Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Vesâyet Akdinin Meydana Gelme Şartları 1- Vasî İle İlgili Şartlar
Vesâyet Akdinin Meydana Gelme Şartları 
 
Vesâyet Akdinin Meydana Gelme Şartları: 
 
 
 
1- 
Vasî İle İlgili Şartlar: 
 
 
 
Vasînin; akıllı, ergin, hür, 
adaletli, ehliyetsizin işlerini yürütebilecek güç ve tecrübeye sahip olması, 
güvenilir ve Müslüman olması gerekir. Bu yüzden çocuk, gayri müslim veya malı 
telef edeceğinden korkulan bir fâsık vasî tayin edilse hâkim bu tayini iptal 
ederek, ehil olanını atayabilir. Ancak bunların hâkim kararına kadar yapacağı 
tasarruflar geçerli olur. Diğer yandan vasî tayin edildikten sonra çocuk ergin, 
gayri müslim Müslüman olsa veya fâsık tevbe etmiş bulunsa artık hâkim bunları 
vasîlikten azledemez. 
 
İslâm devletinin tebealığını kabul 
etmiş olan ehl-i kitabın (zimmî) bir Müslümanı vasî tayin etmesi geçerlidir. 
Nitekim vekil tayin etmesi de böyledir. Ancak zimmînin miras malları arasında 
şarap veya domuz gibi Müslümanlarca değeri olmayan bir mal bulunursa, Müslüman 
vasînin, bunların satışını sağlamak için güvenilir bir zimmîyi vekil tayin 
etmesi gerekir. Bu, Hanefilerin görüşüdür. İmam Şâfiî'ye göre böyle bir vesâyet 
sözleşmesi geçerli değildir. Çünkü din ayrılığı Müslümanın zimmîden miras 
almasına engel olduğu gibi, onun zimmîye vasî olmasına da engel teşkil eder. Bir 
zimmî ise Müslümana vasî olamaz. Onun Müslümana vasî olamayışı, kâfirin Müslüman 
üzerinde velâyet yetkisinin bulunmayışı yüzündendir. Çünkü zimmî bu konuda 
haksızlık yağma ithamı altındadır. Kur'ân-ı Kerîm'de Müslümanların işlerini 
gayri müslimlere bırakmamalarını bildiren çeşitli âyetler vardır. Bazıları 
şunlardır: 
 
"Allah mü'minlerin aleyhine 
kafirlere hiçbir yol vermeyecektir." 
(4/Nisâ, 141). 
 
"Ey iman edenler! Sizden 
olmayanları sakın dost edinmeyin. Onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar. 
Sizin sıkıntıya düşmenizi isterler. Kinleri ağızlarından dökülür, sinelerinin 
gizlediği ise daha büyüktür." 
(3/Âl-i İmrân, 118). 
 
"Ey iman edenler! Mü'minleri 
bırakıp da kâfirleri dost ve idareci edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık 
bir delil mi vermek istiyorsunuz?" 
(4/Nisâ, 144). 
 
"Ey iman edenler! Yahudi ve 
Hristiyanları dost ve idareci edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden 
kim onları dost edinirse, şüphesiz onlardan olur. Şüphesiz Allah zâlim topluluğu 
hidayete erdirmez." (5/Mâide, 
51) 
 
Küfür ehlinden olunca en yakın 
hısımların bile bir mü'min üzerinde velâyet veya vesâyet hakkı bulunmaz. Âyette 
şöyle buyurulur: 
 
"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana 
tercih ediyorlarsa, bazılarınızı ve kardeşlerinizi dost ve idareci edinmeyin. 
Sizden kim onları dost ve idareci (velî) edinirse işte onlar, zâlimlerin ta 
kendileridir." (9/Tevbe, 
23) 
 
Diğer yandan vasînin erkek olması 
ve gözlerinin görmesi şart değildir. Bu yüzden kadın da küçüklerin ve akıl 
hastası gibi eksik ehliyetlilerin vasîsi olarak tayin edilebilir. Çünkü, o 
şahitlik yapma ehliyetine sahiptir. Nitekim Hz. Ömer (r.a) kızı için Hz. Hafsa 
(ö. 41/244)'yı vasî tayin etmiştir (Dârimî, Vesâyâ, 41). Hatta küçük çocuklar 
için annenin vasî yapılması başka kadınlardan daha uygundur. 
 
Birden çok kişinin vasî tayin 
edilmesi de caizdir. Bunların birlikte veya ayrı zamanlarda belirlenmesi de 
mümkündür. Bu durumda iki vasîden birisi tek başına tasarrufta bulunamaz. Ancak 
vasî tayin edenin icazet vermesi durumu müstesnadır (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, 
V, 496. vd.; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletüh, Dimaşk,1405/1985, VIII,134, 
135). 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.