Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Târiz Yoluyla Söylenen Yalana Benzer İfadeler

Târiz Yoluyla Söylenen Yalana Benzer İfadeler

Târiz Yoluyla
Söylenen Yalana Benzer İfadeler

Seleften nakledildiğine göre,
gerektiği zaman târiz yoluyla konuşmak, insanı yalanın günahından kurtarabilir.
Hz. Ömer (r.a.). "târiz yoluyla konuşmakta, insanı yalandan kurtaran bir taraf
vardır" demiştir. Bundan maksat, insan yalan söylemeye mecbur kaldığı vakit, îmâ
ve târiz yollu sözlerle onu atlatmaktır. Zarûret olmadığı zaman, târiz yoluyla
konuşmak da câiz değildir. Bu konu istismar edilmemeli, yalana köprü
yapılmamalıdır. Borcuna sâdık olmayan bir kimse borç isteyince onu darıltmadan
geri çevirmek için, "cebimde beş kuruş yok" demek gibi, karşıdaki insanın farklı
anlayacağı, fakat ağızdan çıkan sözün aslında gerçeğe ters olmadığı, yalana
benzeyen sözler târiz olarak değerlendirilir. İbrâhim Nehâî, kendisini ilimden
ve hayırdan alıkoyacak sevmediği bir adam kapıya geldiği zaman, hizmetçisine
şöyle tenbih ederdi: "Benim için, 'burada değil' deme; 'dur, mescide bir
bakayım, onu arayayım' de." Şa'bî de, sevmediği biri kendisini aradığı zaman,
hemen bir daire çizer ve hizmetçisine, "parmağını bu dairenin içine koy ve
'burada değil' de" diye târiz yollu ifade kullandırırdı.
Bütün bu ve benzeri yollar,
ihtiyaç halinde başvurulan sâlim yollardır. Zarûret olmadıkça bunlara
başvurulmaz, câiz değildir. Zira bunlar, her ne kadar açıkça yalan değillerse
de, yalanı arttıran ve ona benzeyen şeylerdir ve mecbur olunmadıkça, bu tür
şeylere mürâcaat, mekruhtur. Fakat, normal durumlarda da, târiz yoluyla yalana
benzer söz söylemek, açık yalan söylemekten, günah ve azap bakımından daha
hafiftir. Târizler, açık yalan gibi olmadığından, hafif sebeplerden dolayı mubah
olabilirler. Şaka ile başkasının gönlünü hoş etmek gibi. Peygamber Efendimiz,
şaka ile de olsa hiç yalan söylememiş ve şaka ile de olsa yalana müsâade
etmemiştir. Ama güzel nükteler, şakalar yapmıştır: Bir adam için "gözünde beyaz
olan adam", bir başkasına (her büyük devenin de, aslında bir devenin yavrusu
olduğunu kastederek); "seni deve yavrusuna bindireyim" buyurması, ihtiyar bir
kadına "cennete ihtiyarlar gitmeyecektir" demesi, sonra bunu, "gençleşerek
gideceklerdir" diye açıklaması gibi.
Günlük hayatta yalana sık
rastlanırken; yine yalana benzer, ama câiz de olmayan veya en azından riskli
ifâdelere de çok şâhit olunmaktadır. Şaka ile söylenen yalanlar,
mübâlağalı/abartılı anlatımlar, kibarlık ve alışkanlık gereği söylenilen ve
adına beyaz yalan denilen sözler (karnı açken, davet edildiği sofraya oturmamak
için, kibarlık veya utangaçlıktan dolayı "ben tokum" veya "iştahım yok" demek
gibi, "Nasılsın?" sorusuna verilen bazı cevaplar gibi, "saat kaç?" sorusuna çoğu
cevap gibi). Bazen içeriğine katılmadığı halde, muhâtabın bir konuşmayı
dinlediğini belirtmek için ?evet? dediği veya arada bir kafasını salladığı olur.
Bunlar da tasdik anlamına ve anlatılanın onaylandığı hükmüne gelebilir. Bütün bu
ve benzeri durumları iyi tahlil etmek, yalanla ilgisini tesbit etmek
gerekmektedir. Bunların bazısı, açık yalan, bazısı yalanla doğru arası bir söz
veya fâsıklığa girmeyen yalan grubundan ya da târiz grubuna dâhil olabilir.
Kişinin muhâtabına; "seni on defa aradım", "ben sana bunu yüz kere dedim"
demesi; bununla sayıyı değil mübâlağayı anlatmak istemesi gibi; eğer kişi,
sadece bir defa aramış veya söylemiş ise, bu durumda sözü yalan olur; ama birkaç
kez aramışsa, bu sözüyle günahkâr olmaz.