Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Meleklerin Mahiyeti, Hususiyeti, Yaratılışı ve Özellikleri

Meleklerin Mahiyeti



Meleklerin
Mahiyeti, Hususiyeti, Yaratılışı ve Özellikleri:



Melek; erkeklik ve dişilik özelliği
olmayan, yemeyen, içmeyen, evlenmeyen, doğmayan, doğurmayan, normal gözle
görülmeyen, Allah'ın emirlerine itaat eden yaratıklardır.

Meleklerin hakikatı, cinsleri, sıfat
ve özellikleri hakkında bazı farklı görüşler varsa da; Ehl-i Sünnet âlimlerinin
Kitap ve Sünnete dayanan ortak görüşleri icmalî olarak şöyledir: Melekler; Allah
Teâlâ'ya ibadet ve taatle meşgul olan ruhanî, nuranî, lâtif varlıklardır.
Allah'ın kendilerine verdiği her emri derhal ve aynen yerine getirirler ve asla
itaatsizlik etmezler.[1]
Melekler, "emanet" sıfatıyla muttasıfdırlar. Kur'ân-ı Kerim'in birçok
ayetlerinde meleklerin, kâinattaki bütün varlıklar gibi bağımsız olarak
yaratılan, fakat insanlara ve diğer canlı ve maddî yaratıklara mahsus olan yeme,
içme, uyuma ve evlenme gibi sıfatlardan; erkeklik ve dişilik gibi cinsiyetten ve
her çeşit günah işlemekten uzak, daima Allah'ı tenzih ve tesbih eden nuranî
lâtif varlıklar olduğu bildirilmiştir.[2]
Bu özellikleri sebebiyle, Cenab-ı Hak tarafından kendilerine verilen her türlü
işleri yapmaya, en kısa zamanda en uzak yerlere süratle gitmeye, diledikleri
şekil ve surette görülmeye muktedir olan, Hak Teâla'nın mükerrem kulları,
şerefli ve kutsal yaratıklarıdır.
Melekler duyu organlarıyla anlaşılmayan latif bir gayb
alemidirler. Onlar insanlar gibi değildirler.
Allah Teala melekleri Adem'den (a.s.) önce yaratmıştır.
?Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir melek
yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip
dururken, yeryüzünde fesad çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın?
dediler. Allah onlara: Sizin bilmeyeceğinizi ben bilirim, dedi." (Bakara:
2/30)

Bir çok ayetlerden ve onları açıklayıp manaca
destekleyen pek çok sahih hadislerden, her müslümanın melekler hakkında, aşağıda
sıralanan özelliklerine inanması gerekmektedir:

1)
Melekler, Allahu Teâlâ'nın yarattığı kullarıdır. Öyle ise onlar, Hak Teâlâ'nın
haşa kızları, çocukları olmadıkları gibi, asla düşmanları da değildir (Putperest
Arap müşriklerin ve eski din mensuplarının melekler hakkındaki sapık inançları
hayalî olup batıldır).

"Belki onlar, Allah'ın şerefli kullarıdır. Onlar
Allah'ın sözünden önce söz söylemezler ve O'nun emrettiklerini (hemen)
yaparlar."
(el-Enbiya: 21/26-27)

Onlar için erkeklik ya da dişilik gibi
bir özellik söz konusu değil­dir. Buna rağmen cahiliyet döneminde meleklerin
dişi olduğu ileri sü­rülü­yor, hatta onlara (haşa!) "Allah'ın kızları"
deniliyordu. Allah (cc) bu yakı­şıksız is­nadları şu âyet-i kerimelerle
reddetmiştir:

"Onlar Rahman'ın kulları olan
melekleri dişi sayıyorlar. Yoksa na­sıl ya­ratıldıklarını mı gördüler (!) Bu (yalan)
şahitlikleri yazılacak ve sorgu­lana­caklardır."
(Zuhruf: 43/19)

"Şimdi de sor onlara: Rabbine kızlar
da onlara oğlanlar mı (?!)"
(Saffat: 37/149)

2)
Allah Teâlâ'nın, devamlı alarm
durumunda bulunan askerleri­dir­ler.
Melekler, Allah'ın emirlerine harfiyen bağlıdırlar. O'na asla karşı gelmez ve
isyan etmezler, herhangi bir yasağını çiğnemezler, günah işlemezler. Çünkü
"İsmet" ve "Emanet" sıfatlarıyla muttasıfdırlar. Bütün meleklerin ortak
özelliği; daima Allah'a hamd ve senada bulunmak, O'nu itaat ve ibadetle, tesbih
etmektir.

