Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular
Ümmet
Ümmet 
 
 
Ümmet: 
 
 
"Ümmet", anne anlamına gelen "ümm" 
kelimesinden türemiştir. "Ümm", ana demektir. Bir şeyin meydana gelmesine, 
terbiyesine, ıslahına veya başlangıcına temel olan köküne verilen isimdir. 
Kur'an'da geçen ?ümmü'l kitap-kitabın anası', ?Levh-i Mahfuz' yerine 
kullanılmıştır (43/Zuhruf, 1-4; 85/Bürûc, 22; 56/Vâkıa, 78). Bütün ilimlerin 
oluşumu ona nisbet edilir, bütün ilimlerin kaynağı odur. "Ümm" kelimesi, 
Kur'an'da kelime anlamıyla hem anne, hem de ana (mecaz olarak), asıl, temel, 
uygun karşılık anlamlarında geçmektedir. 
"Ümmet", sözlükte, cemaat nesil 
veya topluluk demektir; çoğulu "ümem"dir. Aslında ?ümmet' kelimesi bir 
çoğunluğu, bir cemaatı ifade ederken; ?ümem' kelimesi; çoğulun çoğulu gibidir. 
Ümmet, kavram olarak, kendi irâdeleriyle veya bir zorunluluk sonucunda aynı 
yerde, aynı zamanda veya aynı dine uymak sûretiyle bir arada yaşayan insan 
topluluğudur. Bu tanımdan hareketle birçok müslüman âlime göre, ?ümmet' 
kelimesiyle "İslâm'a inanan topluluklar" kast edilmiştir. 
Ümmet kelimesinin Kur'an'ın 
bazı âyetlerinde ?topluluk' anlamında kullanıldığını görüyoruz: ?Sizden, 
hayra çağıran, ma'rûfu (iyiliği) emreden, münkeri (kötülüğü) önleyen bir ?ümmet' 
(topluluk-cemaat) olsun?? (3/Âl-i İmrân, 104. Aynı kullanılış için yine bkz. 
3/Âl-i İmrân, 113; 5/Mâide, 66; 7/A'râf, 159, 164, 181; 28/Kasas, 23). Kur'ân-ı 
Kerim ?ümmet' kavramını farklı topluluklar için kullanmaktadır. Sözgelimi, 
?Yerde debelenen hiç bir canlı ve iki kanadıyla uçan hiç bir kuş yoktur ki, 
sizin gibi ümmetler olmasın?? (6/En'âm, 38) âyetinde olduğu gibi hayvanlar 
ve kuşlar da birer ümmettir. Peygamberimiz (s.a.s.) de, köpeğin ve karıncanın 
bile bir ümmet (topluluk) olduğunu belirtir (Müslim, Selâm 38, hadis no: 2241, 
4/1759; İbn Mâce, Sayd 2, hadis no: 3205, 2/1069) 
İslâm ümmeti, insanlığın 
hidâyet önderidir. "Ümmet" kavramı, bir diğer deyişle ?imam' kelimesinden 
alınmış çoğul bir isimdir ki, çeşitli insan gruplarına önder olan ve kendisine 
uyulan cemaat demektir. Yani bir imamın (önderin) başkanlığı altında sağlam bir 
topluluk oluşturup, düzenli bir şekilde faâliyette bulunan ve diğer insanlara 
önderlik yapabilen bir topluluktur. Bu topluluk iman üzere olduğu gibi; küfür 
üzere de olabilir. Faâliyetleri sâlih amel de olabilir; fitne ve fesat da 
olabilir. Kişilere göre ?imam-önder' hangi konumda ise, gruplara-topluluklara 
göre de ?ümmet' o konumdadır. Ümmet, kuvvetli bir önderlik kurumunun yönetimi 
altında bir araya gelen topluluktur. O topluluğun fertleri inanç ve gâye 
yönünden bir köke, bir asıla bağlıdırlar. 
Ümmet kavramı, kendine has bir 
dine sahip olan kimse anlamına da gelir. ?Hakikaten İbrahim başlı başına bir 
ümmet idi ve Allah'a itaat ederdi.? (16/Nahl, 120). Hz. Peygamberimiz, 
İslâm'dan önce yaşamış ve imanla ölmüş Kuss bin Saide'nin de tek başına bir 
ümmet olarak diriltileceğini açıklıyor. (nak. K. Sitte 3/367). 
Ümmet, aynı yer ve zamanda, 
aynı dine bağlı insanların oluşturduğu topluluk anlamında Kur'an'da sık sık 
geçmektedir. Aslında insanlar başlangıçta tek bir ümmet idi. Allah'ın gönderdiği 
peygamberler onların sorunlarını çözüyorlardı. Ancak daha sonradan aralarındaki 
bağy (taşkınlık) yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Farklı farklı dinler uydurdular 
ve farklı ümmetler haline geldiler (2/Bakara, 213; Ayrıca bkz. 10/Yûnus, 19). 
 



