Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kudsî Hadis.
Kudsî Hadis 
 
 
Kudsî 
Hadis 
 
 
 
Allah'ın, manaları Hz. Peygamber'e (s.a.s) 
ilham ettiği fakat lafızlarını Peygamber (s.a.s)'in ifade ettiği, Kur'ân'dan 
sayılmayan, okunmakla ibadet olunmayan (Kur'ân gibi namazda okunmaz), ahad yolla 
(tevatürle değil) Rasûlüllah (s.a.s)' tan nakledilmiş ve onun tarafından da 
Allah'a nisbetle ifade edilmiş sözlerdir. Kudsî hadis hakkında iki görüş vardır: 
 
1- 
Kudsî hadislerin hem sözleri hem de manası Allah'tandır, fakat Kur'ân'dan bir 
âyet değillerdir. 
 
2- 
Kudsî hadislerin manası, diğer hadisler gibi Allah'tan, sözleri ise 
Rasûlüllah'tandır. Bu tür hadislere aynı zamanda "rabbanî ve ilahî hadisler" de 
denir. Kudsî hadislerde: "Rabb'ından rivayet ettiği hadiste Rasûlüllah şöyle 
buyurdu", "Kendisinden Rasûlüllah'ın rivayet ettiği hadiste Allah Teâlâ şöyle 
buyurdu" gibi ifadeler kullanılmıştır. 
 
Ebu'l-Bekâ, hadîsi şöyle tarif eder: 
Hadîs, tahdis mastarından bir isimdir, haber vermek manasınadır. Sonraları 
Rasûlüllah (s.a.s)'e nisbet edilen bir söze veya fiile yahut bir takrire hadis 
denmiştir. Sünnet ise lügatte, kişinin takib ettiği yol, pratik hayatta hal ve 
tavır, âdet, gidiş, sîret gibi manalara gelir. Hadîs alimlerince hadîs ile 
sünnet aynı manada kullanılmıştır. Sünnet kelimesi genelde Allah'a ve Rasûlüllah 
(s.a.s)'e nisbet edilir. Allah'a nisbet edildiği zaman âdetullah, kanun 
manasında kullanılmıştır: 
 
"Daha evvel geçenler hakkında da Allah 
bu âdeti koymuştur" (el-Ahzab : 
33/62); 
 
"Biz bunu senden evvel gönderdiğimiz 
peygamberler için de sünnet (kanun, kaide) yapmışızdır. Habibim sen bizim 
sünnetimizde hiç bir değişiklik bulamazsın" 
(el-İsra, 17/77; Fatır, 35/43). 
 
Sünnet kelimesi Hz. Peygamber'e nisbet 
edildiği zaman da onun sözleri, yani hadis-i şerifleri, fiilleri ve takriri 
anlaşılır. Sünnet, dolayısıyla hadis-i şerifler "vahy-i gayrı metlüv" dür ve 
özellikleri şunlardır: 
 
1) 
Yalnız manası Allah tarafından vahyedilmiştir, sözleri Rasûlüllah (s.a.s)'e 
aittir. 
 
2) 
Bu sebeple manayı iyi anlayanların, onu yalnız manasıyla nakletmeleri caiz 
görülmüştür. 
 
3) 
Lâfzı mu'ciz değildir. 
 
4) 
Okunarak ibadet edilmez (namazda okunsa namaz bozulur). 
 
5) 
Uykuda ve uyanıkken, meleksiz ve melekle türlü vahiy şekilleriyle gelmiştir. 
 
6) 
Kur'an için yukarıda sayılan diğer özellikler burada aranmaz. 
 
[1] 
 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Cengiz Yağcı, Şamil İslam 
 Ansiklopedisi: 290.




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.