Meleklerin yaratılışında, insan gibi her iki
cihete gidecek bir kabiliyyet olmadığı için daima hayır üzeredirler. Hayvani
arzulardan uzak; günah ve hatalardan beridirler. Allah'ın kendilerine verdiği
görevleri yaparlar, O'nun emrinin dışına çıkmazlar. Onların bu itaatları
nuraniyyetinin ve safiyetin icabıdır. Şerre kabiliyetleri yoktur.
"Onlar, Allah'ın emirlerine (isyan edip) karşı
gelmezler ve emrolundukları şeyleri (aynen) yaparlar." (et-Tahrim: 66/6)

"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur.
O'nun katındakiler O'na ibadet etmekte (asla) kibir göstermezler ve (asla)
yorulmazlar. Gece ve gündüz durmadan (yorulmadan) O'nu tesbih (ve takdis)
ederler." (el-Enbiyâ: 21/19-20)

"Belki onlar, Allah'ın şerefli kullarıdır. Onlar
Allah'ın sözünden önce söz söylemezler ve O'nun emrettiklerini (hemen)
yaparlar." (el-Enbiya: 21/26-27)

"Onlar,
üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar."
(Nahl: 16/50)


?Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd
ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey
Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve
senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru!

(derler).?
(Mü'min: 40/7)
Buhari ve İmam Ahmed'in rivayetine göre Rasulullah
(s.a.v.) Cibril'e:
?Seni, bizi daha fazla ziyaretten alıkoyan nedir??
diye sordular, dedi ki: Hemen şu ayet nazil oldu:
?Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önünüzde, arkanızda
ve bunlar arasında onlan her şey ona aittir. Senin Rabbin unutkan değildir."
(Meryem: 19/64)[3]

3) Melekler son derece güçlü, kuvvetli ve süratle
hareket edebilen varlıklardır.[4]
Meleklerin, nuranî mahiyetlerine uygun (yaptıkları iş ve vazifelerine göre)
ikişer, üçer, dörder kanatları vardır. Bu husus, Allah kelâmı Kur'an ayetleriyle
sabittir. Ancak; gâib (görülmeyen) âlemden olan, maddî kesafetten soyutlanmış,
mahiyeti bilinmeyen melekleri kuşlar gibi kanatlı, maddî varlılar olarak
tasavvur etmek, yanlış bir anlayıştır. Çünkü onlar Allahu Teâlâ'nın irade ve
takdiri ile bizim gözlerimizle görülecek şekilde yaratılmamış, Kur'an-ı Kerim'de
bu konuda açık bilgi verilmemiştir. Sözü edilen kanat, meleğin yaratılış gayesi
ve nuranî mahiyeti ile bağdaşan, vazifelerini en süratli bir şekilde yerine
getirmelerine delâlet eden manevî bir kanat, bir kuvvet ve iktidar sembolüdür.
Bu söz, temsilî ve mecazî bir ifade tarzıdır. Nitekim, din ve dünya ilimlerine
sahip olan bir kimseye, mecazen "zül-cenaheyn" iki kanat sahibi dendiği gibi;
anaların çocukları için "şefkat ve merhamet kanatları"ndan bahsedilir.
Hristiyanlar ise melekleri, bir kuş gibi kanatlı olarak düşünür ve tasvir
ederler. Onların İslâm itikadından ayrıldıkları bir husus da budur.
Çeşitli şekil ve biçimlere girmeye, çeşitli görünümler
kazanmaya yapı­ları uygundur. Tahmin ve takdir edilemeyecek kadar güçlüdürler.
Bu ba­kımdan insanın, sayı ve ölçü ile ifade edemeyeceği olağanüstü iş­leri
yapmak üzere Allah tarafından görevlendirilir ve bu görevleri yine Allah'ın
izniyle yaparlar. Onların biçimleri hakkında bir fikir vermesi bakımından
(35'inci) Fatır Sûresi'nin birinci Ayet-i Kerime'si dikkat çeki­cidir. Bu sûreye
ayrıca ?Melâike Sûresi? de denir.
"Gökleri ve yeri yoktan var eden, melekleri ikişer,
üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada dilediğine
(dilediğini) artırır. Muhakkak ki Allah her şeye kadirdir." (el-Fâtır: 35/1)
4) Kur'ân'a ve Sünnete göre melekler, gözle
görülmeyen, nurdan (ışıktan) yaratılmış olmalarına rağmen, Cenab-ı Hak onlara,
gerektiğinde diledikleri kesif cisimler ve insan şekline girerek görünme gücünü
bağışlamıştır.[5]
Ademoğlunun nitelendirildiği hiçbir vasıfla
vasıflanamazlar. İnsan suretine ve diğer hissi suretlere bürünebilirler. Bu
suretleri onlara asıl özelliklerini kaybettirmez. Harikulade güce sahiptirler.

