Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kadının En Saygın, En Mübarek Konumu; Annelik
Kadının En Saygın 
 
Kadının En Saygın, En Mübarek Konumu; Annelik: 
 
 
Dinimiz ve fıtratımız anneye 
çok büyük bir yer vermiştir. Normal olarak erkeğin, kadına göre bazı konularda 
önceliği olduğu halde, annenin babadan daha öncelikli ve daha faziletli 
olduğunun sırrı buradadır. Kadın, erkeği faziletçe geçmek istiyorsa, anne 
olmalıdır. Yalnız, unutulmamalıdır ki, anne olmak, sadece çocuk dünyaya 
getirmekle olmaz. Çocuğuna sahip çıkmakla, onu güzelce yetiştirmekle annelik 
tamamlanmış olur. Babanın hakkı, dinimizde "bir" iken; annenin hakkı "üç"tür. 
Cennet, babaların değil; annelerin ayakları altına serilmiştir. Annelikle ilgili 
olarak, günümüzde giderek artan çalışan kadının, ne kadar annelik yapabildiği ve 
yapabileceği sorusu da önemlidir. Anne işte, çocuk kreşte. Hiçbir mamanın anne 
sütünün yerini tutamadığı gibi, hiçbir bakıcı da annenin yerini asla tutamaz. 
Hiçbir çocuk okulu, adına ana okulu da dense, ananın evdeki okulunun benzeri 
olamaz. Kendi evlâdını anne ve babası kadar kimse sevemeyeceği, dünya ve âhiret 
geleceğini düşünemeyeceği için de, anne ve baba gibi hoca ve öğretmen de 
bulunamaz. Öyleyse, haydi evlerimizi kurs, mektep, okul ve mescid yapmaya! 
Allah, ilk insan Âdem (a.s.)'i 
topraktan ve o bir nefisten eşini yaratmıştır (4/Nisâ, 1). Havvâ'sız Âdem 
eksiktir; Âdem'siz Havvâ'nın eksik olduğu gibi. Erkekle kadın birbirlerinin 
eksiklerini tamamlayan bir elmanın iki yarısı gibidirler. "Onlar (hanımlar) 
sizin için bir elbise; siz de onlar için bir elbisesiniz." (2/Bakara, 187). 
Elbise, hem ayıplarımızı kapatan, bizi zarar verecek dış etkenlerden koruyan bir 
sığınak, hem de hoşa giden bir süs olduğu gibi, takvâ ile de ilişkilidir (Bkz. 
7/A'râf, 26). Demek ki, kocası olmayan kadın çıplak olduğu gibi, karısı olmayan 
adam da çıplaktır. 
Aile; Nesep veya evlilikle bir 
araya gelmiş, ana-baba ve çocuklardan oluşan topluluk demektir. Büyük baba, 
nine, torunlar da aile tanımı içine girdiğinden onlarda ailenin bir 
parçasıdırlar. Kadın ve erkeğin birbirlerine karşı duydukları his, arzu, duygu, 
ve meyiller Sünnetullah gereğidir (3/Âl-i İmrân, 14). Allah Teâlâ insana, 
yaratılışındaki fıtrata uygun olarak bu duyguları vermiş, yalnız bu meyillerin 
tatmin yolunu da belli prensiplerle sınırlamıştır. Bu sınırlar, sünnete uygun 
evlenmelerdir. İslâm'a uygun olmayan evlenme ve ilişkilerle meyiller 
yasaklanmıştır. 
Evlilik, eşler arasında maddî 
ve mâevî tatmini sağladığından sükunet ve rahatlık unsurudur. Neslin devamı ve 
gelişebilmesi için evlilik müessesesine ihtiyaç vardır. Kur'an-ı Kerîm ve 
sünnet'de belirlendiği şekilde olmadıkça bir aile yuvası kurulmasından söz 
edilemeyeceği gibi, doğan çocukların da meşrû olacağı düşünülemez. 
İlk aileyi ilk insan Hz. Âdem 
(a.s.) ile Hz. Havva kurmuştur. O zamandan beri aile müessesesi olgunlaşmış ve 
gelişmiştir. Bununla beraber, toplumların, ekonomik durumun, iklimin etkisiyle 
çeşitli aile tipleri meydana gelmiştir. Aile ana-baba, çocuklar, biraz daha 
geniş anlamıyla karı-kocanın akrabasından oluşur. İslâm ailesinin kurulması için 
ilk şartı mümin bir erkekle mümine bir kadın olması, birbirleriyle sıhriyetin 
Kur'an'da yasaklananlardan olmaması gerekir. Kur'an'da, anne, baba, kızlar, 
oğullar, kardeşler, teyzeler ve yeğenlerle evlenmenin haramlığı ile süt 
kardeşler arasındaki evliliğin yasak olduğu hükme bağlanmıştır. Yine Kur'anî 
hükme göre hala ve amca ile evlenmek yasaktır. İslâm'ın getirdiği hükümler, iki 
kız kardeş ve hanımın yeğenini bir arada nikâhlamayı yasakladığı gibi, hanımın 
vefatından sonra bunların nikâhlanabileceğini de mümkün kılmıştır. Hala ve amca 
çocuklarının evlenmeleri ise helâl kılınmıştır. Çocukların eşleri ile 
kayınvalide, üvey anne ve üvey baba ile ve evli kadınlarla evlenmek haramdır 
(4/Nisâ, 23-24).




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.