Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kur'an'ın Özellikleri
Kur 
 
 
Kur'an'ın 
Özellikleri: 
 
Allah Tealâ Kur'an'ı Kerim'i önceki kitapların tümünden 
ayırdedici birtakım özelliklere sahip kılmıştır. Bunların en önemlileri 
şunlardır: 
1) Kur'an'ı Kerim; önceki semavi kitapların 
içerdiği ilahî öğretilerin tümünün özünü kapsar. Onlarda bulunan; Allah'ın 
tevhidi, O'na ibadet ve itaatın vacip oluşu, cezayı tasdik etmek, hakkı 
uygulamanın vacib olması ve güzel huylarla ahlaklanmak gibi, konuları 
destekleyici ve onaylayıcı olarak gelmiştir. O kitaplardaki, dağınık lan 
güzellik ve faziletleri bir araya getirmiştir. Ve yine onlardaki gerçekleri 
kabullenerek, yapılan tahrif ve tağyirleri de açıklamak suretiyle, öncekileri 
kontrol edici olarak nazil olmuştur. 
?Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak 
üzere Kitabı gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana 
gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma.? (Maide: 5/48) 
2) Kur'an-ı Kerim kolaydır ve anmak, ezberlemek, 
anlamak ve onun hükümleriyle amel etmek için de kolaylaştırılmıştır. Onda 
anlaşılması veya amel edilmesi güç hiçbir şey yoktur. 
?Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt almak için 
kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan yok mudur?? (Kamer: 54/17) 
3) Kur'an-ı Kerim Allah kelamıdır. Bu kainat ta 
O'nun yapısıdır. Öyleyse Allah Teala'nın kelamı ve yapısı birbirine aykırı 
düşmez, bilakis her biri diğerini doğrular. İşte bundan dolayı ilmi gerçekler 
 
 
 
Kur'an'ın insan gücü üstündeki bazı özellikleri 
şunlardır: 
 
1. Belâgat: 
Kur'an'ın üslûp ve ifade üstünlüğü eşsiz ve orijinaldir. Kur'an kelimelerinin 
üstün akıcılığının arap dilinde bir benzeri yoktur. Bazen bu edebî üslûp, 
insanın tüylerini ürpertecek güçtedir. Buna aşağıdaki âyetler örnek verilebilir: 
 
"Ey insanlar! Rabbinizden sakının. Doğrusu 
kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir. Kıyameti gören her emzikli kadın 
emzirdiği yavrusunu unutur, her hâmile kadın çocuğunu düşünür. İnsanları 
sarhoş gibi görürsün, halbuki onlar sarhoş değildirler; fakat Allah'ın azabı 
çok çetindir." (el-Hac: 22/ 1-2) 
 
2. Kur'an'ın geçmiş çağlara ait olayları haber 
verişi: Kur'an; Hz. Nuh, Lut, İbrahim 
peygamberlere, Ad ve Semûd kavimlerine ait haberleri anlatmaktadır. Yine Hz. 
Musa ve Fir'avn arasında geçen olayları, Hz. Meryem'i, Hz. İsa ve doğumu gibi 
haberleri gerçeğe uygun biçimde vermektedir. Bunlar, diğer semavi dinlerin 
kutsal kitaplarındaki bozulmamış olan bilgilere de uymaktadır. Bütün bunlar ümmi 
olan, okuma ve yazma bilmeyen bir peygamber olan Hz. Muhammed'in diliyle haber 
verilmektedir. Bu durum, bu bilgilerin ilahi vahiy ürünü olmasını gerektirir. 
Kur'ân-ı Kerîm'de bu konuda şöyle buyurulur: 
 
"Sen daha önce bir kitaptan okumuş ve onu sağ 
elinle de yazmış değildin. Öyle olsaydı, bâtıl söze uyanlar şüpheye düşerlerdi." 
(el-Ankebût: 29/48) 
 
