Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Denizlerdeki Durum..

Denizlerdeki Durum

Denizlerdeki Durum

Durum, denizlerdeki gıdalar
için de yukarıda anlatılana benzer. Denizlerde yosunlar ve deniz bitkileriyle
geçinen küçük canlılar, onlarla geçinen balıklar ve diğer suda yaşayan
varlıklar, onlarla geçinen daha büyükleri ve daha da büyükleri... Ve büyüklerle
geçinen daha küçükleri. Bütün bu gıda bulma hali evrenin tek rezzâkı Allah'ın,
yarattıklarını doyurmak için kurduğu mekanizmanın ârızasız işleyişi sayesinde
imkân dahiline girmektedir. Allah'ın, Kur'an'da belirttiği yarattıklarının
rızkını tekeffül etmesi (üzerine alması), bu harika nizamın uygulanışı ile
canlanıp tahakkuk etmektedir.
Yalnız bu konuda unutmamak
gerekir ki, insanlar, yeryüzünde Allah'ın halifesi olarak yaratılmışlardır.
Türlerin azalıp çoğalmasında veya yok oluşunda gücünü ıslaha da ifsada da
kullanabilen halifelik yetenekleriyle donatılan insanların müessir rol oynama
imkânı sözkonusudur. ?İnsanların kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde
fesad çıktı, düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın;
belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler." (30/Rûm, 41)
Bütün canlı ve bitkiler
Allah'ın yaratması ile varlık kazanmışlardır. Bu çeşitli bitki ve canlıları
ondan başkasının meydana getirmesi mümkün değildir. Her bitki ve canlı ancak
kendi tohumu ile vücuda gelir. Aralarındaki ilişkiler ve harika nizam, bütün
canlıların bir düzenleyicisi, bir Rabbı ve bir Razzâk'ı bulunduğunda şüpheye yer
bırakmayacak mükemmeliyettedir. Dolayısıyla bütün mahlukat, Allah'ın
yaratmasıyla varlık kazandıkları gibi; O'nun rızıklandırması ile hayatlarını
devam ettirebilmektedirler. İnsan, bu yaratılanlar dışında başka bir şey bulup
ortaya koyabiliyor mu? Allah'ın dışında gözde büyütülen, korkulan, tanrı
yerine konulan, tapılanlar, bırakın bütün evrendeki canlıları beslemeyi, bir
canlı yaratabiliyor mu? ?Ey insanlar! Size bir misal verildi; Şimdi onu
dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız, o maksatla bir araya gelseler
bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, onu da geri
alamazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de!? (22/Hac, 73) Bütün
varlıkların Allah'ın yaratmasıyla meydana geldiklerini bildiğimize göre, ne
suretle olursa olsun rızıklanmamızın da, yarattıklarının hiç birini rızıksız
bırakmayan Allah'ın lütfu olduğunu kabule mecburuz. Rızıkların hayatımızı devam
ettirmede, güç ve enerjimiz üzerinde faydaları yanında şeklen güzellikleri,
lezzet olarak da tadlarını düşündüğümüzde, Rabbımız ve Razzâk'ımızın ne kadar
cömert olduğunu anlamış oluruz. Nimetlerin lezzetini anlatmak, güzelliklerini
anlatmak-tan daha zordur. Âhiret nimetlerinin özellikleri ve oradaki rızıkların
güzellikleri ise, aklımızın, hayalimizin ulaşamayacağı kadar muhteşem!
Canlıya besin teşkil eden
gıdaların, sindirim organlarınca asimile edilerek o canlının hayatının devamını
sağladığını biliyoruz. Kullanılan gıda artıkları, canlı için zehir durumuna
gelmiştir. Onun için dışkı ve idrar şeklinde dışarı atılır. Canlı için zehir
haline gelerek bozulan bu maddeler, bitkiler için besin maddesidir. Toprağı
bereketlendirir. İnsanlar ve hayvanlar amonyak ve tuzlarından azotlu maddeler
meydana getiremezler. Fakat bazı bakteriler uzviyyete girer, amonyaktan uzvî
azotlu birleşikler yaparlar. Mikroplar telef olduktan sonra albüminlerinden
insan ve hayvanlar istifade ederler. Vitaminlerden bir kısmı da bu sayede
oluşurlar. Bunlar öyle ince ve girift hesapların neticesidir ki, hiç birinin
tesadüfler sonucu rast gele meydana gelmiş şeyler olduğu iddia edilemez.
Bütün bunlar, bu düzeni çok
ince bir hesapla kuran ve koruyan bir Yaratıcı'yı, bir Rabb ve Razzâk'ı
isbatlıyor. Yoksa bu iş, dünya yaratılalıdan beri nizam bozulmadan yürümez, bir
yerde durur ve her şeyin yokluğu, canlıların açlıktan telef olduğu görülürdü.
İşler o kadar ustalıklı ve mükemmel ayarlanmış ve tertiplenmiş ki,
öğrenince hayran kalmamak mümkün olmuyor. Bir tür canlı için sevilmeyen veya
zararlı olan, diğerinin talip olduğu gıda oluyor; onu alıp faydalanıyor. Birinin
dışarı attığı atık ve artık maddeler, diğerinin aradığı maddeyi teşkil ediyor.
Onu alıp istifade ettikten sonra, diğeri için tasfiye edilmiş, arıtılmış bir
halde istifadesine sunuyor. Bunlar ne kadar hoş ve ilginç şeyler, ne muhteşem
işler! Ne kadar da güzel işliyor. Sen ne büyüksün ya Rabbi!