Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Kesb; Çalışıp Kazanma .
Kesb 
 
Kesb; Çalışıp Kazanma 
 
 
 
Kesb; Toplamak, aramak, kazanmak anlamlarını 
dile getirir. Kelam ilminde, insan iradesinin fiili üzerindeki etkisiyle 
sorumluluğa neden olan yönelişine verilen isimdir. 
 
Kesb kelimesi Kur'an'da üç anlamda kullanılır. 
"Allah sizi yeminlerinizdeki yanılmadan dolayı sorumlu tutmaz. Sizi 
kalplerinizin kesbettiklerinden (kazandıklarından) sorumlu tutar..." 
(2/Bakara, 225) âyetinde kesb, kalbin akdi ve azmi anlamına gelmektedir. "Ey 
iman edenler, kesbettiklerinizin (kazandıklarınızın) ve sizin için yerden 
çıkardıklarımızın helal ve iyisinden harcayın..." (2/Bakara, 267) âyetindeki 
kesb, ticaretle elde edilen kazancı dile getirir. "Kendi kesbinizin 
(yaptığınızın) cezâsı olan azabı tadın" (2/Bakara, 286) âyetinde ise kesb, 
çalışma ve amel anlamında kullanılmaktadır. Kelime buradaki anlamlarından yola 
çıkılarak Kelâm'da kişinin irâdesinin kendisine sorumluluk kazandıracak 
yönelişini dile getirmek üzere kullanılmıştır. 
 
Kesb kelimesi, mal gibi maddî 
kazançlar için kullanıldığı gibi, ilim gibi, hayır veya şer gibi mânevî 
kazançlar için de kullanılır. Sadedinde olduğumuz bölümde daha ziyade maddî kesb, 
maişetimiz için dünyevî kazanç kastedilmektedir. Dinimiz, âhirete öncelik 
verilmesini esas almış ise de (93/Duhâ, 4), müntesiplerinden dünyayı ihmal 
etmemelerini de talep eder. Dünyanın ihmal edilmemesi, maddî kesbe yer verilmesi 
demektir. Dilimizde "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi 
âhiret için çalış" şeklinde şöhret yapan bir hadis, farklı şekillerde Rasûlullah 
(s.a.s.)'dan rivâyet edilmiştir. Suyûtî'nin Câmiu's-Sağîr'de kaydettiği bir 
veçhi şöyle "Hiç ölmeyeceğini zanneden kişi gibi (dünya için) çalış, yarın 
öleceğinden korkan kimse gibi de (dünyaya bağlanmaktan) kaçın." Bu hadisten, 
"dünyaya karşı ulemânın verdiği cevaplardan biri şöyle: "Eğer insan ebedî 
yaşayacağını bilirse dünyaya hırsı azalır ve bilir ki, arzu ettiği dünyalık, onu 
talepteki hırs ve koşuşturmayı bir kenara bıraksa bile elinden kaçıcı değildir. 
Şöyle der: "Dünyalığımı bugün kaçırsam bile yarın elde ederim, nasıl olsa ben 
ebedî yaşayacağım." Bu sebeple Rasûlullah: "Dünyalık hususunda ebedî 
yaşayacağını zanneden kimsenin ameliyle amel et, dünya işleri için hırslı olma" 
buyurulmuştur." Bu te'vile göre, hadis hoş bir metod ve tatlı bir lafızla 
dünyalık talebinde teenni ve hafifliğe teşvik etmiş olmaktadır. Hadis, diğer 
taraftan âhiret ameliyle ilgili olarak da, -hadisin zahirinde görüldüğü üzere- 
"yarın öleceğini zanneden kimsenin gayretiyle gayret göster" irşadında bulunmuş 
olmaktadır. Ancak şunu da bilmemizde gerek var: Kur'ân-ı Kerîm, "Ailene 
namazı emret!" (20/Tâha 132) açıklığında bir emirle dünya işlerine teşvîke 
yer vermez. "Namaz kıl!", "Oruç tut!", "Zekât ver!", "Âhiret 
dünyadan daha hayırlıdır" gibi pek çok irşatlarla ibâdet hayatımızla ilgili 
açık emirlerde bulunduğu halde, insanları iş hayatına ve dünyevî kazanca teşvîk 
edici sarîh emirlerde bulunmaz. Fakat bu, Kur'ân'da o meselenin yer almadığı 
mânâsına da gelmez. Biz bu meselenin zihinlerde yanlış yer etmemesi için, 
kazançla ilgili olan bu bölüme girerken, çocuk terbiyesinde meslekî formasyon 
işinin Kur'ân'da nasıl ele alındığını aydınlatan bir tahlilimizi kaydediyoruz. 
Mevzu geldikçe ifade ettiğimiz üzere, bir kere daha ifade edelim: İslâm'a göre, 
bugünkü temel eğitim dediğimiz farz-ı ayn ilimler meyanında bir meslek öğretimi 
de yer alır. Aşağıdaki tahlilimiz, Kur'ân-ı Kerîm'in bu meseleye dolaylı bir 
üslupla yer verdiğini göstermekle kalmayacak, bunu dolaylı ele alışının 
sebeplerini de belirtecektir: 
 
 




 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.
 e-posta adresimize mail atabilirsiniz.