Kavramlar Ansiklopedisi | Kategoriler | Konular

Sihir Tesiri

Sihir Tesiri


Sihir Tesiri:



İslam âlimleri
bidayetten beri, çok değişik şekillerde tezahür etse de insan ruhunun bazı
hâricî âmillerle tesir altına alınabileceğini kabul ederler. Bu tesirlerin
sûiniyete mebnî olarak fâsıklar tarafından hasıl edilen bütün çeşitlerini sihir
kelimesiyle ifade ederler.

Sihrin varlığına delalet
eden Kur'ânî âyetler var. Hz. Mûsa'nın Firavun'la olan mücadelesi bir noktada
sihirmucize karşılaşmasına dökülür.[1]


Yine Kur'an'da anlatılan
Hârut ve Mârut adında iki meleğin sihir öğretme vak'ası da sihir hadisesini
kabule zorlayan Kur'ânî bir delil olmaktadır:

"...Fakat o şeytanlar
kafirlerdir ki insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Hârut ve Mârut'a
indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki melek): "Biz ancak
fitneyiz (imtihan için gönderildik), sakın (sihir, büyü yapıp da) kâfir olma"
demedikçe hiç bir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. İşte onlardan (o iki melekten)
koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki (sihirbazlar),
Allah'ın izni olmadıkça onunla hiçbir kimseye zarar verici değillerdir. Onlar
ise kendilerini zarara sokacak, onlara faide vermeyecek şeyleri öğretiyorlardı.
Andolsun, onlar muhakkak biliyorlardı ki, onu (sihri) satın alan (ona revaç
veren) kimsenin âhiretten hiçbir nasibi yoktur. Onlar kendilerini cidden ne kötü
şey mukabilinde sattıklarını bilmiş olsalardı" (Bakara 102).

Bu âyetin meâli şüphesiz
bir çok sualleri beraberinde getirecektir. Sözgelimi, bu meleklerin öğrettiği
şey vahiy nev'inden mi, ilham nev'inden mi idi? Âlimler, herkesin mazhar
olabileceği ilham nev'inden olduğunu belirtirler, çünkü onlar Cebrâil gibi vahiy
getiren meleklerden değildir.

Öğretilenlerin
mahiyetine gelince, Elmalılı merhum bunların yaratılış sırlarından bazı harika
ve garip şeyler olduğunu, bunlar esas itibariyle şerr olmayıp, şerre de müsait
bulunduklarını, meleklerin öğrenenlere bu bilgilerin şerde kullanılmalarının
küfür olacağını belirterek "sakın şerde kullanmayın" dediklerini belirtir. Öyle
ise Bâbil halkına meleklerin öğrettiği şeyler hadd-i zatında sihir değildir,
fakat sihir olarak kullanılabilecek şeylerdir. Ne var ki, sihir olarak
kullanılmaları mahz-ı küfürdür. Bu küfrî mahiyetleri sebebiyle âyette bunların
sihir olduğu ifade edilmiştir. Gerçekten de hemen hemen her ilim böyledir,
aslında hepsi muhteremdir, ama kötüye de kullanılarak şerre âlet edilebilir.
İlim ne kadar harika, ince ve herkesin kavrayamayacağı kadar yüksek olursa,
şerre ve fitneye âlet edilme ihtimali de o nisbette fazla olur. Bu sebepledir
ki, hak dini isbat ve diğer ilimler bahane edilerek âlemde ne kadar küfürler,
mel'anetler işlenip hayra kullanılırsa zehirlerden ilaç elde edilir, şerre
kullanılırsa ilaçlardan zehirler hâsıl edilir. Bu durumu gözönüne alan müslüman
âlimi hiçbir ilmi "şerdir, haramdır" diye damgalamamışlardır. Hatta,
belirteceğimiz üzere sihri bile öğrenmek şerr ve haram sayılmamıştır. Sihri kötü
maksadlarda kullanmak haramdır, yasaktır.

Âyet-i kerîme, Hârut ve
Mârut'a öğretilen ilmi de mutlak olarak haram îlan etmemiştir. Kötüye
kullanılmasını haram etmiştir. Öyle ise sihir amelî bir ilimdir, şerr ve tezvir
san'atıdır. Bu amel bazı hakiki ilimlere mütevakkıf olabilir. Ve bu ilimlerin
kötüye kullanılmasıyla mezmum olan sihir hasıl edilir.

Öyle ise sihir, şeytânî
bir ameldir ve iki farklı asla dayanmaktadır:

1-
Şeytanların uydurdukları eracif denen[2]
hakikatsız aldatmacadır.

2-
Bâbildeki gibi, özü ve aslı melekî olan bazı hakîkî ilimlere ve garip sanatlara
dayanan harikalardır.

Âyetin hatıra
getirebileceği diğer bir husus "Melekler sihir öğretir mi?" sorusudur. Yapılan
açıklamalardan anlaşılacağı üzere, melek nefsinde bâtıl olan sihir öğretmez,
fakat meleğin hayır maksadıyla öğrettiği gerçek ilim, kötü niyetli kimseler
tarafından şerde ve fesadda kullanılabilir. Hârut ve Mârut'un öğrettikleri de
böyledir. Aslında onlar sihir öğretmemişler, sihre alet edilebilecek gerçek ilim
öğretmişlerdir.

