Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
h) Kullanmaya elverişli (isti'mâlî) mal
h 
 
h) Kullanmaya elverişli (isti'mâlî) mal: 
 
 
 
Maddesi devam etmekle birlikte kendisinden 
yararlanılabilen şeyler. Gayrimenkuller, mefrûşât, kumaşlar, kitaplar gibi. 
 
Tüketime elverişli mallar, bu amaca hizmet eden 
karz ve âriyet verme gibi akitleri kabul ederken, kullanmaya elverişli mallar da 
yine kira ve âriyet verme gibi kullanmaya yönelik akitlere elverişli bulunurlar 
(el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi', V, 134, 208, 209, 234, 237; es-Serahsî, a.g.e., 
XI, 50, 52, XIV, 90; ez-Zühaylî, a.g.e., IV, 49, 55; Fahri Demir, a.g.e., 33 vd 
; Hamdi Döndüren, İslâm Hukukuna göre Alım-Satımda Kâr Hadleri, İstanbul 1983, 
s., 83 vd). (1) 
 
Mal kelimesi, ?meyl' kelimesinden türemiştir. 
?Meyl' sözlükte; denge noktasından sağa sola sapmak demektir. Sürekli değişen ve 
ölümsüz olmayan değerlere bu bakımdan ?mal' denilmiştir. Malın ana özelliği, 
devamlı değişmesi, sâbit olmaması ve ebedî (ölümsüz) olma özelliğinin 
bulunmamasıdır. ?Mal', insanın yaşayabilmesi ve ayakta kalabilmesi için bir 
vâsıtadır. İnsanı ayakta tutmak amacına yönelik olarak kullanılırsa bir anlam 
taşır. Eğer dünyalık değerlerin elde edilişi uğruna harcanırsa veya bu amaç için 
elde edilmeye çalışılırsa o zaman olumsuz bir anlam kazanır. 
 
Mal, esâsen insanların sahip olmak istedikleri, 
ihtiyaç için elde edebildikleri, biriktirilebilen, taşınabilir veya taşınamaz 
şeylerdir, varlıklardır. Mallar ve çocuklar dünya hayatının süsüdür (18/Kehf, 
46). Bunlar aynı zamanda birer fitnedir, yani insan için birer deneme 
alanıdırlar (64/Teğâbûn, 15; 3/Âl-i İmrân, 186). Mala sahip olma ile onu harcama 
yeri; onun kullanılış gâyesidir. Mallar, Allah'ın insanlara birer emânetidir. 
O'nun helâl kıldığı yoldan kazanılmalı ve o mal Allah'a varmak gâyesi için 
kullanılmalıdır. İnsan ölünce Rabbine kavuşacaktır. Öyleyse kendisine emânet 
olarak verilen malı, bu ?Son Varış/Meâd' anlayışı doğrultusunda harcamalıdır. 
Bir başka deyişle, mal insanın hayatını sürdürebilmesi için Yaratıcı tarafından 
insanın emrine verilen bir faydalanma aracıdır. İnsan bu aracı güzel bir yoldan 
elde etmeli ve emânetin asıl sahibinin gösterdiği gibi kullanmalı, bu şekilde 
hem dünya hem âhiret mutluluğuna ulaşmalıdır. Mal, insanın sonsuz hayattaki 
durumuna kesinlikle etki edecektir. 
 
Allah, insanlara ellerindeki malı O'nun yolunda 
?infak' etmeyi emretmektedir. Bu, hem toplum dengesi, hem insanın mala karşı 
aşırı ilgisinin törpülenmesi, hem de insanların ihtiyaçlarının karşılanması 
açısından son derece önemlidir. Dünyadaki mallar ve zenginlikler, insanlar için 
süslü kılındı (3/Âl-i İmrân, 14). Bütün mallar dünya hayatının süsüdür, ama asıl 
varılacak yer Allah'ın huzurudur. İnsan bu yüzden malı ve dünyalıkları çok sever 
(89/Fecr, 20). Kimileri de malının çokluğundan dolayı övünür, kibir gösterir 
(18/Kehf, 34; 34/Sebe', 35). Ancak malı olduğu halde, Allah'a hakkıyla kulluk 
yapmayan, Allah'a karşı ?istikbâr' eden azgınları (bağîleri), malları ve 
evlâtları kurtaramayacaktır (92/Leyl, 11; 111/Mesed, 2; 58/Mücâdele, 17). 
 
Malın insan hakkında daha faydalı olabilmesi 
için onun Allah yolunda harcanması gerekmektedir (4/Nisâ, 95; 8/Enfâl, 72; 9/Tevbe, 
20). Bu harcamanın en güzel şekli, gerekli kimselere zekât vermektir (6/En'âm, 
141; 30/Rûm, 38). Mal konusu, müslümanların en önemli meselelerinden biridir. 
Malı helâldan kazanmak kadar, ona ilgiyi dengeli tutmak, onu gerekli yerlere 
harcamak, onunla insanlara faydalı olmak, onun peşinden sürüklenip gitmemek ve 
onunla şımarıp istiğnâ (zengin oldum) duygusuna kapılmamak önemli şeylerdir. 
İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın, bir gün ölecektir ve malından ayrılacaktır. 
Kişi, mal üzerinde yalnızca nöbetçilik yapmaktadır. Öyleyse bu nöbetçilik ve 
emanetçilik iyi yapılmalıdır. 
 
?Mal bir kahpeye benzer; bir gün attarın evinde 
bir gün baytarın evinde olur.? (Râgıp el-Isfehânî, Müfredat 726). Mal kazanmak, 
servet sahibi olmak, o maldan faydalanmak mubahtır (helâldir). Zekâtı ancak malı 
olanlar verebilir. Malı olanlar Allah yolunda daha çok harcama yapabilirler. 
Hakkıyla elde edilen bir zenginlik daha iyidir. Ancak mü'min, Allah'ın büyüklüğü 
karşısında ?fakr' duygusu içerisinde olmalı, yani yetersizliğini, her şeyin 
Allah'ın olduğunu bilmeli. Peygamberimiz (s.a.s.), müslümanların mal fitnesiyle 
karşılaşacaklarını haber veriyor (İbn Mâce, Fiten 18, hadis no: 3995; Tirmizî, 
Zühd 26, Hadis no: 2336). Âhirette de mal mülk değil, ancak selim kalbe sahip 
olmak fayda verecektir (26/Şuarâ, 88). (2) 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.