Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Maîşet Temini Açısından Ticâretin Önemi
Maîşet Temini Açısından Ticâretin Önemi 
 
Maîşet Temini Açısından Ticâretin 
Önemi: 
 
 
 
İslâm'da rızık temin etmenin en 
faziletli yolu cihad'tan (ganimetten) sonra ticarettir. Sonra ziraat ve sonra da 
zanaattır. Bütün bu rızık temin etme yollarında alış-veriş işlemi sözkonusu 
olmaktadır. 
 
İnsanlara hizmet anlayışıyla 
yapılan bu mânâdaki ticareti İslâm hem meşrû hem de makbûl saymıştır. Ticaret 
hakkında Allah'u Teâlâ şöyle buyurur: "Allah, ticareti helâl, ribâyı da haram 
kıldı." (2/Bakara, 275). Devrinin en güvenilir tâciri olan Peygamberimiz de 
bu konuda şöyle der: "Güvenilir, doğru ve müslüman tâcir, kıyamet günü 
şehidlerle beraberdir." (İbn-i Mâce, Ticârât, 1). Hadîs-i Şerîfi de dürüst 
ticaretin sahibine ne kadar sevap kazandıracağını belirtmektedir. 
 
İslâm'a göre ticaret; değerli olan 
bir malı, değerli olan bir diğer mal veya para karşılığında değiştirmektir. 
Dinimizin ticarette gözettiği gaye, her ne pahasına olursa olsun kazanmak değil, 
insanlara, ihtiyaçları olan faydalı eşyayı temin ederek hizmette bulunmak, bu 
vesîle ile de normal, meşrû bir kazanç sağlamaktır. Meşrû bir ticarette şu 
özellikler bulunmalıdır: 
 
1) 
Alan ve satanın rızası, 
 
2) 
Karşılıklı iyi niyet ve dürüstlük, 
 
3) 
Ticaretin, taraflardan birine veya başkalarına zarar vermemesi. 
 
Ticarette bulunması gereken bu 
vasıfları Kur'an şöyle zikreder; 
 
"Ey îman edenler! birbirinizin 
mallarını haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yeyin, (haram 
ile) nefsinizi mahvetmeyin. Allah şüphesiz size merhamet eder. Bunu, kim aşırı 
giderek haksızlıkla yaparsa onu ateşe sokacağız. Bu, Allah'a kolaydır." 
(4/Nisâ, 29-30). 
 
Hz. Muhammed (s.a.s.) Peygamber 
olduğu zaman Hicaz'da Arapların çoğu ticaretle uğraşıyordu. Peygamber (s.a.s.) 
vahiy gereği olarak düzenleyici bazı hükümler getirerek dürüst bir piyasanın 
teşekkülünü sağladı. Peygamberimiz, kendisi örnek bir tüccar olduğu gibi, 
ashâbına ve tüm müslümanlara ticaretle ilgili çeşitli tavsiye ve emirlerde de 
bulunmuştu. İşte onlardan bazıları: 
 
"Ticarette çok yemin etmekten 
sakının. Çünkü yemin sürümü artırır, fakat bereketi yok eder." 
(Müslim, Müsakat, 27). 
 
"Allah'ın rahmeti, satarken, 
alırken ve iddiâ ederken yumuşak olan kimseyedir." 
(Buhârî) buyurmuştur. Yine 
Buhârî'nin rivâyet ettiği bir hadiste şöyle buyrulur: "Alışverişte yemin, 
malın sürümünü arttırsa bile, hakikatte kazancın bereketini giderir." 
(Müslim, Müsâkat, 131, 133, İman 117; Buhârî, Büyû' 26) 
 
Ebû Zer'den rivâyet edildiği üzere 
Rasûlullah (s.a.s.): "Üç sınıf vardır ki kıyâmet gününde Allah Teâlâ bunlara 
iltifat buyurmaz, yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz; onlar için can 
yakıcı bir azâp vardır" buyurdu. Peygamberimiz, hüsrânda kalanlardan 
birinin, "malını yalan yere yemin ederek satan" olduğunu belirtmiştir 
(Müslim). Yine Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizden önce bir adam 
vardı. Bir melek onun ruhunu almaya geldi. Melek ona; 'hayatında hiç iyilik edip 
etmediğini' sordu. O da bilmediğini söyledi. Düşünmesi söylendiğinde, ihtiyacı 
olanlara borç verdiğini, zenginlere ödemeleri için zaman tanıdığını, fakirlerin 
borcunu ise affettiğini söyledi. Bunu üzerine Cennete götürüldü." (Buhârî, 
Büyû' 18, Enbiyâ 50; Müslim, Müsâkat 31, hadis no: 1562; Nesâî, Büyû' 104). 
Bir diğer hadiste de şöyle buyrulur: "Dürüst ve güvenilir tâcir 
peygamberler, sıddâklar ve şehidlerle beraberdir." (İbn Mâce, Ticârât 1) 
"Kıyâmet gününde tüccarlar kötüler olarak dirilecektir; Allah'tan 
korkanlar, dürüstler ve hakikati konuşanlar hâriç" (Tirmizî, İbn Mâce, 
Dârimî) 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.