Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Meleklerle İnsanlar Arasındaki Efdaliyet
Meleklerle İnsanlar Arasındaki Efdaliyet 
 
Meleklerle İnsanlar Arasındaki Efdaliyet: 
 
 
 
Ehl-i sünnet alimlerine göre, bütün 
peygamberler, meleklerin rasulleri sayılan dört büyük melekten efdal, yani Allah 
katındaki dereceleri daha yüksek ve faziletlidir. Meleklerin rasulleri ise, 
bütün insanlardan daha faziletlidir. Bu hususta icma vardır. İnsanlardan takva 
ve salah sahibi olan mü'minler de, meleklerin (rasulleri hariç) tamamından daha 
faziletli, dereceleri daha yüksek sayılmıştır. Çünkü melekler yaradılış 
bakımından günah işleyemezler. Allah'a itaat ve ibadet onlar için fıtri ve 
zorunludur. Onları böyle olmaktan alıkoyacak hiç bir iç ve dış tesir yoktur. 
Halbuki insan, akıl ve nefis sahibi olup, her türlü iç ve dış etkiler altındadır. 
Buna rağmen insan, bütün menfi egelleri aşar, Allah7a itaatlı, takva sahibi bir 
kul olursa, elbette meleklerden daha faziletli olur.[1] 
 
1) 
İnsanların peygamberleri, meleklerin peygamberlerinden üstündür. Allah Teala 
insanlar arasından peygamber seçtiği gibi meleklerden de seçmiş, onları diğer 
meleklerden üstün kılmıştır. Bir ayet-i kerimede bu durum açıkça ifade 
edilmiştir: 
 
"Allah hem meleklerden, hem insanlardan 
peygamberler seçer. Allah her şeyi hakkıyla işiten, kemaliyle görendir." 
(Hacc: 22/75) 
 
Ehl-i sünnet alimlerinin çoğunluğu (cumhur-u 
ulema) insanların peygamberlerini, meleklerin peygamberlerinden üstün görür. 
Peygamber Efendimizin ise yaratılmışların tamamının en faziletlisi olduğu 
hususunda kat'i icma vardır. En küçük ihtilaf yoktur. Ehli sünnet alimlerine 
göre: 
 
a) 
Allah Teala insan için Kitab-ı Keriminde ?Halife? tabirini kullanır. Halbuki 
melekler hakkında böyle tekrim vaki olmamıştır. 
 
b) 
Adem aleyhisselam, bütün meleklerden daha bilgili idi. Alim olanın alim olmayana 
üstün oluşu hakkında ihtilaf yoktur. Kur'an-ı Kerim'de de: ?De ki bilenlerle 
bilmeyenler bir olur mu?? (Zümer: 39/9) buyurulmuştur. 
 
c) 
Bütün meleklere Hazret-i Adem'e secde etmeleri Allah Teala tarafından emredilmiş 
ve bütün melekler bu emre uyarak, Adem'i kıble edinerek secde etmişlerdir. Eğer 
melekler daha üstün olsalardı, kendilerinden daha aşağıda olana tazim ve 
hürmetle emredilmiş olurdu. 
 
d) 
Meleklerin en faziletlisi olan Cebrail aleyhiselam, Allah Teala ile insan 
peygamberleri arasında elçilik vazifesi görmüştür. Elçi olanın ise, elçi olarak 
gönderilenden üstün olması düşünülemez. 
 
Peygamberlerden birinin meleklerden üstün olduğu 
tesbit edildikten sonra diğerlerinin de üstün olduğu kendiliğinden meydana 
çıkar. Kur'an-ı Kerim'deki ?Peygamberlerden hiçbirini, diğerlerinin arasından 
ayırmayız...? (Bakara: 2/285) ayeti, herbirinin peygamberlik rütbesinde bir 
olduğunu gösterir. ?Herbirine alemlerin üstünde meziyyetler verdik.? (En'am: 
6/86) ayeti ise, yaratılmışların en faziletlisinin peygamberler olduğu hususunda 
delildir. 
 
2) 
Meleklerin peygamberleri, insanların peygamber olmayanlarından üstündür. Çünkü 
onlar da peygamberdir, peygamber olanla olmayan arasında, mutlaka bir derece 
farkı vardır. 
 
3) 
İnsanların, salih mü'minleri, muttakiler, sıddıklar, şehidler, ilmiyle amil olan 
alimler... meleklerin peygamber olmayanlarından üstün ve efdaldir. 
 