Melekler normal şartlarda gözle
görülmezler. Peygamberler onları aslî suretleri ve büründükleri biçimleri ile
görebilirler.[6]

?Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak
doğu tarafında bir yere çekilmişti. Meryem onlara karşı bir perde çekmişti.
Derken biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde
göründü." (Meryem : 19/16-17)
?Andolsun ki elçilerimiz İbrahim'e müjde getirdiler de
selam (sana) dediler. O da (size de) selam, dedi ve beklemeden kızartılmış bir
buzağı getirdi. Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve
onlardan kalbine bir korku girdi. Dediler ki: Korkma. Çünkü biz melekiz. Lut
kavmine gönderildik. O esnada hanımı ayakta idi (ve bu sözleri duyunca) güldü.
Ona da İshak'ı, İshak'ın ardından da Yakub'u müjdeledik. (İbrahim'in karısı) vah
halime! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu
gerçekten şaşılacak bir şey, dedi. (Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine
şaşıyor musun? Ey ev halkı Allah'ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizedir.
Şüphesiz ki O övülmeye layıktır, iyiliği boldur." (Hud: 11/69-73)
Ve sonraki ayetlerde Lut'un (a.s.) başına gelen
hadiseler.

Ayrıca Peygamber (s.a.s), Cibril (a.s)'i
insanlardan biri (Ashab'dan Dihyetü'l-Kelbî) suretinde gördüğünü meşhur Cibril
hadisinde beyan etmiştir.[7]

5) Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır.
Erkeklik-dişilik, yemek-içmek, evlenmek, uyumak, yorulmak, usanmak, gençlik,
kocalık? gibi beşeri hallerden uzaktırlar.

[8]
Melekler doğmazlar, doğurmazlar. Nasıl yaratıldıklarını,
nasıl çoğal­dıkla­rını ve sayılarının ne kadar olduğunu ancak Allah Teâlâ bilir.
Müslim'de Aişe'den rivayet edildiğine göre Rasulullah
(s.a.v.) şöyle buyuruyor:
?Melekler nurdan yaratıldı. Cinler de halis ateşten
yaratıldı. Adem de size vasfedilenden yaratıldı."
6) Melekler güzel kokulardan, güzel söz ve
hareketlerden, Kur'an dinlemekten, ilim meclislerinde Allah'ın zikredildiği
yerlerde bulunmaktan? hoşlanırlar. Soğan, sarımsak? ve benzeri kokulardan
hoşlanmadıkları, yapılan fena bir hareketin, söylenen kötü bir sözün, dinin
örtülmesini emrettiği bir tarafın açılmasının onlara eziyet verdiği hadis-i
şeriflerde bildirilmiştir.
7) Gaybı, bilgisi sadece Allah'a ait bulunan
konuları bilemezler. Onlar, Allah'ın tâlim ettiği hususları, öğrettiği kadarıyla
bilebilirler. Kur'an-ı Kerim mutlak gayb bilgisinin Allah'a has olduğunu beyan
etmekte ve O, bu bilgileri meleklerle bile paylaşmamaktadır. Nitekim Hz. Adem'in
yaratılışını dile getiren ayetlerde melekler bunu itiraf etmişlerdir.[9]









[1]
Nahl: 16/50; Enbiyâ: 21/27; Tahrim: 66/6.





[2]
Hûd: 11/70; Enbiyâ: 21/19-20; Saffat: 37/149-153; Zuhruf: 43/19; Müslim,
Zühd: 10; Ahmed bin Hanbel, Müsned: IV/168.





[3]
Suyuti, Lübabü'n-Nükul fi Ashabi'n-Nükul: 408.





[4]
Bkz. Fâtır: 35/1; Hâkka: 69/17; Meâric: 70/4.





[5]
Hûd: 11/69-70; Meryem: 19/16-17; Hicr: 15/51-52; Zâriyât: 51/24-28; Buhâri,
İman: 37; Müslim, İman: 1.