Elmalılı merhum,
sadedinde olduğumuz âyetle ilgili açıklamayı şöyle noktalar: "...Karı ile
kocasını ayıranlar, bu kadar kuvvetli bir râbıtayı ictimaiyeyi kıranlar, bir
hey'et-i ictimaiyyeye neler yapmazlar? Komşular, hemşehriler beyninde neler
yapmazlar? Efrâd-ı milleti birbirlerine mi düşürmez, hükümet ile tebaasının
arasını mı açmaz, ihtilaller mi çıkarmazlar? Âyet bu noktada bize gösteriyor ki,
sihrin en büyük te'siri ruhlar üzerindedir, fikirleri bozar, kalpleri çeler,
ahlakı berbat, cemiyetleri perişan eder. Binaenaleyh sihrin aslı yoktur diye
aldanmamalıdır. Ve böyle sihirlerden sakınmalıdır."[3]








[1] A'raf:
7/109-120, Yûnus: 36/81, Şuara: 26/49, Kamer: 54/2.





[2]
Erâcîf, urcûfe'nin
cem'idir.
Urcufe uydurma söz, yalan haber demektir. Çoğunlukla erâcîf diye cemî halde
kullanılır.





[3]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/84-86.

SİHİR-BÜYÜ..
Büyünün İçyüzü.
Sözlük ve Şer'i Tanımı
Sihir Harikulade midir?.
Büyü Çeşitleri
Geçmiş Toplumlarda Büyü
Yahudilikte Büyü
Batı Dünyasında Büyü
İslam'da Büyü
Sihir; Anlam ve Mâhiyeti
Kur'an-ı Kerim'de Sihir Kavramı
Hadis-i Şeriflerde Sihir
Sihrin Tarihçesi
a- Eski Yunan ve Romalılarda Büyü
b- Bâbillilerde Büyü
c- Eski Mısır'da Sihir
d- Hz. Süleyman Döneminde Sihir
e- Hz. Peygamber Döneminde Büyü
f- Eski Türklerde Büyü
Şimdiki Türklerde
Amacı ve Hedefleri Açısından Büyü Çeşitleri 1- Ak Büyü (Koruyucu Büyü)
2- Kara Büyü
3- Aktif Büyü
4- Pasif Büyü
5- Temas Büyüsü
6- Taklit Büyüsü
Hangi Yollarla Sihir Ortaya Konulur?.
Büyünün Etkisi Var mıdır?.
Eski ve Modern Büyünün Etkisi İçin Bir Örnek Karı-Koca Arasını Ayırmak
Hârut ve Mârut Hârut ve Mârut'un Öğrettikleri Neydi?.
Hârut ve Mârut'la İlgili Tefsirlerdeki İsrâiliyat Örnekleri Hârut ve Mârut'un Kim Olduklarıyla İlgili Rivâyetler
Yeryüzüne İndirilen İki Meleğin Mâcerâsı
Hârut ve Mârut Nasıl Bir Cezâya Çarptırıldılar?.
Olayın Geçtiği Yer
Rivâyetlerin Tahlili
Cinlerin İnsanların Emrine Girmesi Mümkün müdür?.
Cinler Kaybolan Ya da Çalınan Şeyleri Bilebilir mi?.
Hz. Peygamber'e Büyü Yapıldı mı?.
Peygamberimiz'e Sihir Yapılmadığına, Yapılmışsa Tesir Etmediğine Dair Deliller
Cin; Mâhiyeti ve Hakkındaki İstismarlar, Yanlış Kabuller
Sihrin ve Büyücünün Hükmü
Ruh Çağırma
Fal ve Falcılık
Sihir/Büyü
Nazarlık, Nal, Muska vb. Kullanmak
Uğursuz Saymak
Uğurlu Saymak
Ve Günümüz
Sihir/Büyü ile İlgili Bazı Kavramlar
ŞA'BEZE-ŞA'VEZE-HOKKABAZLIK..
KEHANET-KAHİN.. Tanımı
Hz. Muhammed'in ve Davetinin Kahinlikle Bir İlgisi Yoktur
Kâhinler Yalan Uydururlar
MEDİTASYON..
ÜFÜRÜKÇÜLÜK..
MÜNECCİMLİK..
FAL-FALCILIK.. Tanımı
Kur'an ve Sünnette Fal
Burç ve Yıldız Falı
HALKA VE İP TAKMAK..
NAZAR BONCUĞU VE MUSKA TAKMAK..
Sihir Tesiri
Sihrin Çeşitleri
1- "Keldânîlerin Sihri
2- Ashâb-ı Evhamın Ve Kuvvetli Nefislerin Sihri
3- Arzdaki Ruhlardan Yardım Görerek Yapılan Sihir
4- Tahayyülât Ve Gözbağlama Denen Sihir Çeşidi
5- Çeşitli Sanat Oyunlarına Dayanarak Yapılan Aletlerin Yardımıyla Ortaya Konan Acayip İşler
6- Bazı İlaç, Ot Ve Cisimlerin Kimyevi Hassalarından İstifade Ederek Yapılan Sihir
7- Kalbi Bağlamak Sûretiyle Sihir
8- Koğuculuk, Gammazlık, Kışkırtıcılık Gibi Gizli Tezvirat, Şantaj Vs. Akla Gelebilecek Yollar
9- Çağdaş Sihir Ve İki Sûrenin Mesajı
Sihrin Hükmü
Sihri Câiz Kılan Şartlar
Sihir - Mûcize ? Keramet
Sihrin Kapasitesi
Kehânet
Kehânetin Hükmü