Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Sağır (Küçük Günâhlar)
Sağır 
 
Sağır (Küçük Günâhlar): 
 
Dünyada cezayı, 
ahirette de azabı gerektirmeyen küçük suçlardır. Devamlı işlendiğinde küçük 
günâh küçük olmaktan çıkar. Tövbe edilip mağfiret istendiğinde inşaallah 
affedilir. Âlimler "Günâhın küçüklüğüne büyüklüğüne bakma, kime karşı suç 
işlediğine bak" demişlerdir. Allah'ı tanımaya, kulluğa engel olan, Allah ile 
kulun arasına perde olan herşey günâhtır. 
Günâhlardan 
sakınmak, farzları yapmaktan önce gelir. Önce kalp günâhlardan temizlenir, sonra 
farzları yapmakla süslenir. Günâhlar ve haramlar dinî duyguyu helâl helâk eder, 
zehirler. Ancak bu zehirler görünürde bal gibidir; tatlı gelebilir fakat insanın 
manevî duygularını öldürür. 
Unutulmamalıdır 
ki her nimet külfet karşılığıdır. Cennet ve Cemâlullah'ı isteyenler nefse tatlı 
gelen günâhlara girmemek için birtakım külfet ve zorluklara katlanmak ve Allah'a 
sığınmak zorundadır. Müminler ihsân sırrı ile Rabblerine kendilerini görüyormuş 
gibi kulluk ederler. Sol omuzlarında günâhlarını yazan bir meleğin olduğunun 
şuuru içinde hareket ederler. 
Güç yettiğince 
günâhlardan sakınıldığında Allah küçük günâhları affedecektir. 
"Eğer size 
yasaklanmış şeylerin büyüklerinden kaçınırsanız, geri kalan günâhlarınızı diler 
ve sizi nimet ve ikramlarımızla dolu olan cennete koyarız" 
(en-Nisâ, 4/31), 
"O kimseler 
ki ufak tefek kusurlar hariç, günâhın büyüklerinden ve çirkin söz ve 
davranışlardan kaçınırlar. Şüphesiz ki Rabbinin bağışlaması geniştir..." 
(en-Necm, 53/32). 
Allahu Teâlâ 
mümin kulların günâhlarını yaptıkları bazı ameller veya söyledikleri birtakım 
söz ve dualar sebebiyle affeder, günâhlarına keffaret eder. Hz. Peygamber (s.a.s.) 
şöyle buyurmuştur: 
"Denizin 
köpükleri kadar günâhı olsa da Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber, velâ havle velâ 
kuvvete illâ billâh' diyen yeryüzündeki her insanın günâhına bu söz keffaret 
olur."[1] 
 
"Hiçbir kul 
yoktur ki bir günâh yapsın ve kalkıp güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılarak 
bu günâhdan mağfiret dilesin de, Allah onu affetmesin."[2] 
 
Peygamberler 
mâsumdur, günâh işlemezler. Ancak, "zelle" denilen, peygamberlik makamı için 
kusur kabul edilen amelleri vardır. Ehl-i sünnet şefaat, hesap, mizân, sırat, 
havz, cennet, cehennem, kabir azabı ve münker-nekir sorgusunu hak ve dinin esası 
kabul etmiştir.[3] 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Tirmizî, Vitr, 15. 
 
 
 
 [2] 
 Ahmed b. Hanbel, I, 10. 
 
 
 
 [3] 
 Zübeyr Tekkeşin, Şamil İslam Ansiklopedisi:




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.