3. Kur'ân'ın gelecek olayları haber verişi: 
Kur'an'da haber verilen, geleceğe ait bir takım olaylar zamanı gelince meydana 
gelmiştir. Şu olayları örnek verebiliriz: 
İslâm'ın ortaya çıkışı sırasında Doğu Roma İmparatorluğu 
(Bizans) ile İran dünyanın güçlü iki ülkesi idiler. Anadolu, Suriye, Filistin, 
Mısır ve Irak'ın bir bölümü Bizans'a bağlı idi. M.613 tarihlerinde bu iki komşu 
ülke, amansız bir savaşa girişti. İran galip gelerek Irak, Suriye, Filistin ve 
Mısır'ı ele geçirmiş, Anadolu'yu da istilâ ederek İstanbul Boğaziçi sahillerine 
kadar ilerlemişti. Bu haber Mekke'ye ulaşınca müşrikler sevinmiş, İranlıların 
Bizans'ı yenip perişan ettiği gibi, kendilerinin müslümanları yeneceklerini 
söylemişlerdi. Bizanslılar hristiyan ve ehl-i kitap, İranlılar ise putperest 
idiler. Bu yüzden Mekke müşrikleri İranlıları kendilerine yakın görüyor ve 
onların zafer kazanmasından dolayı seviniyorlardı. İşte bu arada Kur'an-ı 
kerim'in şu âyetleri indi: 
 
"Elif.Lâm.Mîm. Bizanslılar en yakın bir yerde 
yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden sonra yakın bir zamanda (üç ilâ dokuz yıl 
arasında) galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün 
mü'minler Allah'ın yardımı ile sevineceklerdir. Allah dilediğine yardım eder. O 
güçlüdür, esirgeyicidir." (er-Rum: 
30/1-5) 
 
Hz. Ebû Bekir, üç yıl süre belirleyip, 
Bizanslıların bu süre içinde çıkacak savaşta galip geleceklerini söyleyerek 
müşriklerden Ubey b. Halef'le bahse girdi. Bunu haber alan Rasûlüllah (s.a.s), 
âyetteki "bıd"' kelimesi üç ilâ dokuz arası sayıları ifade ettiği için süreyi 
dokuz yıla çıkarmasını bildirdi. Kaybedenin vereceği deve sayısı da yüz'e 
çıkarıldı. Gerçekten "Bedir" gününde, Bizanslılar İran'ı yendi ve Hz. Ebû Bekir 
Ubey'in varislerinden bu develeri alarak, Rasûlüllah'ın tavsiyesi üzerine 
yoksullara tasadduk etti.[1] 
 
Yine Kur'ân-ı Kerîm'de müslümanlara Mescid-i 
Haram'a girecekleri va'dedilmiş ve şöyle buyurulmuştu: 
 
"Şüphesiz, Allah, Peygamberinin rüyasının gerçek 
olduğunu tasdik etmiştir. Allah dilerse siz, güven içinde, başlarınızı tıraş 
etmiş veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a 
gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. Bundan başka size, yakın zamanda 
bir zafer verecektir." (el-Feth: 
48/27) 
 
Mekke fethi ve arkasından yapılan veda haccı ile 
bu müjde de çok geçmeden gerçekleşmiştir. Bunun gibi haber verildiği üzere çıkan 
pek çok olaylar vardır.[2] 
 
4. Kur'an bir çok bilimsel gerçekleri içine 
almıştır. Kur'an'ın açıkladığı öyle 
bilimsel gerçekler vardır ki, okuma-yazma bilmeyen ümmî bir kimsenin bunları 
kendiliğinden söylemesi mümkün değildir. Meselâ; insanın yaratılışı Kur'an'da 
şöyle anlatılır: 
 