[6]
Bkz. A'raf: 7/27; İsrâ: 17/92-95; Tevbe: 9/26; Ahzâb: 33/9; Buhâri, İman:
37; Müslim, İman: 1; Ebû Dâvud, Sünnet: 15.





[7]
Buhârî, İman: 1; Müslim, İman: 1.





[8]
Bkz. Hûd: 11/70; Enbiyâ: 21/19-20; Saffat: 37/149-153; Zuhruf: 43/19;
Müslim, Zühd: 10; Ahmed bin Hanbel, Müsned: IV/168.





[9] M.
Said Ramazan el-Butî, Kübrâ'l-Yakîniyyât el-Kevniyye, s. 271-278; Ali Arslan
Aydın İslâm İnançları: 1/402-403; Ali Arslan Aydın, Şamil İslam
Ansiklopedisi: 4/127; Ahmed Muhammed Davud, Akidetu't-Tevhid, Ravza
Yayınları: 53-54; A. Lütfi Kazancı, İslam Akaidi, Marifet Yayınları: 92-93;
Ahmed Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.

MELEKLERE İMAN.. Melek İsmi Hakkında Bilgi
Melek; Tanımı ve Mâhiyeti
Gayba ve Meleklere İman.
Meleklerin Görülüp Görülmemesi
Kur'ân-ı Kerim Melekleri Nasıl Anlatıyor
Meleklere İman, Her Müslümana Farzdır
Meleklerin Mahiyeti, Hususiyeti, Yaratılışı ve Özellikleri
Meleklerin Mahiyetleriyle İlgili Kur'an'daki Tasvirler
Melek İnancının Etkileri
Melekler Hakkında Tashih Edilmesi Gereken Bazı Yaklaşım ve Bâtıl İnançlar
Melekler Neden Görünmezler?.
Meleklerin Kuvvet ve Süratleri
Meleklerin Kanatları
Melekler Hakkındaki Modern Görüşlerin Tenkidi
Melekler Gaybı Bilmezler
Meleklerin Sayısı ve Çeşitleri
Meleklerin Reisleri
Meleklerin Bulundukları Yerler
Meleklerin Görevleri
1) Vahyi İnzal Etmek
2) Peygamberleri Desteklemek
3) Mü'minleri Desteklemek
4) Hakkı Ve Hayrı İlham Etmek Suretiyle İnsanlarda Bulunan Ruhi Güçleri Gayrete Getirmek (Uyandırmak)
5) Mü'minlere Dua ve İstiğfarda Bulunmak, Onlara Şefaat Etmek
6) İlahi Cezaları İnfaz Etmek
7) Cehennem İşleri ve Ehliyle İlgilenmek
8) Cennet İşleri ve Ehliyle İlgilenmek
9) Arşı Taşımak
10) Mükelleflerin Söz ve Amellerini Gözetmek, Onları Saymak, Yazmak ve İnsanı Hayat Merhalelerinde Çeşitli İşlerinde Korumak
11) Kabirde Sorguya Çekmek
12) Eceli Gelenlerin Ruhlarını Kabzetmek
13) Tabiat Olaylarını Allah'ın İradesine Uygun Olarak İdare Etmek
14) Sur'a Üfürümek
15) İbadet ve Tesbih Etmek
16) Sabah ve İkindi Namazlarında Bulunmak
17) Zikir Meclislerinde Bulunmak
18) İlim Ehlini Tebrik Edip Onlara Karşı Tevazu Göstermek
19) Kur'an Okunurken İnerek Dinlemek
20) Namaz Kılanlarla Beraber Amin Demek
21) Allah'ın Sevdiğini ve Sevmediğini İlan Etmek
22) Temiz Kimseler Ölürken Onları Selamlamak ve Müjdelemek, Kâfir ve Fasıkların İse Yüzlerine ve Arkalarına Vurmak
Meleklerin Görevlendirilmesinin Hikmeti
Meleklerle İnsanlar Arasındaki Efdaliyet
MUKARRABÛN MELEKLERİ
BÜYÜK MELEKLER..
1) Cebrâil
2) Azrâil
3) İsrafil
4) Mikâil
CEBRÂİL (a.s.)
RUHU'L-KUDÜS.
ÖLÜM MELEĞİ (AZRÂİL)
İSRÂFİL (a.s)
MİKÂİL.
ZEBÂNÎ
HAMELE-İ ARŞ.
KİRÂMEN KÂTİBİN..
HAFAZA MELEKLERİ
MÜNKER-NEKİR..
HAZENE-İ CEHENNEM...
HAZENE-İ CENNET..
HÂRÛT-MÂRÛT