Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Alış-Verişleri
Alış 
 
Alış-Verişleri: 
 
 
 
O'nun peygamberlik öncesinde ve 
sonrasında hem Mekke ve hem de Medine'deki ticarî muâmeleleri hakkında geniş 
mâlûmât vardır. rivâyetlerde alımlarından bahsedildiği gibi satış işlerine de 
yer verilmiştir. Peygamberliğin gelişi ile Hicretin vukuuna kadar satımdan çok 
alım akdi yaptığı bilinir. Medine'ye hicretinden sonra ise satış muâmeleleri 
oldukça az olup bunlardan sadece üç tanesine hadis metinlerinde yer verilmiştir. 
Alışlarına ise hayli fazla diyebileceğimiz örnekler verilir. 
 
Hz. Peygamber, hicretten sonra 
bazen vekil aracılığıyla, bazen de kendisi başkalarına vekâleten ticaret 
yapmıştır. Ama iş hayatının çoğunda kendisi vekiller kullanmıştır. Rehin 
karşılığında veya rehinsiz borç alır, peşin veya borçla mal alırdı. Ölen 
insanların borçlarının ödenmesine de kefil olurdu. Gelirinden sadaka/zekât 
verdiği bir miktar toprağı vardı. Peygamberlik gelmeden önce birçok ticarî iş 
yaptığı halde, İlâhî mesajın kendisine tevdî edilmesinden sonra bu işler devamlı 
azalma çizgisi göstermiştir. Medine'ye hicretinden sonra çok az satış yaparken, 
birçok alım yapmıştır. Hicretten sonra birçok kişiden borç almıştı. Ama çok 
cömert bir borçlu idi; zira iyi niyet ve teşekkür belirtisi olarak her zaman 
borcundan fazlasını geri öderdi ve ayrıca o kişiye; "Allah evini ve servetini 
korusun. Borç için hediye, Allah rızâsı ve borcun geri alınmasıdır" şeklinde 
duâ ederdi (Zâdu'l-Meâd) 
 
Bir defasında birisinden kırk sâ'/ölçek 
borç almıştı. Adam daha sonra muhtaç duruma düşünce Rasûlullah (s.a.s.)'a 
gelerek alacağını istedi. Adam bir şey söyleyecekken Rasûlullah (s.a.s.): 
"İyilikten başka hiçbir şey söyleme; çünkü borcunu ödeme bakımından ben 
borçluların en iyisiyim" diyerek kırk sâ' borcuna karşılık, kırk sâ' da onun 
iyi niyetine teşekkür şeklinde bir jest olarak seksen sâ' ödemiştir. Yine bir 
gün bir deve satın almıştı. Devenin sahibi sonradan gelerek, çok kaba sözlerle 
parasını isteyince, ashâb hemen onu yakaladı. Fakat Hz. Peygamber: "Onu 
bırakın. Bir hakkın sahibinin (yani alacaklının) konuşmaya hakkı vardır" 
buyurdu ve borç aldığı deveden daha değerli bir deve verdi. Adam: "Bana borcunu 
tam ödedin, Allah da sana ödesin" dedi. Bunun üzerine Allah'ın Rasûlü: "En 
hayırlınız, borcunu en iyi ödeyendir." Buyurdu. (Buhârî, İstikrâz 4,6, 7, 
13; Müslim, Müsâkat 118-122, hadis no: 1600, 1601). Bir seferinde ise aldığı 
malın karşılığın ödeyecek parası yoktu. Sonra o malı satarak kârını Benî 
Muttalib'in dullarına harcadı ve "bundan sonra karşılığını ödeyecek param 
oluncaya kadar hiçbir şey satın almayacağım" (Ahmed bin Hanbel, I/235, 323; 
Ebû Dâvud) buyurdu. Başka bir gün, bir alacaklısı oldukça sert sözlerle 
alacağını isteyince Hz. Ömer onun üzerine yürüdü. Peygamberimiz (s.a.s.): "Ey 
Ömer, dur! Benden borcumu ödememi, ondan da sabırlı olmasını istemen daha doğru 
olur" buyurdu (Zâdu'l-Meâd). 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.