"Yemin olsun ki, Biz insanı özlü balçıktan 
yarattık. Sonra onu bir nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Sonra o 
nutfeyi donmuş bir kana çevirdik. Sonra o kanı bir parça et yaptık ve bu etten 
kemikler yarattık, bu kemikleri de etle örttük. Daha sonra onu, bambaşka bir 
yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir. Bütün bunlardan 
sonra siz öleceksiniz. Sonra da kıyamet günü yeniden diriltileceksiniz." 
(el-Mü'minûn: 23/12-16) 
Yer, gök ve canlıların yaratılışı hakkında da şöyle 
buyurulur: 
"İnkâr edenler, gökler ve yer birbirine bitişik iken 
onları ayırdığımızı ve bütün canlıları sudan yarattığımızı bilmezler mı? Hâlâ 
inanmıyorlar mı?" (el-Enbiyâ: 21/30) 
 
Kur'an'da bunlara benzer yaratılış ve evrenle 
ilgili pek çok âyetler vardır. Bunları, kitap okumasını bilmeyen ve yanında 
hiçbir ilmî eser bulunmayan Hz. Muhammed'in başkalarından öğrenip söylemesi 
mümkün değildir. Diğer yandan Hz. Muhammed gençliğinde ticaret amacıyla, biri on 
iki, diğeri yirmi beş yaşlarında olmak üzere sadece iki defa kısa süreli Mekke 
dışına çıkmış ve Suriye'ye kadar gidip gelmiştir. Kur'an'da haber verilen bu 
gerçekleri bugün pozitif bilimler de aynen doğrulamaktadır. Astronomi, fizik, 
kimya ve biyoloji gibi bilimler bunlar arasında sayılabilir. Allah'ın yarattığı 
maddeyi ve tabiat olaylarını açıklamaya çalışan bu bilimlerle vahiy ve sünnet 
ürünü olan ilahiyat bilimlerinin çatışması düşünülemez. Çünkü yüce yaratıcı bu 
gibi çelişkilere düşmekten uzaktır. 
 
Çelişki gibi algılanan noktalar varsa, ya 
delîlin kendisi tartışmalıdır, ya da anlaşılmasında kapalılık veya yanılgı söz 
konusudur. Nitekim, önceki asırlarda ne kastettiği tam anlaşılamayan bazı âyet 
ve hadislerin bilim ve tekniğin, astronomi ve tıp ilimlerinin ilerlemesi 
sonucunda daha güzel anlaşılıp tefsir edilebildiği bilinmektedir. Güneşin kendi 
ekseni etrafında dönmesi ve sistemiyle birlikte evrendeki hareketini sürdürmesi[3], 
gök cisimleri arasındaki çekme ve itme gücü[4], 
rüzgârın bitkileri aşılayıcı fonksiyonu[5] 
bunlar arasında sayılabilir. 
 
Kur'an'da yer alan amelî hükümlerin ana 
noktaları açıklanmış, uygulama ve ayrıntı sünnete bırakılmıştır. Çünkü Allah'ın 
ve elçisinin koyduğu hükümler birbirinin tamamlayıcısıdır. Yüce Allah; 
"Peygamber'e itaat eden Allah'a itaat etmiş olur." (en-Nisâ: 4/80) buyurur. 
 
[6] 
 
Kur'an-ı Kerim, Peygamberimizin en büyük 
mucizesidir. Kur'an-ı Kerim Allah'ın koruması altındadır. O'nun bir kelimesi 
bile değiştirilmemiştir ve değiştirilemeyecektir. Dünyanın bir ucundaki Kur'an 
(Mushaf) ile diğer ucundaki Kur'an aynıdır. Allah, Kur'an' da şöyle buyuruyor: 
 
?O'nu biz indirdik, O'nun koruyucusu elbette 
biziz.? (Hicr: 15/9) 
 
Kur'an-ı Kerim'in Peygamberimize gönderilmesi 23 
senede tamamlanmıştır. Kur'an-ı Kerim, Hz. Ebu Bekir zamanında yazılı sayfalar 
birleştirilerek muhsaf haline getirilmiş, Hz. Osman zamanında çoğaltılmıştır. 
Kur'an-ı Kerim'de 114 sure vardır. Kur'an-ı Kerim, yeryüzünde en çok 
okunan, ezberlenen ve yazılıp basılan kitaptır. 
 
