Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
d- Vizr
d 
 
d- Vizr 
 
?Vizr'in aslı ?vezr'dir ki 
bunun sözlük anlamı, sığınılan dağ geçidi veya oyuk demektir. ?Vizr' günah, 
borç, yük ve bazen de sorumluluk anlamına gelmektedir. Kur'an'da 10 âyette 
(türevleriyle, bu sayı 27'dir) geçen ?ağırlık? mânâsındaki vizr kelimesi (çoğulu 
evzâr), bu âyetlerin çoğunda mânevî yük ve sorumluluk ilgisiyle ?ism? yerine 
kullanılmıştır, yani günah anlamındadır. Aynı kökten gelen ?vezir', işi yüklenen 
demektir ki yöneticinin sorumluluğunu paylaşan kimselere de vezir denmektedir. 
Nitekim Hz. Mûsâ (a.s.) duâsında Hz. Hârun'un kendisine ?vezir-yardımcı' olarak 
verilmesini istemişti (20/Tâhâ, 29-32). 
Kur'an, suçun şahsîliği gibi 
evrensel bir prensibi ?vizr' kelimesiyle ifade ediyor: 
??.Her nefis kendi aleyhine 
yaptığını kazanır. Hiç kimse bir başkasının ?vizr'ini (yükünü-günahını) 
yüklenmez?? (6/En'âm, 164, ayrıca bk. 17/İsrâ, 15; 35/Fâtır, 18; 39/Zümer, 
7; 53/Necm, 38) 
?Allah'ın huzuruna çıkmayı 
yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramışlardır. Nihayet onlara Kıyâmet ansızın 
gelip çatınca, onlar: Günahlarını (evzâr) sırtlarına yüklenerek diyecekler ki: 
?Hayatta iyi amelleri terketmemizden dolayı eyvâh bize! Yüklenip taşıdıkları şey 
ne kötü yüktür.? (6/En'âm, 31) 
?De ki: ?Allah her şeyin 
Rabbi iken ben ondan başka Rab mi arayacağım? Herkesin kazanacağı (günah) yalnız 
kendisine âittir. Hiçbir suçlu (vâzira, vizr sahibi, günahkâr) başkasının 
suçunu/günahını yüklenmez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. Ve O, ihtilâfa 
düştüğünüz gerçeği size haber verecektir.? (6/En'âm, 164) 
?Kim bir hidâyet yolunu 
seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de dalâleti seçer, 
doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr (vâzira), 
başkasının günah yükünü üstlenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe kimseye azap 
edecek değiliz.? (17/İsrâ, 15). 
İslâm'a göre herkes kendi 
yaptığından sorumludur. Hiç kimse bir başkasının işlediği suçtan dolayı ceza 
çekmez. Fıkıhta denir ki ?Ukubâtta niyâbet câiz olmaz', yani bir kimsenin 
cezasını vekâleten, onun yerine bir başkası çekmez Bu bakımdan İslâm, 
Hıristiyanlıktaki ilk günah olayını, ya da günahın babadan oğula geçmesi 
inancını reddetmektedir. İslâm'a göre günah, şahsîdir; nesilden nesile 
günah miras kalmaz. Herkes kendi yaptıklarından sorumludur (6/En'âm, 164; İ7/İsrâ, 
15; 35/Fâtır, 18; 39/Zümer, 7; 53/Necm, 38). 
Fakat nasıl ki iyi bir çığır 
açmak, sevap işlemeye sebep olmak insana sevap kazandırırsa; günaha sebep olmak, 
günahın işlenmesine zemin hazırlamak, kötü (münker) bir gelenek başlatmak, 
kişiye günah kazandırdığı gibi, o günahı işleyenlerin günahlarında bir eksilme 
olmadan ona ilave bir ?vizr' kazandırır. Kötü bir çığır açmanın ?vizr'ini 
yüklenmek kötü olduğu gibi, birtakım insanları câhillikleri sebebiyle doğru 
yoldan saptırıp inkâra ya da günaha sürüklemek de büyük bir vebâldir, ağır bir 
vizrdir/yüktür: 
?Kıyâmet gününde kendi 
günahlarını (vizrlerini) tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta 
oldukları kimselerin günahlarından (vizrlerinden) da bir kısmını yüklenmeleri 
için (öyle derler). Bak ki, yüklenecekleri şey ne kötü bir şey!? (16/Nahl, 
25). 
Hadis-i şeriflerde bu konu daha 
belirgin şekilde izah edilir: 
?Her kim İslâm'da güzel bir 
sünnet/çığır açarsa, o çığırın ecri ile, kendisinden sonra o çığırla amel 
edenlerin ecirlerinden hiçbir şey noksan edilmemek şartıyla sevapları kendine 
aittir. Ve her kim İslâm'da kötü bir sünnet/çığır açarsa, o çığırın vebali ile 
kendisinden sonra onunla amel edenlerin vebâli, hiç noksanları olmamak üzere ona 
aittir.? (Müslim, İlim 15, Zekât 69; Nesâî, Zekât 64) 
?Bir kimse dalâlete çağırır 
da ona uyulursa, bu kimseye ?günahlarından hiçbir şey eksiltilmeksizin- 
kendisini izleyenlerin günahı kadar günah yüklenir...? (Müslim, İlim 16; 
Buhârî, İ'tisâm 15; Tirmizî, İlim 15; İbn Mâce, Mukaddime 14) 
?Haksız yere bir cana 
kıyıldığında, onun kanından bir pay da, Âdem (a.s.)'in ilk oğluna (Kabil'e) 
ayrılır. Zira, cana kıymayı ilk defa îcat eden odur.? (Buhârî, Cenâiz 33, 
Enbiyâ 1, Diyât 2, İ'tisâm 15; Müslim, Kasâme 27; Tirmizî, İlim 14; Nesâî, 
Tahrîm 1; İbn Mâce, Diyât 1) 
?Kim ondan (Allah'ın 
zikrinden, Kur'an'dan) yüz çevirirse, şüphesiz ki kıyâmet gününde o, ağır bir 
günah (vizr) yükünü yüklenecektir. Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) 
ebedî kalırlar. Onlar için, kıyâmet gününde bu, ne kötü bir yüktür! O günde sûra 
üflenir ve Biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde 
mahşerde toplarız.? (20/Tâhâ, 100-102) ?Hiçbir günahkâr başkasının 
günahını çekmez. Eğer yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için 
(başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabâsı da olsa, bir şey (alıp) taşınmaz. Sen 
ancak gayble/görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Kim 
(günahlardan) temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş 
Allah'adır.? (35/Fâtır, 18) 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.