Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Kur'ân-ı Kerim'de Vasiyet Kavramı

Kur

Kur'ân-ı Kerim'de Vasiyet Kavramı

Vasiyet kelimesi (v-s-y ve türevleri) Kur'ân-ı
Kerim'de 32 yerde geçer.

"Birinize ölüm geldiği zaman, eğer
bir hayır bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek,
Allah'tan korkanlar üzere bir borçtur. Kim bunu işittikten ve kabullendikten
sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. Şüphesiz Allah (her
şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir. Her kim, vasiyet edenin haksızlığa yahut
günaha meyletmesinden endişe eder de (ilgililerin) aralarını bulursa kendisine
günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok da merhamet edendir.?
(2/Bakara, 180-182)

"Sana yetimlerin durumunu sorarlar. De ki:
Onların işlerini düzeltmek, kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onları aranıza
alırsanız onlar sizin din kardeşinizdir. Allah bozguncuyu, islah edenden
ayırdetmesini bilir. Eğer Allah dileseydi sizi zor durumda bırakırdı. Şüphesiz
Allah her şeye gâlib, tam hüküm ve hikmet sahibidir."
(2/Bakara, 220)

?İçinizden ölüp de dul eşler bırakan kimselere
gelince; onlar, eşlerinin evlerinden çıkarılmadan bir yıla kadar bıraktıkları
terikeden faydalanmaları husûsunda vasiyet etsinler. Eğer o kadınlar,
kendiliklerinden çıkıp giderlerse, iyilikle kendileri hakkında yaptıklarından
size bir günah yoktur. Allah azîzdir, hakîmdir.?
(2/Bakara, 240)

"Ey iman edenler! Sizden
olmayanları sakın dost ve sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük yapmaktan geri
durmazlar. Sizin sıkıntıya düşmenizi isterler. Kinleri ağızlarından dökülür,
sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür."
(3/Âl-i İmrân, 118)

"Yetimleri erginlik çağına
gelinceye kadar yetiştirip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz,
mallarını kendilerine verin."
(4/Nisâ, 6)

"Allah mü'minlerin aleyhine
kafirlere hiçbir yol vermeyecektir."
(4/Nisâ, 141)

"Ey iman edenler! Mü'minleri
bırakıp da kâfirleri dost ve idareci edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık
bir delil mi vermek istiyorsunuz?"
(4/Nisâ, 144)

"Ey iman edenler! Yahudi ve
Hristiyanları dost ve idareci edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden
kim onları dost edinirse, şüphesiz onlardan olur. Şüphesiz Allah zâlim topluluğu
hidayete erdirmez." (5/Mâide,
51)

"Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca
vasiyet esnâsında içinizden iki adâlet sahibi kişi aranızda şâhitlik etsin.
Yahut seferde iken başınıza ölüm musîbeti gelmişse sizden olmayan, başka iki
kişi (şâhit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şâhidi namazdan sonra alıkor,
'bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akrba (menfaatine) de
olsa; Allah (için yaptığımız) şâhitliği gizlemeyeceğiz, (aksini yaparsak) bu
takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz' diye Allah üzerine yemin
ettirirsiniz." ( 5/Mâide, 106)

"Ey iman edenler! Eğer küfrü imana
tercih ediyorlarsa, bazılarınızı ve kardeşlerinizi dost ve idareci edinmeyin.
Sizden kim onları dost ve idareci (velî) edinirse işte onlar, zâlimlerin ta
kendileridir." (9/Tevbe,
23)

"Rabbi ona (İbrâhim'e): 'Müslüman ol' demiş, o
da: 'âlemlerin Rabbine boyun eğdim' demişti. Bunu İbrâhim de kendi oğullarına
vasiyet etti, Ya'kub da: 'Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. O
halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi)."
(2/Bakara, 132)

"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır.
Sizden önce kendilerine Kitap verilenlere ve size 'Allah'tan korkun' diye
tavsiye ettik/emrettik (vassaynâ). Eğer inkâr ederseniz biliniz ki, göklerde ve
yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Allah hudutsuz zengindir, ziyâdesiyle övgüye
lâyıktır." (4/Nisâ, 131)

"Onlar (kâfirler) birbirleriyle çekişip dururken
kendilerini apansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar. İşte o anda
onlar ne bir vasiyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. Nihayet
sûra üfürülecek..." (36/Yâsin, 49-51)

"Allah ile beraber başka bir ilâh/tanrı
edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. İşte
böylece, onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde hemen: 'O, bir
büyücüdür veya delidir' dediler. Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi
ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur."
(51/Zâriyât, 51-53)