Salih mü'min, günah işlemeyen insan demek 
değildir. Hayatı boyunca onlar da bilmeyerek bir çok günah işleyebilir. Hatta 
bilerek günah işlemeleri de mümkündür. Onların esas vasıfları, günahta ısrar 
etmemek, işledikleri günahtan tevbe etmek veya günahı bir sevapla gidermeğe 
çalışmaktır.[2] 
Halbuki melekler aslında günah işlemez, ne emredilirse onu yaparlar. Hal böyle 
iken günah işleyebilen ve işleyen salih mü'minlerin onlardan üstün olmasının 
sebebi, insanın şeytan, nefis, dünya sevgisi, şehvet hırsı... gibi çeşitli 
engellerle etrafının çevrilmiş olması, fakat meleklerin böyle olmamalarıdır. 
Melekleri ne Allah yolundan çevirecek şeytanları, ne her arzu ettiğini yapmağa 
teşvik edecek nefisleri vardır. Ne de birbirlerini hak yolunda çevirmek için en 
küçük faaliyetleri yoktur. 
 
İnsan bir hayır yapmak için türlü engel aşmak 
mecburiyetindedir, melek hayır yapmaktan başka bir şeye güç yetiremez 
durumdadır. Etrafı düşman askerleriyle sarılı bulunan ve daima gelen hücumu 
karşılama mecburiyetinde olan bir asker, şayet bu vazifesini yerine getirirken 
ufak tefek kusurlar yaptıysa, vazifesini unutmadıysa tebriğe layıktır. Bununla, 
her türlü emniyet tedbirlerinin alındığı, hiçbir tehlikenin gelemeyeceği bir 
yerde nöbet tutan asker arasında elbette bir fark bulunmalıdır. Birinci asker 
insanın, ikincisi ise meleğin misali olabilir. Düz bir cadde üzerinde yürüyeni 
alkışlamak kimsenin aklından geçmemiştir. Fakat yerden on metre yükseklikte 
kurulu bir ip üzerinde yürümek bir maharettir. 
 
4) 
Meleklerin peygamber olmayanları, insanların kâfir, münafık, itikad yönüyle 
fasık, büyük günahlarda ısrar eden amelsiz ve ahlaksız olanlarından efdaldir. 
Meleklerin 
nefisleri olmaması demek, tamamen faziletsizdirler demek değildir. Kâfirler 
hakkında: ?Onların kalpleri var, bunlarla idrak etmezler; Gözleri vardır, 
bunlarla görmezler; Kulakları vardır, bunlarla işitmezler. Onlar dört ayaklı 
hayvanlar gibidir, hatta daha sapıktırlar. Onlar gaflete düşenlerin ta 
kendileridir.? (A'raf: 7/179) buyurulur. Peygamberimiz de kâfirin 
değersizliği hakkında şunları söyler: ?Şayet Allah indinde dünyanın kıymeti 
bir sivrisinek kanadı kadar değersiz olsaydı, kâfir olana o dünyadan bir içim su 
bile vermezdi.?[3] 
Halbuki meleğin hayvandan daha aşağı olması bir tarafa, onlarla beraber olması 
diye bir husus bile mevzuu bahis değildir. Melekler hakkında, onların 
şereflerini, kadr ve kıymetlerini bildiren ayetler ve hadisler vardır. Mü'min 
olabilmek için kendilerine inanmanın mecburi oluşu, Allah'ın emirlerini yerine 
getirmek için yaratılmış olmalar, insanlara daima iyi ve hayırlı fikirler ilham 
etmeleri, hatta bir kısmının Allah Teala ile konuşması, zikir ve ilim 
meclislerini ziyarette bulunmaları... gibi hususlar onların şeref ve şanlarına 
delalet eder. Onlara karşı düşmanlık ise küfürdür. Allah indinde kıymetsiz bir 
şey düşman olmanın küfür olması ise aklın, mantığın alacağı bir şey değildir. 
?Kim Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e, Mikail'e düşman olursa 
şüphesiz Allah da o gibi kâfirlerin düşmanıdır.? (Bakara: 2/98) ayeti bunu 
açıkça anlatmaktadır.[4] 
 
 
 
 
 
 
 
 
 [1] 
 Bu konudaki deliller ve yapılan tartışmalar için bk. el-Cürcani, 
 Şerhu'l-Mevakif: 3/216-220, İstanbul 1311 H; et-Taftazani, Şerhu'l-Mekasid: 
 2/146-149, İstanbul 1277; Ali Arslan Aydın, Şamil İslam Ansiklopedisi: 
 4/132. 
 
 
 
 
 
 
 [2] 
 Hud: 11/114; Furkan: 25/70; Al-I İmran: 134-136. 
 
 
 
 
 
 [3] 
 Tirmizi, Feyzü'l-Kadir: 5/328. 
 
 
 
 
 
 [4] 
 A. Lütfi Kazancı, İslam Akaidi, Marifet Yayınları: 101-105.




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.