Kur'an'ın ayetleri ruhları çoşturur, kalplere 
huzur verir. Kur'an, insanları dalaletten hidayete, karanlıklardan nura, 
batıldan hakka kavuşturur. Kur'an-ı Kerim baştan sona hikmet 
hazinesidir. O'nun delilleri açık ve ikna edicidir. Haberleri doğru, 
hükümleri sağlamdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim Allah kelamıdır. Bu yüzden Kur'an-ı 
Kerim'de çelişki veya hatalar bulunmaz. Kur'an-ı Kerim insanlar için bir 
rehber, bir yol göstericidir. Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: 
 
?Bu kitapta asla şüphe yoktur. O müttakiler 
(Allah'tan korkanlar) için yol göstericidir.? (Bakara: 2/2) 
 
?Sana indirdiğimiz bu kitap mübarektir; 
ayetlerini düşünsünler, aklı olanlar da öğüt alsınlar.? (Sa'd: 38/29) 
 
Kur'an-ı Kerim'deki sureler Mekki ve Medeni 
olmak üzere ikiye ayrılır. Mekki sureler; Peygamberimiz Medine'ye hicret edene 
kadar nazil olan surelerdir. Medeni sureler; hicretten başlayarak 
Peygamberimizin vefatına kadar nazil olan surelerdir. 
 
Mekki surelerde daha çok inancı kuvvetlendirici 
ayetler nazil olmuştur. Medeni surelerde ise, daha çok ahkam ayetleri, yani 
dinin dünyada nasıl yaşanacağını gösteren ayetler nazil olmuştur. 
 
İlk inen ayetler Alak suresinin ilk 5 
ayetidir. Son inen ayet ise Maide suresinin 3. ayetidir. Kur'an-ı Kerim 
Fatiha suresi ile başlar, Nas suresi ile sona erer. 
 
Kur'an-ı Kerim'in bir çok ismi daha 
vardır.Bu isimlerden bazıları şunlardır: Furkan (hak ile batılı ayıran), Hüda (hidayet 
veren), Hakim (hüküm koyan), Nur, Şifa, Rahmet, Zikir... 
 
Kur'an-ı Kerim Allah kelamıdır. Hiç 
kimse Kur'an-ı Kerim'in dengi bir kitap meydana getirememiştir ve 
getiremeyecektir. Kur'an-ı Kerim bu konuda birçok ayette insanlara ve cinlere 
meydan okumaktadır: 
 
?Bu Kur'an gibi bir kitap meydana 
getirmek için bütün insanlar ve cinler bir araya gelseler ve birbirlerine yardım 
etseler, yine O'nun bir eşini meydana getiremezler.? (İsra: 17/66)[7] 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/276, 304; Buhârî, Tefsiru Sûreti'd-Duhân: 6/164; 
 Tefsîru't-Taberî, 21/12-15; İbn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, İstanbul 
 1985, 6/304-310; Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 
 1936, 5/3794-3802. 
 
 
 
 
 
 [2] 
 el-Enfâl : 8/7; en-Nûr : 24/55. 
 
 
 
 
 
 [3] 
 Yâsin: 36/38. 
 
 
 
 
 
 [4] 
 er-Ra'd: 13/2; Lokmân: 31/10. 
 
 
 
 
 
 [5] 
 el-Hicr: 15/22. 
 
 
 
 
 
 [6] 
 Hamdi Döndüren, Naci Yengin, Şamil İslam Ansiklopedisi: 3/408-409. 
 
 
 
 
 
 [7] 
 Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 128-129.




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.