esnaf ve tüccarı serbest ve kontrolsüz bırakmak temel
ihtiyaçların sömürülmesine yol açar. Üretim, dağıtım ve para gücünün kötüye
kullanılmaması için devletin gerekli tedbirleri alarak üretici ve tüketiciyi
koruması arz ve talep dengesini sağlamak gerekir. Bunun sonucunda üretici ve
dağıtıcıya az gelmeyecek, alıcıda çok görünmeyecek bir piyasa fiyatı oluşur.
İşte bu fiyatın içinde yer alan, İslâm'da miktar ve oranı belirlenmemiş bulunan
kâr meşrû sayılır.

RİBÂ/FÂİZ .. Ribâ/Fâiz; Anlam ve Mâhiyeti
Riba Türleri
1) Nesîe Ribası (Ribe'n-nesîe)
2) Fazlalık Ribâsı (Ribel-fadl)
Asr-ı Saadette Ribâ Uygulaması Örnekleri
Fâizsiz Ekonomi
1) Paranın Satın Alma Gücünün Sağlam Bir Esasa Bağlanması
2) Karz-ı Hasen'e İşlerlik Kazandırmak
3) Mudârebe Ortaklığı
4) Muşâreke (İnan) Ortaklığı
Fâiz Parasından İkrâm ..
Fâiz Parasının Verileceği Yer
Fâizsiz Finans Kurumları
Hanefî Fıkhına Göre Dâru'l-İslâm ve Dâru'l-Harpte Fâiz
Kur'ân-ı Kerim'de Ribâ/Fâiz .
Hadis-i Şeriflerde Ribâ/Fâiz .
Açıklama
Tefsirlerden İktibaslar
Klasik Fıkıhta Ribâyı/Fâizi Câiz Gösteren Tavırlar a- Câiz Olan İşlemlerin İstismarıyla İlgili Örnekler 1- Âriyye Meselesi
2- Selem ve İstismar Edilip Fâize Benzetilmesi
3- Vâde farkı
b- Hile Yoluyla Fâizin Ticaret Gibi Gösterilmesiyle İlgili Örnekler
1- Îne Bey'i
2- Menfaat Şartına Bağlı İkrâz
a- İkraz İçin İkinci Bir Akdin Şartlarını Mukrize (Borçluya) Kabul Ettirme
b- Hîbe Meselesi
3- Rehin Yoluyla Alınan Fâiz
4- Fâiz Almak ve Vermek Sevap mıdır? .
Hilecileri (Ehl-i Hiyel) Tenkit
5- "Kır ve Öde" Kaidesi İskonto Fâizi (Senet Kırma)
6- Bey' bi'l-Vefâ
7- Bey' Bi'l-İstiğlâl
8- Zarûret ve İhtiyaç
Günümüzde Fâiz Tartışmaları ve Fâizi Câiz Gören Yaklaşımlar
1- Üretim ve Tüketim Maksadıyla Alınıp Verilen Fâiz
2- Zenginin Verdiği Fâiz
3- Gayri Müslimlerden Dâr-ı Harbte Alınan Fâiz
4- Ekonomik Savaş
5- Banka Fâizlerini Kabul Edenler
6- Avârız Sandıkları/Avârız Vakfı
Fâizle İlgili Fetvâlar Borçlarda Enflasyon .
Vâde Farkı
Taksitli Satışlar
Borcu Dövize  Çevirme
Alışverişte Vâde Farkını Eklemek Câiz midir?
Banka Reklâmı
Bedelleri Açısından Alışveriş Şekilleri
Sigorta Şirketi Kurulabilir mi? .
Hayat Sigortası
Dâr-ı Harpte Fâiz
Dâru'l-Harb veya Dâru'l-Küfür Olan Bir Ülkede Bir Müslümanın, Gayr-ı Müslimden veya Bankalarından Fâiz Alması
Emeklilik Maaşı, Üzerine Fâiz Eklendiği İçin Haram mıdır? .
Enflasyon Karşısında Paranın Değer Kaybını, Fâiz Hadlerini Uygulayarak Karşılamak Câiz midir? .
Haram Para İle Tahsil
Hîle-i Şer'iyye .
Hisse Senedi Alım-Satımı
Kâr
1) Pazarlıkla (Müsâvemeli) Satış
2) Murâbahalı Satış
3) Tevliye
4) Vazîa (Zararına Satış)
KDV (Katma Değer Vergisi)
Konut Kredisi
Kumar, Fâiz ve Meyhane İşletmeciliği Gibi Meşrû Olmayan Vâsıtalarla Elde Edilen Malların Zekâtları Verilir mi ve Bu Paralarla Hac Farîzası Yerine Getirilebilir mi? .
Meşrû ve Gayrı Meşrû Ne Demektir
Senet, Bono ve Çek Satmak veya Satın Almak Câiz midir? .
Serbest Piyasadan, Banka Fiyatından Biraz Yüksek Fiyata Döviz Almak Câiz midir? .
Döviz Alım Satımı
Kâr Haddi Ve Aldanma
Tahvil
Tasarrufu Teşvik Fonu Fâizi
Allah Teâlâ ve Rasûlüne Karşı Savaşanlar Fâizci Düzen ve Fâizciler!
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar