Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Ehl-i Kitaba Tanınan Müsâmaha ve Ayrıcalıklar

Ehl

Ehl-i Kitaba
Tanınan Müsâmaha ve Ayrıcalıklar

İslâmiyet, kendilerine kitap verilenlerin
kadınları ile evlenmeye ve kestiklerinin yenilmesine ruhsat vermekle
müslümanların, kendilerine düşmanlık yapmayan, İslâm'a ve müslümanlara
saldırmayan kitâbîlerle ileri derecede ilişkiler kurmasına ortam hazırlamıştır.
Kitap ehli olanlar İslâm toplumunda tam bir din hürriyeti içinde yaşama imkânına
sahiptir. Bu durumda İslâm devletinin vatandaşı olarak esas itibarıyla kanun
önünde müslümanlarla aynı hakları paylaşırlar. Müslümanın lehine olan şey ehl-i
kitabın da lehine, aleyhine olan ehl-i kitabın da aleyhinedir. Farklı hükümler
daha çok kamu düzeniyle ilgili hususlardır ve istisnâîdir (bkz. Ahmet Özel,
İslâm Hukukunda Ülke Kavramı, s. 311-319).

Medine'deki ilk İslâm anayasasının 25.
maddesinde, ?Benî Avf yahûdileri mü'minlerle birlikte bir toplumdur. Yahûdilerin
dinleri kendilerine, müslümanların dinleri de kendilerinedir? denilir. Aynı
metnin 26-33. maddelerinde ehl-i kitaba mensup vatandaşların müslümanlarla aynı
haklara sahip oldukları, 16. maddede ise onlara haksızlık yapılamayacağı
belirtilir (bkz. M. Hamîdullah, İslâm Peygamberi, 1/132). Kitap ehliyle ilk
zimmet akdi Necran hıristiyanlarıyla yapılmış ve bu akidde müslümanın sahip
olduğu bütün haklar onlara da tanınmıştır. İnsanlara temel hak ve hürriyetlerin
yanı sıra din hürriyeti de tanıyan İslâm'da, ?Dinde zorlama yoktur?
(2/Bakara, 256); ?Kur'an, Rabbinizden gelen bir haktır; dileyen iman etsin,
dileyen inkâr etsin? (18/Kehf, 29) gibi hükümlerle insanların zorla müslüman
yapılamayacağı belirtilir. Hz. Peygamber, Hayber'in fethinde ele geçen Tevrat
nüshalarını yahûdilere iâde etmiş, Hz. Ömer de Kudüs anlaşmasıyla ehl-i kitabın
canlarını ve mallarını güvence altına almış, kilise ve hac konularında onlara
serbestlik tanımıştır. Bu hassâsiyet, Peygamber Efendimiz'in, ?Bir zimmîye
(İslâm devletine itaat eden ehl-i kitap bir vatandaşa) zulmedenin... kıyâmet
gününde hasmı benim!? (Ebû Dâvud, İmâre 33; Cihad 153) hadisinde de çok
belirgindir. İslâm tarihi boyunca müslüman-kitap ehli ilişkilerinde İslâm'ın bu
hoşgörülü tutumunun etkileri varlığını sürdürmüştür.

İlk halifeler döneminde ehl-i kitabın, Arap
yarımadasından sürülüp çıkarılması, Hz. Peygamber'in, ?Arap yarımadasında iki
din bir arada bulunmayacaktır? (Muvattâ, Medine 18, 19) anlamındaki bir
hadisine dayandırılırsa da, bunun yanında ehl-i kitabın, antlaşma şartlarına
uymamaları ve huzursuzluk çıkarmalarının da bu uygulamaya esas teşkil ettiğini
göz önünde bulundurmak gerekir.

Kur'an, ehl-i kitabın yiyeceklerini müslümanlara
helâl kılmıştır. ?Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılınmıştır.
Kendilerine kitap verilenlerin (yahûdi ve hıristiyanların) yiyeceği size
helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir.? (5/Mâide, 5) Bu âyetin
anlamı geneldir. Âyette geçen ?temiz ve iyi şeyler?, İslâm'ın yasaklamadığı,
genellikle insanların iğrenç telâkkî etmedikleri yiyecek ve içeceklerdir. Bâtıl
da olsa, aslı semâvî olan bir dinleri bulunduğu için, ehl-i kitabın, kendi dinî
inançlarına göre yenmesi helâl olacak şekilde öldürdükleri hayvanlardan ve diğer
yiyeceklerinden -domuz, içki, ölü hayvan gibi İslâm'ın yasakladıkları hâriç
olmak üzere- müslümanların da yemeleri câizdir. Yahûdi ve hıristiyanlar dışında
kalanlar, müşrik hükmünde olup kestikleri yenmez. Yahûdi ve hıristiyanların
kesim şekli, kendi dinlerinin kabul ettiği bir şekilde oluyorsa, bu şekilde
kesilen hayvanların etleri yenir. Dinlerinin kabul etmediği bir kesme ve öldürme
şekliyle öldürülen hayvanların, veya Allah'ın isminin dışında başka
ilâhlaştırılan birinin adına kesilen hayvanın eti yenilmez.

İslâm, müslüman bir erkeğin kâfir veya müşrik
bir kadınla evlenmesine izin vermez. ?İman edinceye kadar müşrik/putperest
kadınlarla evlenmeyin. İman etmiş bir câriye, beğenseniz bile müşrik bir
kadından kesinlikle daha iyidir. İman edinceye kadar müşrik erkekleri de
evlendirmeyin. İman etmiş bir köle, beğenseniz bile müşrik bir kişiden
kesinlikle daha iyidir. Onlar ateşe çağırır. Allah ise izni ve inâyeti ile
cennete ve mağfirete çağırır, âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki düşünüp
anlarsınız.? (2/Bakara, 221) Fakat kitap ehlinden olan, İncil'e veya
Tevrat'a inanmış bir kadınla müslüman bir erkeğin evlenmesine izin/ruhsat
vermiştir. ?Mü'min hanımlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine
kitap verilenlerden iffetli hanımlar da namuslu olmak, zinâ etmemek ve gizli
dost tutmamak üzere mehirlerini vermeniz şartıyla (nikâhlamanız) size helâldir.
Kim imanı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, âhirette de ziyana
uğrayanlardandır.? (5/Mâide, 5)

Bu, kitap ehline İslâm'ın bir müsâmahasıdır. Ama
şu unutulmamalıdır ki, ehl-i kitap bir hanımla evlenmek, bir ruhsattır, azîmet
değildir. Yani, asıl olan, müslüman bir erkeğin böyle bir kadınla evlenmesi
değil; evlenebilir olmasıdır. Fakat müslüman bir kadın, yahûdi ve hıristiyan da
olsa gayri müslim bir erkekle evlenemez, bu haramdır. Müslüman bir erkek için,
mü'min bir hanım, şüphesiz kitap ehli bir kadından daha iyidir. Bazı âlimler,
ehl-i kitaptan olan kadınlarla evlenmenin mekruh olduğu görüşündedirler. Onların
yiyeceklerini yerken veya kadınlarıyla evlenirken kişinin imanını tehlikeye
düşürmekten ve irtidat tehlikesine düşmekten son derece sakınılması
gerekmektedir. Doğacak neslin inanç, terbiye ve yetiştirilmesinde tehlike
görülürse kitâbî kadınlarla evlenilmemelidir.

Ehl-i kitap dışında bulunan Mecûsîler hakkında
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: ?(Kadınlarını nikâhlamamak ve kestiklerini
yememek şartıyla) mecûsîlere ehl-i kitap muâmelesi yapın? (Muvattâ, 1/278)
Ancak, vahyin indiği dönemlerdeki ehl-i kitapla kastedilen yahûdi ve
hıristiyanlarla, onu izleyen asırlardan günümüze kadar gelen yahûdi ve
hıristiyanların aynı inançları paylaşıp paylaşmadığı bir tartışma konusudur.
Hıristiyan ve yahûdilerin, tahrif edilmiş de olsa, Tevrat ve İncil'e bakışları
ve teslimiyetleri, eskiye oranla çağımızda oldukça değişmiştir. Herşeyden önce,
özellikle hıristiyanlık ve İncil, sekülarizmin baskısı altında kalarak seküler
(laik) bir yoruma tâbi tutulmuştur. Bu durumda çağımızdaki yahûdilik ve
hıristiyanlığın, yani ehl-i kitabın, Kur'an'ın indiği zamanlardaki tahrif
edilmiş İncil'le aynı sayılamayacağı ortadadır. (11)

Ancak, İslâm'ın gösterdiği bu müsâmaha konusunda
çok temkinli ve duyarlı davranmamız, müsâmaha ile tâvizi birbirine
karıştırmamamız gerekmektedir. Özellikle itikadî konularda onları velî/dost
kabul etmek, onlara özenmek, onları taklit etmek, onları hoşnut etmeye çalışmak
gibi tavırlar, yukarıda geçen müsâmaha ile ilgisi olmayan ciddi problemlerdir.

İslâm'ın ılımlı yaklaşımlarına ve tarih boyunca
müslümanların kendi ülkelerinde yaşayan azınlıklara, özellikle hıristiyan ve
yahûdilere verdiği haklara baktığımızda görürüz ki, İslâm, başkalarına müsâmaha
ile davranmış, din ve ibâdet özgürlüğü tanımıştır. Bu, batılılar tarafından
haçlı seferlerinin modernize edilip kültür emperyalizmi şeklinde devam ettiği
günümüzde, müslümanların ve İslâm'ın ?fundamentalist/kökten dinci, gerici,
bağnaz...? gibi saldırıldığı zihniyet ile mukayese yapıldığında daha iyi
anlaşılacaktır. Sadece Hz. Mûsâ'ya ve Tevrat'a inanıp da Hz. Mûsâ'dan sonra
başka hiçbir peygambere ve kitaba inanmayan, bununla da kalmayarak Hz. İsa ve Hz.
Mûsâ'ya hakaretler edenlerin karakter ve tavırlarını unutmamak lâzımdır. Yine
sadece Hz. İsa'ya inanıp da ondan sonra gelen peygamberi ?deccal? olarak
tanımlayan, Kur'an'ı ilâhî bir kitap değil; Muhammed'in uydurduğu bir kitap
olarak kabul eden hıristiyanların yapılarını beraber değerlendirmek gerekir.
Onların tarihten beri bu çirkin tavırlarına rağmen, Kur'an kendilerini gözardı
etmemiş ve her fırsatta onları kendi mesajından faydalanmağa dâvet
etmiştir.

Ehl-i kitabın kestiklerinin yenilebilmesi ve
kitap ehli hanımların müslümanlar tarafından nikâh edilebilmesi gibi hususları,
İslâm'da sadece onlara tanınan bir imtiyaz gibi görmemeli; bunun, aynı zamanda
ehl-i kitap toplulukları içerisinde yaşayan müslümanlara dinlerini yaşama
hususunda kendilerine bir kolaylık sağlama maksadına mâtuf olabileceğini de göz
önünde tutmalıdır.

Dikkat edilirse İslâm, ehl-i kitaptan sadece kız
almaya müsaade etmiştir; onlarla müslüman kızların evlenmesine izin
verilmemiştir. Bu da ehl-i kitaptan olan kadınların müslüman erkeğin emrine
girdikten sonra İslâm'ı seçebileceği ihtimalinden kaynaklanmış olabilir.

EHL-İ KİTAP .
Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'an-ı Kerim'de Ehl-i Kitap Kavramı
Ehl-i Kitabın İslâm'a Aykırı İnançları
Hıristiyanların inançla ilgili İslâm'a aykırı görüşleri
Ehl-i Kitabın İslâm'a Aykırı Ortak Yanları Hıristiyan ve yahûdilerin ortak bâtıl inançları 1- Yahûdiler ?İbrâhim (a.s.) yahûdi', hıristiyanlar da ?hıristiyandır' derler.
2- Allah'a karşı yalan uydurup iftira ederler.
3- Allah yolundan bile bile saptırmak isterler.
4- Ehl-i kitap, ?ancak yahûdi ve hıristiyan olanlar cennete girecek' derler.
5- Ehl-i kitap, kendilerine beyyineler geldikten so a ihtilâfa düşmüşlerdir.
6- Aslında Ehl-i kitap da müşriktir.
Ehl-i Kitab'ın Küfür ve Şirki
Ehl-i Kitabın İslâm'a Ters Tutum ve Davranışları
1- Ehl-i kitap, dinlerinde aşırı giderler.
2- Ehl-i kitabın ölçüsüz istekleri vardır.
3- Ehl-i kitap kâfirleri bir hayır indirilmesini istemez.
4- Ehl-i kitap, yeni gelecek Peygamber'i tasdik edeceklerine dair Allah'a verdikleri sözü tutmamışlar ve gizlemişlerdir.
5- Ehl-i kitap, kendi kitaplarını tatbik etmemiş, tahrif etmişlerdir.
6- Haramı helâl; helâlı haram yapmışlardır.
7- Ehl-i kitap, İslâm'ın kıblesine tâbi olmazlar.
8- Hahamlar ve râhiplerden çoğu insanların mallarını haksız yere yerler ve halkı Allah'ın yolundan çevirirler.
9- Hahamlar ve râhipler, insanları münkerden men etmemişler, ehl-i kitap zulüm ve günahta yardımlaşmışlardır.
10- Emr-i bi'l-ma'rûf ve nehy-i ani'l-münker yapmazlardı.
11- Fâizle uğraşırlar, haram ve haksız yere insanların mallarını yerler, yalan dinlerler.
12- Yeryüzünde devamlı savaş ve fesat çıkarmaya çalışırlar.
Ehl-i Kitabın Müslümanlara Karşı Davranış ve Tavırları 1- ?Ümmîlere karşı sorumluluğumuz yoktur' derler.
2- Ehl-i kitap, İslâm dini ile alay eder, müslümanlara ezâ verirler.
3- Müslümanlara hâinlik ederler.
Kur'ân-ı Kerim'in Ehl-i Kitaptan Övdükleri
Müslümanların Ehl-i Kitaba Karşı Davranışları Nasıl Olmalıdır? .
İslâm'a Girmeden Ehl-i Kitap Kurtulabilir mi? .
Ehl-i Kitaba Tanınan Müsâmaha ve Ayrıcalıklar
Günümüzdeki Batılı İnsanlar Ehl-i Kitap mıdır? .
Ehl-i Kitap Konusuyla İlgili Âyet-i Kerimeler
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar